Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ,


Adananın Yaşadığı Çevresel Sorunlar Adana´nın Yaşam Kalitesini Olumsuz Ekilemektedir

Adana Türkiye´nin halen önemli bir metrapolü. Bugün yaşam kalitesi düşmüştür. Uzun zamandır nitelikli göç veren ve sürekli güç kaybeden ve sıradanlaşan bir konuma doğru yol adığını biliyor


Anız ve güneyden gelen tozların Adana üzerinde yarattığı boğucu sıcaklık ve doğadaki her objenin özellikle evlerin ve bitkilerin yapraklarının yüzeyine abanan tozların yarattığı kirlilik yağmur suları ile giderildi. Ancak Adana´nın alt yapı yetersizliği nedeniyle bir saatlik yağış ile kent bir kez daha yaşanılamaz duruma geldi. Her tarafı betonlaştırılmış ve sürekli tarım alanlarını amaç dışı kullanımı ile artık yağmurun yer yüzeyinin içlerine doğru nüfuz edeceği hiç bir yer kalmamıştır.

Yağışlar Normal, Anormal Olan Yağışın Yoğunluğunu ve Olası Suyun Çıkış Kanalarını Düşünülememsidir

Vatandaş sürekli olarak soruyor neden her yağmur sonrası su baskınları yaşanıyor. Adana kentinin içinde bir zamanlar var olan dereleri ve suyun akış alacağı çaylar sonradan yerleşime açıldığı için yağmus sonrası yüzeyde birken suların akacağı yön bulmadığı için sel baskınları oluşuyor. Çok doğal ki yağan yağmurun önce bitki yapraklarına çarpması ve hızının kırılması ve daha sonrada toprak yüzeyine ulaşan sular toprak tarafından emilir ve toprağı derinliklerine doğru sızar ve bu sular toprakta boşluklarda ve kil yüzeylerinde tutulur. Yağışların azaldığı yaz dönemlerinde toprakta kalan sınırlı miktardaki su ile toprakta yetişen bitkiler varlıklarını devam ettirir. Şimdilerde her taraf bina ve beton olduğu için toprak yok, yeşil alan yok ve yüzeye düşen yağmur suları hızla beton yüzeyinde birikiyor ve nerede ve hangi yönde  bir eğim bulursa o yöne doğru yönelmektedir. Yağışın miktarı arttıkça, yüzeyde biriken su kütlesi artar ve su hareketlendikçe önüne gelen her nesneyi önüne katar götürür. Adana´da yaşadığımız ve geçen haftalar da Artvinde yaşadığımız manzaralar tamamen insanın yaptığı planlama hatalardan kaynaklanıyor. Bodrumda dün yağan yağmur sonrası dere yatakları üzerinde yapılan tüm yerleşim yerlerinin sel altında kaldığını yetkililere doğal affet olarak sunması ise ayrı bir yaman çelişkinin tam yansıması. Doğanın kendi mekanizmasının işleyişi insan faaliyetleri ile engellendiği için sorun yaşanıyor. Bunun adı ?doğal afet? değil, insani afet dersek abartmamış oluruz. Bugün yaşadıklarımız kader değil insanın tercihen yaptığı planlama hatalarının sonucu olarak yaşanmaktadır. Dün basına yansıyan Adana kentinin eski E-5 yolu üzerinde açılan alt geçitlerin su altında kalması, yeni Adana Valiliğinin yanında demiryolu köprüsünün altı, Belediye evleri içinde gçmişte var olan dere yatağına biriken sular içinde kalan arabaların görüntüsü ve perişan insan manzaraların tamamı insanın yaptığı yanlışlar ve öngörüsüzlüklerden birkaçının sonucudur. Her yağmur sonrası genelde yoksulların oturduğu gecekondular, binaların alt katlarında oturan yoksullar ve kapıcıların evlerini su basar, onların feryadı ve çırpınızı pek duyulmaz.

 

Sorun Doğada Değil Kentin Yönetim Anlayışından Kaynaklanıyor

Adana´nın yaşanabilir bir yeşil kent olma talebi hep oldu ancak belediye yöneticilerinin tercihleri ile bugün bu taşınamyan sorunlar yaşanmıyor. Yazları anız yakılması ve kentin yaşanamaz hale gelmeside yine sorumluluk konumdaki insanımızın tercihi ve planlaması ile yaşanmaktadır.

Anız yakılmasının yaratığı boğucu sıcaklık ve kül-toz ve arkasında ani olarak başlayan yağış ile Adana alt yapı yetersiliği ile bir türlü yaşanılabilir bir kent olma durumuna geçemiyor. Özellikle bu yaz yaşadığımız ağır bunaltıcı sıcak, her yere sinen anız küllü, çöllerden gelen tozlar ve bunların sağlığımızı tehtit eden bunaltıcı ortam ile insanın yaşam kalitesi iyice düşmüştür. Adana kentinin yaşanabilirliği ve kalitesi düştükçe insanların Adana´da yaşama isteği de azalmaktadır. Her yıl anızın kenti yaşanmaz durma getirdiği bir ortamda soru açık ?kim böyle bir kentte yaşamak ister ki??

21 Eylül 2015 tarihli yağış ile birlikte özellikle Kuzey Adana´nın eski dere yataklarının bulunduğu yerleri su altında kalması akla bir zamanların ?modern kent sloganlarını? gündeme getirdi. 1981 yılında Çukurova Üniversitesine öğrenci olarak geldiğimde o zamnki ismi ile Baraj Lisesi ve baraj kapısının ilerisinde neredeyse yerleşim yeri yoktu. Son 30 yılda kuzey Adana´da neredeyse yeni bir kent yaratıldı. Güneydoğudan yaşanan göç olgusu ile Adana´nın artan nüfus artışı ile kuzey Adana revaştaydı. Geçmişte yapılan bütün eleştirilere bir yana bugün yaşanan afetler sonrası kentin yeni yerleşim yerininde her türlü alt yapıdan yoksun olduğu kendiliğinde ortaya çıktı.

Adana ayrıca estetistikten yoksun, yaşanılabilir farklı ortam sunamayan bir kent. İçinde Seyhan nehrinin akması iki barajın yanıbaşında bulmasına rağmen yaşanılabilir alternatif ortamlar sunamamaktadır. Uçak ile yolculuk yaptığımda Adana kentinin üzerinden uçaktan aşağı baktıkça her defasında kutu kutu binalar, nefes alacak park ve yeşilin olmaması binaların üzerindeki güneş enerjisi için çatılara yerleştirilen tenekeler kenti tam bir teneke kentine dönüştürmüş.

 

Adana Metrapolü Desentralize Edilmeli Ve Uydu Kente Sistemine Geçilmelidir

Aslında Adana bu durumu hiç hak etmiyor. Yeniden bir çağdaş imara ve alt yapıya kavuşması gerekir. Ancak nasıl? Ve hangi mekanizma ile?

Bu sorular kentin yetkililerini ve politikacıları ilgilendiriyor.

Ancak öneri olarak:

Adana gibi 2 milyonluk bir metropoliten kentin yeniden planlanması şart. Kentin modern planlama ekseninde kentin desantralize edilmesi gerekir. Taşınamayan ve temiz hava almakta zorlanan kentin içinde hava koridorlarının oluşması için yeşil alan meydanlarının yaratılması şart. Kentin artan nüfuz yoğunluk nedeniyle merkezin dışında yeni uydu yerleşim yerlerinin yaratılması düşünülmelidir.  Kentin taşınması için toplu taşıma aksları sisitemine hizla geçilmelidir.

Kentin içindeki su tahliye yolları yeniden güncellenmelidir. Adana´da artan hava kirliliği ve anız yakılmasına karşın uydu verileri öncü uyarı sistemi mutlaka kurulmalıdır. 

Adana Türkiye´nin halen önemli bir metrapolü. Bugün yaşam kalitesi düşmüştür. Uzun zamandır nitelikli göç veren ve sürekli güç kaybeden ve sıradanlaşan bir konuma doğru yol adığını biliyor. Uzun zamandır Adana´nın her alanda gerilediği konusunda uyarılarımızı yapıyor/yapıyorduk. Özellikle bu yaz yaşanan anız yakılması ve toz yığınının uzun süreli kent üzerindeki olumsuz etkisi kente yaşamı zorlaştırmıştır. Şimdi bu son yağmurlar ile kentin işleyemez duruma geldiği ve yaşanılamaz duma geldiği konusundaki eleştirler daha da ciddileşmiştir.

Benim görebildiğim kadarı ile Adana´nın sorunu, nitelikli göç kaybı ile önemli derecede üretkenlikten ve yaratıcılıktan uzaklaşmaktadır. Bunun en açık örneği, sinama, roman ve şiirde eski üretkenliğini koruyamadığı gösterilebilir. Yine de umutsuzluğa düşmeden, Adana yeniden bereketli toprakların verimliliğine önem vermeli, sanata, edebiyata ve bilime önem vermelidir. Adana´nın yaratıcılığı artırması için üniversitelerini mutlaka güçlendirmesi gerekir. Adana´daki demokratik kitle örgütleri, odalar, üniversite ve kentin yetkililerinin Adana´nın geleceği için bir araya gelip köklü çözüm önerileri geliştirebilir diyelim.

Herkese geçmiş olsun, bayramınız kutlu olsun.

 

chfccvbbvvvvvvvvvvvvvn
7.04.2018 16:37:11
çok uzun ve sıkıcı

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00