Cumali KARATAŞ


BARIŞ SERGİSİ NOTLARI


/resimler/2018-12/7/1132058864583.jpg?Yurtta Barış Dünyada Barış? söylemiyle gerçekleştirilen Çukurova Güzel Sanatlar Derneği´nin karma resim sergisinin, dernek başkanı Veysel Kubat ile Çağ Ünv. Rektör Yrd. Prof. Dr. Fikri Akdeniz´in konuşmaları ardından açılışı gerçekleştirildi. Veysel Kubat, ?Bu gün yine sanatçı ve sanatseverlerle bir arada olmaktan onur duydum. Sergimizin adını ?Yurtta Barış, Dünyada Barış´ koyarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk´ü de bir kez daha anmanın gurunu yaşıyoruz? derken; Fikri Akdeniz:?Barış, insandan yana olan tüm çabaların, tüm üretimin, yaşama sanatını da içermek üzere tüm sanatların temelidir? sözüyle vurgu yaptı. 

Cumali Karataş
Çukurova Güzel Sanatlar Derneği (ÇGSD) üyelerinin tablolarından oluşan ?Yurtta barış dünyada barış? izlekli karma resim sergisi 19 Kasım Cumartesi günü Adana Büyükşehir Belediyesi 75. Yıl Sanat Galerisi´nde açıldı. Adana Çukurova Güzel Sanatlar Derneği çatısı altındaki Veysel Kubat, Fikri Akdeniz, Alaattin Aldaş, Fatma Güher, Fatma Özdil, Fatma Ekmekçi, Gülay Yılmaz, Sabriye Uçar, Hüseyin Yılmaz, Tevfik Gökdemir, Meral Soylu, Ferah Emreün, N. Seval Eroğlu, Tezcan B. Çardak, Alex Raynham, Savaş İlhan, Musa Boz, Engin Buğa, MeryemKöfteci, Hatice Güvel, Alev Revebal, Melahat Sabancı ve Savaş İlhan, gibi adı geçen 22 üyenin yapmış olduğu 42 tablodan oluşan, ilgi de gören sergide resim sanatı adına güzel tablolara rastlamak olasıydı.
?Yurtta barış dünyada barış? izleğiyle sunulan AGSD´nin karma resim sergisinin açılışında konuşan Adana Çukurova Güzel Sanatlar Derneği Başkanı Veysel Kubat resimlerin yağlı boya tekniğiyle yapıldığını belirtikten sonra, Mustafa Kemal Atatürk´ün ?Yurtta Barış, Dünyada Barış´ sözünden etkilenmeleri sonucunda sergiye bu adı verdiklerini vurguladı. Dernek Başkanı Mehmet Özer´in vefatından sonra devraldığı bayrağı en güzel şekilde /resimler/2018-12/7/1133331366335.jpgtemsil etmek için gayret gösterdiğini belirten Veysel Kubat, ?Bu gün yine sanatçı ve sanatseverlerle bir arada olmaktan onur duydum. Sergimizin adını ?Yurtta Barış, Dünyada Barış´ koyarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk´ü de bir kez daha anmanın gurunu yaşıyoruz? dedi. ?Sanatçılar topluma örnek insan olmalıdır??
Başkan Veysel Kubat´ın ardından ve Kubat´ın sunumuyla daha sonra söz alan, sergide tabloları da bulunan Prof. Dr. Fikri Akdeniz; sanat ve sanatçının aydın kişiliğinden söz ederek, sanatın, duygu ve düşünce dünyasının estetik ölçütlerle anlatım biçimi olduğunun altını çizdi. ?Sergimizin adından esinlenerek Alman şair ve yazar Bertolt Brecht´in sözleriyle konuşmama başlamak istiyorum.? diyerek sözlerine başlayan Akdeniz; ?Barış, insandan yana olan tüm çabaların, tüm üretimin, yaşama sanatını da içermek üzere tüm sanatların temelidir.? dedi. Sanat tarihçisi ABD´li filozof Thomas Munro´ya göre; "Sanat, doyurucu estetik yaşantılar oluşturmak amacıyla dürtüler yaratma becerisidir. Sanat, duygu ve düşünce dünyasının estetik ölçülerle birlikte anlatım biçimi olarak tanımlanmaktadır.? diyerek konuşmasını sürdürdü. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk´ün özdeyişiyle ?Yüksek uygarlığın, merdiveni sanattır.? diyen Akdeniz; ?O halde sanatın işlevi nedir? Sanat, düş gücünü ve düşünceyi ayakta tutar. Sanat, hem insanın yaratıcı yönünü biçimlendirir, hem de onun toplumsal varlığının bir parçasını oluşturur. Özellikle resim /resimler/2018-12/7/1136114963078.jpgsanatının işlevi duyguları zenginleştirmek, kişiyi coşkulandırmak ve ona estetik bir olgunluk kazandırmak olduğu kadar, onu aydınlatmak, eğitmek ve bilgilendirmektir.? vurgusuyla konuşmasını sürdürürken, sanat eserinin ise insanlarda güzel duygular uyandıran, duygu düşünce ve hayal dünyasını geliştiren eserlere dendiğini belirten Fikri Akdeniz, konuşmasında, sanatçının, bir dünya görüşü ve bir duruşu olan, kendinden vermesini bilen insan olduğunu ifade etti. Fikri Akdeniz sergi açılışındaki konuşmasını şöyle sürdürdü: ??Sanatçı, tanıklığını estetik ve etik bir biçimde yansıtıp, toplumsal iletişimi sağlayabilmelidir. Bunu yaparken de son derece dirençli, insan sevgisi ile dolu, kendi çıkarlarının toplum çıkarı ile özdeş olduğunu bilen, örnek bir duruş sergilemelidir...?
Yirmi iki Çukurova Güzel Sanatlar Derneği üyesinin kırk dört resmiyle yer aldığı ?Yurtta barış cihanda barış? adlı sergide, bu kez seçkinci yaklaşım yerine, ?hoş bulduk? vurgulu bir genellemeyle, dernek arkadaşlarımızın tablolarına farklı bir gözlem ve söylem yapma onursallığına yol açan bir paylaşımda bulunmayı düşündük. Sergi açılışında zorunlu olarak fazla kalamazsak da sonraki bir sabah kendimize göre bir yaklaşımla tablolarla daldığımız sanatsal muhabbette, resmin estetikle buluştuğu noktadan kesitler almaya çalıştık?
*B A R I Ş
?Yurtta Barış Dünyada Barış? sergisine Çukurova Güzel Sanatlar Derneği Başkanı Veysel Kubat´ın barış izlekli resim tablosuyla başlamanın doğru olacağını düşünüyorum? Her biri ayrı insanı simgeleyen çeşitli renklerdeki eller barış simgesinde buluşuyor. Açılıştaki konuşmasında, toplumun yükselmesi ve aydınlanması için sanata ihtiyaç olduğunu belirten Veysel Kubat, resmindeki, insancıl ve toplumsal yönden oluşan buluşmasında sanatın evrenselliğine göndermeler var.
Prof. Dr. Fikri Akdeniz´in barışı simgeleyen tablosunda insan ve hayvan figürlerinde yaşamsal algılar oluşturulmuş? İnsan, hayvan figürlerinin çağrışımıyla barış yönünde mesajlar veren Akdeniz, yer yer aykırı buluşmalarla resmine /resimler/2018-12/7/1137246839488.jpgaldığı insan, hayvan ve doğa atmosferinde barış, adalet ve eşitliğin önemini vurgulamaktadır. Sanatçının görevinin sanatıyla toplumlara ışık verebilmek, kültürünü tanıtmak, yaşadığı toplumu uygarlaşma sürecinde üst düzeylere çıkartmak ve içinde yaşadığı toplumun bir aydını olan sanatçının kendi çağının önde gelen bir tanığı da olabilmesini dileyen Fikri Akdeniz; el, zeytin dalı gibi simgelerle ortaya koyduğu çalışmasında aktan canlı renklere geçiş yaptığı renkselliklerle kübist eğilimler taşırken, tematik duyarlılığını sürdürmektedir.

Uzayda, evrende konumlandırdığı barış duygusunu evrensel bir ölçüt olarak değerlendiren Tevfik Gökdemir, gagasında zeytin dalı taşıyan bir güvercin gelenekselliğiyle barışcıl duygularını yansıtmış. Meral Soylu´nun, kiraz ağacındaki üç kuşu da barışa yakın konmuşlar. Tel heykelcikleri salonun ortasındaki sehpada sergilenen Savaş İlhan ise özgürlüğe göz kırpan sevinç ve haykırışındaki figürleriyle barışı selamlarken; Alex Raynham´ın, tuval üstü akrilikle flu görsellikler içerisinde kuş resmini gizlediği resmi de barış duygusundan soyutlanamayacak simgesel algılar dayattığı düşünülebilir.
Barış olgusuna insancıl ve özgürlük öncelikli bir haklılıkla yaklaşmayı deneyen Fatma Ekmekçi´nin, içeriğe uygun yani tematik renkler kullandığı söylenebilir? Tutsaklıkla griyi koşut bir eksende buluşturan Ekmekçi´nin gri tablosunda şeffaf bir yaşam arka plan gerçekliğine uygun olarak sergilenmiş. 1961 yılında yapılıp 1989 yılında yıkılan ve ?Utanç Duvarı? olarak anılan 155 km. uzunluğundaki ?Berlin Duvarı?nın yapılma ve yıkılma tarihleri arasındaki 28 yılda Doğu Berlin´den Batı Berlin´e çeşitli yöntemlerle yaklaşık beş bin kişi kaçarken, kaçmak isteyen 136 kişi de yaşamını yitirmiş. Kaçış yöntemleri arasında ise tünel, bavul, bagaj ve hatta bir müzik grubunun hoparlörünün içinde kaçışlar gerçekleşmiş. Bu konuda çok kaçış öyküleri var, belki de bir kitap olması gereken. Konuyla ilgili olarak ?Goog Bye Lenin?, ?Berlin Üzerinde Gökyüzü? ve ?Berlin Mucizesi? gibi filmler çekilmiş. Bu tabloyla uzun yıllar öncesinin Doğu Berlin´ine gittiğimi söyleyebilirim? O duvarın bu tarafında ben de vardım. Diğer tarafında da olduğu gibi.
/resimler/2018-12/7/1138422622289.jpg*ATATÜRK
Sırada Atatürk resimleri yer almakta? 
Sergide Atatürk portresi de bulunan Musa Boz, Atatürk ve arkadaşlarını güzel bir biçimde resmetmiş. İnsanın alıp evine asası geliyor. Aynı şekilde, bir diğer başarılı Atatürk portresi de Melahat Sabancı´ya ait. Bu arada, daire içindeki Atatürk´ün mavi dünyasını adeta işaret eden Tevfik Gökdemir´in, tablosunda da, tıpkı Atatürk´ün yaşadığı gibi, barışa uzanan kurtarıcılık yaşamına koşut, çevredeki kızıl renklerin sıcaklığı duyumsanabiliyor? Savaşın içinden barışı çıkarmış, barışcıl bir yaşam sağlamış gibi bir duygulanım yansıtabiliyor.

*DOĞA-KADIN
Uyumlu renklerle doğayı işleyen Gülay Yılmaz kırsal yaşamdaki tarla işçiliğini realist bir algıyla resmederken kır ve doğa yaşamına pastoral etkili bir açı oluşturmuş. Fatma Özdil, kırsal yaşamda anne-çocuk birlikteliğine doğa rengini zeminde kullanmış. Diğer bir doğa resminde de daha canlı, yeşil renkler kullanılmış. Aynı doğa renkleriyle naifsi bir çocuk görselliğine yaklaşan figürler deneyen Gülay Yılmaz, gökkuşağını da tabloda yer bulabilmiş. Çocuklar belki de gökkuşağının altından geçip geçmeme oyunundadırlar? Hani gökkuşağının altından geçen çocuklar cinsiyet değiştiriyordu ya!..

Hüseyin Yılmaz, ahşap binaların da bulunduğu mahallede askılı giysili kızlarla, yaşlı kadın ve çarşaflı kadın gibi giyimleri farklı üç kuşak kadını bir noktada buluştururken; Seval Eroğlu´nun kadının da, siyah zemine yakın, yeşilimsi giysiler, içerisindeki kadını resmeden çizgiler de deformasyon kökenliliği bir acaba ileri sürebilir. Sabriye Uçar´ın, altı dairenin bütünlüğündeki resimler adeta birer midye kabuğuna sıkıştırılmış ama öylesine dar değil, aksine, her birinin bir kadının dünyası olabilecek derecede geniş ve renkli ki oluşturduğu resimler. Boğucu ve etrafında ölümcüllük taşıyan bir yaşam da algılansa, aslında bu yaşam müziğiyle, folkloruyla, zevkiyle hoş bir yaşam denebilecek türden. Kadınlar açısından çoğulcu düşündüren bir resim denebilir buna. Sabriye /resimler/2018-12/7/1140326062053.jpgUçar´ın diğer resminde, bir kadın ve üç çocuk, ikisi oturuyor. Önlerindeki tenekede ise ateş yanıyor. Sokakta, ilkel bir ısınmayla sürdürülen görünümdeki yaşamda soğuk ve kaygılı bakışlar var. Sert bir kışın yoksul ve himayesiz bir yaşam süren yoksul insanlarının izlerinin sürüldüğü resmin duygularımızı okşadığı söylenemez.

Hatice Güvel´in kadın portrelerindeki renk ve çizgilerle eriştiği olgunluğu estetik bir ölçüt içerirsinde değerlendirilebiliyor. Her iki tablodaki portre çalışmasının çizgileri de görsellik yönünden olumlu olarak düşünülebilir. Melahat Sabancı´nın koyu renklerin hâkimiyetindeki kadın portresi anılmaya değer. Tezcan Ballı´nın, renklerin iyi kullanıldığı, bir ağaç cephesinden gözlemlenen doğa resmiyle, yakamozlu sularda denize yürüyen kadının olduğu tablo, zamanı resimde iyi yansıtmakla birlikte, lirik soyutlama etkili bir umut ufkunun öznelliği görülebilir mi diye düşündürmüyor değil insanı. Üflemeli çalgı merakındaki ney çalar görülen farklı kültürlerin kadınlarını, müziğin evrenselliğinden olsa gerek bir harmanda buluşturması demokrasi ve barışa gönderilen bir selam olarak neden alınmasın?.. Tevfik Gökdemir´in resminde, piyanonun başındaki kadın notaların simyagerliğine soyunan çağrışımsal simgelerle renkli duygular dünyasında sanki. Ferah Emreün, kabaca alalı bulalı diyebileceğimiz modern resimlerinde kendi içerisinde birbiriyle örtüşen uyumlu /resimler/2018-12/7/1141315125676.jpgsiyah/kahverengi gibi mat görsellikler barındırıyor. Erkek ve kadın yüzü, yürüyen kadınlar, nümsü görsellikler: Dört kadın, biri çıplak, üçü yürüyor; ufkunu, tünelin ucundaki aydınlığı belirliyor gibi ümitler. Bu tabloya ?Ümit Dünyası? denebilir mi acaba? Seval Eroğlu hemen yanındaki, bir kadın ve bir erkeğin portrelerinin bulunduğu imzasız tabloda da ev, at, yılan vb. farklı nesneler göze çarpmakta.

Veysel beyin dediğine göre, Engin Buğa´nın resimlerindeki yangın anız yakılmasından kaynaklanıyor. Böyle kabul ettiğimizde, sıcak renklerin hâkim olduğu doğa resminde yöreye özgü haklı bir eleştirel güncelliğin sergilendiğini düşünebilir insan. Meral Soylu´nun, narçiçekleri gerisinde ahşap balkonlu ev tablosu ise imzasız. Fatma Güher´in tablolarındaki resimler sanki izleri eskiyen bir eski geziden izler taşıyor gibi? Coğrafi olarak Uzungöl ve peribacalı Ürgüp´ten kesitler taşıması coğrafi bir olgu olarak karşımıza çıkar. Hüseyin Yılmaz sarı, kırmızı gibi sıcak ve canlı renklerle görselleştirdiği böcek resminden sonra başat bir resimle Adana´yı unutmuyor? Yaşam olgularının somut ve netleşmediği eskiz tarzı bir izlenim veren Taşköprü´yü belki de deformatik açıdan ortaya koyan güzel bir teknikle yapılan özgürlükcü bir ekspresyonizm çalışma olduğu düşünülebilir. Alaattin Aldaş´ın pastoral çağrışımlar yapan manzara resminde enteriyor detaylar gözükmüyor. Renksel ve konum olarak birbirini izleyen bir içerik bütünlüğü taşıyan köşkvari bahçeli ev resimlerinde, güncel yakınmaların yansıması olan kentsel kaçışın izlerini görebilmek olası olmakla birlikte, basamakları yıllara benzetilen Ahmet Haşim´in ?Merdiven? şiirini anımsatıyor dersem abartı sanmayın.

/resimler/2018-12/7/1142329814284.jpgMERDİVEN

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisân-ı hafîdir ki ruha dolmakta,
Kızıl havâları seyret ki akşam olmakta...

Ahmet Haşim

*DİĞER RESİMLER
Yükü sırtına vurarak tozu dumana katarcasına göç hâlindeki kitle kaçışı güncel olarak Suriyeli göçmenleri anımsatmakla birlikte, yaşamın değerine anlamlar yüklercesine barışın değerini somutlaştıran çağrışımlar olarak karşımıza dikiliyor Meral Soylu´nun resminde. Meryem Köfteci resimlerinde keman, kırmızı gül ve boncuk gerdanlık iç içe geçmiş. İmzasız diğer resminde ise koca bir gül açmış. Fatma Ekmekçi, canlı, sıcak ve doğal renklerle görselliğe hükmeden halı, sandık, kitap, damacana gibi yan olguları, doğal görünümüne uygun bir kilim nostaljisiyle gelenekselliğe gönderme yapmış.

/resimler/2018-12/7/1143438096901.jpg/resimler/2018-12/7/1144150753831.jpg/resimler/2018-12/7/1145278880253.jpg/resimler/2018-12/7/1145474974384.jpg/resimler/2018-12/7/1146296850158.jpg

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,17% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2243,92% 0,03
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00