Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


ASKERALMA SİSTEMİ VE BEDELLİ ASKERLİK


Türkiye´de bedelli askerlik hizmeti Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında tercih edilmese de 80 sonrası değişen ekonomi düzenlemeleriyle 1987´de uygulandığında 18.433 yükümlü,1992´de uygulandığında 35.111 yükümlü ve 1999 Marmara depremi ardından, oluşan yaraları sarmak, ortaya çıkan ihtiyaçları karşılamak için kaynak temini maksadıyla çıkarılan bedelli askerlik uygulamasıyla 72.290 yükümlü, toplamda 125.834 yükümlü bu uygulamadan faydalandı. Bedelli askerlik uygulaması, yıllar içinde siyasetin elinde bir enstrüman haline gelirken, toplum içinde de önemli sıkıntılara yol açmaya başladı. Türkiye´nin sosyoekonomik durumu dikkate alındığında, bedelli kavramı, bedel olarak tanımlanan maddi yönünün toplumsal boyutta her kesimi eşit olarak kapsayamamasıyla, üstelik ülkenin jeopolitik konumuyla bir ateş çemberi halinde bulunması nedeniyle, toplumsal bir yara oluşturmaya ve eşitlik ilkesini de bozmaya başladı.

Günümüzde uygulanmakta olan yükümlülük esaslı askeralma sisteminde, yirmili yaşlarda ve farklı tahsil gruplarından, Türkiye coğrafyasının farklı bölgelerinden, askerlik hizmetini yerine getirmek maksadıyla silâhaltına alınan ve askeri eğitimden geçirilerek, TSK bünyesinde ayrım gözetilmeksizin ancak aldıkları eğitim seviyelerine ve niteliklerine göre sınıflandırılarak görevlendirilen Türk vatandaşlarının, askerlik hizmeti görev süreleri boyunca, aynı zamanda daha sonraki yaşam süreçlerinde de topluma faydalı ve kendilerine yetebilecek seviyede birer birey olmalarına katkı sağlamak maksadıyla; farklı branşlarda meslek edindirme kursları verilmesiyle; yaptıkları bedensel eğitim, spor ve atış eğitimleriyle, kendilerine olan güvenlerini giderek artırmaları sağlanır ve müteakip yaşamlarında kendilerine, ailelerine, millete ve devlete faydalı birey olarak yetişmelerine de katkı sağlanır. Aynı zamanda, verilen temel askerlik eğitimi, seferberlik uygulamaları için vazgeçilmezdir.

Milli kültürel değerlere göre birçok yükümlü, belki de ilk kez, doğup büyüdüğü yerden, baba evinden, yetiştiği ortamdan ayrılarak, dünyanın en zor mesleklerinden olan ve dayanıklılık, öz güven, sabır gerektiren, çok fazla meşakkat içeren askerlik mesleğine yükümlülük esasıyla katılır. Bu yükümlüler, öncelikle sıkıntılarla karşılaşsa da görevi yerine getirmelerinin ardından, tüm yaşamları boyunca, ?peygamber ocağı?, ?kutsal yuva? tabir edilen Silahlı Kuvvetlerdeki hizmetlerini ve yaşamlarını büyük bir heyecan, arkadaşlık duyguları, vatan sevgisi, özlem ve gurur dolu duygularla hatırlar. Ayrıca, her bölgeden ve her etnik kökenden vatandaşın, belirli sürelerde ve aynı koşullarda, aynı amaca yönelik olarak bir arada görev yapmasıyla, oluşan dostluklar ve farklı kesimlere ait bireylerin birbirlerini daha iyi tanımalarıyla, ön yargıların, manipüle edilmiş söylemlerin önüne geçilerek, ülkenin birlik ve beraberliğine de olumlu katkılar sağlanır.

Esasen kendisi istemediği sürece, erkek Türk vatandaşlarının toplu eğitim alacağı son kademe de TSK´dır. Askerlik hizmeti bu yönüyle de önem kazanır. Çünkü ülkenin geçmişinden gelen geleneksel yaşam sürecinde, sosyoekonomik gerekçelerin ağırlığında, kırsalın önemli bir bölümünde, bireylerin, inanca dayalı kurslar ve zorunlu ilköğretim dışında istenilen, arzu edilen seviyede eğitime ulaşamadıkları da önemli bir realite olarak karşımıza çıkar.

Türkiye´de, yükseköğrenim mezunu bireylerin sayılarının artmasıyla birlikte, askeralma sisteminde de belirli sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Mesela yükseköğrenimli erkeklerle, kadınlar arasında akademik kariyer veya mesleki kariyer doğrultusunda zamansal bir eşitsizlik ortaya çıktı. Çünkü askerlik hizmeti, erkek bireylerin ya mesleki çalışmalarına başlamalarında birkaç yıllık gecikmeye neden oldu ya da kariyerleri bölünmek zorunda kaldı. Doğal olarak, cinsiyetler arası bir eşitsizlik ortaya çıktı. Bu durum, elbette ki belirli düzenlemelere ihtiyaç doğurdu.

Farklı bir boyuttan bakınca: Özellikle kırsalda ya da varoşlarda yaşayan dar gelirli ailelerde yaşanan, ekonomik katkı sorunu ortaya çıktı. Yani, askerlik çağına gelmiş olan erkek çocuk, aynı zamanda tarlada, bahçede ya da bir işyerinde çalışarak, aileye ekonomik katkı sağlarken, askerlik hizmeti süresince bu katkı kesildi. Üstelik erbaş ve er seviyesinde devletçe verilen harçlık çok düşük olduğundan, bir de çocuklarına göndermek zorunda oldukları harçlık, aileye önemli derecede külfet oldu.

Diğer bir yönden bakınca, ülke ekonomisi dikkate alındığında da farklı bir bakış açısı ortaya çıktı. Ülkenin üretim sürecine ve ekonomisine önemli katkı sağlayan kuruluşlar, yetişmiş elemanlarının bir kısmının, askerlik hizmeti nedeniyle görev süreçlerine ara vermek zorunda olmasıyla sıkıntılar yaşarken, kanunen, askerlik hizmetini yapan personelin yerine başka bir personel temininde bulunamadığından sıkıntıya da girdi. Öyle olunca da ya bu hizmeti yerine getirmeyenleri işe almadı ya da kanunsuz uygulamalarla bireylerin mağduriyetine yol açıldı.

Türkiye´de uygulanmakta olan yükümlülük esasına dayalı askeralma sistemi, birçok farklı açıdan dikkate alınarak, kendi içinde bölümlendi. Şöyle ki halen uygulanan sistemde: yükseköğrenim yapmış yükümlüler, subay, sözleşmeli subay, sözleşmeli astsubay, yedek subay, kısa dönem erbaş; yurt dışında çalışanlar için, bedel karşılığı temel eğitim ardından muafiyet; gemi adamları için kanuni sürelerin tamamlanmasıyla askerlikten muafiyet uygulaması var. Zaman zaman da artan yükümlü sayısını eritmek bahanesiyle, bedelli askerlik hizmeti yürürlüğe sokuluyor. Böylesine yaygın bir sistem, sistemsizliğe yol açarak, daha önce belirttiğimiz nedenlerle birleşince de beklentiler değişiyor ve ortaya birkaç açıdan farklı görünen ancak eşitlik ilkesinden uzak uygulamalar ortaya çıkıyor.     

Askerlik mesleği sadece sayısal bedensel güce dayanmaz. Önemli miktarda beyin gücüne ihtiyaç hisseder ki her bedelli beklentisi, TSK´nın ihtiyacı olan beyinlerin, bir şekilde askerlik hizmetinden kaçınmaya çalışmasıyla, mevcut yükümlülük esasıyla doldurulan kadroların niteliklerini de olumsuz etkiliyor. O halde yapılacak etkin bir uygulamanın sisteme dâhil edilmesiyle, bu beklentinin ortadan kaldırılması gerekiyor. Beklentiler tamamen profesyonel ordu üzerinde ama bunun da birçok olumlu yanı varken, psikolojik etkenler dahil oldukça fazla olumsuz yönü de var.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin profesyonel orduya dönüşmesi için uygulanması belirlenen bir stratejide; maddi kaynaklar, insan kaynakları, insan kaynağının niteliği, kültürel esaslar, sosyoekonomik durum, milli değerler, bölgesel savunma ihtiyaçları, ordunun hedeflenen profesyonelleşme oranı gibi parametrelerin, güçlü, eğitimli, bilgili beyinlerce, ihtiyaca yönelik değerlendirilmesi gerekiyor. Böylelikle, oluşturulacak sistemli kanunlarla, siyasetin, askerlik hizmetini zaman zaman siyasi bir enstrüman olarak kullanmasının önüne geçilebileceği gibi, yükümlülerin beklentileri de ortadan kaldırılarak, yığılmalar önlenecek, TSK´nın ihtiyaç duyduğu beyinlerin de kadrolarda kesintisiz yer alması ve teknolojinin etkin kullanımıyla, TSK, bölgeselden küresele dönüşen bir güç konumuna gelecek.

Bu açıklamalar ışığında, bedelli uygulaması yapılmalı mıdır? Günümüz koşullarında, TSK´nın ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir profesyonelleşme dışında, temel eğitime ve ardından makul süreli seferberlik eğitimlerine dayalı bir sistemde, ihtiyaca yönelik yükümlülükte, yeterli bir mali ve sosyal destekli askerlik hizmetiyle sorun çözüldüğünde, zaten sorunlar da ortadan kalkmış olacak. Askeralma sistemindeki etkinliğiyle tanınan bildik bir ülke var: İsrail. İsrail askeralma sistemi seferberlik esasına dayalıyken, Dünyanın herhangi bir yerinde bulunan yükümlü İsrail vatandaşı, seferberlik çağrısının tebliğiyle, 48 saat içinde, cephede, kadro görev yerinde ve yeterli eğitimle yerini alabiliyor. Her şey, etkin bir sistemin oluşturulması ve tavizsiz uygulanmasıyla gerçekleşiyor.

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00