Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


BİR YASTIKTA


Derlerdi ki; Sivas, Sivas olalı böyle bir soğukla daha karşılaşmadı. 
İşte o sene tam da bu günlerde, akşamdan bindiğimiz otobüs şehre girmeden son mola yerinde durmuş, henüz ağarmamış günün ilk çayını yudumlamak üzere ablamla aşağı inmiştik. Çayın, ağzımızda buruk bir tat bırakan demi bir taraftan, karın, yüzümüzü uyuşturan soğuğu diğer yandan, bir de Hasretinle Yandı Gönlüm türküsüyle radyodan gelen Seha Okuş’un sesi, demek ki insanın içine ilk gurbetlik ve ayrılık duygusu böyle çökermiş, gözlerimizi saklamıştık. 
Evi yerleştirmek, çekidüzen vermek üzere Sivas’a gelmiştik, Ali bizi otogarda karşılamış, ilk evimize götürmüştü, bir hafta sonra düğünümüz olacaktı, o zamanlar oraya iş yapıyorlardı, bir süreliğine buraya yerleşecektik ve besmeleyle, sağ ayağımızla kapıdan içeri girmiştik. 
Daha o zamana kadar ailesinden ve şehrinden hiç ayrılmamış, ailesinin en küçüğü, yol bilmez-iz bilmezi, eli sıcak sudan soğuk suya değmemişi, üniversite, çalışma hayatı derken mutfağa girmemişi; ben, her şeyi ardımda bırakıp bu şehirde ve bu evde yaşayacaktım, gece bir süre uyku tutmamıştı. 
Ertesi sabah ise salondan giren güneş, mutfaktan gelen simit kokusu, ilk çaydanlığımızla demlenmiş çay, rahmetli annemin çeyizime alıp koyduğu bardaklar ve geleceğe umutla bakan bir çift yürekle sevginin ısıttığı bu evde uyanmıştık ve o gün, sonraki yaşantımızın bir izdüşümü olmuştu. 
20-Ocak-1991
O kapıdan birlikte adım atışımızın üzerinden 29 yıl geçmiş. 
Düşünüyorum da,
Benim, üzeri kızarıp kabarınca pişmiş sandığım ama fırından çıkartıp da ters çevirdiğimde altının hamur kaldığını gördüğüm kekin nasıl pişirildiğini, Ali’nin, 1 kilo alıp geldiği defne yapraklarını aslında gramla alması gerektiğini öğrendiğimiz,
Hayatımız boyunca alacağımız kararların artık ortak olduğunu anladığımız, benden, bize dönüştüğümüz, bir lokmayı paylaştığımız, iyi günün, kötü günün anlamını kavradığımız, hastalıkta, sağlıkta el ele tutuştuğumuz, omuz omuza verdiğimiz, 
Bir ailenin temellerinin atıldığı, her ne olursa olsun saygının, sevginin korunduğu, aslında bir değil iki ömre sığan ama o iki ömürden bir olunduğu, onca yıla rağmen pek çok şeyin dün tadında yaşandığı, her ânının ayrı bir deneyim sayıldığı, yokuş yukarı çıkarken birlikte nefeslenildiği, 
Çocuklar olduktan sonra aile olmanın keyfinin ve mutluluğunun daha bir ayrıcalıklı yaşandığı, gelecek hayallerinin bundan böyle daima dört kişi olarak kurulduğu, bu sorumluluğun idrakiyle daha sağlam durulduğu, kimi zaman uykuların yitirildiği, çoğu zaman da şükredildiği, 
Acısıyla, tatlısıyla hayatı birlikte sevdiğimiz ve birlikte hayatı sevdiğimiz nice güzel zamanlar yaşadık. 
Büyükler, bir yastıkta kocamanın öneminden bahsederlerdi ve eskiden yeni evlenenlere tek ve uzun bir yastık yapılır, o yastıkta kocamaları dilenirdi. İşte biz de birbirimizin ağaran saçlarının şahidi olduğumuz bu yıllar boyunca bir yastıkta kocamanın ne mutluluk verici olduğunu keşfettik. 
Darısı çok daha uzun yıllara, sağlıkla, huzurla. 
 

Perihan Ayşe Arıkoğlu
14.01.2020 17:16:02
Zeynep'cim amin amin amin...Darısı daha uzun yıllar birlikte , sağlık ve huzurla....

YAZARLAR

  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00