Zaman zaman, insanlarla paylaşılmasını düşündüğümüz bir haber alıp bizi uzaklara götürür. Düşünce oklavamızın yufka ekmek gibi açtığı bu haberleri sıçrama taşı olarak kullanarak, varacağımız yere varmak isteriz. Yankılanır durur duyarlılık dalgalarımız arasındaki kıyılara. Tekilden tümele, bireyden topluma, azdan çoğula köpükleriyle yayılır durur. Amacımız insanlara ulaşması, erişimci bir aşama gerçekleştirmesi.
İşte şöyle bir haber?
Sıkışır kalır gazete sayfa aralarındaki küçücük yerlere, hem de açacağı nice parantez varken?
?Eşcinseller için yanacak? (Posta-s.1-07.03.2016)
Hollanda´nın ilk ?eşcinsel trafik ışığı? Utrech kentinde eşcinseller için yanacakmış. Yeşil ışıkta iki erkek el ele tutuşup yürüyecek, kırmızı ışıkta ise el ele tuştan iki bayan duracak. Gökkuşağı rengine boyanan yaya geçidinin biraz ilerisine de, pembe ışığın bulunduğu bir trafik lambası konacakmış? Vayy bee özgürlüğe, demokrasiye bakın siz. Lezbiyene, gaya, biseksüele selamını çakıyor Utrech Belediyesi.
Şaka bir yana diyeceğimi sanmayın lütfen?
İsveç ve Hollanda gibi çok az sayıda Avrupa ülkesi bu konuda samimi davranıyor ve hatta bizim düşünce tarzımıza göre, ?Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol? vurgusunu da nesnel olarkA yaşamlarına enjekte etmişler bile.
Hollanda ve İsveç gibi demokrasi ve insan haklarının olduğu ülkeler Suriyeli göçmenlere tanıdığı geniş haklar yüzünden AB´nin de şimşeklerini üzerlerine çekiyorlardır kuşkusuz. Ama bir yandan da AB´yi eleştiriyorlar?
AB´ye gelince? Birkaç milyar dolarla, zehirli bir atık gibi Suriyeli göçmenleri Türkiye´de hapsetmeyi ve Türkiye´nin 1960 Roma Antlaşması´yla, uzun yıllardan beri hakkı olduğu Serbest Dolaşım´ı, Schengen maskesi altında Türkiye´ye sunmayı lûtufkâr bir marifet sayan AB´yi de merhamet gösterisi gereği gıyabında bir güzel alkışlamak gerekir herhalde!..
Hepsi hepsi de Hollanda deyince yiğit Adanalı Veli ağabeyi hatırlarız hep. Yetmiş beşlerde Hamburg´daki bekârhaneme teşrif etmişti. Duvardaki Yılmaz Güney´in hayatını anlatan Hürriyet gazetesi haberini de öyle derin okumuştu ki. Her neyse? Amsterdam´da bir yerlerdeki oturduğu ahşap binanın üçüncü katında yangın çıkınca, iki çocuğunu kucağına alıp atlamış yola Veli abi. Öyle kolay değil tabii? İki ayağını da birden kesmişler. Sinirlenmiş, asabi olmuş? Yaşıyorsa Allah selamet versin.
*(28.03.2016)
