PROF. DR. FİKRİ AKDENİZ - BİLİM DÜNYASI


BATI UYGARLIĞININ (MEDENİYETİNİN) DOĞUDAN GELEN KÖKLERİ (2)

Doğudaki ekonomik dinamizmin tarihini bilmemiz ve Doğunun, Batının yükselişindeki hayati rolünü yeniden canlandırmamız gerekiyor.


Doğunun kenarda bırakılması çok anlamlı bir suskunluk oluşturuyor çünkü üç temel noktayı gizliyor:
1)Doğu MS 500 yılından bu yana kendi ekonomik gelişimine etkin bir şekilde öncülük ediyor.
2)Doğu MS 500 yılından sonra etkin şekilde küresel bir ekonomi oluşturuyor.
3)En önemlisi, Doğu gelişmiş kaynakları(teknoloji, kurumlar ve düşünceler gibi) Avrupa’ya götürüp öncülük ederek, Batının yükselişine etkin bir şekilde katkıda bulunuyor.
Batının ulusal geliri Doğunun düzeyine ancak 1870 de ulaşabilmiştir.Batı, MS 500-1800 arasındaki dönemde daha ileri olan doğunun uzanan yardım eli olmaksızın moderniteye (Avrupa'da yaklaşık olarak 17. yüzyıl civarında ortaya çıkan, zamanla tüm dünyaya yayılan toplumsal değerler sistemine verilen isimdir.Düşünsel olarak Aydınlanma Çağı'na, politik olarak Fransız Devrimi'ne ve ekonomik olarak da Sanayi Devrimi'ne dayanır)geçiş yapamazdı. Genel anlamda Batıdan kastedilen: Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Rusya Doğudan kastedilen ise (Batı yanlısı bir söylemle)  Afrika ve Asya’dır.
Fransız düşünür ve yazar Voltaire (1694 - 1778)’nin deyimiyle “ Bir filozof dünya üzerinde olan biteni anlamak istiyorsa önce bütün sanatların beşiği, Batının her şeyi borçlu
olduğu Doğuya dönmelidir yüzünü
.”MS 650-1000 yılları arasında yoğun küresel gücün öncülüğü Müslüman Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daydı. Orta Asya ve Kuzey Afrika’nın uzun süre Avrupa üzerinde hem bilimsel hem de askeri teknolojiler bakımından karşılaştırmalı bir üstünlüğe sahip olması dikkate değer bir durumdur. İslami ekonomik gücün öteki merkezleri-Babürlerin (
Günümüzdeki Hindistan ve çevresi üzerinde kurulmuş ve hüküm sürmüş Türk-Moğol kökenli devlet)yaşadığı Hindistan ve Güney doğu Asya-1800 lere kadar Avrupalı tacirleri kontrol etme gücüne sahiptiler. Bu küresel güç 1100 den sonra Çin’e geçmiştir. 19. yüzyıla kadar orada kalmıştır. 18.yüzyılda İngiliz sanayi devrimi ile özdeşleştirilen pek çok özellik Kuzey Song hanedanı (960-1279) döneminde Çin’de vardı. Bu dönemde Çin’e ait ve ciddi şekilde Batının yükselişini besleyen pek çok teknolojik ve düşünsel başarı Dünyaya yayılmıştır. Bunlar arasında demir ve çelik (MÖ600-MS1100 arasında), barut, ulaştırma ve enerji, vergi, kağıt, matbaa ve ticarileşmiş ekonominin doğuşu, tarımsal devrim, denizcilik devrimi, ilk askeri devrim.(ÇİN’in 850-1290 dönemi,) düşünülür.

İngiliz sanayileşmesi için Çin bir model oluşturmuştur. Çinlilerin düşünceleri özellikle kıta Avrupası ve İngiliz aydınlanması için esin kaynağı olmuştur. Bu düşünceler, Avrupalıların hükümet, ahlak felsefesi, sanat biçemleri (uslüpları), giysiler, mobilya, duvar kağıtları, bahçeler, siyaset ekonomisi, çay içme v.s. konularındaki düşüncelerini etkiledi. Konfüçyüs (MÖ 551-479) ’ün 18.yüzyıl aydınlanmasının koruyucu meleği olduğu ifade edilir. Aydınlanma düşünürleri Montaigne (1533-1592),, Malebranche (1638-1715), Leibnitz (1646-1716), Voltaire (1694-1778), Hume (1711-1776), Adam Smith (1723-1790) v.dÇinlilerden alınan “rasyonel (ussal) yöntemi” benimsediler. İngilizlerin başarısı kendi özgünlüğünde değil, başkalarının buluşları üzerinde çalışıp geliştirmeye yönelik sorun çözme azminde yatar.Başta İngiltere olmak üzere başkalarının teknolojik buluşlarını benimseyip uyarlamayı başarmışlardır.

Kabul edelim ki MS 900 ler de yaşıyoruz. Müslüman Ortadoğu ve Kuzey Afrika o devirlerde medeniyetin beşiğiydi. Dünya ekonomisinin merkezinde sadece dünyanın ekonomik olarak en gelişmiş bölgesi değil, aynı zamanda hatırı sayılır bir ekonomik gücü olan bölgeydi. Rasyonel ve ilerlemeci kurumlara sahiptiler.
Doğulu kaynaklar İslami köprü üzerinden Doğudan, Batıya doğru yol almışlardır. Yani Avrupa’nın gelişim sürecinde üstün doğulu düşüncelerin, kurumların ve teknolojilerin asimilasyonunun (Farklı kökenden gelen etnik grupları, bunların kültür birikimlerini, kimliklerini baskın doku ve yapı içinde eriterek yok etme sürecinin sonu) çok önemli bir yer tuttuğudur. 1100 yılına geri dönebilmiş olsaydık. Avrupa tarım alanında zayıf bir ticaret hayatı sürdürürken Song hanedanı dönemindeki Çin’in endüstriyel üretim ve yoğun ekonomik büyüme gösterdiği bir dönemdir. O dönemde Avrupa, küçük devletlere, hatta prensliklere bölünmüş, savaşlar içindeydi. Katolik dini tarafından geri bıraktırılmıştı. Bilgi ya da etik değerler tarihsel koşullara, dönemlere, toplumlara, kültürlere ve kişilere göre değişim gösterir.Kısaca ön yargılardan arınmış kültürel rölativistbir görüşle; Avrupa merkezci dünya tarihinin dışladığı doğuyu yeniden kazanmamıza izin verilebilir.

Dostça kalın………

KAYNAKLAR
Doğan Kuban, (2009) Cumhuriyet, Bilim ve Teknoloji, 16 Ocak, sayı 1139.

Edward W. Said (1978) Orientalisme (Çev.: Nezih Uzel; Oryantalizm) İrfan Yayınevi, 1998.

John M. Hobson (2004)  The Eastern Origines of Western Civilisation (Çev.:

Esra  Ermert; Batı Medeniyetinin Doğulu Kökenleri)  Yapı Kredi Yayınları, 2006.

Martin Bernal (1987) Black Athena (Eski Yunan uydurmacası nasıl imal edildi?) (Çev.: Özcan Buze; Kara Athena) Kaynak Yayınları, 1991

(Devam edecek)

 

 

YAZARLAR

  • Çarşamba 26.7 ° / 14.1 ° Güneşli
  • Perşembe 28.6 ° / 15.6 ° Güneşli
  • Cuma 30.8 ° / 18.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    10267,1%-0,1
  • DOLAR

    32,28% 0,14
  • EURO

    34,78% 0,09
  • GRAM ALTIN

    2412,09% 0,13
  • Ç. ALTIN

    3895,03% 0,00