Prof. Dr. Süleyman BOZDEMİR


AKP DÖNEMİNDE UYGULANAN ANTİ-ATATÜRKÇÜ EĞİTİM POLİTAKASINA BİR BAKIŞ (3)


Eğitimde Program Geliştirme”: Eğitim Fakültelerin de bilimsel yöntemlerle çalışılan bir bilim alanıdır. Üniversitelerimizde, bu alanda yetişmiş 30’dan fazla profesör, bir o kadar doçent, dünyada yapılan program geliştirme çalışmalarını ve Türkiye’deki program değişiklerini, bu değişiklerin etkilerini araştırmalar yaparak/ yüksek lisans ve doktora tezleri yöneterek hizmet vermektedirler. AKP döneminden önce MEB’in donanımlı kadroları vardı ve bunlar üniversitelerden danışmanlık desteği alarak bilimsel ilkeler çerçevesinde ders programları hazırlarlardı ve kamuoyu tarafından da pek eleştirildikleri duyulmazdı. 

Prof. Dr. Süleyman Çelenk makalesinin sonunda der ki: “ Eğitim programı geliştirme gibi çocuklarımızın geleceğiyle ilgili çok hassas bir konu uzmanına verilmezse;  sağdan soldan, ondan bundan aşırma bilgilerle program geliştirilirse; ondan bundan alınanlar da aslına benzemesin diye kırpılarak, değiştirilip dönüştürülerek alınırsa olacağı budur. Olan, on iki yıldır bu çakma programla eğitilen çocuklarımıza olmuştur. Gelişim özellikleri dikkate alınmadan hazırlanmış bu program eliyle el yazısı becerisi kazandırılmaya çalışılmış olan çocuklarımız 12 yıllık süre içinde çok önemli düzeyde travmatik ve psikolojik sorunlar yaşadılar, muhtemelen de yaşamaya devam edeceklerdir”.

        Eğitimde Karşı Devrim: 4+4+4 Düzenlemesi: 2005 öğretim programları uygulamasında olduğu gibi yeterli hazırlık yapılmadan, geniş toplum kesimine danışmadan,  eğitim tarihimiz ve eğitimle ilgili dünyadaki gelişmeler izlenmeden 2012’de çıkarılan 6287 sayılı yasayla, 80 yılı aşkın büyük mücadelelerle elde edilen Cumhuriyet birikimlerine büyük bir darbe vurularak zorunlu temel eğitimde 4+4+4 yapılanmasına gidilmiştir. Bu yapılanmanın yanlış olduğu konusunda iktidar yandaşı kamuoyu hariç toplumdaki her ilerici kuruluş, öğrenci velileri, muhalefet partileri, üniversite senatoları, eğitim fakültelerinin yönetim kurulları vb. görüş bildirdiler. Yasanın çıkmasını engellemek isteyen, protesto eden meclisteki muhalefet milletvekilleri de dâhil herkese şiddet uygulandı. Akla, mantığa, bilime ve demokrasi ilkelerine aykırı olan 4+4+4 yapılanmasıyla;

1.Eğitim kesintili hale getirilmiştir. Temel eğitimin bilimsel bütünlüğü bozulmuştur. 8 yıllık kesintisiz eğitim yok edilmiştir. Okul öncesi zorunlu eğitim kapsamından çıkarılmıştır. İsteyen ilk 4’ten sonra Kur’an kurslarına, açık öğretime gidebilecektir, seçmeli dersler ve imam hatiplerin ortaokulları ile bilimsel ve dinsel ikilik başlatılmaktadır. Bu durum Anayasaya( md.42,174), Milli Eğitim Temel Yasasına, Öğretim Birliğine aykırı olduğu gibi dünyadaki uygulamalarla da çelişmektedir.

2.İlkokula başlama yaşı 60-66 aya düşürülmüştür. Okulöncesi eğitim deneyimi yaşamadan 60 aylık çocuğun gelişim özelliklerini, psikolojisini, nasıl eğitileceğini bilen öğretmene sahip değilken, bu yaş çocukları için hazırlanmış bir öğretim programı yokken (öğretmenler yetkin olmayan kişilerin hazırladığı, içi yanlışlarla dolu, adına “uyum programı” denen bir kitabı uygulamaya mecbur edilmiştir) çocuğunu okula göndermeyen veliler ceza ile tehdit edilerek çocuklar adrese dayalı olarak elektronik ortamda okullara kaydedilmiştir. 2012’de 60 aylık ve 83 aylık çocuklar aynı sınıfa alınmış, çocuklara travma yaşatılmış, bir milyon çocuğa dönüşü olmayan zararlar verilmiştir. 60 ay uygulamasıyla yaşanan sorunları belirleyen bazı bilimsel araştırmalar sonunda 2013’te 60 ay zorunluğu 66-68 ay olarak değiştirilmiştir.

3. 1982 T.C. Anayasasında Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (DKAB) dersi, gerici ve bilim dışı bir uygulama olarak, zorunlu ders olarak yer almıştır. 4+4+4 yapılanmasıyla 60 aylık çocuk, 4.sınıfa geldiğinde henüz 8 yaşında olacaktır. Soyut düşünme yetisi henüz gelişmemiş 4. Sınıf öğrencisinin öğretim programında DKAB dersi, 9-13 yaşındaki ortaokul öğrencisinin programında ise buna ek olarak seçmeli “ Kur’an-ı Kerim, Hazreti Muhammed’in Hayatı ve Temel Din Bilgileri” dersleri yerleştirilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi( AİHM) zorunlu DKAB dersinin bir insan hakkı ihlali olduğu kararına karşın 8.sınıf öğrencilerinin girdiği TEOG sınavında sorulan soruların 1/5’i DKAB dersinden sorulmaktadır. Bu yapılanma ile bütün mesleki teknik okulların ortaokulları kapatılmış, yalnızca İmam Hatip okullarının ortaokul kısmı açılmış ve çocuklar 9 yaşından başlayarak İmam Hatiplere yönlendirilmiştir.

4.  4+4+4 yapılanması ile kesintili eğitimi getiren uygulama, yoksul aile çocuklarının örgün eğitim dışına çıkmasına neden olmuştur. Açık ortaokul, açık lise zaten okul masraflarını karşılamayan, çocuğunun para kazanmasını, ailenin geçimine katkı sağlamasını isteyen,  kızını okula göndermek istemeyen aileler için bir fırsat gibi görünmüştür. Çocuğunu zorunlu eğitime göndermemenin cezası hapsedilmek iken, bu iktidar, 2004’te cezayı paraya çevirmiştir. Açık öğretim, çeşitli nedenlerle öğrenim yaşını geçirmiş kişiler için sağlanan bir olanaktır. Okul yalnızca diploma alınan bir kurum değil, toplumsallaşmayı sağlayan dünyayı, ülkeyi, yakın çevreyi, insanı, düşünmeyi sağlayan kültürlenme sürecidir. Sosyal devlet, zorunlu eğitimi açık öğretimle yapmaz. Anayasaya göre Devlet, zorunlu eğitimi kamu kurumlarında ve ücretsiz olarak bütün yurttaşlarına sağlamalı, yoksul aile çocuklarına parasız yatılılık ve burs olanakları tanımalıdır. Açık öğretim uygulamasıyla yoksul aile çocukları örgün eğitim dışına itilirken diğer yandan paralı eğitim desteklenmiştir. 2017-2018 öğretim yılında sayısı 340.000’i bulan okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencisine özel okullarda okumaları için 4000 TL’ye yakın parasal destek sağlamıştır.

5.  MEB yapılandırdığı öğretim süreçleri, TEOG, YGS, KPS vb. sınav sistemleriyle öğrencileri dershane desteği almaya mecbur etmiş, Cemaat dershanelerini kapatacağım derken, dünyada benzeri görülmemiş “ Temel Lise” adında garabet bir kurum üretmiştir. Bu yaklaşım ve uygulamalar eğitim hizmetlerinin paralılaştırılmasına ve yoksul aile çocuklarının örgün eğitim dışına atılmasına neden olmuştur.

2013, 2014 ve 2015’te MEB, bazı sınıfların bazı dersleri için “Öğretim Programı” hazırlamış ve uygulamaya koymuştur. Bu programlar uygulanmakta iken öğretim yılının ortasında, henüz değerlendirme yapılmadan, MEB yeni bir taslak program hazırladığını, askıya çıkardığını, görüşler almak istediğini WEB sitesinden duyurmuştur.

Bütün bu değişikler, uygulanmakta olan öğretim programlarıyla ilgili bir değerlendirme çalışması yapılmadan,  programların sorunlarını analiz edip bu sorunları ortadan kaldırmaya yönelik bir program değişikliğinin gerekçesini ortaya koymadan yapıldığı için yeni dedikleri her değişimin öğrenci başarısında ya da performansında bir ilerlemeye yol açmadığı gibi aksine çocuklarımıza ve gençlerimize, dolayısıyla da ülkemizin geleceğine zarar verdiği gözlenmektedir. Altı yaşından 18 yaşına kadar öğretim sürecinin içinde olan geleceğin erişkinlerine, son 18 yılda yapılan, her biri yenilikler, reformlar getirdiği iddia edilen bu değişikler, bilimsel yöntemden uzak, çocuklara uygulanan bir zulümdür.

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22