Can UĞURATEŞ-Sırası Geldikçe


AFRİN´LE DEVAM EDEN KAZANIMLAR


 Türkiye´nin bölgesel gelişmelerde yeniden ve etkin olarak sahnede yer almasıyla, değişen dengelerle, doğal olarak başlatılan provokatif aktiviteler, yoğun gri propaganda faaliyetleri, manipülatif söylemler tüm hızıyla devam ederken, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), başlattığı operasyonun 58´inci gününde, birkaç saatte, Afrin ilçe merkezini kan dökülmeksizin kontrol altına aldı.

Afrin bölgesinin tamamıyla kontrol altına alınmasıyla, bölgesel yönetimi yeniden ayağa kaldırarak, halkın ihtiyaçlarının karşılanması için tedbir alınırken, halkın, TSK ve ÖSO´ya yaklaşımından da görüldü ki YPG/PYD, dolayısıyla PKK, Suriye´de Kürt etnisitenin en yoğun olduğu bölgelerden olan Afrin´de, kesinlikle istenmiyor. Bölge halkı tamamen barış, güvenlik ve huzur hasreti içinde yaşam mücadelesi vermeye çalışırken, kendisine yardım maksadıyla bölgeye geldiğine inandığı TSK´ya, içeride kalan teröristleri yakalayıp teslim ederek, yardım da etmeye çalışıyor.

Türkiye, daha önce gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı Operasyonu ardından, terörden temizlediği Cerablus-Azez-Mare-El Bab bölgesinde, bölge halkının yıllardır özlem duyduğu imkânları tesis ederek ve halkla daha önce bölgeye temas etmiş iç-dış diğer tüm güçlerin aksine, kesinlikle halkın menfaati öncelikli iyi ilişkiler ve sistemler kurarak, bölgede ismini yeniden destanlaştırırken, planlanan sonraki operasyonlara da muhteşem bir psikolojik destek sağlıyor. Bölgede bulunan tüm etnisiteler Türk askerine güveniyor, inanıyor. TSK´nın bölgede yarattığı algı muhteşem bir psikolojik kazanım sağlarken, Türkiye´nin, kurulacak her türlü bölgesel masada da elini giderek güçlendiriyor.

Güzel olan, TSK´nın kaçınılmaz başarıları devam ederken, uluslararası diplomasinin de etkin olarak varlık göstererek, sahadaki kazanımların sürekliliğinin sağlanmasıyla, başarıyı kalıcı hale getirmesi ki görebildiğimiz kadarıyla bu da başarılı olarak yapılıyor. TSK´nın, bölgesel her muharebe harekâtında başarılı olacağı bir realite iken, elde edilecek başarıların, uluslararası diplomaside de kabulünün sağlanması gerekiyor. Aksi halde yaşanacak gelişmelerin olumsuz örnekleri, 1800´lerde ve 1900´lerin başlarında, Osmanlının Balkanlarda kaybettikleriyle acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Askeri başarılar yalnız bırakıldığında, pek fazla anlam ifade etmiyor.

Türkiye, sahadaki kazanımlarıyla bölgede önemli derecede inisiyatif elde etmiş durumda ve sağlam duruşuyla, Suriye´nin bütünlüğünün korunması ile sınırlarının hemen ötesinde bir terör yapılanmasının özerkleşmesine müsaade edilmemesinde kararlı.

Türkiye´nin sahadaki inisiyatifte önemli kazanımlar sağlamasıyla, ABD´nin söylemlerinin kararsızlığı giderek arttı. ABD, her ne kadar Dışişleri Sözcüsü ağzıyla yaptığı açıklamalarda, Türkiye´nin Afrin bölgesindeki varlığından endişe duyduğunu açıklasa ve bunu müttefiklerine de söyletse de kuvvetle muhtemel, Membic bölgesini de Türkiye´nin istemleri doğrultusunda terk ederek, Fırat doğusundaki varlığını garanti altına almak isteyecek. Şimdilik bu konuda bir anlaşma olmadığını söylese de ABD eski Dışişleri Bakanının bu konuda bir anlaşma yaptığı, Türkiye Dışişleri Bakanının açıklamalarından anlaşılırken, ABD Hükümeti, bu açıklamalarla muhtemelen, yeni Dışişleri Bakanının önünü açık tutmaya çalışıyor. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığındaki değişim ve hemen ardından ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CİA) da yönetiminin değişmiş olması, ABD´nin, uluslararası girişimlerinde değişimlere yöneleceğinin de bir göstergesi.

ABD, Türkiye´nin oyunlarını bozmasından tamamen rahatsız iken, bölgedeki bir diğer oyun kurucu olan Rusya´nın da dikkatli adımlarla, bölgedeki kazanımlarını koruyarak, dengeyi kendi istikametinde kaydırmaya yönelik tavrı dikkat çekici. Rusya dikkatle ve stratejik akılla, bölgesel hamleleri net olarak görerek, yapacağı hamleleri hazırlamaya devam ederken, Rusya Devlet Başkanı Putin´in yeniden seçim kazanmasıyla, gücünü bir kez daha pekiştirmiş bir liderin, sahada yapabilecekleri tedirgin ediyor.

Bu aralar bölgede çok fazla adı geçmiyor görünse de İran, aktif milis varlığıyla, bölgede etkinliğini sürdürürken, bir yandan İsrail´i tahrik etmekten çekinmeyerek, Suriye rejimi ile birlikte, geleceğin en önemli stratejik konumlarından olan ve halen gelişmelerle dengelerde yeni yerini alan, Golan Tepelerinde de var olmak istiyor.

Bölgede ABD´nin varlığı, her ne kadar Suriye-Irak birleşiminde bir stratejik düşünce yapısıyla değerlendirmelere yol açsa da esasen, Doğu Akdeniz´de bulunan enerji kaynakları ile Suriye güneyinde ve 1967´den bu yana İsrail kontrolünde olan Golan Tepelerinin, stratejik önemi ön plana çıkmaya başladı. Türkiye, bu dikkat dağılmasından ya da bilinçli kontrollü vazgeçişten faydalanarak, sınır ötesinde önemli kazanımlar elde edebilir. Ancak, her ne olursa olsun, ABD, Fırat Doğundan, Afrin veya Menbic kadar kolay tasarrufta bulunmayacaktır. Zaten burada kurduğu üslerdeki varlığı da bunu teyit etmeye yeter seviyede.

Ancak, Türkiye´nin kararlı duruşunun devamlılığında, TSK´nın bölgesel hamlelerinin ardından halkın kazanımıyla elde edilen başarılar, sonraki hamlelerde, halkın desteğiyle, daha önemli başarıların da önünü açmaya devam edecek.

Türkiye´nin, bölgesel dengelerde başarıyla yeniden yer almasındaki en önemli faktör olarak, yine TSK öne çıkıyor. TSK, yaşadığı/yaşatılan onca olumsuzluğa rağmen, dimdik ayakta olduğunu yine, yeniden ispatlarken, hem vurucu gücüyle, hem disipliniyle hem de halkla ilişkilerindeki muhteşem başarılarıyla, bir kez daha takdiri hak ediyor.

     

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00