Cumali KARATAŞ


ADANA MÜZİĞİNDE AMİR ATEŞ RÜZGÂRI


“Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim”, “Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın” ve “Seni Ben Unutmak İstemedim ki” gibi dile düşen şarkılarıyla geçti Amir Ateş Adana’dan. Ahmet Sağyaşar’ın yönettiği konserin ikinci bölümünde Amir Ateş’in besteleri seslendirildi.  

 

 

Geçen Pazartesi Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda verilen konseri Ahmet Sağyaşar Korosu gerçekleştirdi. Ahmet Sağyaşar’ın yönettiği, Günnur Tanrıtanır’ın sunduğu konserde, bazı eserlerini de seslendiren ünlü bestekâr Amir Ateş ile birlikte, Şef Ahmet Sağyaşar solo yaparken; Cumali Karataş ve Zeki Yılmaz gibi yazarlarla, Doğa Çocuk Tiyatrosu kurucusu Erhan Köymen’e plaket verildi.

“Ben Seni Unutmak İçin Sevmedim”, “Bir Kızıl Goncaya Benzer Dudağın” ve “Seni Ben Unutmak İstemedim ki” gibi dile düşen şarkıların bestekârı olan Amir Ateş’in de katıldığı gecede izleyicilerden ilgi gören konserin farklı ve renkli yanı vardı. Konserin ilk bölümünde çeşitli bestekârların eserlerine yer verilirken, ikinci bölümünde Amir Ateş’in besteleri seslendirildi.

Verilen konserde Adanalı yazar Cumali Karataş’ın Amir Ateş tarafından bestelenen “Çukurova” adlı besteye de ilk defa yer verildi. Daha sonra, Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, bestekâr Amir Ateş’e plaket verirken; yazar Cumali Karataş ve  Zeki Yılmaz’ın plaketlerini ise Seyhan Belediyesi Başkanı Cüneyt Patır ile Ceyhan Belediye Başkan Yardımcısı Cihan Bayram verdiler. Koroşefi Ahmet Sağyaşar ise Erhan Köymen’e plaket verdi.  Yaklaşık iki bin bestesi bulunan Amir Ateş, konser sonrası yaptığı konuşmada Ahmet Sağyaşar ve korosuna teşekkür ederek, izleyicilerden sanat müziğimize sahip çıkılmasını isterken; sahnede bazı bestelerini seslendirip, “Pervane” adlı bestesinin sürüklediği duygu atmosferini izleyicilerle paylaştı.

 

 

 *AHMET SAĞYAŞAR VE MÜZİK

Ahmet Sağyaşar bir müzik sevdalısı. Uzun yıllardan beri müziğin içinde, dahası musikinin diyelim de tarz olarak daha iyi algılansın. Şimdiye kadar konuğumuz olmadığından detaylı bir biçimde ağırlayalım Sayın Ahmet Sağyaşar’ı… Alidede mahallesi doğumlu (1945) Ahmet Sağyaşar. Sırasıyla, 29 Ekim İlkokulu, Tepebağ Ortaokulu, Erkek Lisesi gibi eğitim olarak tarihi mekânlardan sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde öğrenimini tamamlıyor.    

Musikinin içinde doğmuş Ahmet Sağyaşar… Aruz vezniyle şiirler de yazan, tenör bir sese sahip olan baba Haydar Sağyaşar bütün klasik Türk Sanat Müziği eserlerini okuyor. 15 günde bir musiki için amcası Cemal Sağyaşar’ın evinde toplanılıp meşk yapıyorlar. Tabii Sağyaşar ailesi Adana müziğinde önemli. Şimdi nerde o günler diyeceksiniz… Aile boyu müzikli bir yaşamın içerisindeler. Bunun için Ahmet Sağyaşar musikinin içinde doğmuş diyoruz. Türk müziğine bir Mustafa Sağyaşar armağan etmişler. Ahmet Sağyaşar amatörce ve beklentisiz bir tutkuyla sürdürüyor Adana’daki müzik sevdasını. Şimdi gel de bu değerlerin yetiştiği böyle aileleri mumla ara. Zaman da tersine sarmıyor üstelik. “Müzik ruhun gıdasıdır” gıdası olmasına da uygarlığın, eğitimin de bir parçasıdır.

İşte amca Cemal Sağyaşar’ın evinde yapılan meşklerde, daha ilkokula başlamayan Ahmet Sağyaşar:”İndim Yârin Bahçesine”, “Gül Dibinde Gülizar”, “Ayrılık Yaman Kelime”, Ayrılık Yarı Ölmekmiş” gibi eserlerin yanı sıra Abdullah Yüce şarkılarını seslendiriyor. Üç, dört yaşlarında utancından yemek masasının altında söyler şarkılarını. Bu tür yemekli aile toplantılarında yaş sırasına göre, amca Cemal Sağyaşar, baba Haydar Sağyaşar, amcanın eşi Bedriye Yenge, amca çocukları Hasan, Sevim, Mustafa Sağyaşar, Kaya, Gökçen, en sona Ahmet Sağyaşar şarkı söyleme sıralamasını oluştururlar.    

Ahmet Sağyaşar 1959/1960 döneminde, yine Adana müziğinin mekânlarından biri olan Gazipaşa İlkokulu’nda Arif Nihat Aka, Ali Şenozan, Ali Bakır, Ahmet Polatöz, Ali Galip Ongül ve Mahmut Akan gibi müzik ustalarının bilgilerinden yararlanıyor. 1962 yılının sonuna kadar musiki derneğine Adana’da devam ediyor. Daha sonra, Atatürk Parkı’nda bulunan halkevinin müzik koluna dahil oluyor ve yapılan sınav sonucunda Ali Şenozan’dan sertifika alıyor. İstanbul’daki yüksek öğrenim yıllarında Rumeli Kültür Derneği’nde, İstanbul Radyosu’nda da müdür olan Rüştü Eriç’ten faydalanıyor.  Rumeli Kültür Derneği Korosu olarak İstanbul Radyosu’nda program yapıyorlar.

Yüksek öğrenim ve askerlik sonrası Adana’ya dönen Ahmet Sağyaşar, Divan Musiki Derneği çalışmalarına katılır. Gazeteciler Cemiyeti Korosu’nda Uğur Türe’den de yararlanır. 1984 Yılında Türküsev Vakfı Gn.Md. iken Hüseyin Çetin Yener ile birlikte Dil/Beste TSM Korosu’nu kurup, şefliğini de yaparak konserler verirler. Adana Erkek Lisesi Mezunları Derneği’nde başkanlık yapar. Adana Erkek Lisesi Mezunları Derneği Korosu olarak konserler verirler. (1994-2000) Tempo Televizyonu’ndaki Muhabbet Bağı adlı bir TSM programı da yaparlar. Daha sonra, Dil-Beste yerine Çukurova Tarih ve Kültür Derneği’ni (ÇUDAK) kurup, Ahmet Sağyaşar Musiki Korosu olarak verilen konserlerle bugünlere gelirler.

Müziğe doğan bir yaşamın geldiği noktada Ahmet Sağyaşar artık bir şeyler yapacaktır… Müzik adına önemli bir özveri girişiminde bulunarak, satın aldığı işyerinde ÇUDAK’ı (Çukurova Doğa Araştırmaları ve Kültür Derneği) kurarak, işyerini musiki korosunun çalışmalarına karşılıksız olarak açar 2008 yılında. Kendi adını taşıyan dernek ve koroya dönüşen oluşumun başkanı ve şefi olur. Kendisinin espritüel deyişiyle, bina mülkünü derneğe bedava kiraya verir anlayacağınız. İşte Ahmet Sağyaşar’ın müzik öyküsü özet olarak böyle.

Müziğin içinde büyüyen ve 30 kadar bestesi bulunan Ahmet Sağyaşar, babası Haydar Bey gibi, aruz olmasa da şiirler de yazıyor. Hatta yüze yakın da şiirleri bulunuyormuş. Bir dörtlüğü şöyle örneğin:   

       

            Aynalar göstermez sana kendini.

               Bir kalbime girsen o sana yeter.

               Gördüğün sen misin yoksa ben miyim?

               Gel sarıl boynuma o bana yeter.

                                                           Ahmet Sağyaşar  

 

Ahmet Sağyaşar açış konuşmasında kıymetli bestekâr Amir Ateş bey ile olan tanışıklığına değiniyor ve onu Adana’da ağırlamanın onurundan söz ediyor. Amatörlüğün arkasına saklanıp bahane aramak istemediğine de değinen Sağyaşar’ın konuşmasının ardından konser başlıyor.

“Gönlümün şarkısını gözlerinde okurum” gibi beste ve güftesi kendisine ait olan bir Muzaffer İlkar şarkısıyla hicaz makamındaki eserlere giriliyor…“Şarkılardan Fal Tuttum”, “Seneler Ne Olur Üstüme Gelmeyin” ve “İkinci Bahar Yaşıyor Ömrüm” gibi şarkılarla bölüm tamamlanıyor…

Şarkılardan salt makam kokusu gelmiyor, dostluklarında anısı kırık dökük seyrediyor…  Burda Erdoğan Yıldızel’den söz etmek isterim… Doksanlı yıllarda yine bu sütunlarda bestekâr Erdoğan Yıldızel ile ilgili yayın yaptığımız sıralarda birkaç kez görüştüğümüz Yıldızel, bu akşam hicaz şarkılar arasında seslendirilen, bestesiyle güftesiyle kendisine ait olan ”Anlatılmaz Bin Dert İle Geçiyor Çileli Ömrüm” adlı şarksısından söz ederek, “…hep tek eseri var…” dedikleri için haklı olarak sitem ediyordu. Babası Orhan Veli’nin arkadaşı olan, Orhan Veli’nin atla evlerine geldiğinden söz eden ve benim de yayın için illa “yaz…” dediğim değerli şair Cansın Erol hanımefendiyle MESAM genel kurullarında son yıllarda görüşmelerimiz olmuştu. Güfte yazarı olarak yer alan Halil Soyuer Orhan Veli’lerden Yahya Kemal’lere, Âşık Veysel’lerden Dranas’lara kadar bir dönem Ankara’da Türk edebiyatının nabzını tutan bir gazeteci/şair… Yıllar önce kitapları hakkında yazmıştım. Cemal Safi’nin düzenlediği Akçay’daki festivalde ise bir masayı paylaştığımız bir gece olmuştu. Hatıra defterlerine kadar geçen, bu konserde de seslendirilen onun o ünlü “Gideceğin Yere Beni de Götür” şiirinin kime ait olduğunu bilmemek cehaletiyle kitaplara yanlış geçirenlerden söz ederek bu satırları hiç kirletmek istemiyorum. Ve Berlin’de yaşayan İsmet Nedim’le de yayın muhabbetimiz olduğunu belirttikten sonra; “Gençliğim Nerede” adlı şiirlerimle yazmaya çalıştığım üç Sakarya savaşı şiirimi besteleyen ve cd’lere giren “Koca Sakarya” adlı şiirimle Polatlı Belediyesi ödülünü birlikte kazandığımız Sayın Bilge Özgen ağabeyin kulaklarını çınlatmadan da geçemeyeceğim… Rahatsızlığı nedeniyle ödül törenine katılamayacağını belirtip, benim katılmamı istediğinde Polatlı’ya gitmiştim.     

“Bir Gönül Hikâyesi”, Sevgi Dolu Şu Gönlüm”, “Gideceğin Yere Beni de Götür”,  Ömrümüzün Baharı Birlikte Geçsin”, “Artık Yeşerecek Bir Dalım Yok”, “Dudağımda İzin Hâlâ Dururken”, “Kalbi Kırık Serseri”, “İçimde Kanımdasın” ve “Yıldızlı Semalardaki Haşmet” adlı şarkılar sırasıyla uşşak, kürdi, aşkefza, muhayyer kürdi ve kürdilihicazkâr şarkıları icra ediliyor. Ercan Şen hicaz taksimini yapıyor. Tevfik Uğurlar, Mustafa Kutval, Fevziye Kökyıldırım, Güzide Özkan (keman), Ercan Şen, Ahmet Demirayak, Tülay Çelik, İbrahim Gökmen (ud), Nazif Kavalalı, Selim Kökyıldırım (kanun), Murat Duman (klarnet), Harun Atılgan, Merve Kökyıldırım, Erdal Kargören (ney), Bülent Uğurlar ve Nazan Koşar (ritm) saz sanatçıları olarak yer aldığı konserin sunumunu Günnur Tanrıtanır yapıyor. Erdal Kargören ile Günnur Tanrıtanır aynı zamanda solo da yapıyorlar.

Şarkılardaki besteci adları ise Erdoğan Berker, Özdemir Erdoğan, Zeki Müren, Bilge Özgen, Coşkun Sabah, Erol Sayan, Necdet Tokatlıoğlu, Teoman Alpay, Hüseyin Erbay, Fecri Ebcioğlu, İsmet Nedim ve Sadi Hoşses gibi tanınmış, önemli sanatçılardan oluşuyor. Mehmet Erbulan, Sezen Aksu, Ayten Baykal, Halil Soyuer, Türkân Ateş, Savaş Yavuz, Norayr Demirci, Nur İncegül ve Faik Ali Ozansoy gibi isimler güfte yazarı olarak yer alıyor. Adil Bayram, Cahit Yardım, Eftale Yalçın, Figen Güler, İlkyaz Güdücü, Mehmet Say, Müfit Özdiker, Osman Balceli, Serkan Dönmez, Suat Çiçek, Vijdan Topçubaşı, Yusuf İnce ve Zeki İdem ilk bölümün solistleri olarak yer alırken; Nazif Kavalalı’nın nihavent kanun taksimi, Tevfik Uğurlar’ın kürdilihicazkâr keman taksimi yaptığı ikinci bölümde Ahmet Sağyaşar Derneği ve Korosu (ÇUDAK) kurucusu, şef Ahmet Sağyaşar solo yaparken; Ayfer Yarman, Ceylan Kaşısarı, Eftale Yalçın, Hülya Özdemir, Mehmet İkbal Doğan, Mustafa Tekbıçak, Seyfi Çiçek,  Yusuf İnce ve Leyla Demiryapar’ı mikrofon başında görüyoruz. Alparslan İslamoğlu, Ayla Alagül, Belgin Adanan, Berrin Göksel, Çiğdem Uğan, Esin Olguner, Fazıl Yalçın, Fevziye Koca, Galip Ökeer, Habibe Kılınç, Hasibe Kocacan, Hayati Soylu, Hülya Özdemir, İsmail Yalım, M. Ali Utkan, M. Turan Diler, Mediha Ahraz, Mithat Akkaya, Ramazan Akgül, Seher Soylu, Sevgi Toklucu, Şafak Karalar ve Yaşar Keser korist olarak yerlerini alıyorlar. .

 

               *BESTEKÂR AMİR ATEŞ

 

          Ben seni unutmak için sevmedim.

               Gülmen ayrılık demekmiş bilmedim.

               Bekledim sabah, akşam yollarını

               Ölmek istedim bir türlü ölmedim.

                                                           İ.Behlül Pektaş

 

Kıymetli, bestekâr Amir Ateş beyin bestelerinden oluşan ikinci bölümde ise güfteleriyle bir dönem dikkat çeken İ. Behlül Pektaş var. Amir Bey’in segah medhalıyla başlayan bu bölümde Amir Bey’in güfteleri de yer alıyor. En çok sevdiğimiz şarkılardan biri olan “Seni Ben Unutmak İstemedim ki” adlı hicaz şarkı ile “Çamlıca Yolları” adlı hicazkâr şarkının güftelerini de yazmış Sayın Amir Ateş. Şadi Kurtuluş, Arif Hikmet Gökoğlu, Ahmet Selçuk İlkan, Nükhet Ulaştır, Melek Hiç ve Cumali Karataş imzaları diğer bestelerin altında yer alan isimlerdir. Melek Hiç, dillerden düşmeyen, artık klasik bir şarkı olan “Bir kızıl goncaya benzer dudağın” adlı muhayyerkürdi şarkının güftesini:”Peygamber efendimiz için yazdım…” diyordu.

 

Bir kızıl goncaya benzer dudağın.

Açılan tek gülüsün sen bu bağın.

Kurulur kalplere sevdâ otağın.

Kim bilir hngigönüldürdurağın.

(Melek Hiç

Sayın Amir Ateş’e dönüyoruz yeniden…

MESAM toplantılarında iki yılda bir samimi görüşmeleriz oluyor sayın hocamla. Yıllar önce, merhum Özdemir Sabancı’nın mevlidi için Adana’ya geldiğinde de birlikte güzel anlarımız olmuştu. Hatta bir de röportaj yapmıştım kendisiyle.

Üskidar Musiki Derneği’nde yetişen ve Emin Ongan’ın öğrencisi olan hafız, mevlidhan ve ses sanatçısı da olan Amir Ateş; Kemal Batanay,Sabahattin Volkan, Halil Can ve Sadettin Kaynak ve Yesârî Âsım Arsoy gibi müzik ustalarından yararlanmış ve çeşitli korolar yönetmiş, öğrenciler yetiştirmiş ve klasik düzeye erişen dile düşen şarkılarla sanatçılığını taçlandırmış bir büyük bestekâr.  

 

            Seni ben unutmak istemedim ki

               Uzayan yollara neden inandın.

               Sevenler verdiği sözden döner mi?

               Şu yalan yıllara neden inandın.

                                                           Amir Ateş

 

Naçizane, benim “Çukurova” adıyla yer alan “Güzeller Güzeli” adlı şiirimin ilk iki dörtlüğünden bestelenen nihavent şarkıyı sevgili Amir Ateş hocam bize ve Adana’ya olan sevgisiyle besteleme sürprizi yapmış ve bu konserde ilk kez okunmuştu. Tabii bununla da bestelenen Adana şiirleri sayısı bir düzüneye ulaşmakta olup, bunlardan dördünün TRT repertuvarında yer aldığını ve “Canım Adana”nın Adana Büyükşehir Belediyesi Altın Koza TSM Yarışması’nda (2004) Jüri Özel Ödülü aldığını sırası gelmişken belirtmeliyiz. 

 

ÇUKUROVA

   

               Görenin aklını başından alan

               Bir güzeli var ki Çukurova’nın.

               Var ise sözümde eğer ki yalan;

               Güzeller güzeli Çukurova’nın.

                                            ***

               Ay doğar her gece güzel yüzünde.

               Mehtaba dalınır siyah gözünde.

               Mutluluk bulunur tatlı sözünde.

Güzeller güzeli Çukurova’nın.

                                            ***

               Bir gören bir daha dönüp de bakar.

               Gönül kaptıranı ardına takar.

               Sır gibi sevdası ömrümü yakar.

               Güzeller güzeli Çukurova’nın.

                                  

                                    Cumali Karataş

 

Konserin son bölümünde Büyük bestekâr Amir Ateş sahne alarak konuşmaya başlarken saygıyla andığını belirttiği Ahmet Sağyaşar Korosu’nun alkışa davet ettikten sonra “Kayboldu zaman, mekân/Bir noktayız evrende/…” dizeleriyle giriş yaptığı  “Pervane” adlı bestesini ve şiirini okudu ve okurken tutulan dileğin gerçekleşebileceğinden söz etti. “Güzel Adana’nın güzel musiki severleri…” diye başladığı sözünün ardından musikimize sahip çıkılmasını belirtti. “Pek çok Ahmet Sağyaşar’lar yetiştiren Adana böyle güzel bir koro ve sazları icra edenlerin çoğalsın” dedikten sonra “Canım Türkiye’m” şiirini okudu.

 

                  CANIM TÜRKİYE

            Başımın tacısın sevdadan yana.     

               Bu canım fedadır senin uğruna.

               Sen yokken yaşamak haramdır bana.

               Türkiye, Türkiye canım Türkiye.

                              ***

               Kimseler alamaz seni elimden.

               Kimseler silemez seni gönlümden.

               Adın hiçbir zaman düşmez dilimden.

               Türkiye, Türkiye canım Türkiye.

                              ***

               Şehadet huyumdur, şehitlik soyum.

               Aldığım havasın, i,çtiğim suyum.

               Neslimisorarsan işte ben buyum.

               Türkiye, Türkiye canım Türkiye.

              

                                            Amir Ateş

 

 

YAZARLAR

  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false
  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • BIST 100

    9670,53%0,26
  • DOLAR

    32,52% -0,08
  • EURO

    34,78% -0,23
  • GRAM ALTIN

    2421,67% -0,33
  • Ç. ALTIN

    3982,08% -0,92