Ahmet DUMAN


Ulusal Egemenlik Neydi?


Biz Türkler Devlet Kurma özelliğimizle çok övünürüz. Neredeyse ?bırakın Dünya´yı bize, biz yönetiriz? diyecek kadar övünürüz. Gerçi bu, Dünya´yı yönetme metaforu az bir şey Majesteleriyle gerçek olmaya başladı ama şimdilik varoşlarda kenar mahallelerde cami avlularında. ama olsun. O şimdi dünya lideri! Bu nedenle de 16 devlet kurduğumuzu söyler yazarçizeriz. İşe bir de öbür taraftan bakarsak, aslında, bu 16 Türk devletini yaşatamayıp yıktığımız gerçeği de orada tüm açıklığı ve acımasızlığıyla durup duruyor.

Bu hafta ?Ulusal Egemenlik Haftası? Unuttuk mu? Ya da unutturuldu mu? Unutmazdık unutmayacağımız da kesin ama çok uğraşıldığı da bir gerçek. Biliyorsunuz Müslüman dünyasında hicri takvim kullanılır. Bu takvim, ayın hareketlerine göre ayarlanmıştır. Daha doğru deyişle ?ayarlanmıştı?. Yani her yıl 10 gün farklı. Gel gör ki son 15 yıldır bazı aklı evveller nisan ayında takvimi durdurup Hz. Peygamber´in doğum gününü sabitlediler! şunun şurasında Mübarek Regaib´i  (yani Hz. Peygamberin ana Rahmine düştüğü gün) kutlayalı kaç gün oldu teorik olarak bu mübarek´in dokuz ay sonra doğması gerekmez mi? Saçmalık. Diyor geçiyoruz ama çok da saçmalık değil. bilerek ve istenerek yapılıyor. bizim bu, dünya´yı idare edecek necip milletimiz de ?Kutlu Doğum Haftası Kutlamalarına? canı gönülden katılıyor. Majesteleri ve Ahmet Bey de bu kutlamalarda sahne alıp vaaz etmekte eksik kalmıyorlar. Örneğin, Ahmet Bey, koskoca profesör kameri yıl ile güneş yılının ne olduğunu nasıl olduğunu bilmez mi? Majesteleri, mezunu olmakla sıksık övündüğü İmam Hatip mektebinde bu babı okumamış olabilir mi? Okumuşlardır okumasına da dediğim gibi bu hafta ?Ulusal Egemenlik Haftası?. Sorun bu Egemenlik ve Ulusal kavramlarında. Bu büyüklerimizin ve mensubiyetlerinin fıtratında bu kavramlara karşı bir duyarlılık var. Alerji gibi bir şey.

Tarihin bir döneminde Dünya´ya egemen olmuş, büyük imparatorluklar kurmuş bir millet olduğumuz tartışma götürmez bir gerçek. Ancak geldiğimiz noktada o eski günlerinden herhangi bir iz görünmüyor. Kaderini birilerinin iki dudağı arasına sıkıştırmış bir kalabalık haline getirilmiş. İnsan bu kalabalığın bir zamanlar Bağımsızlığı ve Ülkesi için ayağındaki bir çift çorabını bile kurtuluş ordusuna bağışlamış, sopasıyla orağıyla düşmana karşı savaşmış bir ulus olduğuna inanması çok güç.

20. yüzyıl korkunç savaşlar ve devrimlerle başlamıştı. Düşünün, ilk çeyreğinde Yeryüzünün en kanlı savaşını ve iki büyük devrimini yani; Türk Ve Sovyet devrimlerini sığdırmış bir yüzyıl! Türk Devriminin öncüleri başarılarını bağımsız ve özgür bir Cumhuriyet kurarak taçlandırmışlardır. Bu cumhuriyetin en önemli özelliği saltanatsız ve hilafetsiz olmasıdır. Meclise, yani halk iradesine dayalı bir cumhuriyettir bu. Bakın ilk meclisin kahraman üyelerine, onların kişiliğinde Cumhuriyetimizin Halkçı bir cumhuriyet olduğunu görürsünüz.

Şimdilerde Çocuk Bayramı aşağı Çocuk Bayramı yukarı.  Birde inceden bir eleştiri: çocuklara bir bayramı bile çok gördüler! Hayır sadece çocuk bayramı değil! Önce şu bayramın adını bir saptayalım: Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Sonra, eğer, şunu demek istiyorsanız anlarım: ulusal egemenlik kaldı mı ki bayramı olsun! Bari çocukların bayramını kurtaralım.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00