Cumali KARATAŞ


ALİM OKULDA


         Ali artık büyümüştü. İlkokula kayıt olacak yaşa gelmişti. Babası ve annesi zaman zaman ona okuldan ve okumaktan söz ettiğinde heyecanlanıyor, bir an önce gitmek istiyordu. Okulu ve okumayı seven bir çocuk olacağı şimdiden anlaşılıyordu.

         Ali okula ve okula öğrencilere gıpta ile bakıyordu.

         -Beni de okula götürün, beni de diyerek bazen ısrarla üsteliyordu.

         Aradan birkaç gün geçince de:

         -Haydi beni okula gönderin; ne zaman daha beni okula göndereceksiniz.? diyerek sık sık sormaya başlıyordu.

         Oysa, Ali´nin okula gitmesine daha birkaç ay vardı. Öncelikle, karneler alınıp, okullar yaz tatiline girmeli. Yaz tatilinden sonra da okullar yeniden açılmalıydı. İşte o zaman Ali okula gidebilirdi.

         Bir gün yine böyle heyecanla:

         -Ben ne zaman okula gideceğim babacığım dediğinde;

         Ali´nin babası:

         -Yaz tatilinden sonra oğlum dedi.

         Bunu duyan Ali:

-Yaz tatilinden sonra mı babacığım dedi.

-Evet  yaz tatilinden sonra dedi Ali´nin babası.

-Okullar yaz tatilinden sonra yeniden açıldığında söz seni okula kayıt edeceğiz.

Bunun üzerine, daha çok sevinmesi gerekirken birden mahzunlaştı Ali.

-Yaz tatiline daha çok var ama değil mi dedi.

-Yok, çok değil dedi Ali´nin babası. Yakında okullar tatil olacak. Tatil olduktan 2-3 ay sonra seni okula yazdırırız. 

         Babası böyle deyince yeniden sevindi Ali. Bir yığın hayaller içinde, beklemekten başka çaresi yoktu.

         Yaz süresince evde konuştukları konuları Ali´nin okula kayıt olmasıyla ilgili oldu. Ali bazen okula nasıl gideceğinin anlatırken taklit de yapıp, evdekileri gülmekten kırıp geçiriyordu.

         Yaz tatili bittiğinde, Ali´nin de artık okula kayıt olma zamanı gelmişti.

Babası bir gün onu karşısına alarak:

-Nihayet tatil bitti ve okulların açılma zamanı geldi. Artık seni okula kayıt yaptıracağız Ali´m? dedi. Yarın sabah erkenden kalkıp, kahvaltımızı yaptıktan sonra seninle okula gideceğiz tamam mı?

Ali çok heyecanlanmıştı.

Sağ elini havaya kaldırarak ?yaşasınnn okula gidiyorumm..? diyerek koşarak odanın içerisinde bir tur attı.

Daha sonra, koşup babasının boynuna sarılarak:

-Tamam babacığım  dedi çok teşekkür ederim.

Sonra da koşup annesini öptü:

-Yarın hangi elbisemi giyineceğim anneciğim dedi.

Annesi:

-Bayram da aldığımız elbiseni giyersin oğlum dedi.

Ali o elbisesini çok seviyordu.

-Çok güzel, çok güzel anneciğim dedi zıplayarak.

Annesi:

-Ayakkabın da yeni zaten biliyorsun dediğinde;

Ali:

-Evet, yarın sabah o ayakkabımı giyeceğim anneciğim dedi.

Sevinçten gözlerinin içi parlıyordu Ali´nin. Yerinde duramıyordu. Sabahı heyecanla bekliyordu artık. Gözlerine uyku girmeyecekti galiba bu gece.

Sabah okula giderken, annesinin hazırladığı, giyineceği mavi tişört ve kısa gri pantolonunu gizlice getirip başucuna koydu. Ayakkabılıktaki yeni siyah ayakkabısını da gözden geçirdi. Böylece Ali, yarın sabah okula gitmek için artık hazırdı.

Hemen kalkıp dişlerini fırçaladı. Anne ve babasına sarılıp öperek iyi geceler diledi.

Onlar da:

-İyi geceler oğlum dediler.

Pijamalarını giyip yatağa girdiğinde gözlerine gerçekten uyku girmiyordu. Sağa sola dönerek uyumaya başladı. Biran önce sabah olsun istiyordu. Bunun için de hemen uykuya dalmak gerekirdi.  Fakat ne yapsa boşunaydı. Daha sonra uykuya daldı.

Annesi Ali´nin yorganını örterken hafifçe tebessüm etti. Uykusunda okulu sayıklıyordu Ali. Gece de birkaç kez uyandı. Uykuya her daldığından bir süre sonra sabah oldu sanarak yeniden uyanıyordu. Nedense o sabah bir türlü olmak bilmiyordu.

Ali sabah annesinin sesiyle uykusundan uyandı:

-Uyan Ali, uyan oğlum sabah oldu, okula gideceğiz.

Başka zaman olsaydı, gecenin uykusuzluğu varken hiç bu saatte uyanmazdı. Ama bu sabah farklıydı? Ali okulla, okumayla, yazıyla, öğretmen ve eğitimle tanışacaktı. Bugün çok özel bir gündü.

         Annesi:

-Haydi kalk yavrum, kahvaltını yap; bak okula kayıt olmaya gideceğiz. Sıcağa ve kalabalığa kalmayalım boşuna diyerek yeniden sesleniyordu.

Ali bir süre yatakta dönüp durdu. Her şeye rağmen uyku tatlı geliyordu. Annesi seslendiğinde, gözleri kapalı olsa da uyumuyordu. Hemen uyanıp giyinmeliydi.

Çok geçmeden gözlerini açtı hemen Ali. Daha sonra da etrafına baktığı zaman sabahın daha ilk saatleri olduğunu anladı. Her zamankinden daha erkendi. Hiç bu kadar erken uyanmamıştı. Yatağında doğruldu hemen. Uyku mahmurluğunu üzerinden atar atmaz da karyolasından aşağı indi hemen. 
                Lavaboya giden Ali elini yüzünü yıkadıktan sonra, odasına geçerek, başucuna gizlice koyduğu elbiselerini hemen giyinmeye başladı. Daha sonra da aynanın karşısına geçip, elbisesinin kendisine çok yakıştığından bir kez daha emin oldu. Annesi kahvaltı masasını hazırlıyordu.

Ali´nin aylardır beklediği o gün nihayet gelmişti. Okullu olacaktı artık. Babasının dediği gibi, okuyup adam olacaktı artık.  Okuyup büyük bir adam olmak için okulu ve okumayı çok istiyordu.

         Bu ara annesi sütünü ısıtıp, çayı da demleyerek, sofrayı kurmuştu. Sofrada beyaz peynir, siyah ve yeşil zeytin, yumurta ve bal vardı. Ali, sofranın başına oturarak babasının ve annesini beklemeye başladı.

         Kısa bir süre sonra babasıyla annesi geldiğinde Ali yanlarına giderek:

         -Günaydın anneciğim, günaydın babacığım dedi.

-Günaydın Ali´m dediler her ikisi de sevinçli bir memnuniyetle. Anne ve babası Ali´nin her iki yanağından öptüler.

         Hep birlikte sofraya oturarak kahvaltı yapmaya başladılar?

Sütünü içen Ali, annesinin soyduğu yumurtayı da yemeye başladı.  Balı da arada bir ekmeğine sürüyordu. Ali, sütün kemiklerini geliştirip, güçlendireceğini; bal ile yumurtanın ise vücudunun sıhhatli gelişmesini sağlayacağını biliyordu. Hem sağlıklı, hem çalışkan bir öğrenci olacaktı.

         Annesi daima ona:

-Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur sözünü anımsatıyordu. Yararlı besin kaynaklarını ye daima Ali´m, çünkü ?Can boğazdan gelir? diyordu. Ali´nin hoşuna gidiyordu böyle sözler.

Ali et, süt, yumurta, peynir, yoğurt gibi birçok besin kaynağının insanlar için çok yararlı olduğunu böylelikle öğrenmişti. Büyümesini sağlayan süt, et ve yumurtayı özellikle daha çok seviyordu.

         Babası ve annesi kahvaltı yapıp, kahvelerini içerken Ali de kahvaltısını bitirmişti. Daha sonra lavaboya giderek ellerini ve ağzını sabunla yıkayıp, dişlerini de fırçalamaya başladı. Böylece dişlerini bakterilerden koruyacak, çürümesini önleyecekti. Aynanın karşısına geçerek saçlarını da bir güzelce taradı.

         Bu ara anne ve babası hazırlanmıştı. Ali de lavabodan çıktığında okula gitme zamanı gelmişti artık. Annesi Ali´nin üstüne başına şöyle bir bakarak gözden geçirdi. Sonra da okul kaydı için gereken bilgi ve belgeleri yanına aldıklarına emin olmak için çantasının içini kontrol etti. Kapıya doğru yöneldiklerinde her şey tamamdı artık.

Aynada son bir kez kendilerine baktılar. Artık ayakkabılarını giyinmenin zamanıydı. Annesi önce Ali´nin ayakkabısını giydirdi. Sonra da kendileri ayakkabılarını giyerek dışarı çıktılar,

         Okul bir kilometre kadar ilerilerindeydi. Okul yolunda birlikte ilerlemeye başladılar. Annesi Ali´nin elinden tutuyordu.

         Hep birlikte yürürken bulundukları sokaktan çıkarak, pazar yoluna doğru ilerlemeye başladılar. Daha sonra da, pazar  yoluna dönerek, okula doğru yürümeye başladılar.

         Yolda giderlerken, babasının arada bir selamlaştığı, tebessüm ettiği insanlar oluyordu. Annesi de tanıştığı bir bayanı yolda görünce selamlaştı. O sıra kendileri gibi okula gittiği anlaşılan bir adam, kadın ve bir kız çocuğu da hemen arkalarından geliyordu. Kadının yanındaki sakız çiğneyen sevimli kız çocuğunun başında pembe bir kurdele vardı.

Okula yaklaştıkça, kendileri gibi okula çocuklarıyla giden birkaç kişi daha önlerinde gidiyordu. Anlaşılan onlar da okula kayıt olmak için gidiyorlardı. Ali, okul yolunda gördüğü bu çocuklarla arkadaşı olabileceğini düşündükçe  heveslenmeye başladı.  

Bunaltıcı yaz sıcaklarının bitmesi kentte biraz hareketlilik getirmişti. Kentin cadde ve sokakları yaz uykusundan sanki artık uyanmıştı. Ama bugün okul  kayıtlarının başlamasıyla daha bir canlılık vardı cadde ve sokaklarda. Okul yolu her zamankinden daha kalabalıktı. Yayaların çokluğu yanında, trafikteki araçlar da oldukça fazlaydı bugün doğal olarak.

         Okul ve okul çevresi bu günden canlanmıştı. Yolda tek tek ve gruplar halinde giden çocuklar da vardı. Çeşitli yaşlardaydı bunlar? Kimi çocuklar oyun oynarken, bazı çocuklar da meraklı bakışlarla okul bahçesinde dolanıp duruyorlardı.

         Okula geldiklerinde kalabalık vardı. Sabahın erken saati olmasına rağmen öğrenci velileri kayıt olacak çocuklarla birlikte sıraya dizilmişlerdi.  Ali, babası ve annesiyle birlikte sıranın en sonuna geçerek beklemeye başladılar.

          Yolda annesinin selamlaşıp geçtikleri pembe kurdeleli kızla anne ve babası da kendilerinden sonra sıraya eklendiler. Kendisi gibi kayıt olan başka çocuklar da vardı. Hatta, daha sonra gelen yine bir kız çocuğunun evlerinin bulunduğu sokağa yakın oturduklarını tahmin ediyordu.

          Kayıt sırasında sohbette ilerliyordu? Kayıt parası yakınmasından okul servisine kadar birçok konudan laf açılıyordu.

         Pembe kurdeleli kızın annesi:

-Hangi sokakta oturuyorsunuz? diye sordu annesine.

Annesi sokak numaralarını söyledi.

-Bize çok yakınmışsınız dedi kadın, bizimki de fırının, muhtarlığın hemen arkasında.

Sonra konuşmasını sürdürdü:

-Yakın olduğu iyi oldu, bizim kızla gidip gelsinler okula.

Ali´nin annesi bu yaklaşım karşısında memnun oldu:

-Tabii iyi olur, neden olmasın.

Annesi kadınla konuşurken Ali de pembe kurdeleli kızla konuşuyordu.

Ali:

-Adın ne senin dediğinde,

-Aysel demişti kız.

-Sen de altı yaşında mısın dediğinde ise:

-Evet, ben de altı yaşındayım demişti.

-Sıra kendilerine geldiğinde Ali´nin babası gerekli belgeleri eşinden alarak kayıt yapan görevliye doğru uzattı. Ali´nin kimlik ve fotoğraflarıyla birlikte diğer belgeleri alan görevli sarı zarfın içindeki boş belgeleri ona göre doldurmaya başladı

Kayıt işlemi bitince de hayırlı olsun deyip, kayıtla ilgili belgeyi Ali´nin babasına uzatarak:

-Tamam beyefendi, oğlunuz Ali artık bu ilkokulun öğrencisidir deyip sınıfını ve numarasını söyledi.

Ali´nin anne ve babası bu sözü duyunca gurur duydular. Ailelerinin ilk çocukları artık okula kayıt olmuştu. Okuyup adam olacaktı. Yıllardır bekledikleri an da bu değil miydi?

Fakat asıl sevinen, yere göğe sığmayan Ali´ydi?

Kayıt yapan görevli artık bu okulun öğrencisi olduğunu söylediğinde, dünyalar Ali´nin olmuştu. Hemen baba ve annesinin ellerini öptü. Onlar da Ali´nin yanaklarını öperek bu önemli anı kutladılar.

Ali´nin babası okul malzemesi olarak ne alınacağı yolunda diğer bir görevliyle görüştü. Görevlinin söylediklerini bir kağıda not olarak aldı. Daha sonra da teşekkür ederek hep birlikte okuldan ayrıldılar.

Bir sonraki gün Ali yine heyecanlıydı. Çünkü okul ihtiyaçlarını almak için babasıyla alışveriş yapacaklardı.

Öğleden sonra sokak kapısının yanındaydı Ali. Kitapçıya gitmek üzere sabırsızlıkla babasını bekliyordu. Çok keyifli ve heyecanlıydı yine. Evden çıkmış, arkadaşlarıyla coşkulu coşkulu konuşuyordu?

Konu yine okuldu. Ali okula nasıl kayıt olduklarını övüne övüne arkadaşlarına anlatıyordu?

Arkadaşlarından ikisi kendisinden birer yaş kadar büyüktüler. Geçen yıl okula kayıt olmuşlardı. Onlar da okulu ve öğretmenlerini çok seviyorlardı. Geçen yıl okudukları birinci sınıfta okumayı öğrenmişlerdi. İkisi de derslerinde başarılı olmuşlardı. Karnelerindeki notları iyiydi. Bu yıl yine okulların açılmasını dört gözle bekliyorlardı.

Bir süre sonra Ali´nin babası yolun başında göründüğünde, Ali koşarak onu karşıladı. El ele tutuşarak eve uğradıktan sonra çarşıdaki kitapçıya doğru ilerlemeye başladılar.

Kitapçıdan, ellerindeki listede yazan bütün ihtiyaçlarını karşıladılar? Defterler, kalemler, defter kapları, etiketler, sulu boya, kuru boya ne varsa alındı. Ali´nin beğendiği bir okul çantası da almışlardı. Ali için alınan okul malzemelerini, okul çantasının içerisine doldurdu kitapçı. Babasıyla birlikte sevinç içerisinde eve döndüler.

O akşam da annesiyle defterlerini bir güzel kaplayıp; kalemaçacağıyla  kalemlerini açtılar. Alınan malzemelerin bazılarını okul çantasına yerleştirdiler. Daha sonra da Ali´nin okul çantasını kapatarak, evin bir köşesine koydular. Şimdi her şey tamamlanmıştı. Okullar açıldığında Ali artık okula gidebilirdi.

Birkaç gün sonra okullar açıldığında Ali Çok heyecanlıydı. İlk gün annesi ve babası ile birlikte okula geldiler. Babası daha sonra işe gitse de, annesi okulun bahçesindeki diğer velilerle birlikte okul dağılana kadar Ali´yi bekledi.

Ali, okuldaki ilk günde, diğer çocuklar gibi biraz sıkıldı. Fakat, sonraki günlerde okulu, öğretmenini ve arkadaşlarını çok sevmeye başladı. Bir de kendilerini seven güzel bir öğretmenleri vardı. Ali ve arkadaşları öğretmenlerini çok seviyorlardı. Öğretmenleri de bu küçük afacanları çok seviyordu. Okuyup adam olacaklardı bunlar. Onlar bizim geleceğimizdi. Geleceğimizi Ali ve arkadaşlarına, bu sevimli afacanlara teslim edecektik. 
Cumali Karataş

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00