Ali MARALCAN- EMEKLİ KURMAY ALBAY


19 Mayıs 1919 SAMSUN VE İLK ADIM

Benim doğum günüm 19 Mayıs 1919'dur” Ben 1919 senesi mayısının 19'unda Samsun'a çıktığım gün elimde hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milleti'nin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben, bu milli k


/resimler/2015-5/18/1623349211389.jpg

Benim doğum günüm  19 Mayıs 1919'dur” Ben 1919 senesi mayısının 19'unda Samsun'a çıktığım gün elimde hiçbir kuvvet yoktu. Yalnız büyük Türk Milleti'nin asaletinden doğan ve benim vicdanımı dolduran yüksek ve manevi bir kuvvet vardı. İşte ben, bu milli kuvvete, bu Türk Milleti'ne güvenerek işe başladım.”                                                                                           M. Kemal ATATÜRK

Hakkını helal et anne!,,

                                                                                                                                                                                          Atatürk'ün Annesi Zübeyde Hanım      /resimler/2015-5/18/1624408902083.jpg Yıl 1919 Mayıs'ın 15 inci günü öğleden sonra Mustafa Kemal Paşa Şişli'deki evinde ziyaretine gelen arkadaşlarını uğurlarken onlara şöyle diyordu: Bu geceyi annem ve kız kardeşimle geçireceğim. Size veda ziyaretine gelemeyeceğim için kusura bakmayın. Şimdi sizlere veda etmiş olayım.”Mustafa Kemal Paşa konuklarını uğurladıktan sonra evin üçüncü katına çıkarak kız kardeşi Makbule Hanım'a şöyle dedi: Makbule bu akşam eve kimse gelmeyecek. Ben, annemin odasında yemek yemek istiyorum. Onun, karyolasının karşısında bana bir yer sofrası hazırlattır. Yarın Anadolu'ya gideceğim. Hayat bu; belki ölürüm. Gelemem. Sizlere söyleyeceklerim var.”Sofra hazırdı. Mustafa Kemal Paşa annesinin odasına girince elini öptü. Anne ve kız kardeşinin hatırlarını sordu. Yer sofrasında annesinin yattığı yatağın karşısına gelen yerdeki minderlere bağdaş kurarak oturdu.Mustafa Kemal Paşa'nın yemeğe isteksiz olduğu anlaşılıyordu. Zorla çiğnediği lokmaların arkasını keserek elindeki çatalı bıraktı. Çok heyecanlı olarak söze başladı. Anne, ben yarın Anadolu'ya gidiyorum. Buralarda neler olacağu belli değil. Selanik nasıl elden gitti ise buralar da öyle olabilir. Ben kurtarmaya çalışacağım. Ne elimden gelirse onu yapacağım fakat bu işte tehlike çoktur. Bu işi başarabilmem için iç dirliği ile çalışmam gerek, beni kaygı ve tasada bırakmayın. Giderken gözüm arkada kalmasın. Yurt  için çalışırken sizden yana bir üzüntüye düşmek istemem. Hesapta ölmek, gidip gelmemek vardır. BANA HAKKINI HELAL ET… Sen de bunları iyi dinle Makbuş, işler fenaya dönerse sakın buradan ayrılmayın. Bütün paranızı sarfediniz. Bir kere daha söylüyorum. Ne olursa olsun yola çıkmayacaksınız. Başaramazsam zaten sizi öldürürler. O zaman elbet ben de ölmüş olurum.”Mustafa Kemal Paşa'nın bu sözleri anne ve kızkardeşini pek duygulandırdı. Büyük  Türk Anası Zübeyde Hanım, çok sevdiği biricik oğlunun bu sözlerinin etkisinden yeğin bir yürek çarpıntısı ile sarsılmaya başladı.Epeyce sonra kendine gelen Zübeyde Hanım'a Mustafa Kemal Paşa, heyecan içinde söylediği sözlerin yaptığı etkiyi gidermek için Anne üzülme ben size en kötü ihtimali anlattım. Bu işi başarmak ihtimali de kuvvetlidir. Tekrar buraya dönerim. Sizi yanıma alırım, üzülme…” diye annesini yatıştırmaya çalışıyordu.Zübeyde Hanım kendine gelip rahatlamaya başladığında, biricik oğlunun başarılı olması için Tanrı'ya yakarmaya başladı. Bu gece, kimsenin aklına uyku gelmiyordu. Ailecek sabaha kadar konuşuldu, dertleşildi.

/resimler/2015-5/18/1629582656495.jpg

KURTULUŞ  SAVAŞININ EN ÖNEMLİ AYAĞI SAMSUN'A ÇIKIŞ

16 Mayıs 1915 günüydü. İstanbul'da Kız Kulesi açığında demirli bulunan ve hareketinden önce muayene edilmek üzere işgal kuvvetleri tarafından tevkif olunan Bandırma Vapuru'na motorla gelen birisi kaptana, olanca süratiyle hemen hareket emrini verdi. Karadeniz'e!”

Bu emri veren, ondan üç yıl üç ay sonra da ordularının bütün kükreyişiyle hücum kumandası verecekti:”İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!”Bir kahraman Karadeniz'den Akdeniz'e yeni bir tarih yazıyordu.Kaptan bu suları tanımaz vapurunda pusulası bozuktur.Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919 sabahı saat 7'de ve puslu bir havada Samsun'a ayak bastı.O sırada Mustafa Kemal 38 yaşındaydı.Samsun'da misafir kaldığı Mıntıka Palas Oteli” şimdi yine yerindedir ve Mustafa Kemal Müzesi'dir.

Ben Samsun'u ve Samsun Halkı'nı gördüğüm zaman memlekete ve millete ait bütün tasavvurlarımın yerine getirilebilir olduğuna bir defa daha inandım.”

ATATÜRK'ÜN KENDİ AĞZINDAN, SAMSUN'A ÇIKTIĞININ HATIRASI

Atatürk, büyük zaferden sonra, 20 Eylül 1924 de tekrar Samsun'a gittiği zaman, belediyede şerefine verilen ziyafette, ilk gelişinin hatırasını şöyle anlatmıştır: Düşmanlar İzmir'e çıktıkları ve bütün vatanı parçalamaya karar verdikleri günlerde idi ki, İstanbul'dan çıkarak, Samsun'a gelmiştim. Bu güzel şehirde yabancı askerler dolaşıyordu. Ahalinin dahil ile bağlılığı, Merzifon'da bulunan yabancı askerlerle kesilmişti. Karadeniz'e açık olan bu şehir ve onun vatanperver halkı düşman donanmasının tehdidi altında bulunuyordu fakat bunlara rağmen ben Samsun'u ve Samsunlular'ı gördüğüm zaman memleket ve millete ait bütün tasavvurlarımın, kararlarımın herhalde kabili istihsal olduğuna bir defa daha kuvvetle kani oldum.Samsunlular'ın vaziyetlerinde gördüğüm, gözlerinde okuduğum vatanperverlik ve  fedakarlık, beni, müsbet kanaate ulaştırmaya kafi gelmiştir.”İşte bu sözler, Türk Kurtuluş ve İnkilap Tarihi'nin ne zaman başladığını göstermeye kafidir.

MİLLİ MÜCADELENİN İLK MİTİNGİ

Pazar sabahı Mıntıka Palas kapısında Mercedes-Benz” marka bir otomobil, Mustafa Kemal'i alarak Samsun!dan sessizce uzaklaştı. Takvimler 25 Mayıs 1919'u gösteriyordu. Mustafa Kemal Paşa bu küçük kasabada 12 Hazirana kadar kaldı. Bugün Havza'da belediye binası önünde büyük bir miting tertiplendi. Cuma namazı kılındıktan sonra halk, miting alanında toplandı. Alanda konuşmalar yapıldı, şiirler okundu. Bu konuşmalardan sonra Sıtkı Hoca kürsüye çıkarak cihadın hangi koşullar içinde farz olduğunu ve bugün Türk Müslümanları'nın maruz bırakıldığı büyük tehlikeyi bütün felaketleriyle anlattı. Allah'ın Peygamber'in emirlerini açıkladı ve şöyle hitap etti:” Yangın bacayı sardı, yanıyoruz, tek çaremiz silaha sarılmaktır! Derhal silahlarınızı temizleyiniz. Silahı olmayan baltasını hazırlasın, balta bulamayan kuvvetli bir odun alsın eline, derhal saldıracağız! Önce izimizdeki ekmek hakkı bilmez hainleri temizleyeceğiz sonra da yurdumuzu işgal eden düşmanları…” dedi.

ATATÜRK'ÜN 19 MAYIS 1919'DA SAMSUN'A ÇIKIŞININ TÜRK TARİHİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ NEDİR?

Ulusal birlik ve bağımsızlık kavramları ile en belirgin bir şekilde özdeşleşen tarih, kuşkusuz 19 Mayıs 1919'dur. Ulus olma bilinci ve bağımsızlık özlemi ulusal gündemin başında yeniden o gün yer almıştır.Bu tarih, batışı olmayan bir güneşin Bandırma Vapuru'ndan Samsun ufuklarına doğduğu; paylaşılmak, ezilmek ve yok edilmek istenen bir ulusun istiklal aşkının, tüm mazlum uluslara örnek olacak şekilde tarih sahnesine çıktığı gündür. Bu tarihi takiben Ulusal Kurtuluş'un Önderi Mayısın 25'inci günü öğleden sonra yavuklusunu arayan bir sevdalı gibi hurda bir otomobille dağ yollarına düşmüş ve Anadolu boşluklarına doğru sarsıla sarsıla yola koyulmuştu artık yüce dağlar misali engeller, yokluklar, nifaklar, nankörlükler, isyanlar, sapık düşünceler, bozguncu davranışlar, dış düşmanla adeta işbirliği yaparak yığılacak ve fakat genci ve yaşlısıyla, kadını ve erkeği ile doğusu ve batısı ile bu düşmanlara karşı bütünleşen Ulusumuz, Güzel Yurdu düşmandan ayıklayıp bağımsızlığına kavuşacaktır. Bu şerefli tarihin satırbaşında yer almak Samsun ve Samsun'lu için en büyük bahtiyarlıktır. İnanıyorum ki Samsun Halkı buna eş bir sorumluluk bilinci içinde, ülkemizin yeniden başlatılan eğitim seferberliğinde ve kalkınma savaşında da onurlu yerini alacaktır.

/resimler/2015-5/18/1630302190212.jpg

ÖNDER KİMDİR VE NASIL BİR YETENEĞE SAHİP OLMALIDIR? ATATÜRK HANGİ LİDERLİK VASIFLARINA SAHİPTİ?

Önder O'dur ki; Ulusuyla kaynaşsın, ulusuna örnek olsun ve onun geleceğine ışık tutsun. İşte Atatürk!.. O, bu yönleriyle Türk Ulusu'nun sinesinde yeşermiş, dal budak salmış ve bu özelliği ile tüm ulusların da saygınlığını da kazanmıştır. Bu nedenledir ki; Onun açtığı özgürlük ve bağımsızlık yolunda ve izindeyiz. Devrimlerinin koruyucusu uygulayıcısı ve savunucusuyuz.

19. Mayıs 1919'da Samsun'da; Türk Ulusu'nun yüreğinde Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ateşlediği, Bağımsızlık ve Özgürlük Meşalesi” Ulusumuzun, Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi bugün de tek ve en güçlü aydınlatıcısıdır. Bunun yanı sıra ve bu niteliği ile daha pek çok tutsak ulusun da örnek meşalesi olmuştur. Atatürk'ün Samsun'a Çıkışının 96. Yıl Dönümü'nde de, bu meşalenin aydınlığında atılan her adımdan ilk günkü kadar mutluyuz, gururluyuz. Ulusca daha nice yıllar ve yüzyıllar, O'nu anacak, izleyecek, anlatacak ve ilkelerini savunacağız. Her yıl bir önceki yıla oranla daha içten, daha anlayarak yolunda yürüyecek ve çağdaş uygarlık düzeyine O'nun fikirleri ile erişeceğiz.

Atatürk Liderlik Felsefesinin ana hatlarını bakın nasıl tespit etmişti:

Ben ne diktatörüm ne macera peşinde koşarım, ne de mağlubiyeti kabul eden bir kimseyim. Ben, yalnız milletimi düşünür, onun için yaşarım. Benim ve Milletimin hakkı olan her şeyi alırım, alamayacağım hiçbir şey yoktur.”Şimdiye kadar millete yapamayacağım bir şeyi vaat etmedim. Ben yapacağım dediğim zaman, buna inanmayanlar vardı. Buna rağmen hareket ettim, görüyorsunuz ki başardık.”

SEVGİLİ GENÇLER, SAYGIDEĞER VATANDAŞLARIM, Bundan 96 yıl önce bugün, küçücük Bandırma Vapuru ile yaptığı tehlikeli bir yolculuktan sonra; ulusun tek ümidi, yıllardır hasretle beklediği muzaffer ve kahraman komutanı Mustafa Kemal Paşa, buradaki rıhtımda karaya çıkmıştı.Bu muzaffer komutan, bilinmeyen bir geleceğe, heyecanlı fakat vakur ve emin bir adımla başlıyordu. Azimliydi, kararlıydı ve kalbi güven ve inançla doluydu, muvaffak olacağından emindi çünkü o, ulusunun hasletlerini, kabiliyetlerini ve onun bağımsızlık aşkını çok iyi biliyordu. Samsun'a ilk ayak bastığında , yıllar sonra Türk Gençliği'ne hitabesinde bir gün istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin” dediği gibi o gün, içinde bulunulan durumu düşünmüyor yalnız ve yalnızca büyük Türk Ulusu'nu esaretten kurtarmayı düşünüyordu.

Samsun'da alevlenen özgürlük meşalesi daha sonra Amasya, Erzurum, Sivas ve adım adım bütün Anadolu'da kalplerdeki ateşi tutuşturmuş ve bu ruhla bir çığ gibi büyüyen milli irade, önüne çıkanbütün engelleri parçalayıp aşarakTürk ulusunu hakkı olan bağımsızlık ve özğürlüğüne kavuşturmuş ve modern Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur.

Bu mutlu ve onurlu günleri bizlere armağan eden, bizleri özgürlük ve egemenliğimize kavuşturan, ay yıldızlı bayrağımızı semalarımızda dalgalandıran Ulu Önder Atatürk ve Silah Arkadaşları'nın aziz şehit ve gazilerimizin manevi huzurunda saygıyla eğiliyoruz.

Ruhları şad olsun!

KAYNAKÇA:

  1. 1.      İhanet Basını, Aydın Keleşoğlu
  2. 2.      Tek Adam C. 1 ve 2 Şevket Süreyya Aydemir
  3. 3.      Atatürk ve İzmir Harika Yamak
  4. 4.      Nutuk Mustafa Kemal Atatürk
  5. 5.      Atatürk'ün Bağımsızlık Savaşı Nasıl Başladı?  Refik Necdet Aktaş
  6. 6.      Samsun Valiliği'nin 19 Mayıs 1981 Tarihli Samsun ve İlk Adım Dergisi
  7. 7.      Samsun Valiliği'nin 29 Ekim 1981 Tarihli Samsun ve İlk Adım Dergisi
  8. 8.      Yakın Tarihimiz E. N. Güralp
  9. 9.      Ege'de Kurtuluş Savaşı Başlarken Nurdoğan Taçalan
 
MaggieGed
6.08.2018 22:48:07

Francesprupt
22.08.2018 13:12:34

YAZARLAR

  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00