Nazım Alpman´dan okuduğum ikinci kitabın adı ?Gazetecilerin Şakası Olmaz?. Çok ciddi gazeteciler. Bu kadar stresli, koşuşturmalı, hed-hüdlü bir basın mesleğinin içerisinde ciddi ciddi durmak gerekir! Yoksa kim sizi gazeteci sanacak öyle ya!..
Dışardan başlık atma ve attırma heveslisi, yönetme ya da yönettirme sevdalısı olan nice dostlarının gözleri kalemlerinin üzerindeyken insanın şaka-maka yapmaya takatı olabilir mi hiç?
Onun için, ?eski çamlar bardak oldu? artık. Bir zamanlar Radikal´dan bir sivri akıllı yöneticinin dediği gibi:?Sokaktan da yazar arama devri? başlayalı az zaman olmadı yani?
Yazarlık da neymiş ki! Kim olsa yazar çizer, kurusıkı atar tutar! Önemli olan duracağın yeri eyi seçebilmektir?
O nedenle siz siz olun, Hasan Pulur´a, Tunç Turunc´a, şuna buna uyup muymayın!..
Geçti hemi o devir şimdi? Attığını savuran, tuttuğunu kavuran ne yeniyetme yazarlar çıktı piyasaya: Şimdi artık nerde öyle on binlerce, yüz binlerce okuyucusunu peşinden sürükleyen yazarlar hemi.
Bakın kupon mupon, tencere, kaşık, çatal, porselen işleri nereye vardı? Ne fasikul kaldı artık, ne ansiklopedi, ne de dünya klasikleri. Her şey şu cebimdeki kutunun içinde.
Hem dedem ne yazmıştı, kendine âşık, şair diyenleri kovalayan o dedem:
Oku oku yaz, yaz yaz oku?
Gönlüne çakılır cehalet oku.
Eşeğimiz Niğde´ye varsa bile;
Öğrenemedim gitti deme bu moku;
Oku, oku, yaz; yaz, yaz, oku.
İmza da benden olsun, dedem hayatta yok nasıl olsa..Âşık Havrani o, Halk Şairi Havrani?Mavra da değil öyle attıkları, şimdi bir bir karşımıza çıkıyor. Bir seferinde de bana şöyle demişti, zarzor hatırlıyorum:
Okuyup yazmazsan çulsuz olursun.
Kalırsın kimsesiz, kulsuz olursun.
Okuyup yazma da ne var ise var?
El eline bakıp yolsuz olursun.
Şimdi düşünüyorum da iş başa düşünce, güzel vermişsin sen be dedem bu aklı, ne kadar haklıymışsın sen sevgili dedem ne kadar haklı? Benim de nerdeyse şair olasım geldi yani ama biz nerden nereye geldik şimdi yazar, gazete, medya derken? Evet ?Gazetecilerin Şakası Olmaz? diyordu Nazım Alpman?
