Prof. Dr. Süleyman BOZDEMİR


21. YÜZYILDA EĞİTİM SİSTEMİMİZ NASIL OLMALIDIR? (5)


21. Yüzyılda Fen ve Beşeri Bilimler Eğitiminin Önemi

Buraya kadar eğitimle ilgili konularda göstereceğimiz başarının ölçütü, fen ve beşeri bilimler eğitiminde göstereceğimiz başarıya bağlıdır.

Eğitim sisteminin çeşitli seviyelerinde fen eğitiminin en etkin biçimde, sevdirilerek nasıl verilebildiği başlı başına büyük bir sorundur.

 Fen bilimleri genelde, doğayı anlamak ve sayısal olarak ölçmek olduğundan, bu tür bir eğitimde, kültür farkları fazla bir önem arz etmez. Yani Amerika’da veya Uzak Doğudaki bir ülkede, fen bilgisinin en verimli şekilde aktarıldığı bir metot, Türkiye’de de uygulanabilir. Örneğin, eğitim sistemimizde, matematik ve fizik öğretiminde, ağırlıklı olarak uygulanan ezberletme yöntemi, diğer ülkelerde uygulanan metotlarla karşılaştırılıp değiştirilebilir. Çünkü analitik bir kavrayışla formülleri anlamayıp ezberleyerek hafızada tutan öğrenci, konuyu anlamamıştır. Aynı formülü başka bir problemde kullanmakta zorluk çeker. Hâlbuki her formülün gerisindeki gizemli gibi görünen orantılar, açıklığa kavuşturulup öğrenciye takdim edilirse, öğrenci, konuyu temelinden öğrenir, bildiğini de defalarca tekrarlamaya gerek duymaz. Hem bu şekilde verilen analitik öğretme metodu, öğrencinin zihnen gelişmesini sağlayacaktır.

Eğitim sorununun diğer ayağı olan beşeri bilimlerin eğitim-öğretimine gelince, asıl burada söylenecekler çok önemlidir.

 Edebiyat, sosyoloji, tarih ve felsefe gibi disiplinler, öğrencinin KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE EĞİTİM SORUNLARININ FELSEFİ BOYUTU “Philosophical Dimension of Educational Problems in the Globalization Process”  dünya görüşünü oluşturan öğelerdir. Birçok etik ve sosyal değer bu bilimler yoluyla öğrenciye aktarılır. Öğrenci doğaya, insanlara, olaylara ve hatta matematik, fizik ve astronomi gibi fen bilgilerine, beşeri bilimlerden aldığı ölçülerle bakar. Bir eğitim modelinde hedef olarak belirlenen ideal birey, bu bilgilerin veriliş metoduyla ilgilidir. Eğitimi alan öğrenci, verilen bilgilerin aktarılış şekline göre ya katı, bağnaz ve bağımlı olur veya esnek, yeni ve farklı bilgileri kabule yatkın, bağımsız bir kişilik olarak yetişir. Eğitimde her şeyden önce öğrencinin bilincine ve muhakeme gücüne güvenilmelidir. Öğrencinin, hocasının aklıyla düşünmesini engellemek gerekir. Sosyal bilimlerde yüzde yüz doğrular olmadığı için, öğrenciye verilen bilgilerde öğrencinin şüphe edip bu bilgiyi sorgulaması doğaldır. Buna müsaade etmek gerekir. Bilgi alışverişinde şüpheye işlerlik kazandırılması, bilginin dogmaya dönüşmemesi için kaçınılmaz bir husustur. Aksi halde bu bilgiler, mutlak bilgiler olarak algılanır. Bu durum, ileride, bu alandaki yeni bilgilere kapalı kalacağı gibi, kendisi gibi düşünmeyenleri yanlış yolda görür. Böyle düşünen bireylerden oluşan bir toplumda, kanaate ve bilince dayanan bir uzlaşma yerine, ancak kanuna dayalı zoraki bir birliktelik söz konusu olabilir. Sosyal bilimlerdeki göreceli bilgi ve değerler sunulurken, bu tür bilgilerin doğasından kaynaklanan antitez sürümlerini de mutlaka vermek gereklidir. Örneğin, kapitalizmin ne olduğu öğretilirken, bunun karşıtı olan komünizm de orijinal metinlerinden verilmelidir. Dinin ve inancın insan yaşamındaki yeri ve önemi anlatılırken, bir dinsizin ve ateistin din karşıtı görüşlerine aynı samimiyetle yer verilmelidir. Böylece, öğrencinin, din ve inanç hususunda seçim yapması, kendisine bırakılmalıdır. Böyle bir özgür ortamda bilincini zenginleştiren öğrenci, kendi adına bir seçim yaparken, kendisinden farklı bir seçim yapan arkadaşına bu hakkı tanır. Kendisinden daha farklı bir karar verdiği için ona düşman olmaz. Onlara bir arada tutan özgürlüktür, bireysel bağımsızlıktır. Özgürlüğün sağladığı beraberlik ve dayanışma, bir dogmada ittifak etmekten daha güçlü ve daha insancadır. Çağdaş eğitimde gözetilmesi gereken diğer bir husus da, insan kıymetinin her şeyin üstünde tutulmasıdır. Sami dinlerindeki tevazu prensibi ve tanrı huzurunda insanın hiçliği inancı, hiçbir zaman, insan değerinin kaybına yol açmaması gerekir. Mesela Aristo etiğinde savunulan, bireyin kendini yüce bir varlık ve değerli bir kişilik saymasına izin verilmesi, böylece insanlar arası saygı ve sevginin artmasının sağlanması, eğitimin bir prensibi haline getirilebilir. Bunun bir anlamı, insandan daha kıymetli bilinen kutsal kavram ve nesnelerin, insan karşısında değer kaybetmesi demektir. Çünkü bir kültürde insanın kendisi yerine, ihdas ettiği kavram ve varlıklar, insandan daha büyük kıymet kazanırlarsa, kendisi bundan zarar görür. O sanal kutsallıkların altında ezilir. Onlara kendini kurban eder. Bu, pek fark edilmeyen bir intihar türüdür. Bir insan kutsallara feda edilmeyeceği gibi, başka bir insana da feda edilmemelidir. İnsanüstü vasıflarla nitelenen bir insan, diğer tüm insanlara haksızlık eder. Kimse kimseden üstün değildir. Üstünlük ancak erdemle mümkündür. Bu erdem de ancak insanca bir erdemdir. İnsan kapasitesini aşan tanrısal erdemler şaibeli erdemlerdir. Bir insan her bakımdan erdemli de olamaz. Bazı hususlarda diğer bir insandan ileri iken diğer bir konuda geridir. İnsanın zaaflarla donatılmış olması, insan olmasının esasındandır. Bir insanın zaaflarından bahsedilmiyorsa, iyilikleri de şüphe altında kalır. Bir kişiliğin komple tarifi, iyi ve kötü haslet ve eylemlerinin bir arada dökümünden ibarettir. Tarihsel bir kişiliği veya dindar bir azizi anlatırken, insan sınırını aşmamak gerekir. Sınırı zorlayan anlatımlar, gençler üzerinde bir baskıya dönüşür; onu, bilinç sel köleliğe sürükler. Bir insanı melekler seviyesine yüceltip taltif etmek, insanlık adına yüz karasıdır. İnsanlığa çok şey kaybettirir.

 

Cevdet Aydemir
12.05.2020 14:07:38
Sevgili Bozdemir, görüşlerinize tümüyle katılıyorum. Eğitimin amacı ve şekli konusunda yeterli açıklamalar çok tutarlı. Ancak bizim Köy Enstitülerinin başarılı uygulamalarından çıkardığımız çok önemli bir dersi ınutmamamız gerek. ÜRETİM İÇİN ÖĞRETİM, ÜRETİRKEN EĞİTİM. Bu görüş öncelikle, çağdaş toplumun nelere gereksinim duyduğunun belirlenmesini gerektirir. Öncelik sırası belirlenen bu gereksinimler için uygulanacak öğretim metotları yetkin uzmanlarla demokratik bir katılımla belirlenip uygulanmalıdır. Bu da ancak akla bilime dayalı bir yönetim tarafından gerçekleştirilebilinir. Selam ve sevgilerimle...

YAZARLAR

  • Cumartesi 31 ° / 16.7 ° false
  • Pazar 35.8 ° / 19.6 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 30.8 ° / 18.3 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9809,64%0,96
  • DOLAR

    32,58% 0,30
  • EURO

    35,07% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2457,40% 0,88
  • Ç. ALTIN

    3991,84% 0,00