Prof. Dr. Süleyman BOZDEMİR


21. YÜZYILDA EĞİTİM SİSTEMİMİZ NASIL OLMALIDIR? (1)

“Osmanlıdan Günümüze Uygulanan Eğitim Sitemlerini” incelediğimizde şunu görüyoruz: Atatürk Dönemi, Köy Enstitüleri, ilköğretmen Okulu ve Yüksek Öğretmen Okulları denemeleri hariç, eğitimde başarılı özgün bir model ortaya koyamadığımızı üzülerek söylemek zorunda kalıyoruz. Bu nedenle, eğitim halen en büyük sorunumuz olmaya devam etmektedir!..


Osmanlıdan Günümüze Uygulanan Eğitim Sitemlerini” incelediğimizde şunu görüyoruz: Atatürk Dönemi, Köy Enstitüleri, ilköğretmen Okulu ve Yüksek Öğretmen Okulları denemeleri hariç, eğitimde başarılı özgün bir model ortaya koyamadığımızı üzülerek söylemek zorunda kalıyoruz. Bu nedenle, eğitim halen en büyük sorunumuz olmaya devam etmektedir!..

Eğitimle ilgili yayınılar da verilen tüm veriler yorumlandığında:

Günümüzde; niteliğini kaybetmiş, çocuklarımızı yeterince çağdaşlaştıramayan, evrensele taşıyamayan, onların kendisi olmasını sağlayamayan, yeteneklerini geliştiremeyen, farkındalık üretemeyen, kızların ve yoksulların eğitim hakkından yararlanamadıkları, adaletsizliklerin ve eşitsizliklerin yaşandığı, toplumsal işlevini, sorumluluğunu kaybeden ve piyasa için insan yetiştirmeyi hedefleyen, piyasalaşan, dinselleşen, gericileşen, yani ışığını kaybeden bir eğitim sistemi fotoğrafı var önümüzde. Türkiye’nin bu eğitim sistemiyle daha fazla yol almasının olanağı olmadığı; çağdaş, bilimsel, laik ve evrensel nitelikte yeni bir eğitim sistemi oluşturmak için hemen harekete geçilmesi gerektiğini bize göstermektedir.

Türkiye eğitimle ilgili tüm sorunlarını çözecek, okul öncesinden üniversiteye, tüm çocuklarının eğitim hakkından, nitelikli eğitimden eşit yararlanabilecekleri, demokratik bir ülkenin eşit, özgür ve üretici yurttaşı haline dönüştürecek, laik, demokratik, bilimsel düşün sistemiyle küreselleşme-piyasalaşma olgusuna teslim olmadan, ulusal ve evrensel eğitimbilim kazanımlarıyla “21. YÜZYILDA EĞİTİM SİSTEMİMİZ NASIL OLMALIDIR”? Konusunda üniversitelerimizde kongreler düzenlenmeli daha da önemlisi sadece bu konuyu tartışmak üzere bir “Milli Eğitim Şurası”  ya da geniş kesimli eğitim uzmanı ve uygulamacıların katılacağı bir “ Eğitim Kurultayı” toplanmalıdır. MEB, bu toplantıda alınan kararları öncelikle uygulamaya geçirmelidir. Bu kurultayda eğitim sisteminin temelleri, yeni hedefleri, felsefesi, çağa uygun müfredatı, zorunlu eğitimin süresi; tarihsel ve küresel değişim, sosyolojik ve teknolojik değişim bağlamında ele alınmalıdır. Çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkma ülküsü içinde olan Türk Eğitim Sistemi, aşağıdaki önermeler ve öneriler ışığı altında gözden geçirilmeli ve çözüm için gerekli düzenlemelerin yapılması MEB’ lığınca gündeme getirilmelidir.

Eğitim Sistemimizin Yapısı, çağdaş eğitimin kuramsal ve bilimsel temellerine uygun olacak şekilde sürdürülebilir ve uygulanabilir bir yapı ve organizasyona kavuşturulmalıdır. Eğitim, yaşama hakkından sonra en temel insan hakkıdır. O yüzden bütün çağdaş, ileri ülkeler eğitime öncelik verirler, bütçelerinden büyük pay ayırırlar.

Türkiye Cumhuriyetini kuranlar da “ eğitimi var olma yok olma sorunu “ olarak görmüşler, başta öğretim birliği olmak üzere devrim niteliğinde çok önemli düzenlemeler yapmışlardır. Her şeyden önce eğitim; ”kamusal ve nitelikli bir eğitim” olmalıdır.

Uzun yıllardır ülkemizde her alanda olduğu gibi eğitim kurumlarında da bir “nitelik kaybı” olduğu gerçeği çok açıktır. Eğitim sistemi çok az öğrenciyi iyi eğitebilmekte ve çocuklarda yeterince değişim, dönüşüm, farkındalık yaratamadığı pek çok bilimsel yayında, çalışmada ve eğitim raporlarında karşımıza çıkmaktadır. PİSA yarışmaları ve üniversiteye giriş sınav sonuçları da bu yargıyı doğrulamaktadır. Yapılacak ilk işlerden biri nitelik kaybını önleyecek çalışmalar yapmaktır. Bunun için öncelikle, eğitimin niteliğini olumsuz etkileyen, öğretmen yetiştirme düzenimiz, okul ve dershaneler sistemi ve çağdışı okul müfredatları bir gözden geçirmelidir.

Çağdaş eğitim sistemimiz; Atatürk’ün öngördüğü “ Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür “ kısaca “ tepeden tırnağa özgür” kuşaklar yetiştirmeyi hedeflemelidir. Okul öncesinden üniversiteye bütün eğitim aşamalarında insan merkezli, çağdaş, bilimsel, fırsat ve olanak eşitliği olan bir eğitim olmalıdır. Buna göre, sistemin alt bileşenlerine dönük öneriler aşağıda verilmiştir.

Cevdet Aydemir
30.04.2020 16:26:03
Sevgili Bozdemir.,çok haklısın. Yapılacak ilk iş, Bilge lider Atatürk ün dediği gibi öncelikle sağlıklı durum tesbiti yapılmalıdır. Nasıl bir gelecek tasarlandığı belirlenmeli. O geleceği oluşturacak genç kuşakların eğitiminini o amaçlata göre düzenlenmelidir. Bunun için öncelikle yönetimin demokratik, bilime ve akla dayalı, eğitim, sağlık, güvenlik ve günlük yaşam giderlerinin kamu tarafından sağlandığı, teknolojik ve bilimsel gelişmelerin sağladığı olanakların hakça paylaşıldığı tam bağımsız bir idare oluşturulmalıdır. Sevgilerimle

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00