Ali MARALCAN- EMEKLİ KURMAY ALBAY


ATATÜRK İLKELERİNİN VE DEVRİMLERİNİN ÖLÜMSÜZ VE SADIK BEKÇİSİ UĞUR MUMCU´NUN, ŞEHADETİNİN 23. YILDÖNÜMÜ


? Bir kişiye yapılan haksızlık, bütün topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Bu bilinci paylaşmak ve bu sorumluluğu yerleştirmek zorundayız. Uygarca paylaşılan sorumluluk bilinci, özgürlüğün de, demokrasinin de tek güvencesidir. Bu güvence sağlanmadıkça, demokrasinin temeline bir tek taş bile konmuş olamaz.

Unutmayalım ki ?cesur bir kez, korkak bin kez ölür?. Önemli olan, insanın böyle bir toplumda ?mezar taşı? gibi suskunluk simgesi olmamasıdır.?

Uğur MUMCU
9 Aralık 1974

/resimler/2016-1/26/0931333427689.jpg/resimler/2016-1/26/0932184522358.jpg

UĞUR MUMCU KİMDİR?

Annesi Nadire Hanım, babası Tapu Kadastro memuru Hakkı Şinasi Bey idi. Uğur Mumcu, 22 Ağustos 1942 tarihinde, Kırşehir´de, dört kardeşin üçüncüsü olarak doğdu.

Eşi Şükran Güldal Mumcu ile olan evliliğinden bir oğlu (Özgür) ve bir kızı (Özge) olmuştur.

Uğur Mumcu anısına ailesi tarafından Ekim 1994´te Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı adında bir vakıf kurulmuştur.

Eşi Şükran Güldal Mumcu, 23.Dönem TBMM´ye İzmir Milletvekili olarak girmiş ve 10 Ağustos 2007 ? 7 Haziran 2015 tarihleri arasında TBMM Başkanvekilliği görevini yürütmüştür.

Ağabeyi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Ceyhan Mumcu´nun Uğur Mumcu ile ilgili röportajlarının bir kısmı Kardeşim Uğur Mumcu adıyla bir kitapta toplanmıştır.

EĞİTİM YAŞAMI

İlkokulu Ankara Devrim İlkokulunda ve ortaokulu Ankara Bahçelievler Deneme Lisesinde okuyan Mumcu çok aktif bir öğrenciydi. 1961´de başladığı üniversite eğitimini avukat olmak üzere başladığı Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1965´te tamamladı. Henüz öğrenciyken 26 Ağustos 1962´de Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan ? Türk Sosyalizmi? başlıklı makalesiyle Yunus Nadi Ödülü´nü aldı. 1963´te fakültede öğrenci derneği başkanı seçildi. 1969-1972 yılları arasında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde İdare Hukuku Profesörü Tahsin Bekir Balta´nın asistanı olarak çalıştı

/resimler/2016-1/26/0934042961903.jpg

GAZETECİLİK VE YAZARLIK DÖNEMİ

Uğur Mumcu, öğrencilik yıllarında ?bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmayacağını kavramış, etkin, coşkulu, çok okuyan, araştıran ve sorgulayan bir gençti. Onun öncülüğünde yapılan toplantılara zamanın politikacıları, bilim ve sanat insanları çağırılıyor, ? münazara?lardaki başarılarıyla dikkati çekiyordu. Daha 20 yaşındayken ? Türk Sosyalizmi? başlıklı yazısıyla Yunus Nadi Makale Yarışmasını kazandı.

Yeni Ortam Gazetesinde köşe yazarlığı yapan Uğur Mumcu, 1975´ten itibaren Cumhuriyet´te ?Gözlem? başlıklı köşesinde düzenli olarak yazmaya başladı. Aynı zamanda Anka Ajansında çalışmaktaydı. 1975 Mart´ında makalelerinden oluşan ?Suçlular ve Güçlüler? adlı kitabını yayınladı. Aynı yıl, Altan Öymen´le birlikte hazırladıkları, Süleyman Demirel´in yeğeni Yahya Demirel´in hayali mobilya ihracatını konu edinen, ?Mobilya Dosyası? adlı kitabı yayınladı.

1977 yılından sonra sadece Cumhuriyet için yazmaya başladı. ? Gözlem? başlıklı köşesinde 1991 yılının Kasım ayına kadar aralıksız olarak yazdı. 1977´de Sakıncalı Piyade ve ?Bir Pulsuz Dilekçe? kitapları yayımlandı. Ertesi yıl, ?Sakıncalı Piyade? adlı yapıtını Rutkay Aziz ile birlikte tiyatroya uyarladı. Oyunun Ankara Sanat Tiyatrosunda tam 700 kere sahnelendi. 1978´de, ünlünün yaşam öykülerini, siyasal geçmişlerini, bir güldürü zenginliğiyle anlattığı kitabı Büyüklerimiz yayımlandı.

1981´de terörün silah kaçaklığıyla ilgisini ortaya koymak ve kamuoyunu bu konuda uyarmak için yazdığı Silah Kaçakçılığı ve Terör yayımlandı.

Türkiye´nin terör olaylarının artması 1979 yılında 12 Mart dönemi öncesi ve sonrası gençlik liderlerinin yaşadıklarını kendi ağızlarından yansıttığı ve silahlı eylemlerle bir yere varılmayacağına dikkat çektiği kitabı Çıkmak Sokak´ı yayımladı. 1982´de Ağca Dosyası, ardından ?Terörsüz Özgürlük? adlı makale derlemesi yayımlandı. 1983 yılında Ağca ile cezaevinde röportaj yaptı. 1984 yılında Aziz Nesin öncülüğünde bir grup tarafından Cumhurbaşkanlığı ve TBMM Başkanlığına sunulan, ancak Kenan Evren´in imzalayanları ?Vatan Hainliği? ile suçlayarak dava açtığı Aydınlar Dilekçesi´nin hazırlanmasına katıldı. 12 Eylül döneminde aydınlara yapılan işkenceyi anlatan Sakıncasız adlı oyunu yazdı; ?Papa-Mafya-Ağca? kitabını yayımladı.

1987´de araştırmacı gazetecilik açısından büyük bir başarı kabul edilen Rabıta ve 12 Eylül adlı kitapları;

1991´de en önemli araştırmalarından biri olan ?Kürt-İslam Ayaklanması 1919-1925? yayımlandı.

1991 yılında İlhan Selçuk ve yaklaşık seksen Cumhuriyet gazetesi çalışanı ile birlikte gazeteden ayıldı. Bir süre işsiz kaldı.1 Şubat- 3 Mayıs 1992 tarihleri arasında Milliyet gazetesinde yazan Mumcu, Cumhuriyet gazetesindeki yönetim değişikliği üzerine 7 Mayıs 1992´de Cumhuriyet´e döndü.

 

Vakıf, Uğur Mumcu´nun demokrat, laik, cumhuriyetçi, Atatürkçü, devrimci ilkelerden ödün vermeyen, araştırmacı, sorgulayan, daima emekten yana, inandığı dava uğruna yaşamını verebilen kişiliğini gelecek kuşaklara aktarmak; O´nun kütüphanesini, arşivini ve tüm yazılarını tasnif ederek araştırmacıların kullanımına sunmak; gazeteciliğe istekli gençleri, araştırmacılık alışkanlığıyla mesleğe kazandırmak, böylece yeni Uğur Mumcular´ın yetişmesine olanak sağlayacak eğitim örgütlenmelerini oluşturarak, günümüz Türkiyesi´nde boşluğu yaşanan, basının ve dolayısıyla halkın doğru bilgiye ve doğru habere özgürce ulaşmasına, böylece demokrasinin tüm erdemleriyle işlemesine katkıda bulunmak amacıyla kuruldu.

/resimler/2016-1/26/0934428275191.jpg

UĞUR MUMCU´NUN ŞEHİT EDİLME NEDENLERİ NELERDİR? BU SUİKAST NASIL VE KİMLER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRDİ?

Atatürkçü, Laik, Cumhuriyetçi, Demokrat bir Türkiye´nin yılmaz savunucusu; Devrimci, hep emekten yana olan, hep araştıran ve sorgulayan gazeteci Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 günü otomobiline konan bir bomba ile inandığı değerler uğruna öldürüldü.

Mumcu, 7 Ocak 1993 tarihinde ?Mossad ve Barzani? isimli bir yazı yazdı. Bu yazısında Barzani, CIA ve Mossad arasındaki bağlantılara değindi ve yazısını şöyle bitirdi:

?Kürtler sömürgeciliğe karşı bağımsızlık savaşı yapıyorlarsa ne işi var CIA ve MOSSAD´ın Kürtler arasında?? ? Yoksa CIA ve MOSSAD, anti-emperyalist savaş veriyorlar da dünya bu savaşın farkında değil mi??

8 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki Ültimatom başlıklı yazısında ise yakında yayınlayacağı kitabında istihbarat örgütleri ile Kürt milliyetçileri arasındaki bağlantıları açıklayacağını yazmıştı. Kardeşi İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ceyhan Mumcu, cinayetten önce Uğur Mumcu´nun İsrail elçisiyle görüşme yaptığını basına gönderdiği açıklamada yazmıştı. Gazetecilik hayatı başarılarla dolu olan Mumcu 24 Ocak 1993 tarihinde uğradığı bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetmeden önce polis-mafya-siyaset ağının derin boyutlarını araştırmaktaydı. Öldürülme sebebi olarak Abdullah Öcalan´ın bir müddet MİT için çalıştığını araştırması iddia edilmektedir.

Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993´te Ankara´da Karlı Sokak´taki evinin önünde arabasına konan C-4 tipi plastik bombanın patlaması sonucu suikasta kurban giderek yaşamını yitirdi. Suikastın hemen ardından olay yerinde inceleme yapan uzmanların hiçbir delil bulamadığı, patlamayla etrafa dağılan ve cımbızla toplanması gereken delillerin ise süpürgeyle süpürüldüğü iddia edilmiştir.

Suikastı; İslami Hareket, İBDA-C, Hizbullah gibi örgütler üstlendi. Suikastın arkasında Mossad´ın ve kontrgerillanın olduğu da iddia edilmiştir. Ergenekon Davası sanıklarından Ümit Oğuztan, iddianamede yer alan ifadesinde Mumcu´nun, seri numarası silinmiş ve Kürdistan Demokrat Partisi lideri Celal Talabani´ye götürülen silahlarla ilgili araştırması nedeniyle öldürüldüğünü iddia etti.

SUİKASTTEN SONRA NE DEDİLER, UĞUR MUMCU ONLARA NE DEMİŞTİ?

O günkü Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL dedi ki:

?Devletimiz, bütün imkânlarıyla Uğur Mumcu´nun katillerinin bulunması ve adalet önüne çıkarılması için elinden geleni yapacaktır. Bu hususta her türlü talimat, tarafımdan verilmiştir.?

UĞUR MUMCU demişti ki:

?Hayır, iş o kadar basit değil? Terörizmi önleyebilmek için, önce devlet çapında hatta ondan da öte uluslar arası istihbarat gerekir. Türkçesi, önce MİT´in terörizmi önlemek için yeni baştan örgütlenmesi gerekir? Önce istihbarat, sonra bu istihbarata dayalı operasyon? Terörist örgütlerin merkezleri, kadroları belirlenmezse kimi, nasıl yakalayacaksınız??

O günkü Başbakan Süleyman DEMİREL dedi ki:

?Önemli olan, bu cinayeti kimin üstlendiği değil, cinayeti kimin işlediğinin ortaya çıkarılması. Bu cinayetin nasıl işlendiği, bombanın nasıl konulduğu çıkar, çıkarılır. Tabii bu Uğur Mumcu´yu geri getirmez. Üç faili meçhul cinayetin dışında, diğerlerinin nasıl olduğu aydınlatıldı. Onların da aydınlatılmasına çalışılıyor. Bu cinayetin de nedeni bulunacak.?

UĞUR MUMCU demişti ki:

?Terör odaklarını ortaya çıkarmak, devletin görevidir. Yurttaşların can güvenliklerini korumak, yine devletin görevidir. Ve devletin çeşitli organları vardır. Hükümet vardır. Ordusu vardır. Yargı organı vardır. Yasama meclisleri vardır. Terörizmi önleyecek olan güçler, devlet yapısı içindeki kuruluşlardır. Bunları eyleme geçirecek olan organ ise hükümettir. Evet, ne yapmalı? Şunu yapmalı: Başbakanlar mezarlara bundan sonra toprak atmamak istiyorlarsa, kendi üzerlerindeki ölü toprağını kaldırmalıdırlar. Hem de zaman yitirmeden.?

O günkü Başbakan Yardımcısı Erdal İNÖNÜ dedi ki:

?Hükümet olarak Uğur Mumcu´nun katillerinin ortaya çıkarılmasını vaat ediyoruz. Mumcu´nun katillerini bulmak, adalete teslim olmak, suçluları cezalandırmak, böylesi cinayetlerin bir daha işlenmemesini sağlamak, hükümetimizin namus borcudur, bunu yapacağız.?

UĞUR MUMCU demişti ki:

? Ey hükümet, karınca ezmez hükümet, uyan artık! Bu aymazlıktan uyan artık. Senin iktidarında insanlar kurbanlık koyunlar gibi birer birer öldürülüyor. Ve istihbarat örgütlerin, tek satır rapor bile veremiyorsa, bu olaylardan sorumlu olan sensin! Ya çekil git ya da görevini yap!

O günkü İçişleri Bakanı İsmet SEZGİN dedi ki:

? Milletimizin de yardımıyla bu cinayeti ortaya çıkaracağız.?

UĞUR MUMCU demişti ki:

?Bu cinayetler aydınlanmaz ve bu saldırılar da böyle sürüp giderse, devlet haklı ya da haksız, yanlış ya da doğru bu tür suçlamalardan kurtulamaz.?

O günkü Ankara DGM Başsavcısı Nusret DEMİRAL dedi ki:

?Olay, harici bir mesele ise aydınlatmamız çok zor, dahili ise mutlaka aydınlanacaktır.?

UĞUR MUMCU demişti ki:

? Bu kadar yaşamsal duyarlıktaki konunun soruşturulması görevi, Ankara DGM Başsavcısı Nusret Demiral´a verildi. Yasal olarak izlenecek yol da buydu. Bu bakımdan söylenecek hiç mi söz yok? Var, hem de çok! Demiral, eski Başbakan Özal´a yönelen suikastın soruşturmasını da yapmış, saldırgan ele geçtiği halde, olayın gerçek nedenini kanıtlayamamıştır? Sanığı ele geçen bir olayı çözemeyen Demiral, herhangi bir ipucu bırakmadan kaçan katilleri ya da bu katilleri cinayete yönelten örgütlü suç çetelerini nasıl ortaya çıkacaktır?

UĞUR MUMCU TÜRK ULUSUNDAN BEKLENTİSİ NEDİR?

ATATÜRK İLKE VE DEVRİMLERİNİN ÖLÜMSÜZ BEKÇİSİ ŞEHİT UĞUR MUMCU ASİL TÜRK ULUSUNDAN BEKLENTİSİNİ ŞU ANLAMLI SÖZLERLE BİZLERE HAYKIRIYOR:

?Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz.

Şimdi hep birlikteyiz,

Ey halkım,

Unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi??

Bir gün sesimiz hepinizin

Kulaklarında yankılanacak

Ey halkım unutma bizi

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz

Şimdi hep birlikteyiz

Ey halkım unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi?

Korkmadan öldük

Ey halkım unutma bizi

Birgün mezarımızda güller açacak

Ey halkım unutma bizi

Birgün sesimiz hepimizin

Kulaklarında yankılanacak

Ey halkım unutma bizi

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz

Şimdi hep birlikteyiz

 Ey halkım unutma bizi, unutma bizi,

Unutma bizi

UĞUR MUMCU
22 Ağustos 1942-24 Ocak 1993

Sonuç olarak:

Ülkemizde çağdaş cumhuriyet yönetimi ve devrimlerinin en belalı ve tehlikeli engel din istismarı ve bölücülüktür.

İşte bu iki kutuplu engel, birbirini destekleyecek şekilde ülkenin her alandaki gelişmesini ve çağdaşlaşmasını engellemektedir.

Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere emperyalist devletlerin kendi menfaatleri uğruna CIA ve MOSSAD gibi gizli örgütler ve yerli işbirlikçi vatan hainleriyle kutsal din duygularını ve etnik yapının hassasiyetini istismar ederek yarattıkları bu engeller ülke ve millet bütünlüğü tehdit etmektedir.

İle egemenlik ve özgürlüğünü tehdit etmektedir.

Bu engellerin kaldırılması ise Türk toplumunun milli değerlerinin kendi kültür potasında eğitilmesi ve aydınlatmasına bağlıdır.

Devlete düşen görev ise bu iki tehdidi ortadan kaldıracak siyasal, sosyal ve ekonomik tedbirleri sürekli ve eksiksiz olarak uygulanmasıdır.

İşte ülkenin ve ulusun gelişmesini ve çağdaşlaşmasını engelleyen etkenlerin ortadan kaldırılmasının savaşını veren Atatürkçü, laik, cumhuriyetçi, demokrat bir Türkiye´nin yılmaz savunucusu; devrimci, hep emekten yana olan, hep araştıran ve sorgulayan gazeteci Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993 günü otomobiline konan bir bomba ile inandığı değerler uğruna öldürüldü.

Uğur Mumcu idealist bir ATATÜRKÇÜYDÜ. ULU ÖNDER ATATÜRK´ÜN ilkelerine, Çağdaş Cumhuriyetine ve Devrimlerine ölümüne inanmış ve bu uğurda şahadet mertebesine ulaşmıştır.

Bakın Araştırmacı Yazar Uğur MUMCU bu konuda bizlere neler söylüyor:

? Biz, Ulusal Kurtuluş Savaş´ında ve bu savaşın yüce komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk´e inançla bağlıyız. İlerici düşüncemizin odağına ? Kemalist? düşüncenin kutsal bağımsızlık harcını koyarız. Ulusal Kurtuluş Savaşı´nı benimsememiş düşünce ve akımlarla hiç ama hiç bağdaşmayız.?

/resimler/2016-1/26/0938394998513.jpg

UĞUR MUMCU´YA GÖRE ATATÜRK, ATATÜRKÇÜLÜK NE ANLAMA GELMEKTEDİR?

Atatürk, Atatürkçülük, Uğur Mumcu´yu, onun gazeteci, yazar, aydın kimliğini belirleyen en önemli unsurdur. Ancak, onun Atatürkçülüğü asla bir ?tören Atatürkçülüğü?, içi boş bir yafta değildir. Devletçilik, laiklik, cumhuriyetçilik, halkçılık, ulusçuluk, tam bağımsızlıkçılık, antiemperyalizm gibi, her biri yerli yerine oturtulmuş, hatta zenginleştirilmiş kavramlarla dopdolu bir Atatürkçülüktür.

Son sözümü Ulu Önderimiz ATATÜRK´ÜN emperyalizme karşı duyduğu öfkeyi haykıran bir vecizesi ile bitirmek istiyorum:

?Biz, ?istiklalimizi emin bulundurabilmek için heyet-i umumiyemizce(hepimiz), heyet-i milliyemizce (tüm ulus olarak) bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyet-i milliyece ( bütün ulusca) mücahedeyi (savaşmayı) caiz (gerekli) gören bir mesleği takip eden insanlarız??

/resimler/2016-1/26/0939400496589.jpg

SAYGIDEĞER VATANDAŞLARIM VE SEVGİLİ HEMŞERİLERİM ATATÜRK İLKELERİ İLE ÇAĞDAŞ CUMHURİYET YÖNETİMİ VE DEVRİMLERİNİN SADIK BEKÇİSİ ŞEHİTLERİMİZE HEP BİRLİKTE YÜREKTEN ŞÖYLE HAYKIRIYORUZ:

EY DEVRİM ŞEHİTLERİMİZ!

Devrimler uğruna temiz kanınızın aktığı bu kutsal Vatan topraklarında sizler rahat uyuyunuz! Sizlerin bizlere bıraktığınız emanetin bekçileriyiz. Göklerde yükselen Ay Yıldızlı Bayrağımızla, gönüllerimizde yüceliğe ulaştınız. Huzur gerektiğinde Türkiye Cumhuriyetinin hayatiyetini tazeleyeceği ve kuvvetlendirecek olanlar çoktur, bu ülkede!

24 Ocak 1993 Tarihinde Atatürk İlkeleri, Çağdaş Cumhuriyet Yönetimi ve Devrimleri uğruna şehit olan Uğur Mumcu´yu Minnet, Şükran ve Rahmetle Anıyoruz. RUHU ŞAD OLSUN !

KAYNAKÇA

1. VURULDUK EY HALKIM      UĞUR MUMCU

2. LAİKLİK RUHUNA FATİHA  UĞUR MUMCU

3. UYAN GAZİ KEMAL             UĞUR MUMCU

YAZARLAR

  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli
  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00