Bu Pazar günü bir kez daha sandığa gideceğiz. Kurumsal olarak bir iktidar değişikliğini öngörmeyen bir seçim için oy kullanacağız. Kurumsal olarak dememin nedeni; öteden beri anlamında. Türkiye uzun yıllardan beri, neredeyse yüz yıldan fazla, iktidarlarını genel seçimlerle değiştiriyor. Ayrıksı olanlar var mı? Anımsayamıyorum. Olağan durumlarda sadece Yerel Yönetimlerin el değiştirdiği veya değiştirmediği bir seçim yaşayacağız?
Diyerek gayet serinkanlı düşündüğümde çok fazla gerilmenin gereksinmediği bir seçim demek istediğimi anlamış olmalısınız. Eski yerel seçimlerde birkaç polisiye veya asayiş olayının da yaşanmışlığı yadsınamaz. O olaylarda bazı yerlerde muhtarlık veya belediye başkanlığı seçimlerinde taraflar arasında dediğim gibi polisin veya jandarmanın etkinlik alanında çıkan olaylardı. O zamanlar ne güzel zamanlarmış yahu! Bu seçim onlardan çok ayrı bir seçim oldu. Açık söylemek gerekirse burnumuzdan da geldi desek yeridir.
Ne gerildik ama? Çok hoş olmadı. Demokrasi terbiyesi almamış bazıları. Yakışmadı bunca aşağılama ve suçlama; ne gerek vardı?
Bu işin bir de seçim sonrası var. Bunca gerilmiş bir toplum nasıl rahatlar? Siyasetçi bunu hiç düşündü mü? Sanmıyorum!
Bunu düşünmek bir sorumluluk ister. Bir kısım siyaset erbabı ?Bu toplum daha binlerce yıl bir arada yaşayacak bu kadar keskinleşmenin gereği yok!?demek basiretini gösteremedi. Diyenleri de kimse duymadı. Yazık!
Yazık olan birçok şey gibi demokrasiye özgün birçok anlayışa da yazık oldu.
Toparlanabilir miyiz? Belki.
Pekiii seçimden sonra ne tür olasılıklar var? Şöyle bir bakalım: iktidar kesiminde beklenen eğer seçimden başarılı olarak kabul ettikleri bir sonuçla çıkarlarsa bir balkon konuşmasıyla son bir yıllık geçmişi kapatmak yoluna gidebilirler, hızla ekonomik sorunlara ya da dış politika sorunlarına dönebilirler. Bir oy kaybı yaşarlarsa buradan bazı sonuçlar çıkaracakları kesin gibi görünüyor. Bunların en başında İttifakın ?konsolide? olamadığı sonucu çıkacak ve taraflar, belki kamu oyu önünde olmayacak ama, birbirlerini suçlayacaklar. Bu suçlama sonucu, küçük ortağın ?yeni bir yerel yönetimleri yenileme? seçimi isteyeceği olası görünüyor. Yani küçük müttefik seçim kaybını büyük müttefik´in tutum ve davranışlarına bağlaması beklenebilir. Büyük müttefik bunu önce olumlu bulmaz hele birkaç yıl geçsin genel seçimleri öne alır iki seçimi bir arada yaparız önerisiyle geri çevirebilir veya ?seçimden korkmadığını? göstermek için ?hodri meydan? diyebilir. Bir anayasa değişikliğiyle yerel yönetim seçimlerinin tarihi değişebilir. Yani son baharda yerel yöneticilerimiz için yeniden seçime gidebiliriz? Bu kez ?konsolide? olmuş tabanla.
İktidarın oy kaybetmesi ne demek? Muhalefetin bu seçimden galibiyetle çıkması demek yani alınacağına kesin gibi görünen anakent belediye başkanlıklarını almak. Bu olasılık muhalefetin önüne iki seçenek koyuyor demektir: Birincisi, ?genel seçimleri hemen yenileyelim. Toplum bir iktidar değişikliği talep ediyor? ikincisi zayıf bir olasılık ama ?bekleyelim, ve daha uygun bir ortamda gerekirse normal zamanında bir seçime hazırlanalım? bu ikinci olasılık eğer, gerçekten 4,5 yıllık bir verimli hazırlık dönemini göze alabilirlerse, partileri için çok şeyler yapabilirler. Bu hazırlıkların en önemlisi yeni bir anayasa ve Türkiye´nin geleceğini de kurtaracak bir yeni bir program yapmak olur. Kemal Bey´in çevresinin buna izin vereceğini sanmıyorum. Onlar hemen iktidar rüyası göreceklerdir.
Pekiii muhalefet birkaç büyükşehir belediye başkanlığı dışında herhangi bir etkinlik gösterememiş ve en azından seçim öncesi oy oranını ancak tutturabilmiş ise, Kemal Bey o kazandığı birkaç Büyükşehir Belediye başkanlıklarını zafer olarak görüp kendi ?balkon konuşmasını? yapar.
O zaman da bize söz düşer: Zaten CHP nin tavrı taaa en başından, aday saptama günlerinden belliydi; seçim kazanmak değil Belediye Başkanlığı kazanmayı amaçlamışlardı? Bu niyetlerini bu sütunlarda daha önce yazmıştım.
Haklı çıkmak istemiyorum.
Bu konuya seçim sonrası tekrar geliriz.
