Prof. Dr. Özer OZANKAYA


TARİKATLARIN DEMOKRASİDE MEŞRU YERİ YOKTUR!

DEMOKRASİDE MEŞRU YERİ OLMAYAN TARİKATLARI KAPATMAK YERİNE ONLARA ÖDÜN VERMEK, DEMOKRASİYE DE, ULUSAL BİRLİĞE VE BARIŞA DA, İSLAM DİNİNE DE HİZMET DEĞİLDİR!    


Atatürk, 90 yıl önce tarikatların demokraside gayrımeşru olduklarını ve kapatılmaları demokrasinin gereği olduğunu söylemişti kapatılmalarını sağlamıştı:

“Efendiler ve ey ulus, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mansıplar ülkesi olamaz.

 "En doğru, en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır.Uygarlığın buyurduğunu ve istediğini yapmak, insan olmak için ye­terlidir.

 "Tarikat başkanları hemen bu dediğim gerçeği bü­tün açıklığıyla kavrayacak ve kendiliklerinden, hemen, tekkelerini kapatacak, müritlerinin artık erginliğe ulaş­mış olduklarını elbette kabul edeceklerdir."

 Celal Bayar-Adnan Menderes'lerden, Demirel'lere, AKP kurucu ve yöneticilerine, hatta "Tekke ve zaviyeler kapatılmamalıydı" diyen kimi CHP milletvekillerine değin, ulusun cahil bırakılması pahasına oy avcılığı yapıp tarikatları hortlatıp ulusun başına bela etmeyi kendilerine yakıştırıp demokrasimizin yıkımlara uğramasına yol açanlar; ya da bölücülük, terör gibi yine dış destekli sorunları aşmanın asıl yolu gerçek sanayileşme ve Köy Enstitüleri, Halkevleri örneklerindeki gibi gerçek kitlesel eğitim iken, tarikat uyuşturuculuğuyla savuşturma kolaycılığı (sahte mücadele) yoluna başvuran siyaset kurum ve kişileri, bugün kamuoyu yoklamasında, AKP seçmenlerinin bile Atatürk'ü onaylarcasına "Tarikatlar zararlı kuruluşlardır, kapatılmalıdır" dediklerine tanık oluyorlar!

 Başta siyasal iktidar yöneticileri olmak üzere bütün siyasal parti yönetimleri, Türk ulusunun büyük çoğunluğuyla reddettiği, ulusal bağımsızlık ve yurt bütünlüğü için de, demokrasi için de İslam dini için de yıkıcı olan tarikat denilen bu sömürgen örgütlenmelere destek vermekten vaz geçmeli; Atatürk'ün gerek İslam dininin özüne, gerekse onunla çelişmediğini özenle belirttiği demokratik düzenin ve demokrasi kültürünün gereklerine ilişkin aşağıdaki saptama ve uyarılarını kendi meşru varlıklarının gereği olarak içtenlikle benimsemelidirler:

 "Dinin amacı, sağduyu sahiplerini kendi seçimleriyle, dünyada ve ölümden sonra mutluluk ve esenliğe eriştire­cek amaçlara yöneltmektir.

 "Din (İslam dini, Ö.O.), dünya işlerinde müslümanları bu ereğe ulaşmaktan alıkoyacak hiçbir şeyi buyurmaz. Peygamber, "dünya işle­rine kendilerinin akıllarının daha çok ereceğini" belirte­rek yakınlarını dünya işlerinde özgür bırakmakla bu ger­çeği topluluğuna öğretmişti.

 "İslam dininin onurla süregitmesi, müslümanların mutlu­luk ve gönence ulaşması, yeni düzenlemeler yapma yolu­nun açık olmasına bağlıdır. Yeni düzenlemeler yapmak, her çağda müslümanlar üzerine düşen kesin bir görevdir."

 "Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi dini yoktur. Devlet yöne­timinde bütün yasalar, bilimin çağdaş uygarlığa sağladığı ilke ve biçimlere, dünya gereksinimlerine göre yapılır ve uygulanır. Din anlayışı vicdan işi olduğundan, Cumhuri­yet din düşüncelerini devlet ve dünya işlerinden ve siya­setten ayrı tutmayı ulusumuzun çağdaş ilerlemesinde başlıca başarı etkeni sayar."

 İşte ulusal bağımszılık, yurt bütünlüğü, özgürlük düzeni ve ekonomik kalkınma için tutulacak yol, "laiklik" denilen bu bilim yoludur.

 Demokratik düzenin "dernek"lerde aradığı meşruluk koşullarının hiçbirisine uymayan tarikatları, Atatürk Cumhuriyeti'nin yaptığı gibi, bu "ortaçağ artığı" özelliklerini ulusa sergileyip yasa ve hukuk dışı ilan etmektir.

--------------------------------

 Bknz.: Özer Ozankaya, CUMHURİYET ÇINARI: MUSTAFA KEMAL'İ "ATATÜRK" YAPAN UYGARLIK TASARIMI (CEM Yay.);

Özer Ozankaya, ATATÜRK VE LAİKLİK, (CEM Yay.)

 

 

 

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22