Ali MARALCAN- EMEKLİ KURMAY ALBAY


TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ YIKMAYA YÖNELİK (MENFUR) İĞRENÇ MENEMEN OLAYININ İÇ YÜZÜ VE KAHRAMAN DEVRİM ŞEHİTLERİMİZİN HAZİN VE ELEMLİ ÖYKÜSÜ


/resimler/2015-12/22/1225544089615.jpg

?´ARKADAŞLAR, EFENDİLER VE EY MİLLET; İYİ BİLİNİZKİ, TÜRKİYE CUMHURİYETİ ŞEYHLER, DERVİŞLER, MÜRİTLER, MECZUPLARIN (DELİ) MEMLEKETİ OLAMAZ. EN DOĞRU, EN HAKİKİ TARİKAT MEDENİYET TARİKATIDIR. MEDENİYETİN EMİR VE TALEPETTİĞİNİ YAPMAK İNSAN OLMAK İÇİN YETERLİDİR.´´ 
                                                                                                            Mustafa Kemal ATATÜRK

 ?´Menemen Olayı´´ durup dururken meydana gelen bir komplo olayı değildir. Özellikle 13 Nisan 1909 yılında vuku bulan 31 Mart Vakası, 13 Şubat-31 Mayıs 1925 tarihleri arasında meydana gelen Şeyh Sait Ayaklanması ile 28 Şubat 1997 kararlarına sebep olan son zamanlarda meydana gelen irticai olaylar dikkate alındığında Menemen´deki olayın gerici ve rejim aleyhtarı bir olay olduğu görülmektedir. Her yıl 23 Aralık´ta yapılan ?´Menemen Olayı´´ anma törenlerindeki maksat ise bu tehlikeli irtica (Gericilik) olayını hafızalarda canlı tutmak, genç nesillerin Cumhuriyet rejimine ve ATATÜRK ilke ve inkılâplarına sahip çıkmalarını sağlamaktır.

MENEMEN OLAYININ MÜTEŞEBBİSLERİNİN ANA HEDEFİ NEYDİ?

29 Ekim 1923 tarihinde Cumhuriyetin kurulmasını müteakip TBMM tarafından 3 Mart 1924 tarihinde Halifeliğin kaldırılması, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılarak Laik bir dünya görüşünün benimsenmesi, ayrıca 30 Kasım 1925 tarihinde çıkarılan yasa ile dinsel sömürü haline gelen tekke ve zaviyeler ile türbelerin kapatılması bununla birlikte tarikatçılık, dervişlik, müritlik ve şeyhlik gibi çağdışı faaliyetlerin yasaklanması çıkar gruplarının menfaatlerini baltalamış, dolayısıyla Menemen Olayının meydana gelmesinde önemli bir sebep teşkil etmiştir.

Menemen olayını gerçekleştiren gericilerin ana hedefi, ATATÜRK´ÜN gaflet, dalalet ve hatta hıyanet saydığı, Türkiye Cumhuriyetini laiklikten uzaklaştırmak, Ulusal Devleti dini devlet yapmağa çalışmaktır.

DEVRİM MUHAFIZLARININ SADIK BEKÇİLERİ HANGİ AMAÇ UĞRUNA ŞAHADET MERTEBESİNE ULAŞTILAR?

Yirminci yüzyılın en büyük komutanı ve devlet adamı ulu önder Atatürk, ileride gelişebilecek bu iğrenç olayları önceden nasıl tespit etmişti:

?Her faydalı ve yeni şeye karşı mutlaka bir kuvvet çıkar. Buna bizim dilimizde (İRTİCA) derler. İşte bu irticaın yok edilmesi için gerekli tedbirleri önceden almak lazımdır.?

16 Haziran 1926 Tarihinde İzmir´de ATATÜRK´E iğrenç ve başarısız bir suikast tertip edilir.

Bu olaydan sonra kendisi bir beyanname yayınlar, ona göre bu suikast, kendi şahsından ziyade, Cumhuriyete ve onun dayandığı yüksek prensiplere karşıdır. Beyanname şöyle biter:

?Benim naçiz vücudum, bir gün elbette toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır ve Türk milleti, emniyet ve saadetini zamin (Garanti Eden) prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürüyecektir.?

Kendisini ziyaret eden İzmirlilere karşı da sözleri açıktı:

?Ben ölürsem milletimizin, beraber yürüdüğümüz yoldan asla ayrılmayacağına eminim. Bununla müsterihim. Hasımlarımızın mezbuhane hareketleri, bizim inkılâp ateşimizi söndüremez??

Burada, Atatürk´ün Cumhuriyet ve Devrimlerini Yüce Türk Milletine emanet ettiğini görmekteyiz.

ATATÜRK 20 Ekim 1920 Tarihinde Büyük Millet Meclisinde yaptığı konuşmasında TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ve Devrimlerini şu vecizesiyle Türk Gençliğine emanet etti:

?Ey Türk Gençliği!

Birinci Vazifen Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir.

Ey Türk İstikbalinin Evladı!

İşte; Bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır.

Muhtaç olduğun kudret, damarlarında ki asil kanda, mevcuttur! ?

Türkiye Cumhuriyeti´nin ve Atatürk İnkılâp ve Devrimlerinin sadık bekçileri Türk Ordu´sunun Kahraman Subay´ı Kubilay ile Bekçi Şevki ve Hasan 23 Aralık 1930 tarihinde 85 yıl önce Atatürk´ün yukarıdaki emirlerindeki inançları uğruna Şehit olmuşlardır.

Aziz şehitlerimiz sizlerin bu örnek ve vatansever davranışınızı her zaman saygı ve hürmetle anacağız!
Menemen olayı ve öyküsü

 /resimler/2015-12/22/1227000028422.jpg

23 Aralık sabahı Menemen alanında her şey birkaç saat içinde değişmiş, karışmış ve çığırından çıkmıştır.

Bu sırada kendisine birliğinden görev verilen Yedek Subay Kubilay olay yerine koşar; Derviş Mehmet´in yakasına yapışır. Fakat yobazlardan biri silahını ateşler ve yaralanan Kubilay biraz ötede cami avlusunda yere düşer. Fırsat bu fırsattır; kudurmuş gözleri dönmüş yobazlardan ikisi saldırırlar. Ağzı testereli bağ bıçağı ile yaralı Kubilay´ın başını gövdesinden ayırırlar, yeşil bayrağın tepesine geçirirler...

Bu arada silah sesini duyan ve çarşı bekçiliği görevleri sona erdiği için gün aydınlanırken evlerine dönmüş olan Hasan ve Şevki adlarında iki gece bekçisi olay yerine koşarlar. Karşı koyma sırasında onlar da şehit düşer..

Kanlı ve vahşi olayın bu görüntüsü telefonla Alay komutanlığına bildirilir. Ve bir makineli tüfek kıtası Belediye Alanına hızla yetişir. Birlik Komutanının: ?Teslim olun!? çağrısına: ?Bize kurşun işlemez. Ben Mehdiyim!? sesleri gelir. Teslim çağrıları yinelenir. Ve yine ?Kurşun işlemez!? sesleri.. Uzaklardan, evlerin pencerelerinden, köşe başlarından bu görünümü şaşkın, korkulu gözlerle izleyenler vardır. İki Hasan yan sokaklara kaçarlar.. Gericilerin?iş elden gidiyor!?? telaşına kapılması ile cahil kalabalıkları kışkırtarak Askerlerin üzerine  saldırıya geçmeleri üzerine  Makineli tüfekler birden çalışmaya başlar.Bu ateş sonucunda başta Derviş Mehmet olmak üzere bir çok gerici bertaraf edilir.Menemen Olayı, eskinin kalıntılarından bir tarikat (Nakşibendi) şeyhinin marifetidir. Cumhuriyete ve devrimlere karşı bir harekettir. Kökeninde çıkarcılık, bağnazlık ve aldatılmışlık yatar...

Bir ?Mehdi? taslağı Derviş Mehmet ve üç Mehmet, ikisinin adı Hasan; silahlı 6 yobaz bir de ?Kıtmir? adlı köpek! Bu 7´lik grup ünlü efsanedeki Eshab-ı Kehf´i temsil etmektedirler. Bunlar Şeriat Ordusunun öncüleridir.

İstanbul´da Erenköy´de bir köşkte yaşayan 84 yaşındaki Şeyhlerinden (Şeyh Esat) aldıkları talimatla Manisa dağlarında bir mağarada 40 gün kalan 4 Mehmet, 2 Hasan ayin yaparlar, esrar içerler, tespih çekerler ve günlerden bir gün ?Tetik çekmek? üzere 23 Aralık 1930 alacakaranlıkta Menemen´e ulaşırlar. Sabah Namazı kılınmakta olan bir camide ayetli yeşil bayrağı da alarak camideki 8-10 kişiyi kendilerine katılmaları için zorlarlar. 70 bin kişilik şeriat ordusunun memleketi kuşattığını, teslim olmayanların kılıçtan geçirileceğini söylerler.

Yeşil bayrak, hükümet ve belediye binaları arasındaki küçük alana dikilir ve tekbir sesleriyle hezeyanlarına başlarlar. İstedikler şeriattır. İstemedikleri şapkadır, yeni giyimdir, yeni yazıdır. Bunun anlamı ise Cumhuriyet ve Devrimlerdir.

Menemen´de bu utançlı olay başlarken şeyhleri İstanbul´da, köşkünde keyfine bakmaktadır. Müritleri sokaklarda kudurmuş gibidirler. ´´İsteklerine benzerlik gösteren olaylara neden olurlarsa, işte o zaman tarih ?´tekerrür´´ etmiş gibi görünür bize.. Ve bu ünlü deyimi hemen kullanırız. Yakın tarihimizle ilgili hatta yaşayanların anılarında yaşayan bir yıldönümü dolayısıyla böyle özet bir açıklama ve yaklaşımdan sonra bu sabah çevirdiğimiz takvim yaprağına bakalım: 23 Aralık 2015 Ve Cumhuriyetin 92.yılını iki ay önce kutlamış bulunuyoruz.

GERİCİLİK OLAYLARININ ANA NEDENLERİ

Tarih boyunca baş belası irtica (gericilik) hareketlerinin üç temel nedeni ya da kökeni vardır.

1-     Toplumun cahil kalmış kalabalıkları
2-     Çıkarcı Çevreler
3-     Politik eğilimler, tavizci politikacılar.

İkinci ve üçüncü maddelerdeki düşünce sahipleri birbirine benzer amaçlara yani çıkarlara dönük olduklarından onları değişik nedenler olarak değil, amaçlı fakat daha tehlikeli neden diye sayabilirsiniz.

Cahil kalabalıklar ise, geri kalmışlığımızın açık ve utanç verici görüntüsüdür. Hala yazı devriminin atılımlı çabaları, nüfus artışı ve özellikle ilgisizlikten sönmüş, hatta tersine bir tulum ile ortaçağ özentili, Arap harfli ?´mahalle mektepleri´´ sayısı binleri, on binleri bulmuştur. Cahil ve yoksul kalabalıkları dinsel ilişkilerle ayarlamak, etkilemek; gerektikçe ?´irtica´´ olayları yaratmak kolay, fakat onları okuryazarlığa ve ışıklı bir dünyaya kavuşturmak; insan gibi yaşama düzeyine çıkarmak elbette güçtür. Çıkarcı çevreler, çirkin politikacılar, özellikle son yıllarda geriye dönüşte epeyce yol almışlardır. O kadar ki, laiklik ilkesi ters maksatlı olarak eleştirici  yorumlarla zedelenmiş; Cumhuriyetin kurucusu ve devrimlerin uygulayıcısı Atatürk ve ilkeleri büyük yaralar almıştır. Sonuç olarak ´´Dini politikadan, politikayı dinden ayırt edemedikçe Türk Ulusu´nun bütünlüğü sağlanamaz, huzura kavuşması düşünülemez. İrticanın kökü kazınamaz´´ biçimindeki inancımızı bir kez daha dile getirme gereğini duyuyoruz.

MENEMEN İRTİCA (GERİCİLİK) OLAYINA KATILANLARIN YARGILANMALARI VE MAHKEME TARAFINDAN VERİLEN CEZALAR.

/resimler/2015-12/22/1228263623949.jpg

Askeri mahkeme Genaral Mustafa Muğlalı Başkanlığında Cumhuriyet düşmanlarını 15 Ocak 1931 de yargılamaya başladı. 36 sanık hakkında ölüm, 41 sanık hakkında ise çeşitli cezalar verildi. Ölüm cezası verilenlerden bazılarının yaşı küçük olduğu için bu ceza, yaşam boyu mahkümuyete çevrildi. 28 sanık ise 3 Şubat 1931 de Menemende idam edildi.

MENEMEN OLAYI İLE İLGİLİ OLARAK GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA 27 ARALIK 1930 TARİHİNDE GENELKURMAY BAŞKANI FEVZİ ÇAKMAK´A GÖNDERDİĞİ BAŞSAĞLIĞI BİLDİRİSİ

/resimler/2015-12/22/1228559405687.jpg

            ?´Kubilay bey´in şehit edilmesinde mültecilerin (gericilerin) gösterdiği vahşet karşısında Menemen´deki ahaliden bazılarının alkışla tasvipkar bulunmaları, bütün Cumhuriyetçi vatanperverler için utanılanacak bir hadisedir. Büyük ordunun kahraman genç subayı ve Cumhuriyetin idealist öğretmen heyetinin kıymetli uzvu Kubilay Bey, temiz kanı ile Cumhuriyet´in hayatiyetini tazelenmiş ve kuvvetlendirmiş olacaktır.? Demiştir.

İSMET PAŞA´NIN MENEMEN OLAYI İLE İLGİLİ AÇIKLAMASI

            1 Ocak 1931 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başbakan İsmet Paşa Olay hakkında geniş bir açıklama yapmış ve ?´ Bu, yüzlerce seneden beri dini siyasete alet eden bütün hareketlerin bir tekrardı idi. Bu zavallılar, laikliğe karşı gelerek şeriat istemektedirler. Gerçekte ise, menfaatlerini kaybetmişlerdir, onu istiyorlar?´ demiştir.

CUMHURİYET VE DEVRİMLERİN EN TEHLİKELİ DÜŞMANI VE BÜTÜN KÖTÜLÜKLERİN ANASI İRTİCA (GERİCİLİK)

            Arapça bir sözlük olan irtica (gericilik) varılan bir yerden geri dönme, eskiyi isteme, kısaca gericilik anlamına gelmektedir.

            Öyle sanıyoruz ki, öteden beri etnik ve dinsel bölücülüğü beslediği bilinen ve bütün kötülüklerinde anası irtica´nın,(Gericilik), giderek azgınlaşıp devletin doruklarına kadar tırmandığını bu kesimlerde biliyorlar, ama gerçek amaçlarını gizlemek için, aksini söylemekten vazgeçmiyorlar. İşte! Ağızları torba değil ki büzesin.

            Hem bu kesimlerin sıkıştıklarında hep yaptıkları gibi bir anda demokrasi havarisi kesilip, bilmedikleri konularda bile (körü körüne) ahkâm kesip, tafra atmayı ve saman altından su yürüterek sonuca varmayı bir yöntem olarak benimsediklerini de hep biliyoruz artık!                                                                                                         

SONUÇ OLARAK:

     Menemen olayları üzerine çok üzülen ve sinirlenen ATATÜRK, bu olayı yapanların bir kısım cahiller olduğunu şu sözleriyle dile getirmiştir: ?´Halkın saflığından istifade ederek milletin maneviyatına musallat olan kimseler ve onların takipçileri, elbette ki bir takım cahillerden ibarettir. Bunlar, Türk milleti için ayıp teşkil edecek vaziyetlerin belirmesinde daima etken olmuşlardır. Milletimizin önünde açılan kurtuluş ufuklarında fasılasız yol almasına mani olmaya çalışanlar, hep bu müesseseler ve bu müesseselerin mensupları olmuştur. Türk milletinin bunlardan daha büyük düşmanı olmamıştır. Millete anlatılmalıdır ki, bunların millet bünyesinde yaptıkları tahribatı hissetmek lazımdır. Bunların mevcudiyetini müsamaha ile telakki edenler, Menemen´de Kubilay´ın başı kesilirken kayıtsızca seyretmeye tahammül ve hatta alkışlamaya cesaret edenlerle birdir,´´

Atatürk, sahip olduğu dünya ve İslam tarihi kültürüyledir ki, gerçek dinle batıl, yani boş inançları, hurafeyi, iyi ayırıp tanımlamasını yapmış ve yeri geldikçe de bu konularda toplumunu aydınlığa çıkarma yollarını aramıştır. Sahte dindarlığa, din bezirgânlığına karşı ulusunu uyanık tutmak için pek çok vesile ile konuşmuştur. Atatürk´ün din hakkındaki görüşleri açık, kesin ve nettir. O, şöyle diyor:

   ?Laiklik prensibinde ısrar ediyoruz. Çünkü milli iradenin, insanlığa mal olmuş değerlerin belki de en mukaddesi (kutsalı) olan da hürriyeti (özgürlüğü) ancak laiklik prensibine bağlanmakla korunabilir.?

   ?Bir takım şeyhlerin, dedelerin, seyitlerin, çelebilerin, babaların, emirlerin arkasından sürüklenen ve falcılara, büyücülere, üfürükçülere, muskacılara talih ve hayatlarını, emanet eden insanlardan kurulu bir topluma uygar bir ulus gözü ile bakılabilir mi? Ulusumuzun gerçek görünüşünü yanlış anlamda gösterebilen ve yüzyıllarca göstermiş olan bu gibi unsurlar ve müesseseler, yeni Türkiye devletinde, Türkiye Cumhuriyeti´nde sürüp gitmeli miydi? Buna önem vermemek, ilerleme ve yenileşme adına en büyük ve düzeltilmesi imkânsız bir hata olmaz mıydı? Biz her vasıtadan yalnız ve ancak, bir bakımdan faydalanırız. O da şudur: Türk Ulusunu uygar dünyada, layık olduğu mevkie çıkarmak ve Türkiye Cumhuriyeti´ni sarsılmaz temelleri üzerinde her gün daha ziyade kuvvetlendirmek? Ve bunun içinde istibdat fikrini öldürmek.?

EY DEVRİM ŞEHİTLERİMİZ!

?Sizler rahat uyuyunuz, temiz kanınızın aktığı Menemen topraklarında Teğmen Kubilay iki yanında iki şehit bekçi ile? Ve ?İnandılar, döğüştülar, öldüler. Bıraktıkları emanetinin bekçisiyiz.? Diye yazılı Ay Yıldızlı tepede göklede yükselen, gönüllerimizde yüceliğe ulaşan anıtınla? Huzur içinde olmasak da sizler rahat olun! Gerektiğinde Cumhuriyetinin hayatiyetini tazeliyecek ve kuvetlendirecek olanlar çoktur bu ülkede.?

SAYGIDEGER VATANDAŞLARIM VE HEMŞERİLERİM!
ŞU ÖNEMLİ VE DEĞİŞMEZ HUSUS İYİ BİLİNMELİDİR Kİ; İRTİCA (GERİCİLİK) DENEN YILAN SİNSİDİR. HEMEN SİNER, BUGÜN OLDUĞU GİBİ. FAKAT FIRSAT KOLLAR VE ZAMANINI BEKLER, YENİDEN HORTLAMAK İÇİN. BUNUN İÇİN BÜTÜN VATANDAŞLARIMIN BU KONUDA UYANIK VE TEDBİRLİ OLMALARI ÜLKE GELECEĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİDİR.

KUBİLAY´IN RUHUNA

?Bilmez miydi sayısız kalkan var çelik, çetin:
Değmez Cumhuriyete oku kara kuvvetin!
Bütün bir gençliğindi Kubilay´ın o gün sesi;
Susturmak, hangi mecnun düşüncenin hevesi
Gök kubbenin altında var oldukça bu ocak
Sağ, salim ve mücahit bin bir kişi;
Hangi Mesih kudreti diriltecek geçmişi!
Tekbir mi? Zebaniler sesleniyor derinden;
Alkış mı? Beynimizde korkunç çan seslerinden!
Çıkmadı mı bu genci bir tek kurtaranınız,
Varmaz mıydı kalbiniz, akmaz mıydı kanınız?
Gövdeyi kan götürse demekki razıydınız
Ona nasıl kıydınız, ona nasıl kıydınız?
Sen bizim neslimizin timsalisin genç şehit,
Ardından zaman zaman üre dursun birkaç it!

                                Behçet Kemal Çağlar

23 Aralık 1930 tarihinde Menemen´de Cumhuriyet ilkeleri ve ideali uğruna şehit olan öğretmen Kubilay, bekçi Şevki ve Hasan´ı minnet, şükran ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun!

KAYNAKÇA

1-     Menemen Olayı ve Kubilay KEMAL ÜSTÜN
2-     Kubilay Olayı ve Tarikat Kampları HİKMET ÇETİNKAYA
3-     ATATÜRK´ÜN Din Anlayışı HARİKA YAMAK
4-     ATATÜRK Hakkında Hatıralar ve Belgeler PROF.DR. AFET İNAN
5-     Cumhuriyet C2 TURGUT ÖZAKMAN
6-     Tek Adam C3 ŞEVKET SÜREYYA AYDEMİR
7-     ATATÜRK´TEN Hatıralar HASAN RIZA SOYAK
8-     Gazi Paşam CEVAT ŞENOL
9-     Türkiye Emekli Subaylar Derneği Kasım ? Aralık 2006 Tarih ve 166 Sayılı Dergisi

Süleyman Barış
25.12.2015 19:18:48
Ana hatları ile çok güzel kaleme alınmış. Sayın Ali Maralcan´ı yürekten kutluyorum. Geçmişi günümüze çok güzel taşıdığınız için içten teşekkürler.

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 15.2 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • BIST 100

    9548,57%0,19
  • DOLAR

    32,49% 0,16
  • EURO

    34,80% 0,25
  • GRAM ALTIN

    2487,88% 1,05
  • Ç. ALTIN

    4157,48% -1,05