Bu; ?bizim neyimize Demokrasi halkın çoğunluğu cahil? söylemi çoktandır var. Neredeyse 100 yıldan fazla. Hatta daha da eski. İkinci meşrutiyette 2. Abdülhamit´in ?Hürriyet iyi bir şey değildir fakir fukarayı zehirler? dediği rivayet edilir. Demokrasi bir türlü sindirilememiştir. Sanıyorum bin yıllar süren ?kulluk? toplumun genlerine işlemiş. Burada söz ettiğim ?kulluk? tanrıya kulluk değil, padişaha, ağaya, beye, valiye, jandarmaya ve benzeri otorite veya otoritenin temsilcilerine ?kulluk??
Toplumun içinde oldum olası bir otorite özlemi olagelmiştir. İsmet Paşa 1950 yılında kavgasız gürültüsüz iktidardan çekilince en çok şaşıranlar Demokrat Partililer ve onların liderleri olmuştur. Çok iyi bir örnek olmasına karşın bu hareketi bir zayıflık göstergesi olarak almışlar ve İsmet Paşa´ya saldırdıkça saldırmışlardır. Kendileri de TBMM grup toplantılarında ?siz isterseniz hilafeti bile geri getirirsiniz? diyerek bilinçaltlarındaki özlemlerini dile getirmekten geri durmamışlardır.
Aynı duygu ve özlemi hasbelkader ellerine geçirdikleri parti genel başkanlığı koltuğundan bile vazgeçemeyen liderciklerde de görmekteyiz.
AKP 2002 yılının kasım ayında hükümet olarak çoğunluğu ele geçirdikten sonra her zaman bu tek lider özlemini dile getirip savundu? Önceleri küçük çaplı Anayasa ihlalleriyle uygulamaya koyulan sistem, halkoylamaları ile gerçekleştirilen Anayasa değişiklikleriyle, bölüm bölüm yaşama geçirilmiş ve son olarak 2018 halkoylamasıyla Türkiye Cumhuriyeti yönetim ve idare hukuku bakımından tümüyle değiştirilmiştir. Artık Türkiye Cumhuriyeti başkanlık sistemiyle yönetilmektedir?
?Milliyetçi Hareket tek başkan tek meclis sistemini savunur. Çağımız kuvvetli adil ve hızlı icra çağıdır. Türk milleti, dünya imparatorlukları kurduğu devirlerde kuvvetli adil ve hızlı icra sistemini uygulamıştır, kuvvetli ve hızlı icra, icra gücünün tek elde toplanmasıyla mümkündür. Bunun için tarih ve töremize uygun olarak başkanlık sistemini savunuyoruz. İcrayı cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık olarak ikiye ayıramayız?.?
Bu bölümü Alpaslan Türkeş´in 1979 yılında yayınladığı Temel Görüşler kitabından aldım. Herhalde MHP´nin ve Genel Başkanı´nın büyük bir özveriyle savundukları bu sistemin temel kaynağı bu okuduğumuz satırlar olmalı?
Pekiii nedir bu Beka? Satır aralarında sokuşturulduğu kadarıyla Türkiye Devletinin bekası imiş gibi görünüyor. Devlet Bey de, Tayyip Bey de devletin bekasını ima ediyorlar. Her türden dini ve milli değerleri çok da kötü kullanarak ödümüzü koparıyorlar! Eğer bu yerel seçimlerde AKP-MHP işbirliği zaferle çıkamazsa devlet kalmayacak mış! Bana kalırsa böyle bir olasılık görünmüyor. Ama gerçekten bir Beka sorunu var: Bu sorun Devletin değil sistemin bekası sorunudur. Çoğumuzun, özellikle Kemal Bey ve ekibinin farkında olmadığı beka sorunu bu!
Tayyip Bey´le Devlet Bey´in ortaklaşa telaşları Haziran 2018 den bu yana uygulamaya çalıştıkları ?Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin? bekası, sorun haline gelmiş durumda. Ekonomik kriz, başarısız ve güdümlü dış politika, işsizlik ve açlık ve bir türlü şahlanamayan borç sarmalında bir ekonomi ve ülke!
Ve gerçekleştirilemeyen ?kuvvetli adil ve hızlı icra !?
Belki ?kuvvetli? ler ama adil ve hızlı olmadıkları somut olarak ortada.
