Cumali KARATAŞ


ANADOLU RESMİNİN BEYEFENDİSİ VEYSEL KUBAT İLE RESMİ SÖYLEŞTİK


/resimler/2015-9/22/1048588588382.jpg 

           Yaklaşık 50 yıldan beri akademik bir ressam olarak resim sanatını sürdüren ressam Veysel Kubat eleştirel baktığı eşit vurgulu emek ve insan odaklı somut, çağdaş ve figüratif  tablo resimlerinde derinleşirken; Kubat Sanat Evi´nde öğrenciler yetiştirip, çalışmalarını yıl sonu sergileriyle gelenekselleştiren Adanalı sanatçılardandır?

                                                                                                                           Cumali Karataş

            ***Sayın Veysel Kubat, bu kez de bir röportaj için resim atölyenizdeyim? Söze nereden başlayalım?... Örneğin şu: Resim sizin için ne anlam ifade ediyor?.. Resimsiz bir hayat düşünebiliyor musunuz?

            ---Resimsiz bir hayat düşünemiyorum? Bilim ve sanat bir kuşun kanatları gibidir? Kanatlar kullanıldıkça toplumlar yükselir, çağdaşlaşırlar. Darwin de söylemiş olabilir:?Kanatlarını kullanmayan toplumlar birini kullansa dahi, arkadan yumurtalarını alırlar.?                                                                                                             

***Şunu soralım o zaman? Resme nasıl başladınız? Yolun başı neresi? 

---İlkokul dördüncü sınıfa kadar köyde, daha sonra Adana İnönü İlkokulu´nda okudum. Köyde okurken alfabedeki resimlere bakarak çizmeye çalışırdım.  Türk bayrağını çizmiştim mesela. 2., 3. sınıfa geldiğimde yaptığım resimleri öğretmenin okulun duvarına asması beni teşvik etti. Adana´ya geldikten sonra Resimli Roman, Teksas, Tommiks gibi çizgi romanları çizmeye başladım. Kitaplarımın kenarları bu resimlerle doluydu. Branş öğretmeni görmedim hiç. Lise 1´de resim öğretmenimiz Ethem Aydın´dı. Daha sonra Ethem Aydın gözetiminde yağlı boya resim yapmaya başladım. Bu resimleri öğretmenler alırlardı. O dönemde sanat dersleri olan resim ve müzik zorunluydu. Birini seçmek zorundaydınız. Günümüzdeki gibi seçmeli ders değildi. Seçilen ders ana ders oluyordu. O dersten geçmek zorundaydınız.  Bu ara ressam olma tutkusu oluştu bende.

***Ne yaptınız ressam olma yolunda?

---1968´de Adana Erkek Lisesi´nden mezun oldum. Bizim dönemde üniversite sınavları yalnızca Ankara, İstanbul, İzmir gibi üç şehirde yapılıyordu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi´nin (İ.D.G.S.A.) resim bölümü sınavını kazandım. 1973´de mezun oldum. Şunu da söyleyeyim? O zamanlar İ.D.G.S.A. beş yıldı. Yüksek Lisans öğrenim süresinin içindeydi. Ve o zamanlar üniversite sınavına girmeden direk olarak yüksek öğrenim okulu sınavına girilebiliyordu. Ben de kendime güvendiğim içim, üniversite sınavına girmeden direk güzel sanatların sınavına girdim.   İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi´nde Zeki Faik İzer Resim Atölyesi ile Özdemir Altan Resim Atölyesi yanında, Sabri Berker Gravör Atölyesi, Atatürk´ün soyadını verdiği Kenan Yontuç Heykel Atölyesi´yle birlikte fresk atölyesinde akademik eğitim gördüm.   

***Okuldan mezun olduktan sonra nasıl oldu?

--- 1974´de Adana Erkek Lisesi´nde başlayan resim öğretmenliğim altı yıl sürdü. Daha sonra serbest ticarete atılıp, 1996´da da yeniden Çağrıbey Lisesi´nde resim öğretmenliğine dönerek 8 yıl daha görev yaptım. Daha sonra, Ethem Aydın´ın resim atölyesinde ressam Suavi Numanoğlu ve Kudret Sönmez ile birlikte resme devam ettik. Bir yıl sonra Nezihe Tansuğ´un resim atölyesinde 4 yıl resim eğitmenliği yaptım. Ve sonra Gül Canan´ın resim atölyesine bir yıl kadar devam ettikten sonra da devir aldım. (2011) 2012´de Kubat Resim Atölyesi´ni kurup, kendi yerime taşındım.

***Ailede bir resim sevgisi ya da genetik bir özellik var mıydı?

---Resim uğraşı, resim sevgisi yoktu ama şuna da özellikle vurgulamak isterim ki? Babama ben ?ressam olabilir miyim?? dediğimde ?olabilirsin oğlum? dedi.

***İlk resimleriniz tarz olarak nasıldı?            

---İlk resimlerim yine figüratif ve kompozosyenel özellik taşıyordu.

***Şu anda, resimde vardığınız bu noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz; ne anlatmak istiyorsunuz?

---Şu andaki resim düşüncemde çalışan ve üreten insanların hepsine saygı duyuyorum. Bir yerde gördüğüm haksızlığı eleştiren bir anlayış da var resim tarzımda. Kısacası insancıl ve toplumsal anlayışı izliyorum. Çağdaş bir yaklaşımla sosyal içerikli figüratif resim anlayışını benimsiyorum. Renk armonilerini yakınlaştıran, yalınlaştıran çizgi ve resim anlatım aracı olmasını savunuyorum.  

***Resim tablolarınıza baktığımızda çokçokcu, yoğurtçu, bakırcı, aşlamacı gibi satıcılar, tek bacağıyla çıktığı ağacı budayan emekçi ile ırgatların yer aldığı insan manzaraları var. Yani kısaca siz bu hümanist duyarlılık taşıyan figüratif tablolarınızda çalışan insana, emeğe saygıyı ön plana çıkaran bu vurgunun yanı sıra; yüzlerdeki katı fluluk ve giysilerdeki şeffaflığı iç içe özümseyen gizemselliklerle, figürlerin arkasındaki somut kabarık simgesel nitelikleri de insancıl bir bütünlük halinde yansıttığınız görülüyor?  Örneğin,  figürlerdeki şeffaflık? Bir özel mesajı var gibi?...                                                                                                                                             ---Tablolardaki figürlerin ince giysileri, ne konumda olurlarsa olsunlar, insanların eşit olduklarını gösteriyor.

***Biraz da Mevlana´nın ?Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gib ol? çağrışımını da sanki gönderme yapıyor gibi geldi, bu dürüstlük, naiflik ve içtenlik içerisinde?

---Aynı dürüstlük Yunus´da da var. Dergaha eğri odun getirmemiş. Doğruluk, hoşgörü, affedicilik de var. Bu tarz resimlerden biri de ?Toplantı? adlı tablomdur? Erkeklerin olduğu bir toplantı da masanın başında ve karşıda oturan kadının toplumdaki yerini ve toplumda kadına verilen önemi vurgulamakta o derinlikte.

*** Hocam sizin resimler de bulmaca gibi valla? Bakın şimdi o figürlerdeki kaş, göz, burun ve yüz hatlarını gizleyen katı fluluk vurgusu da sanki o eşitlik vurgusunun genel bir uzantı gibi?

---Orda da, tabloya bakan kişi kendisiyle tabloyu özdeştiriyor.                      

***Figürlerin arkasındaki gölge gibi kabarık görselliğin bu anlatımdaki yeri nedir peki?

---Balbal gibi bir saygınlık ifadesi olarak düşünülebilir o da? Orta Asya´da kahramanlık, yararlık gösteren insanlara saygı olsun diye gösterilen bu tür somutluklara ?balbal? adlı verilirmiş.

***Canlılık taşıyan sarı, kırmızı, turuncu gibi renklerin soluk haliyle tablolarınızda yer alması da özel olan ilginç ve gizemli algılardan biri? Bu konuda ne diyeceksiniz?..    

---Mavi, yeşil soğuk renklerdir.  Sarı, kırmızı, turuncu ise sıcak renklerdir. Konu figüratif ve hümanist özellikler taşıyınca bu renkler kompozisyon olarak uygun düştü. Bunu daha da geliştirmeyi düşünüyorum.

***Bir de tabii bu hümanist yapı içinde, Adana ve Çukurova´nın bereketli topraklarına özgü anne ve beş çocuğunun ırgat çadırı içinde yer aldığı geleneksel ve otantik bir tablo da oldukça ilgi çekmekte? Bu konuda ne söylemek istersiniz?...           

--Adana Çimento Sanayi (AÇS) Bölge Müdürlüğü´nün Adana Ressamlar Derneği ile birlikte düzenledikleri ?Çimento sanayinin çevreye katkısı, çevreyle ilişkileri? adlı yarışmada ?sergileme? alan bir resmim o? Çukurova Üniversitesi´nden oluşturulan bir seçiciler kurulu tarafından, yarışmaya gönderilen resimler içinden ?sergilenmeye layık? bulunarak seçilen 50 resim arasında yer aldı.  Sergilenen resimler genelde çok katlı binalar şeklindeydi. Bir AÇS yetkilisinin ilgisini çekip:?Niye böyle bir resim? diye bana sorduğunda, ben de:?Bunların da barınağı burası? demiştim.                                                        

***Adana´da resmi nasıl buluyorsunuz, dünden bugüne olumlu bir noktaya geldi mi?

---1974 yılında ben Arkeoloji Müzesi´nde sergi açtığımda Adana´da hiç galeri yoktu. Ama bugün belediyelerden özel kuruluşlara kadar bazı galeriler var? Bazı galerileri yetersiz buluyorum ama bu konuda da bir şey yapılmıyor. Günümüzde resimle ilgilenen kişi çok, ilgi çok arttı bir de.   

***Diğer kentlerle Adana arasında resmin durumu nasıl?

---Diğer kentlerle karşılaştırdığımızda çağdaş heykel ve resim müzelerimiz yok. Böyle bir kaynaktan yoksunuz. Ayrıca Sabancı Kültür Müzesi´nde Mustafa Dulda döneminde sergilenmesi için alınan değerli resimler bodrum katta, nemli yerlerde kalıyor. Bu tabloların çıkarılıp sergilenmesi lazım. Hatta sergilenecek yer yoksa, Sabancı Kültür Müzesi´nin bulunduğu yerde sergilenebilir. Oranın nemini alacak ortam sağlayıp, açık tutulduğunda tablolar sergilenebilir.                                     

***Son yıllarda Türkiye´de resim parasal anlamda astronomik rakamlara ulaşmaya başladı. Bu, Türk resminin başka ülkelerle kıyaslanacak derecede iyi bir yerde olduğunun bir göstergesi olabilir mi?

---Bu tam olarak bir gösterge sayılmaz? Gelişmiş ülkelerde resim daha köklü ve daha üst seviyelerde. Elbette bunun da Rönesans yaşayan batılı ülkeler yalnız resim değil tüm sanat dallarlı köklü. Buna paralel yine resimde antik çağdaki mitolojik olayların anlatımı resim ve heykelle ifade ediliyor. Kiliselerde resim etkili bir şekilde kullanılıyor.                                                                                                           

***Şimdiye kadar kaç kişisel sergi açtınız, ayrıca yönetimini sürdürdüğünüz Kubat Sanat Evi şimdiye kadar kaç yıl sonu sergisi açtı?  

---İlk kişisel sergimi 1974 yılında Adana Bölge Müzesi´nde açtım. 1984-2007 arasında Ethem Aydın Sanat Evi üyeleriyle ve Çukurova Güzel Sanatlar Derneği üyeleriyle karma sergi açtım. 13 Kare Sanat Festivali´nde sekiz ressam ile birlikte karma sergi açtım. Adana Çimento Sanat Galerisi´nde  (AÇS) kişisel resim sergisi açtım. Adana 75. Yıl Sanat Galerisi´nde bir ressam arkadaşımla birlikte resim sergisi açtım.   Kendim birkaç sergi açtım. Kubat Sanat Evi´nin ise 5. yıl sonu sergisini bu yıl gerçekleştirdik.

***Siz resimden para kazandınız mı?

---Ben resimden para kazanmadım, kazanılacağını da sanmıyorum. Atölyede bilgi aktarımı yapıyorum.

***Şimdiye kadar tahminen kaç öğrenci yetiştirdiniz? Adana´nın resim sanatına katkılarınız konusunda ne diyeceksiniz?                                                

---Tahminen 150-200 öğrenci yetiştirdim. Resme ilgi duyan, resim çalışmak isteyen kişiler geliyor atölyeye. Sorulan soruları yanıtlıyorum, resim konusunda aydınlatıyorum, yaptıkları tabloları değerlendiriyoruz. Adana resim sanatına elimizden geldiğince yarar sağlamaya çalışıyoruz. 

***Resim bir yetenek işi midir sizce? Sanat evinize gelen öğrenciler bu yetenek sonucu mu resme başlıyor?                                    

---Yetenekli öğrenci ile yeteneksiz bir öğrenci arasında farklar oluyor tabii? Yetenekli olanlar daha çabuk kavradıkları için, daha kısa bir zamanda resim yapıyorlar. Herkese sanatçı gözüyle bakma konusu deyince, Almanya´da Bauhaus okulu açıldı herkes sanatçı olabilir yaklaşımıyla. 

***Sanatın bilimle ilişkisi konusunda ne düşünüyorsunuz peki?

--- O zaman, ?Bauhaus?a da bir gönderme yapan, Leonarda´nın atölyesinin kapısına astığı o:?Matematik bilmeyen atölyeye giremez.? uyarısının anlam ve önemi aklımıza geliyor hemen.    

***Gelişmeler göz önüne alındığında, teknoloji resme ihanet mi ediyor sorusu da insanın aklına gelebiliyor?            

---Teknoloji işin kolaycılığı.     İnsan yeteneğiyle yapılan şeyi yapmaya çalışıyor. Sanatsal yeteneğin düzeyine gelmiş oluyor. Öyle olursa herkes sanatçı olabilir.                                                      

***Resmin yanı sıra diğer sanat dallarıyla herhangi bir ilişkiniz oldu mu?       

---Olmadı? Resim ve rölyef yaptım.      

***Resim sanatı konusunda kimlerden yararlandınız?

---Ethem Aydın, Zeki Faik İzer, Özdemir Altan, Sabri Berkel ve Kenan Yontuç gibi ustalardan yararlandım.                                                                             

***Beğendiğiniz yerli ve yabancı ressamlar kimlerdir?

---Cezzan, Polgogen, İbrahim Çallı ve Fikret Mualla gibi ressamlar.                                        

***Zaman ayırdınız, teşekkür ederim Veysel Bey, son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?                                 

            ---Böylesine derinlemesine yapılan bir röportaja emek verdiğiniz için ben teşekkür eder; Yeni Adana Gazetesi okurlarını, sanat dostlarını selamlarım.

 

                                               *** ÖZGEÇMİŞ ***

1946 yılının temmuz ayında Adana´nın Karataş ilçesinin Zeamet köyünde çiftçi bir babanın altıncı çocuğu olarak doğdu. İlkokul dördüncü sınıfa kadar köydeki okula gidip, daha sonra Adana İnönü İlkokulu´nda ve ardından da, Adana Erkek Lisesi´nin orta ve lise bölümünde eğitimini tamamladı.(1968) Daha sonra, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi´nin (İ.D.G.S.A.) resim bölümünden mezun olduktan (1973) sonra göreve başladığı  Adana Erkek Lisesi´nde altı yıl resim öğretmenliği yaptı (1974-1979) Serbest ticarete atıldıktan sonra da yeniden öğretmenliğe dönerek (1996), Çağrıbey Lisesi´nde 8 yıl kadar resim öğretmeni olarak görev yaptıktan sonra emekli oldu. (2005) Adana´da yaşamını sürdüren ressam Veysel Kubat evli ve 2 çocuk babasıdır.  

 Ethem Aydın´ın resim atölyesinde ressam Suavi Numanoğlu ve Kudret Sönmez ile birlikte bir yıl kadar resim çalışmalarında bulunduktan; Nezih Sanatevi´nde (2008/2011), Gül Canan´ın resim atölyesinde (20011) resim eğitmeni olarak görev aldıktan sonra; kendi işyerinde Kubat Resim Atölyesi´ni kurdu (1912)

Resim öğretmeni Ethem Aydın, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi´nde Zeki Faik İzer Resim ve Özdemir Altan Resim Atölyeleri ile Sabri Berker Gravör Atölyesi, Atatürk´ün soyadını verdiği Kenan Yontuç Heykel Atölyesi ile fresk atölyesinde akademik eğitim gören Veysel Kubat; ilk kişisel sergisini 1974 yılında Adana Bölge Müzesi´nde ve daha sonra Adana Çimento Sanat Galerisi´nde  sergi (2011) açtı. Bir ressam arkadaşıyla birlikte Adana 75. Yıl Sanat Galerisi´nde (2010) sergi açıp, 15 kadar karma sergide, Kubat Sanat Evi´nin 5. yıl sonu sergilerinde yapıtlarıyla yer alan Veysel Kubat; Adana Ressamlar Derneği ve Adana Kültür ve Sanat Derneği üyesi olup; Çukurova Güzel Sanatlar Derneği 2. Başkanı olarak halen görevini sürdürmektedir.

/resimler/2015-9/23/0907408596674.jpg/resimler/2015-9/23/0907515471833.jpg/resimler/2015-9/23/0908013440896.jpg

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22