Zekai BULUÇ


Ali KEMAL ? Zeki KUNERALP- Boris JOHNSON


        Anti ?emperyalist kurtuluş savaşımıza karşı çıkıp kalemini işgalci emperyalistler yararına kullanan  ve bu konuda elinden geleni ardına koymayan Ali Kemal , işbirlikçilerin  önde geleniydi . Yüzellilikler sıralamasında da ön saflardaydı . Kurtuluş savaşımızın utkuyla bitirilmesi sonucunda işbirlikçi Ali Kemal ?in son kullanım  tarihi dolduğundan İngilizler tarafından yüzüstü bırakılmıştır . Daha sonrasını İlhami SOYSAL ? Yüzellilikler ? isimli kitabında nasıl anlatıyor gelin bakalım :  ??..Ali Kemal Serkl Doryan kulübüne tıraş olmaya gider . Gider ama gidiş o gidiş olur ?

 

         Ali Kemal Bey , traş olduğu  berberden direnmesine hiçbir olanak bırakılmadan alınır ve bindirildiği bir motorla İstanbul´dan çıkarılıp , yargılanmak için Ankara´ya götürülmek üzere  İzmit´e getirilir , İzmit´te karargah kurmuş , Garp Cephesi Birinci Ordu Komutanı Sakallı Nurettin Paşanın karşısına çıkarılır .

         Ali Kemal´in sonu korkunçtur ?

         Nurettin Paşa tarafından iyice azarlandıktan sonra dışarıya çıkarılmış , Saat Kulesinin altına yığılmış binlerce İzmitlinin eline teslim edilmiş ve parça parça edilmiştir .Cesedi , hemen istasyon karşısında bir ağaca göğsünün üstüne  ? Artin Kemal ? yazılı bir yafta iliştirilip ayağından baş aşağı asılmıştır . Lozan Konferasına gitmek üzere Ankara´dan İstanbul´a geçmekte olan İsmet Paşa , Rıza  Nur  ve Hasan Saka bir zamanların ünlü gazetecisini son defa orada öyle görürler ,İsmet Paşa , Nurettin Paşanın gösterdiği cesede bakmak istemez ,Kompartımanına döner .

 

         Lozan Barış görüşmesine ikinci delege olarak katılan Dr.Rıza Nur , yıllar sonra kaleme aldığı anılarında  bu feci manzarayı şöyle dile getirir :

         ? Akşam üzeri İzmit´ e vardık , ortalık kararıyordu . Nurettin Paşanın karargahı İzmit´te idi .Bizi İstasyonda İstikbal etti . Bir tarafında İsmet bir tarafında ben gidiyoruz . Ali Kemal´in geldiğini Ankara´da telgrafla İstanbul´dan öğrenmiştik . Ali Kemal´i görmek istiyordum ?Nurettin´e Ali Kemal´i sordum . ? Şimdi götürüyoruz  ?dedi .Nerede ? dedim , yine , ? Şimdi görürsünüz .? dedi .Tuhaf cevap ?Gittik gittik yanımızda Miralay Mojen de var ( Delegasyon işgal mıntıkasında refakat edecek olan Fransız Albayı- İ.S) Bir meydanda  her tarafta meşaleler , yine Nurettin´e  ?Bu ne ?´ dedim . Yine şimdi görürsünüz , dedi .

         Daha yaklaştık bir de petrol ile yoğrulup yakılmış kül toplarının alevlerinin ortasında bir sehpa . Bir adam asılmış uzun beyaz gömlek giydirilmiş . Göğsünde de büyük bir yazı  ile ?  Artin Kemal ? yazılı .Anlaşıldı . Nurettin sanki büyük bir marifet yapmış gibi bizi doğru bu şenliğe götürdü . Fakat benim de tepem attı . Daha yaklaştım iyice baktım . Ali Kemal ;bir ayağında kundura var , diğer ayağında kundura da çorap da yok . Yüzü kan içinde kafası yandan yassılaşmış . Demek ki sopa ve taş ile öldürülmüş ,başını ezmişler  ,sonra asmışlar . Fransız Miralayı bana soruyor : ? Öldürüldükten sonra mı asmışlar ?? diyor. Adamdan utandım  . Elbet öldürülmüş birini asmak adiliktir . Hem kanunsuz öldürmek de dedim ki : ? Miralay efendi , öyle olur mu ? divanı harp hüküm vermiş asıp idam etmişler !!? Ne yapayım ?

         Şimdi merak ediyorum . Nasıl öldürülmüş ?

         Ben Anadolu´ya gittikten sonra Ali Kemal benim aleyhimde yazdı. Bu bir şey değil, milli dava aleyhine yazdı. Ve fiil ile elinden gelen her şeyi yaptı. Hakikaten milli hareketin güçleşmesine, bu hareketi ittihatçı hareketi göstermesinden halkın bir kısmının iştirak etmemesine isyanlara sebep oldu. Hatta bu hizmetlerinin hatırası olmak üzere Ferit Paşa  ,Ali Kemal´e bir altın kalem hediye etti. Bunlar vahim. Fakat manzara feci. Çok bakamadım. Çekildim. Yemek hazırlamışlar, oraya gidiyoruz. Fakat Fransız Miralay da beraber, Nureddin´e nasıl olduğunu sordum. Kemal´i fahr ile (öğünerek) yüksek perdeden göğsünü kabartarak hikaye etti: İzmit´e getirdiler, aldım, istintak ettim, hakaret ettim, sonra da asker ve ahaliden bir kalabalık toplamalarını emirberlerime emrettim. Topladılar. Beklesinler, Ali Kemal´i çıkaracağım, hemen üstüne üşüşsünler, sopa ile taşla, yumrukla gebertsinler, dedim. Öyle yaptılar. Sonra da oraya astım, dedi. Oh... bu bir cinayet idi. Hem de bunu bir ordu kumandanı yapıyordu. Bir kumandanın Türk askerliğine böyle bir leke sürmesini bir türlü çekemedim. Bu iş bana pek acı geldi. Düşünüyorum... Sofraya oturduk. Baktım bana anlattığı gibi Fransız miralayına da anlatmıyor mu? Hepsini ve geberttikten sonra astırdığını anlattı. Baktım, bu adam bununla iftihar ediyor. Hikaye etmesinden bile keyif duyuyor. Cinayet olduğunun farkında değil. Fransızcası da kıt, yarım yırtık olarak ve fakat büyük bir muvaffakiyet yapmış tavrıyla anlatıyor. Bari bu rezaleti şu ecnebiden sakla. Gördüm ki aşağı bir adamdır. Hem de güya dindar, bir müteassıptır, bunu nasıl yapar? Açtım ağzımı, yumdum gözümü. Dedim ki, Be Nureddin Paşa! Ali Kemal´i buraya Ankara´ya gönderilsin diye yolladılar. Bu bir hukuktur. Ankara´da muhakeme edilecekti. Orası hükümettir. Sen hiç hükümet var mı, yok mu kaale alma. Herifi tut, adam topla öldürt. Sen bir kumandansın, bu senin vazifen mi? Cellat mısın? Bu bir cinayettir. Ankara´da muhakeme edilecekti, belki beraat edecekti, belki idam cezası yiyip idam edilecekti. Mahkeme hüküm verir, idam edilir. Fakat siz burada insan öldüremezsiniz. Siz bir cinayet işlediniz. Hem hükümete asisiniz, hükümetin tevkif ettiği bir adamı öldürüyorsunuz, hükümete haber bile vermiyorsunuz. Bari, böyle bir çirkin cinayeti bir ecnebi zabitten saklayın. Pek sert ve bunu sofrada herkesin içinde söyledim. Sofrada yirmi kişi kadar vardı. O azametinden havalarda uçan Nurettin kül gibi oldu ve hiçbir lakırdı söyleyemedi.»

                                                        *****

         Rıza Nur´un Sakallı Nurettin Paşa ?ya söyledikleri  (!) beni aldı Şevket Süreyya AYDEMİR´in Rıza Nur için söylediği bir söze götürdü ?

         Şevket Süreyya AYDEMİR; Rıza NUR için ? Egocentrik ? bir kişilik diyordu . Egocentrik aşağı yukarı şu anlama geliyordu : İçinde bulunmadığı veya yaşamadığı olayları siyasi amaçları için , kendine pay çıkarmak için içindeymiş gibi nakleden kişi . Bir tür narsist bir tür oportünist  kişi .O yüzden Rıza NUR ?un haklı da olsa Sakallı Nurettin Paşaya fırça atabileceğini sanmıyorum .

                                                        *****

 

 

         Cumhuriyeti kuranlar Ali Kemal´in ailesinden öç almak istemedikleri için Ali Kemal ?in oğluna  Türkiye Dışişlerinde görev verdiler .

         Zeki KUNERALP ,

            Babası Ali Kemal öldürülüp , ailesi sınır dışı edilince, İsviçre´de hukuk eğitimi görmüştür. İnönü´nün özel izniyle Türkiye´ye dönmüş ve Dışişleri Bakanlığı´na girmiştir. Bükreş, Prag ve NATO Türkiye daimi temsilciliklerinde çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 1956-1957 yıllarında Paris, 1960-1964 arasında Bern, 1964-1966 ve 1969-1972 yılları arasında Londra, 1972-1979 yıllarında Madrid Büyükelçiliği, 1960 yılında kısa bir süre ve 1966-1969 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreterliği (Müsteşarlık) yapmıştır.

1978 yılında Madrid´de Zeki Kuneralp´in eşi Necla Kuneralp, bacanağı diplomat Beşir Balcıoğlu ve onun eşi ile şoför Antonio Torres ASALA´nın 3 üyesinin ateş açması sonucu hayatlarını kaybetmişlerdir.

Zeki Kuneralp 1979 yılında yaş haddinden emekli olmuştur. 1998 yılında vefat etmiştir. 13 Temmuz 2016 tarihi itibariyle Birleşik Krallık dışişleri bakanı Boris Johnson ; Zeki Kuneralp´in yeğenidir.

 

         Sağlıcakla kalın .

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00