Mahmut TEBERİK- AYRAÇ


Ben, Sen, O. Biz, Siz, Onlar


Sen,?sen? oldun!

Dev aynasında gördün kendini. Çevrendeki insanları ya yolunacak kaz ya da korkulacak biri olarak gördün. Bu bakış açısıyla kurdun bütün insan ilişkilerini. Yolunacakları yoldun, soydun, soğana çevirdin. Korkulacaklardan ise hızla uzaklaşarak korudun kendini.

Ben ise ?ben? oldum.

Şişirdim egomu. Yaşamımın odağında kendi şahsi çıkarlarım vardı. Benim için toplum, ülke ve insanlığın yararları değil, hep cebim vardı, işyerimdeki kasam vardı.

Aslında ikimizde aynıydık. Sen bir yandan ben bir yandan kemiriyorduk toplumu. Kene gibi yapışmış, kanını emiyorduk. Din, vatan, millet, bayrak, bizim amacımıza giden yolda kullandığımız araçlardı.

En çok kullandığımız, manipüle ettiğimiz kavram ise dindi. Çünkü bu toplum o şekilde eğitilmişti. Ortadoğu coğrafyasında hemen her konuda kendi çıkarlarımız için fetva verebilecek bezirgânlar eksik değildi.

?Üretimde güçler kimin elindeyse, din, felsefe, inançlar, güçlünün gücünü korumak üzere var olur. Üretim ilişkileri alt yapıyı, kültür, din, vb. değerler ve inançlar üst yapıyı oluştururlar.?

Alt yapı bizde olduğuna göre üst yapı ve onu temsil eden sözcüleri de tabi ki bizim çıkarlarımızı kollayacak, bizim kılıcımızı sallayacaklardı.

Sen ve ben, kendi dışımızda hiç kimseyi düşünmeden, bencil olarak gereksinimlerimizi karşılamaya odaklanarak ?ben merkezli´, yani ?bireyci? olduk.

Bu düzenin işleyişini çok iyi kavrayıp özümsemiş, içselleştirmiştik. Bunlar yetmezdi. Biz ayrıca kötüydük, hem şöyle böyle değil, çok kötüydük. Bizim gücümüzün, başarımızın, soyup soğana çevirmemizin nedeni buydu.

Bu düzende aslında iki kesim vardı: Ezenler-ezilenler, sömürenler-sömürülenler,düzenler-düzülenler.

Ezenler, piramidin en tepesinde yer alan kan emicilerdi ve kendi aralarında gruplara ayrılmıştı.

Birinci grup kravatlı eşkıyalardı. Bunlar devleti arkasına almış ve toplumun yüzde birini oluşturan kesimdi. Devlet; yasalarıyla, yargısıyla, kolluk kuvvetleriyle bunların hizmetinde idi.

İkinciler; silah, uyuşturucu, kadın ticareti yapan uğursuzlardı.

Üçüncüler ise; birinci ve ikincilere destek olan, onların pisliklerini temizleyen ve karşılığında da ücretini alan siyaset, yargı, bürokrat ve kolluk kuvvetlerinin içinde yuvalanmış kesimlerdi. Acınacak halleri vardı bu grubun.

Ezilenler ise, söylemeye dilim varmıyor ama acınacak haldeydiler. Ülkemizde yoksulluk sınırı 2.000 lira, açlık sınırı ise 4.800 liradır. Asgari ücret ise 1.405 liradır. Başka söze hacet var mı?

Bu kesimleri kandırmak ise gayet kolay.

Nasıl mı?

Daha dün AKP Genel Başkanı ERDOĞAN: ?Biz demokratız, cumhuriyetçiyiz, devrimciyiz, muhafazakarız? dedi. Birbiriyle uyuşmayan, hiç benzeşmeyen dört tane kavramı torba yasa misali karıştırdı, bir güzel salata yaptı ve ezilenlere yedirdi.

Diyanet işleri başkanı devrede, Cübbeli devrede. Hatiboğlu akşam sabah televizyonlarda ağlıyor.

Ben demiyorum, Diyanet İşleri Eski BaşkanıProf. Ali BARDAKOĞLU diyor:

?Çalışma, üretme, hak, hukuk, adalet, bir toplumun kalkınması, özgürlüğün korunması için bir şeyler yaparsanız gelişirsiniz.

İslam dini dünyada yaşansın diye gönderildi, ahirette değil. Müslümanlar dünya-ahiret dengesini yitirdiler.

Reytingi en yüksek programlar en çok menkıbenin anlatıldığı, en çok gözyaşının döküldüğü programlar. Din artık melankoli ve gözyaşı olarak sunuluyor ve algılanıyor. Hazreti Muhammed´in hayatını öyle bir anlatıyorlar ki, öyle bir hayatın örnek alınması ve yaşanması mümkün değil.

Dinini gizemli, esrarengiz bir din olarak sunanlar, asılsız kutsallıklar üretenler aslında kendi din ticaretleri için müşteri artırımı peşindeler.

Bizim din anlayışımız sığlaştı. Dindarlığı dar bir alana hapsettik. Müslümanlar şeklen dindarlaştıkça, dünyevileşmesi de artıyor. İslam, seccadeni ser, ibadetle ömrünü geçir demiyor.?

Ama niyedir bilmiyorum. İçimde derinden derine, inceden inceye bir sızı var. Herhalde bir parça insanlık kalmış içimde ki ?biz? olmayı daha çok seviyorum.

?Sen? ve ?ben?, ?O?nu ya da onları da yanımıza alarak bir türlü ?biz? olamadık.

?O?nuya da onları sürekli dışladık, görmezden geldik, yok saydık.

Benler kendi aramızda bir araya gelip biz olduk.

Senler, kendi aranızda siz oldunuz.

?Onlar?ıise hep dışladık, ötekileştirdik, adam yerine koymadık.

Bir türlü buluşamadık ortak paydada.

Oysa ne güzel olurdu, beraber üretsek, beraber paylaşsak. Yarin yanağından gayri her şeyde, her yerde beraber olabilseydik.

Olmasaydı aramızda kulluk, tebalık.

Her insan onuruyla, gururuyla, öz saygısıyla yaşasaydı bu dünyada. Birey olma ve ait olma duygusunu yaşayabilseydi doyasıya.

19 Haziran 2017.

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,17% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2243,92% 0,03
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00