M. Ziya YERGÖK


ÖLÜMÜNÜN 100.YILINDA BÜYÜK ŞAİR TEVFİK FİKRET


Av.M.Ziya Yergök

           2005 Yılında, üyesi bulunduğum TBMM Genel Kurulu´nda Tevfik Fikret´in 90. ölüm yıldönümü nedeniyle gündem dışı bir konuşma yapmıştım. Şairin edebi kişiliğine ve toplumcu yönüne değindikten sonra,o dönem sadece iki partinin olduğu ve üçte ikisini AKP´lilerin oluşturduğu Genel Kurul´daki konuşmamı,şairin ünlü Han-ı Yağma (Yağma Sofrası) şiirinden bir bölüm okuyarak tamamlamıştım. İktidar kanadından kötü kokular gelmeye başlamış, ancak 17/25 Aralık yolsuzluk olayları henüz patlamamıştı.

          Aradan on yıl geçti. Değerli şairimizi bu kez 100.Ölüm yıldönümünde basınımızın asırlık çınarı Yeni Adana Gazetesi sütunlarında anmak benim için kaçınılmaz bir görev oldu. 24 Aralık 1867 yılında doğan,19 Ağustos 1915 yılında 48 yaşında vefat eden şair Tevfik Fikret 12 yaşında annesini kaybetmiş, memur olan babası Saraya jurnal edilerek Arabistan´a sürgüne gönderilmiş, 19 yıl sürgünde kalmış ve orada ölmüştür. Bu iki olay da şairi duygusal olarak çok etkilemiştir.

          Servet-i Fünün Edebiyatının kurucusu ve Edebiyat-ı Cedide´nin şiir alanındaki en önemli temsilcisi olan şair bu dönemde daha çok sanat için şiirler yazmış, 1901´den itibaren ise toplumcu şiirlere ağırlık vermiştir. Hürriyet, millet ve vatan konularını işlemiştir. Devleti yağmalayan ve milleti soyanlara ağır eleştiriler getirmiş, aklın ve bilimin yol göstericiliğine ve gelecek günlerin aydınlığına inanmış, bunu şiirlerine de yansıtmıştır.

/resimler/2015-8/18/1116421704226.jpgTevfik Fikret II.Abdülhamid´in istibdat yönetimine de onu deviren II. Meşrutiyetin parti diktasına da meydan okumuş ve asla boyun eğmemiştir. Bu nedenle,onaylamadığı ve karşı olduğu bir rejime hizmet etmemek amacıyla ittihatçıların Maarif Nazırlığı (Milli Eğitim Bakanlığı) önerisini reddetmiştir. Mensubu olmaktan hep onur duyduğu,

öğrenim gördüğü ve birincilikle mezun olduğu Galatasaray Lisesi müdürlüğü ile yetinmiştir.Öğretmen maaşlarındaki haksız bir kesintiyi protesto ederek bu görevden de ayrılmıştır. Günümüzde makam ve mevki için renkten renke girenleri, bir bakanlık koltuğu uğruna fikrini ve vicdanını satmak için birbirini ezenleri gördükçe Fikret´in soylu ve onurlu davranışına saygı duymamak mümkün değil.

           Ölünceye kadar öğretmenlik yaptığı Robert Kolej´in yanında,mimari çizimlerini,planlarını ve uygulamasını kendisinin yaptığı ve Aşiyan (Yuva) adını verdiği bir ev yaptırmış ve ölünce de evinin bahçesine gömülmeyi vasiyet etmiştir.Aşiyan,şairin ölümünün ardından ziyarete açılmış,hemen her yıl anma toplantıları yapılmıştır. Aşiyan´ın 1918 yılındaki ziyaretçilerinden biri de "Ben inkılab ruhunu Fikret´den aldım" diyen Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal olmuştur. 2010-2012 yıllarında onarımdan geçerek yeniden düzenlenen Aşiyan günümüzde Tevfik Fikret Müzesi olarak hizmet vermektedir.

          Tevfik Fikret, Çağdaş ve müsbet ilim tahsili için büyük umutlarla yurt dışına, İskoçya´ya gönderdiği oğlu Haluk için yazdığı "Haluk´un Vedaı" isimli şiirinde oğluna şöyle seslenir:

                   "Bize bol bol ziya kucakla getir,

                     Düşmek etrafı görmemektendir."

         Şair "Doksanbeşe Doğru" şiirinde ise,yürekli bir çıkış yaparak;

                   "Ey halkıma bir şamar gibi inen paslı yasak!

                     Ey kanuna saygıyı tepen kara zulüm!

                     Halkı ve kanuna saygıyı kutsal tanıyan her yürek

                     Yarın seni yerin dibine soka soka anacak.

                      Düşsün,zorbalık için, sana eğilen başlar birer birer!

                      Kopsun,seni bir hak diye alkışlayan eller!" der.

 

          Tevfik Fikret´in "Millet Şarkısı" günümüz için de geçerli mesajlar taşır ;

                     "Çiğnendi yeter, varlığımız cehalet ve kahırla;

                       Doğrandı mübarek vatanın bağrı sebepsiz.

                       Birlikte bugün bulmalıyız derdine çare.

                       Can kardeşi, kan kardeşi,şan kardeşiyiz biz.

                       Millet yoludur, hak yoludur tuttuğumuz yol;

                       Ey hak, yaşa, ey sevgili millet, yaşa.. Var ol!"

          Fikret,"Haluk´un Amentüsü(İnancı) şiirinde de;

                      "Yer yüzü vatanım, insan soyu milletimdir benim,

                        Ancak böyle düşünenin insan olacağına inandım.

                        Kan şiddeti besler, şiddet kanı... Bu düşmanlık

                        Kan ateşidir, kanla sönmez inandım.

                        Bir gün fen, şu kara toprağı altın yapacak

                        Ne olacaksa bilim gücüyle olacak... inandım"diyecektir.

         Tevfik Fikret gibi çok tartışılan bir şairle ilgili yazılmış çok sayıda yazı, kitap, araştırma ve inceleme bulunmaktadır. Benim Fikret´le ilgili okuduğum ve beğendiğim en değerli kitaplardan biri yazarıyla tanışmamıza ve dostluğumuza  da vesile olan,"Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği" isimli kitaptır. Değerli gazeteci-yazar Orhan Karaveli´nin bu kitabı halen Doğan Kitap tarafından yayınlanmaktadır. Digeri de yine değerli gazeteci-yazar Hıfzı Topuz´un Remzi Kitabevi´nden çıkan "Elbet Sabah Olacaktır" adlı kitabıdır. Son derece üretken ve çalışkan bu iki kıdemli yazarımızı da çok değerli ve yararlı eserleri için kutluyor, kendilerine sağlık ve esenlikler diliyorum.

          Ayrıca, Gürsel Göncü yönetimindeki #tarih dergisi,ölümünün 100.yılı vesilesi ile Ağustos 2015 sayısının kapağına ünlü şairin resmini koymuş ve değerli şair, tarihçi ve yazarlar Enis Batur, Ahmet Kuyaş, Necdet Sakaoğlu ve Emin Nedret İşli´nin şairle ilgili yazılarına yer vermiştir. Dergi bu haliyle adeta bir Tevfik Fikret özel sayısı olmuştur. #tarih dergisini bu duyarlılığı için kutluyor ve Tevfik Fikret´i ve şiirini sevenlere öneriyorum.

          Şair Enis Batur, "Fikret, şairden fazladır, fazlasıdır, çünkü bir simgeye dönüşmüştür. "dedikten sonra devamla  "Türk şiirine apaçık ve doğrudan ilk siyasal duruşu taşıyan başkası değildir. Ve sözkonusu duruşun ana niteliği "fikri ve vicdanı hür" olma özelliğinde billurlaştığını belirtmek gerekir"diyor.

           Tarihçi Ahmet Kuyaş´a göre de,"Tevfik Fikret gerçek bir geç 19.yüz yıl Osmanlısıdır.Tanzimat döneminin meyvesidir ve Tanzimatı Cumhuriyet´e bağlayan öncü bir aydın"dır.

           Tarihçi Necdet Sakaoğlu ise,"kısa ömrünün 10 yaşından 42 yaşına kadarki 32 yılını mizacına aykırı istibdat rejiminde; ölümünden önceki bir kaç yılı da Kayalar´daki Aşiyan´ında münzevi geçiren Fikret, en çok II.Abdülhamid´e ve II.Meşrutiyet´in parti diktasına kin duymuştu"der.

           Son olarak Sahaf Emin Nedret İşli´de "Meyve veren hiçbir ağaç bu kadar taşlanmamıştı"başlıklı yazısında "Hayat tarzı,mücadelesi, yazdıklarıyla edebiyatımızın en önemli kişilerinden Tevfik Fikret kadar,dikkatleri ve şimşekleri üstüne çeken bir başka şair yoktur. Hakkındaki tartışmalar, 20.yüz yılın edebi ve siyasal noktalarıyla kesişir"demektedir.

           "Evet, sabah olacaktır, sabah olursa geceler geçer, kıyamete dek sürmez" diyen "Aydınlanma Devriminin" öncüsü büyük şairimiz Tevfik Fikret´i ölümünün 100.yılında saygıyla anıyoruz.

 

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00