Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


BİR GÜNÜN MANZARASI


Sabah ayazını yumuşatan güneşin yüzünü gösterdiği saatlerde yürüyüşteyiz. Yağmurdan ıslanmış toprak hafifçe kurumaya yüz tutmuş, ağaçların gölgesi kıyıya vurmuş, mavi ve yeşil o en güzel tonuna bürünmüş, insanlar Pazar huzurunu yanına almış.

Bir baba iki kızına birden nehrin üzerinde uçuşan bembeyaz martıları gösteriyor. Üç - beş genç tırtıla benzer salıncağa binmiş, neşeyle sallanıyor. Müziğini kulaklık yerine elinde taşıdığı küçük teypten dinlemeyi tercih eden adam, bu defa şarkıya kendisi de bağırarak eşlik ediyor. Yufka ekmek, çökelek gibi tadını özlediğimiz ne varsa satış tezgâhına dizen yaşlı teyze, sımsıcak bir sesle geleni geçeni selamlıyor.

Öğlene doğru, güneşin, yerini bulutlara terk ettiği saatlerde bir yakınımızı ziyaret etmek amacıyla hastanedeyiz. Kocaman iki asansör hasta yakınlarıyla dolmuş, açık renk koridorlara sessizlik sinmiş, ilaç kokusu etrafa yayılmış.

Aralık kalmış kapının ardındaki bir hasta, pencereden gökyüzüne bakıyor. Bastonundan güç alan bir beyefendi, elinde nergis, oda numarası arıyor. Beyaz meleklerden birisi, serum şişesiyle koşturuyor.

Öğleden sonra, yağmur damlaları yere inmeye başlamışken bir film izlemek üzere ? o saatlerde orada olmayı asla tercih etmesem de -  alışveriş merkezindeyiz. İnsanlar akın akın gelmiş, kalabalıktan dolayı oksijen azalmış, uğultu ve gürültü herkesi yormuş.

Çoluk-çocuk, genç-yaşlı kalabalığın arasından kendine bir yol bulup ilerliyor. Sinemada, hemen yanımdaki koltuğa oturan dede, bıkmadan, usanmadan torununu cevaplıyor. Filmde geçen bir replik, Bizim için bazen tek mesele kazanmak oluyor. Öyle olunca da bir yarışı kazanınca ve kaybedersek diye diğer bir yarışa başlamak istemiyoruz. Ama bu bana şunu öğretti: Şampiyon olmak demek bir gün kaybedeceğini bildiğin halde koşmaya devam etmektir diyor.

Akşam ise iki lokma atıştırmak için bir restorandayız. Hava, iyiden iyiye kararmış. Soğuk, kendini göstermiş. Evlerine dönmeden önce insanlar, bir çorbanın sıcağında buluşmuş.

İlkokul çağındaki oğlunu karşısına oturtmuş bir anne, elinde telefon oyalanıyor. Oğlu ise tabletinden seçtiği bir oyunu oynuyor. Karşımdaki masada üç kişilik ailenin babası ve oğlu, masanın altında telefonlarını kurcalıyor. Hanımefendi sessiz, tek başına etrafı izliyor. Yan masadaki iki sevgili birbirlerine telefonlarından bir şeyler gösteriyor.

Temiz havaya kendimizi attığımızda bir gün daha neredeyse sonlanmış. O günün sonunda insan manzaraları beynime kazınmış.

Yaşamın bir şekilde akıp geçtiği düşüncesi bir kez daha yüzümü okşayıp, yüreğimde kendine bir yer buluyor. Ve çok iyi biliyorum ki o yaşamın içinde yer alan her ne varsa bize dair oluyor.

Yakaladıklarımız, yakalamak için çabaladıklarımız, kaçırdıklarımız, biriktirdiklerimiz, tutunduklarımız.

Güne ilk uyandığımızda pencereye vuran ışık, perdeyi araladığımızda gördüğümüz manzara, doğanın sesindeki ahenk, saksıdaki çiçeklerin yaprağından fışkıran can, rastladığımız insanlar, onların ruhundan kopup gelenler ya da bizde anlam bulan her şey. O anki mutluluklarla sahiplenilen veya boş vermişliklerle kaçırıldığının farkına varılmayan bir hayat.

Nihayet gece yastığa başımı koyarken, o hayatın neresinde olursak olalım, geriye kalanında yaşayabileceklerimizin bile bir şans, bir fırsat, bir hediye olduğu düşüncesi yine aklımdaki yerini koruyor.

Yılın son haftalarını karşılıyorken, bu yaşamın bizim olduğunu, nasıl yaşamak istediğimizin de geriye kalanı oluşturduğunu düşünün istiyorum.

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00