İlhan ALPER


ASELSAN DOSYASI


            Aselsan´da 6 şüpheli ölüm? 2006-2007 yıllarında Aselsan´da peşpeşe ölümler yaşanması, savcılık incelemelerine rağmen olayın üstündeki esrarengiz sis perdesinin tam anlamıyla hâlâ kaldırılmamış olması derin kaygı ve üzüntü yaratmaktadır. Savcılık incelemesi sonucu intihar sonucuna varılıp, dosyanın kaldırıldığı söylense de daha sonra savcılıkça yeniden açılan dosyada intihar kuşkuları sonucuna varılmıştır. Kaldı ki Başbakanlık Teftiş Kurulu´nun yaptığı inceleme sonucunda da ölümlerin cinayet mi, intihar mı olduğuna karar verilemediği belirtiliyor.

Aselsan´da, 2006-2007 yıllarındaki birbirine yakın zaman yakın zamanda birbiri ardı sıra intiharlar yaşanması ve bu intiharlara kurban giden genç mühendislerin F-16, milli tank ve Kanas türü uzun mesafe etkili silahlar üzerinde çalışması şüpheli ölümler üzerindeki soru işaretlerini çoğaltmıştır.

Bakıyoruz olaylara?

 Kanas silahı, milli tank ve F-16 gibi çok önemli teknolojik projelerde çalışan birkaç ODTÜ´lü mühendisten biri olan Aselsan mühendisi Hüseyin Başbilen 7 Ağustos 2006´da Ankara Pursaklar´da boğazı ve bileği kesilmiş halde bulunuyor.  Bu olaydan 5 ay kadar sonra 16 Ocak 2007´de, üç gün sonra evlenecek olan Halim Ünsem Ünal (29) aracının içinde, babasının tabancasıyla kafasından vurulmuş  olarak bulunuyor. Sekiz gün sonra mühendis Evrim Yançeken (26) anne ve babasıyla birlikte Batıkent´te yaşadığı evin balkonundan düşerek yaşamını yitiriyor. On ay sonra ise (9 Ekim 2007) yazılım mühendisi olan Burhanettin Volkan askerliğini yaparken nöbetçi silahıyla intihar ediyor.  Daha sonra, Aselsan mühendisi Hakan Öksüz Ankara´da geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybediyor.  Son ve 6. olarak da elektrik-eloktronik mühendisi olup ölçüm ve kalibrasyon konusunda uzman olduğu ifade edilen mühendis Erdem Uğur (28) rahatsız olduğunu, işe gelemeyeceğini belirtip, mutfak tüpüne bağlı hortum ağzında olarak evinde ölü bulunuyor.

            Girişte de belirttiğimiz gibi, polis ve savcılık olayları bir kaç kez inceliyor, gerekeni yapıyor fakat sanırız Aselsan mühendislerinin bu intiharları tam olarak aydınlatılıp, somut bir sonuca varılamadı bugüne kadar.  Kuşkusuz, içerisinde bilim adamları kaçırma vs. gibi bu tip olaylar tarihteki bilim ve teknolojik casusluklarının kökeninde de yer almıştır.  Bizde ki de, dış güçlere dayalı bir komplo olabilir. Genç Aselsan mühendislerimizin kuşkulu intiharları sonuna kadar araştırılarak somut bir sonuca ulaşılmalıdır.  Eğer, gerçekten böyle bir tehlike varsa da, gerekli önlemler alınıp, teknoloji üretimimizin gizlilik ve emniyet içerisinde yürütülmesi gerekir.

  *kaynak:İnternet ve basındaki haber ve bilgi kaynaklarından.            

*(16.11.2015)

aktüalite ve edebiyat

                        BİLİM VE ARGE

İlhan Alper

            Özal´ın döneminde ?çağ atladık? lafı almış başını gidiyordu.  18-20 milyar dış borcumuz vardı, Özal´a veryansın ediyorlardı bu yüzden.  Şimdi aradan 25-30 sene geçmiş, Türkiye´nin sanırız iç ve dış borcu 350-400 yüz milyar dolarlara gidiyor; çağ atlamalardan da  ?Yeni Türkiye?lere gelmişiz.               

            Tüm bunları aşmanın yolu kuşkusuz ki katma değerli üretim ve istihdama yönelik ekonomik büyümenin ortaya koyduğu denk bütçe, hatta bütçe fazlası veren bir ekonomik oluşum. Bunun da temeli kuşkusuz ki ARGE öneminin kavranıp benimsendiği bir yerli malı üretim. Yani siz bir tır narenciye ya da domates verip bir sandık cep telefon alıyorsanız bu işin tadı tuzu yok ve de dışa bağımlılığınız ilelebet sürecek demektir. 

            Bakınız lütfen Marshal yardımından bu yana?

            Siz gelişmiş ülkelerden aflığınız radyoyu yapmaya çalışırken elin oğlu onun yerine kasetçaları; siz kasetçaları yapmaya çalışırken televizyonun siyah beyazını, renklisini, cep telefonunu vs. bir sürü yeni buluşları, hem de bilgisayarın nimetlerinden yararlandırarak piyasaya sürüyor biz de paşa paşa tüketici oluyoruz? 

            Gerçi kendi üretimimiz olan elektronik gereçler de yok değil ama dünya tüketiminden önemli payı alan buluşa dayalı patentlerin önemli bölümü dışımızda gerçekleşiyor.

            Şimdi kısaca bakınız lütfen, her birimizin elinde 1-2 bin TL´sı değerinde olan cep telefonlarının on milyonları bulan sayısını ve bunun ömrü dolmadan çok önce, yeni modelleriyle değişimlerinin tüketimdeki payını bir düşününüz lütfen. Yani sonuçta çalış, çabala ver dışarı gitsin.  Biz yarın o cep telefonlarını kendimiz imal edene kadar elin oğlu inanılmaz elektronik buluşlarla süslü cep telefonlarını ya da başka elektronik cihazlarla ekonomik hükümranlığını sürdürecektir kuşkusuz.  Bu nedenle, havanda su dövmeyiz inşallah ama aradaki mesafeyi kapamak oldukça güç olacaktır.

            Peki bunun nedeni nedir sizce?

            Doğru yolda olduğumuza inanıyorum ama aradaki mesafeyi kapama konusunda umutlu olduğumuz söylenemez?

            Doğru yoldayız ki?

Bugün okullarda bile bilimselliğe yönelik çalışmalar teşvik ediliyor.  Kurumlar, olması gereken noktaya gelmişler, ARGE konusunda etkin olmaya çalışmaktadırlar ama biz zamanında bilim ve sanatta yaklaşık 300 yıllık bir gecikmeye neden olduğumuzun bedelini uzun süre daha ödeyeceğiz gibi. 

            *(09.11.2015)

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00