"Bireyler düşünür olmalıdır. Bireyler düşünür olmadıkça, bir toplumu iyiye de kötüye de herkes yönlendirebilir. Onun için biz örgütümüzde işe köyden, mahalleden, yani bireyden başlıyoruz."
Mustafa Kemal Atatürk
Osmanlı Halife Sultan hükümetinin imzaladığı Mondros Silah Bırakışması´nın gerçekte tam bir teslim-olma demek olduğunu ilk haykıran Mustafa Kemal, yetkili olarak geldiği Samsun´dan yine yetkili makamlara şu çağrıda bulunur:
"Siyasal bütünlüğümüzün korunması için, ulusal gösterilerin daha canlı olarak belirtilmesi ve sürmesi gereklidir. Büyük ve coşkulu toplantılar yapılmasıyla ulusal gösterilerde bulunulması ve bunun tüm yurdu kapsaması ve bütün Büyük Devletler temsilcileriyle Babıâli´ye etkili telgraflar gönderilmesi ...zorunludur."
24 MAYIS 1919
Gösteriler düzenlenmesini isteyen genelgeleri konusunda kendisinden bilgi soran Harbiye Nezaretine şu yanıtı veriyor, iki gün sonra da bir başka telgrafla aynı tutumunu yineliyordu:
"İstanbul´a çekilen telgrafların tümüyle ulusun bağrından fışkıran üzüntülerin birer yansıması olduğunu arzeylerim. Bu duygular, ülkenin en dip köşesine değin ulaşmıştır, geneldir."
30 MAYIS 1919
"Ulus, bağımsızlığını korumaya kararlıdır; bütün yıkımlı sonuçlara karşı en son özveriyi göze almıştır; ulusun vicdanını temsil etmeyen haberler kaygı verici yankılar doğurmaktadır."
1 HAZİRAN 1919 (Havza´dan Osmanlı Sadrazamına)
Amasya´ya geldiği gün halka şu çağrıda bulunuyordu:
"Amasyalılar! Padişah ve hükümet, itilaf devletlerinin elinde tutsaktır. Yurt elden gitmek üzeredir. Bu kötü duruma çare bulmak için sizlerle işbirliği yapmaya geldim. Hep birlikte sevgili yurdumuzu ve bağımsızlığımızı kurtarmak için çalışacağız.
Amasyalılar! Burası, Havza´dan ötesi Pontus oluyor! Sıvas´tan doğusu Ermenistan´a katılıyor. Ülke İngiliz güdümü altına giriyor. Tarihi büyük olan Türk ulusu böyle bir tutsaklığı kabul etmez, ulusumuzun tarihi şerefi vardır."
12 HAZİRAN 1919
13 HAZİRAN 1919 Amasya Müftü Abdurrahman Kâmil Efendi, Mustafa Kemal´in ulusal egemenlik bayrağı altında ulusu ve yurdu kurtarma çağrısına katıldığını ilân ediyordu:
"Tek kurtuluş yolu, halkın doğrudan doğruya egemenliği eline alması ve iradesini kullanmasıdır. Hep birlikte Mustafa Kemal Paşa´nın çevresinde toplanarak yurdu kurtaracağız!"
Mustafa Kemal, Erzurum´daki Kâzım Karabekir´e ulusal birliği örgütleme yolundaki çalışmalarını bildiriyor:
"Anadolu´ya geçişimden bu yana en çok önem verdiğim konu, ulusun geleceğinin ve yaşama hakkımızın ancak ulusal birlikle, bunun için de her türlü siyasal ve kişisel tutkulardan uzak, yalnız ulusu özgür ve bağımsız yaşatmaya yönelik örgütün, yani Müdafaa-i Hukuk-u Milliye´nin her bucağa varıncaya değin yayılmasının temellerini hazırlamak oldu. Övgüye değer ki, her yanda gerek askeri, gerek mülki, sizin gibi aynı düşüncede olan arkadaşlarımızın çalışma ve önderlikleriyle her yandan aldığım telgraflar, Müdafaa-i Hukuk-u Milliye´nin bu gereksinimi duyduğunu ve genel biçimde bu işe eylemli olarak başladığını kanıtlıyor."
17 HAZİRAN 1919
Ertesi günü de Edirne´deki 1. Ordu Komutanı Cafer Tayyar Paşa´ya şifre bir telgrafla bir yönerge yolluyarak dört gün sonra yayınlanacak olan Amasya Bildirgesi´nin temellerini ve bu yolda azimle çalışmaya and içtiğini haber veriyor:
"Ulusal bağımsızlığımızı boğan ve yurdun bölünmesi tehlikelerini hazırlayan İtilaf Devletlerinin yaptıklarını ve İstanbul Hükümetinin tutsak, güçsüz durumunu biliyorsunuz.
Ulusun kaderini böyle bir hükümetin eline bırakmak, çöküşe boyun eğmek olur.
Trakya ve Anadolu´daki ulusal örgütleri birleştirmeye ve ulusun sesini bütün gürlüğü ile dünyaya duyuracak güvenilir bir yer olan Sivas´ta birleşik ve güçlü bir kurul toplamaya karar verilmiştir.
Ben İstanbul´dayken Trakya Cemiyeti üyelerinden kimileriyle görüşmüştüm. Şimdi zamanı geldi. Gerekenlerle gizlice görüşerek hemen örgütler kurunuz ve benim yanıma da temsilci olarak değerli bir, iki kişi gönderiniz. Onlar gelinceğe değin, Edirne ili haklarının savunucusu olarak beni vekil ettiklerini belirten bir belgeyi kendi imzanızla ve şifre ile bildiriniz.
Bağımsızlığa ulaşıncaya değin, bütün ulusla birlikte, özveriyle çalışacağıma kutsal inançlarım üzerine and içtim. Artık benim için Anadolu´dan ayrılmak söz konusu olamaz.
Anadolu halkı baştan aşağı bölünmez bir bütün haline getirildi. Bütün kararlar .. bütün arkadaşlarımızca alınıyor. .. Anadolu´daki ulusal örgütler ilçe ve bucaklara dek genişledi.
İngiliz koruyuculuğu altında bir bağımsız Kürdistan kurulması ile ilgili propaganda ve bu amacı güdenler saf dışı edildi. KÜRTLER, TÜRKLERLE BİRLEŞTİ."
18 Haziran 1919
VE 22 HAZİRAN 1919´DA KÂZIM KARABEKİR´İN, ALİ FUAT´IN, RAUF ORBAY´IN VE REFET BELE´NİN İMZALARI EŞLİĞİNDE YAYINLADIĞI AMASYA GENELGESİ:
"1- Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir.
2- İstanbul´daki hükümet, sorumluluklarını yerine getirememekte, bu durum ulusumuzu yok olmuş göstermektedir.
3- Ulusun bağımsızlığını yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.
4- Ulusun durum ve davranışını gözönünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için, her türlü etkiden ve denetimden bağımsız bir ulusal kurulun varlığı çok gereklidir.
5- Anadolu´nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas´ta ulusal bir kurultayın tezelden toplanması kararlaştırılmıştır."
6- Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış üç yetkilinin olabildiğince çabuk yetişmek üzere hemen yola çıkarılması gerekmektedir.
7. Her olasılığa karşı, durum bir ulusal sır gibi tutulmalı ve seçilen yetkililer, gereken yerlerde kimliklerini gizleyerek gelmelidirler.
8- Doğu illeri adına 10 Temmuzda Erzurum´da bir kongre toplanacaktır. O güne değin öteki iller yetkilileri de ulaşabilirlerse, Erzurum Kongresi üyeleri de Sivas´ta yapılacak genel toplantıya katılmak üzere yola çıkarlar."
Bknz: Özer Ozankaya,
CUMHURİYET ÇINARI : MUSTAFA KEMAL´İ ?ATATÜRK? YAPAN UYGARLIK TASARIMI, Cem Yay.