Ahmet ERDOĞDU


KURTULUŞ SAVAŞI GÜNLERİ (7)


/resimler/2016-5/16/0843555793722.jpgKurtuluş Savaşı yıllarının işlendiği yazı dizimizde yazarımız Ahmet ERDOĞDU sordu, konunun uzmanı Sayın Zeki SARIHAN yanıtladı.

Kurtuluş Savaşı yılları gençliğinin ideolojisinde en öne çıkan tema milliyetçiliktir. Kurtuluş Savaşı, İttihat ve Terakki´nin İkinci Meşrutiyet´ten beri yetiştirmekte olduğu milliyetçi bir gençliği hazır bulmuştur. Gençlik, Türk tarihinin onur duyulacak bir tarih olduğunu düşünmekte ve Türklüğü küçümseyen anlayışlara tahammül edememektedir. İslamiyet´in değerlerini de Türklüğün değerleri içinde ele almaktadır. Gençlik kendisini "asri", yani "çağdaş" olarak tanımlamaktadır. Bu çağdaşlık, kozmopolit bir çağdaşlık değildir. Devrimci Avrupa´nın yarattığı değerleri "tek dişi kalmış" istilacı Avrupa´ya karşı kullanmaktır. Gençlik, aynı zamanda cumhuriyetçidir ve halkçıdır.

Ahmet ERDOĞDU´nun Sayın Zeki SARIHAN ile yaptığı ?KURTULUŞ SAVAŞI GENÇLİĞİ? adlı söyleşiyi 5. Sayfamızda okuyabilirsiniz.

KURTULUŞ SAVAŞI GÜNLERİ (7)            

    Değerli okurlar, yazı dizimizin bu haftaki bölümü, 19 Mayıs Atatürk´ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı´na gelmesi nedeniyle biz de Sayın Zeki Sarıhan´a Kurtuluş Savaşı Gençliğini sorduk.

/resimler/2016-5/16/0848554862091.jpgKURTULUŞ SAVAŞI GENÇLİĞİ

Z. SARIHAN-Bir ülke işgale uğradığı zaman en önce gençliğin hareke geçmesi beklenir. Çünkü gençlik, toplumun en cevval ve idealist kesimidir. Gerek bağımsızlık gerek sosyal devrim yapmış olan ülkelerde en önce harekete geçen ve en azimli direnişi gösteren kesimin gençlik olduğunu tahmin ederim. Örneğin Çin´de gençlik hareketinin özel bir önemi vardır ve 4 Mayıs, gençlik günü olarak kutlanmaktadır. Türkiye´de ise herhangi bir gençlik hareketine atıf yapılmaksızın Mustafa Kemal Paşa´nın Samsun´a çıktığı tarih Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır.  

Kurtuluş Savaşımızda Türkiye gençliğinin harikalar yaratığına ilişkin pek çok yayın var. Onların gösterdiği kararlılık ve metanet, bugünkü gençliğimize örnek olacak değerdedir. Nitekim gençlik Kurtuluş Savaşından aldığı kendine güven duygusuyla daha sonraki dönemlerde de toplumsal mücadelenin ateşleyicisi oldu.

Türkiye gençliği, Daha 19. Yüzyılda başlayan özgürlük ve demokrasi hareketinin önderi oldu. Yeni Osmanlılar veya Jön Türkler  nitelemesi bunun kanıtıdır. Devleti yaşlılar yönettiği için o dönemde ?´Genç´´ kavramı yalnız yaşça değil, düşünce olarak da genç olmak anlamında kullanılmıştır.

KERPİÇ GİBİ PİŞMİŞ BİR GENÇLİK

Birinci dünya Savaşı´nın bitişi ve Kurtuluş Savaşının başlangıç tarihi kabul edilmesi gereken 30 Ekim 1918 tarihine gelindiğinde Türkiye gençliği cephelerde pek çok kayıp vermekle birlikte Yakup Kadri´nin İkdam gazetesindeki bir yazısında ifade ettiği gibi ?´kerpiç gibi´´ pişmiş bulunuyordu.

?´15´liler´´ türküsünden de anlaşılacağı gibi Birinci Dünya Savaşı´nın er kadrosu gençliğe henüz adımını atanlardan başlayarak bir köylü gençler ordusuydu. Aynı zamanda cepheler sürekli asker tükettiğinden okullu gençleri de askere aldılar. Savaş sonunda sağlam ve yaralı dönenlerden pek azı, yarım bıraktıkları okullara kayıtlarını yenileyebildiler. Başta İstanbul olmak üzere bazı il ve ilçelerde ?´İhtiyat Zabitleri Cemiyeti´´ kurarak gerek kendi gelecekleri, gerek vatanın geleceğinde söz sahibi olmaya çalıştılar. İstanbul´da iki politik eğilimi temsil eden iki yedek subay derneği görüyoruz: Osmanlı İhtiyat Zabitleri Cemiyeti, İhtiyat Zabitleri Teavün Cemiyeti.  Bu ikincisi Musavver (Resimli) Gençlik Vahdeti adlı bir dergi de çıkarmıştır. Kayseri, Urfa, Kastamonu´da da ihtiyat zabitleri cemiyetinin çalışmalarına rastlanmaktadır.

O zaman Türkiye´nin tek üniversitesi olan İstanbul´daki Darülfünununda birkaç fakültede daha önceden kurulmuş Talebe Cemiyetleri vardı. Mütarekeden yaklaşık bir ay sonra yurdun bütünlüğünü savunmak için kurulan ve 52 dernek ve partiden oluşan Millî Kongre içinde şu öğrenci veya mezun dernekleri vardır: Edebiyat Fakültesi, Fen Fakültesi, Tıp Mezunları, Darülmuallimat (Kız Öğretmen Okulu), Ticaret Mektebi  İnas (Kız) Cemiyeti.

ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİ ÖN SAFTA

15 Mayıs 1919´da İzmir işgal edildiği zaman toplumun harekete geçen ilk örgütlü gücü üniversite öğrencileridir. Hocalarıyla birlikte üniversitede yapılan ve kızların da katıldığı toplantıda en ateşli konuşmalar onlardan gelmiştir. Savaşın henüz üzerlerinden gitmeyen yorgunluğuna rağmen silahlı mücadele de içinde olmak üzere her türlü özveriye hazır olduklarını ilan etmişlerdir. İstanbul´da peş peşe yapılan protesto mitinglerinin alt yapısını da onlar oluşturmuş, ?´Darülfünun gençliği´´ imzalı mitinglere çağrı bildirilerini semt semt dağıtmışlardır. Bu kürsülere konuşmacı da vermişlerdir. Üniversite öğrencisi Saime Hanım bunlardandır. Bu genç kız Anadolu´ya da giderek çarpıştığı için Asker Saime unvanına sahiptir.

Mütareke döneminde İstanbul´da büyük bir göçmen kitlesi vardı. Birinci Dünya Savaşında İstanbul´a sığınanlardan başka, Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunan işgal bölgelerinden birçok insan da aç bi ilaç /resimler/2016-5/16/0845126576436.jpgİstanbul´a sığınmıştı. Hilal-i Ahmer´in bu göçmenler için açtığı yardım kampanyasında kızlı erkekli yüksek öğrenim gençliği görev aldı.

Asker Saime

Yüksek Öğrenim gençliğinin Türkiye´nin geleceği ile ilgili görüşlerinin başında mandacılığı reddetmek gelir. Paris Barış Konferansı´na giden hükümet delegelerine Türkiye´yi köleleştiren bir anlaşmayı kabul etmeyeceklerini de bildirmişlerdir. Tıp Fakültesi delegesi Hikmet´in Sivas Kongresi sırasında manda aleyhine Mustafa Kemal Paşa´ya söyledikleri, tam da gençliğin düşüncelerini yansıtmaktadır.

Tıbbiyeli Hikmet

ÜNİVERSİTEDE BÜYÜK BOYKOT

Yüksek öğrenim gençliğinin üniversite işbirlikçi öğretim üyelerinin derslerini boykot etmeleri de bir /resimler/2016-5/16/0846257827921.jpgdestandır. Gençlerin, kuşkusuz daha mütarekeden, İzmir´in işgalinden ve hele 16 Mart 1920´de İstanbul´un işgalinden beri içleri doluydu. 10 Ağustos 1920´de Sevr Anlaşması´nın imzasına da ağır baskılar nedeniyle seslerini çıkaramamışlardı. Fakat İnönü ve Sakarya zaferlerinden sonra İstanbul´da da rüzgâr Kuvayı Milliye´den yana esmeye başladı. Damat Ferit hükümetlerinden sonra işbaşına gelen Tevfik Paşa hükümetleri zamanında gençler cesaretlerini topladılar. İçlerinde biriktirdikleri duyguları Edebiyat Fakültesinin Kuvayı Mlilliye düşmanı ve İngiliz işbirlikçisi beş öğretim üyesinin derslerini boykot ederek boşalttılar. Şimdiye kadar bu tip isyan hareketleri Tıbbiye´den gelirdi. Bu kez öncülüğü Edebiyat Fakültesi aldı. Bu beş öğretim üyesinin suçlarını ortaya döktüler. Fakültelerin ve Yüksek öğrenim kurumlarının bütün öğrencileri, arkadaşlarını desteklemek için boykota gitti. Bu hareket, yüksek öğrenim derneklerinin bir üst örgütte birleşmeleri sonucunu da doğurdu.

Mücadele uzun sürdü ve birçok aşamalardan geçti. Edebiyat Fakültesi ve Üniversite yönetim kurulları, üniversite özerkliğini ileri sürerek öğrencilerin derslerini boykot ettiği bu hocaların görevine son veremedi. Üniversite tatil edildi, açıldı fakat öğrenciler istekleri kabul edilmedikçe derslere girmeyeceklerini ilan ettiler, boykot kırıcı küçük bir gruba da engel oldular. Boykot uzayınca bu kez de öğrenim hayatları tehlikeye girdi.

O 1922 İstanbul´unda artık kalpler Ankara ile birlikte atıyordu. Üniversitenin bulduğu çözüm, adı geçen öğretim üyeleri Ali Kemal, Rıza Tevfik, Cenap Şahabettin, Hüseyin Daniş,  ve Barsamyan´ın derslerini kaldırmak oldu. Kaldırılan derslerin yerine yeni dersler konuldu ve bunlara yeni hocalar atandı. Maarif Nazırı Sait Bey´in  boykotçu öğrencilere sempatisi vardı. Ankara hükümet çevrelerinin ise geçliğin bu hareketini yürekten desteklediğini belirtmeye gerek bile yoktur. Sonunda Padişah da üniversitenin kararını imzalamak zorunda kaldı ve beş ay süren ve zaferle sonuçlanan boykot, Büyük Taarruz´dan bir gün önce 25 Ağustos 1922´den başlayarak fakültelerin açılmasıyla sona erdi. Öğrenciler hızlandırılmış bir eğitimle sonbaharda mezun oldular. Bu çapta büyük bir gençlik hareketi 46 yıl sonra ancak 1968´de yaşanabilecektir.

KAHRAMANLAR GİBİ

Savaşın bitiminde Ankara´nın  bu gençliğe şükran duygularını Trakya´yı teslim almakla görevlendirilip İstanbul´u karargâh yapan Refet Paşa dile getirmiştir. Onun ilk ziyaret ettiği yerlerin bu öğretim kurumları olması ve gençliğin yurtseverce eylemlerini kutsaması doğaldır. Aynı şekilde gençlik temsilcileri  Kurtuluş Savaşının önder kadrosu ile amaç birliğini ve ileri yeni Türkiye ile ilgili coşkun görüşlerini dile getirdiler. Kumandanları Bursa´da ziyaret ettiler ve Ankara´ya ve İzmir´e de birer kurul gönderdiler. Gençler buralarda kahramanlar gibi karşılandı.

Birinci Dünya Savaşı yılları içinde öğrenim için Almanya, Avusturya, Fransa´ya da bir hayli öğrenci gönderilmişti. Mütarekede bu öğrenciler oralarda sefillik çektiler.  Çoğu yurda dönmek zorunda kaldı ve bunlar sosyalizm düşüncesini de Türkiye´ye taşıdılar. Kurtuluş  Savaşı yıllarında gerek cephede, gerek diğer alanlarda görev almak için başta Harbiye ve Tıbbiye´den olmak üzere birçok genç Anadolu´ya geçti. Nazım Hikmet de bu gençlerden biriydi.

ANADOLU GENÇLİĞİ ÖRGÜTLENİYOR

Türkiye´deki yabancı gençlik örgütlenmelerine karşı bir çeşit izcilik örgütü olan Genç Dernekleri Teşkilatı, mütareke ile işlevsiz kalmış ve gençlik Kurtuluş Savaşı sırasında sivil olarak örgütlenmiştir.

İstanbul´daki gençlik örgütlenmelerinden başka Anadolu´da da birçok gençlik örgütü faaliyete geçmiştir. Zaten Türkiye halkı Kurtuluş Savaşı yıllarında kadın ve öğretmenler arasında olduğu gibi gençler açısından da görülmedik bir örgütlülük yaşadı. İnebolu Gençler Mahfeli, Kastamonu Gençler Kulübü, Çankırı Gençler Mahfeli, Çerkeş Gençler Mahfeli, Tosya Gençler Kulübü, Bolu Gençler Birliği, Konya Müslüman Gençler Derneği, Konya Gençler Birliği, Mersin Gençler Yurdu, Kozan Türk Gençliği Derneği, Elazığ Gençlik Yurdu, Samsun Ayyıldız Spor Yurdu, Antalya Gençler Yurdu, Diyarbakır Gençlik Derneği, Ordu Millî İçtimai Kulübü,  Yozgat´ta gençler ve öğretmenlerden oluşan Hareket-i Fikriye, Trabzon Gençler Birliği.

Bu gençlik örgütlerinin bazıları hakkında o günün basınına bir hayli bilgi yansımıştır.  İçlerinde en etkin olanının Kastamonu Gençler Kulübünün olduğu görülmektedir. Cephe için yardım toplamak ve asker sevk etmek, kitaplık açmak, konferanslar düzenlemek gibi çalışmalarda bulunan bu dernek, ilde Gençlik adıyla bir dergi de yayımlamıştır. Nahiye müdürlükleri de bu gençler arasından yapılıyordu.

GENÇLİK BASINI

Gençlik Kurtuluş Savaşı yıllarında basın yayın organlarında da oldukça etkindir. Edirne´de Ahali gazetesinin kurucularından bazıları gençlerdir.  Elazığ´da Satvet-i Milliye dergisini çıkaranlar gençlerdir. Bilim ve sanat dergisi Genç Yolcular ve kadın dergisi Genç Kadın İstanbul´da  yayımlanmıştır.  Anadolu basınında gençlerin aldıkları sorumluğu belirtmesi bakımından İradei Milliye gazetesi sorumlusu Selahattin Bey´in henüz 22 yaşında olduğunu belirtmeliyiz.  Kastamonu´da yayımlanan Açıksöz de gençlerin eseridir.

?TÜRKİYE´DE GENÇLİK VAR?

Türk Kurtuluş Savaşı´nın ortalarında, Almanya´da bir grup Alman genci, efsanevi Mareşal Hindenburg´u 75. yaş gününü kutlamak için ziyaret eder. Mareşal:

?Hangi gençlik? Almanya´da gençlik mi var? Onlar gençliğin ne olduğunu öğrenmek istiyorlarsa Anadolu´ya gitsinler! der.

Bu bilgi önce Kastamonu´da yayımlanan Açıksöz gazetesinin 19 Kasım 1921 tarihli sayısında İsmail Habib Sevük´ün bir yazısında yer almıştır. Sevük kaynak vermemekte ?Bilmem kimden işitmiştim? diye yazmaktadır.

Fakat bu bilginin kaynağı 40 yıl sonra anlaşılmıştır. Denizci Emrullah Nutku, Yakın Tarihimiz adlı derginin 4.cildinde yazmaktadır ki, kendisi Birinci Dünya Savaşı yıllarında Almanya´ya gönderilen öğrencilerdendir.

Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandığı zaman Kiel Deniz Üssünde görevli Alman bir arkadaşı, bir gazeteyi ona uzatarak okumasını ister. Gazetedeki başlık ?Türkiye´nin Sonu?dur. Onuru incinen Emrullah, gazeteyi Alman arkadaşının yüzüne fırlatır.

Çok geçmeden Almanlar da teslim olurlar. Önce ateşkes anlaşması, ardından Almanları büyük bir yasa boğan barış anlaşması imzalanır. Kiel Deniz Üssü de, Osmanlı donanması gibi İtilaf Devletleri´ne teslim edilir. Alman denizcileri çok üzgündür. Emrullah matem içindeki Alman denizci arkadaşını görür, elini onun omzuna atar.

?      Bugün Almanya´nın son günü değil mi? diye sorar.

Alman teğmen:

? Özür dilerim, pişman oldum. Sen de benim duygularıma saygı duy! yanıtını verir. Emrullah onu teselli eder. İki okul arkadaşı barışır ve öpüşürler. Her ikisinin milleti felakette ödeşmiştir!

 

Emrullah 1919´da Türkiye´ye döner. Bir süre sonra Alman arkadaşından bir mektup alır. Mektup önce İstanbul´da Bahriye Nezareti´ne, oradan Ankara´ya ulaşır, Ankara´dan da Emrullah´ın görevli olduğu Trabzon´a gönderilir.

Mektupta şöyle denilmektedir:

?Sevgili silah arkadaşım,

Bu satırları sana, bir övünç vesilesi vermek üzere yazıyorum.

Geçen hafta Feldmareşal Von Hindenburg´un 75. yaş gününü kutlamak üzere Berlin´e gitmiştim.

Alman gençliğini temsilen kutlamayı yapacak bir heyet halindeydik.

İhtiyar asker koltuğundan kalkarak bizi kabul etti. Ellerimizi sıktı.

Kendisine Alman gençliği namına tebriklerimizi sunduk. Tekrar koltuğuna otururken:

?Gençlik, evet? Türkiye´de gençlik var. Zilleti kabul etmediler, dedi.

Bu sözleri kulağımıza küpe yaptık. Şimdi sana itiraf ediyorum. ?Türkiye´nin sonu geldi´ diye yazan yazar büyük hata etti. Ama Almanya´nın da sonu gelmedi.

Arkadaşça selamlar. 9.7.1922?

Emrullah Nutku, bu olayı Büyük Zafer´den sonra Samsun´da denizcilerin yaptığı bir olayda da anlattığını yazıyor.

Türkiye´de gençlik vardı. Gelecekte de var olacak.

---------------------------------------

Kaynaklar: Bu söyleşideki bilgilerin kaynağını belirtmem gerekirse başta dönemin gazeteleri olmak üzere pek çok kaynağa atıf yapmam gerekecek. Onun yerine konunun enine boyuna ele alındığı, kendi alanında da tek olan Kurtuluş Savaşı Gençliği kitabımı işaret ediyorum. Zira orada bütün kaynaklar belirtilmiştir. (İkinci baskı, Ankara, 2010, Öğretmen Dünyası yayını, 306 sayfa)

 /resimler/2016-5/16/0847247204059.jpg

 

 

 

 

 

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00