Prof. Dr. Özer OZANKAYA


ATATÜRK’Ü BİLMEMEK VE O’NA, CUMHURİYETİNE DÜŞMANLIK ETMEK, ULUS VE YURDUMUZA NE YIKIMLAR GETİRİYOR!!

Onun yüksek düşünceleri, Atatürk’e ve Cumhuriyetine düşmanlık edenlerin Türk ulusuna ve Türk yurduna uluslararası alanda da ne yıkımlar yaşattığını anlatmaya yeter.


 Ulusal Bağımsızlık Savaşımızın ve Cumhuriyetimizin felsefesini (değerler dizgesini) bilmeyen ve anlamayan AKP yönetici kadrosu, böylece kendisini bu felsefeyi kuran ve uygulayan Atatürk gibi engin değerlere sahip bir düşünür-önderden yoksun bırakmış olarak, her alanda yüz kızartıcı YANLIŞLAR yapageliyor, başarısızlıklarının yıkımlarını da ulusumuza ve ülkemize, şu güzel yurdumuza ödetegeliyor.

AKP yönetiminin örneğin Suriye’yle ilgili olarak tutturduğu yol (daha doğrusu doğrultusu olmayan, sömürgeci süper güçlere yaslanarak yap-boz biçiminde izlediği yalpalama), ATATÜRK CUMHURİYETİNE VE O’NUN DÜŞLÜNSEL ÖNDERLİĞİNE SIRT ÇEVİRMENİN TÜM YIKIMLARINI ulus ve yurdumuza yaşattı, yaşatıyor.

Oysa Atatürk, daha 1920’de tüm ulusa ve ulusumuzun yönetimine gelecek olanlara, özellikle Orta-Doğu’da ve genel olarak uluslararası düzlemde sakınılması gerekli sakat felsefe ve dış-politikayı zihinlerden çıkmayacak bir sanatsal güzellik ve dizgesellikle anlatmıştı:

“Efendiler, büyük ve boş hayaller ardından koşup yapamayacağı şeyleri yaparmış gibi görünen SAHTEKÂRLARDAN değiliz. Büyük ve boş hayaller ardında koşmak ve yapamayacağı şeyleri yaparmış gibi görünmek (“Şam’da Cuma namazı kılmak”düşü gibi, Ö. O.) yüzünden, bu ulusa, bu yurda büyük zararlar verdik. Biz (Osmanlı yöneticileri, Ö. O.) panislamizm yapmadık; “yaparız, yapacağız, yapabiliriz” dedik; düşmanlarımız da “öyleyse yaptırmadan öldürelim” dediler. Biz (Osmanlı yöneticileri, Ö. O.) panturanizm yapmadık; yine “yaparız, yapacağız, yapabiliriz” dedik; düşmanlarımız da “öyleyse yaptırmadan öldürelim” dediler. Bütün olay bundan ibarettir. Bütün dünyaya korku salan kavramlar ardından koşup düşmanlarımızın sayısını ve üzerimizdeki baskılarını arttırmaya çalışmaktan ise, doğal sınıra, meşru sınıra çekilelim. Haddimizi bilelim.”

İşte, iç ve dış sömürgeciyi memnun etmek üzere Atatürk bilgeliğinden yoksun kalmak ve O’na karşıtlık yapmak, ABD ve AB’nin özendirmesiyle “KARDEŞİM ESAT” tan “Diktatör Eset”e geçmek, “Bir koyup üç almak” camgözlüğüyle askerimizin başına çuval geçirilmesine seyirci kalmak, Rus uçağını “ Ben emir verdim düşürttüm”den Suriye’de Rusya’yla ortak çözüm aramaya, ondan S400’ler alıp ABD’ye de ödünler verme gibi çorap söküğü politikasızlığına düşmek... Alaladıkları içerde kızıl sultan, dışarda Düyun-u Umumiyeci, Kars-Artvin-Ardahan’ı Rusya’ya bırakan, Kıbrıs’ı İngiltere’ye satan, ama keyfi ve baskıcı yönetimiyle bunları halkından gizleyen Abdülhamitçi politika (sızlık) ve sorumluluk almak diye bir şey bilmemek...

 Oysa Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı, İstanbul işgal altında olmasına, yani orada tutuklanma, sürgün, öldürülme tehlikeleri olmasına karşın, yalnızca kafasındaki kurtuluş projesini her kesimden insanlarla yapacağı görüşmeler eşliğinde tartıp biçtikten sonra uygulamaya geçme zorunluluğunu yerine getirdikten sonra  başlatmak üzere Anadolu’ya geçmiş, bunun hesabını da yine kendisi vermiştir:

 “Bir kararım varken (= Anadolu’dan ulusal egemenlik bayrağı altında Kurtuluş Savaşı başlatma kararı) onu neden hemen uygulamadım?

Hemen söyleyeyim ki, ciddi ve ağır bir karar bir kez uygulamaya konduktan sonra, “Ah, keşke şu yanını da düşünmüş olsaydım. Belki başka bir çözüm bulunurdu. Yeniden bunca kan dökmeye gerek kalmazdı.” gibi  duraksamalara yer kalmamalıdır.

 “Böyle bir  duraksama, karar sahibinin  vicdanında sürekli kanayan bir yara olur ve onu, yaptığının doğruluğundan kuşkuya düşürür.

 “Ayırca, birlikte çalışacağım insanların da benim yaptığımdan başka bir şey yapma olasılığı kalmadığına inanmaları gerekirdi.

 “Düşünce hazırlıklarında alçakgönüllü davranmak, kendini silmek, karşındakinde içtenlikli bir inanma duygusu uyandırmak şarttır.

 “İşte benim, işgal altındaki İstanbul’da 4-5 ay süreyle kalışımın tek nedeni budur.”

Bütün bu yüksek düşünceler, Atatürk’e ve Cumhuriyetine düşmanlık edenlerin Türk ulusuna ve Türk yurduna uluslararası alanda da ne yıkımlar yaşattığını anlatmaya yeter. Tüm gerçek Cumhuriyetçi, yani demokrat siyasal kadroların, tüm gerçek bilim, sanat, düşün insanlarımızın ve basın dünyası üyelerinin kamuoyunu sürekli olarak bilgilendirmesi gerekli bir bölüm yaşamsal gerçeklerin anlatımıdır ...

 

...

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22