Zeynep Kural-İNCE DOKUNUŞLAR


SUSURLUK ? BALIKESİR ? İZMİR ARASI


O kadar gözümde büyüyordu ki şu soğukta, karda, kışta şehirlerarası yollara koyulmak, üstelik bir kez daha ev taşımak, ev bakmak, bulmak, yerleşmek gibi oldukça meşakkatli işlerin hepsini, kısıtlı bir zamanda gerçekleştiriyor olmak. Allahın sevgili kullarıymışız ki ve haftalar öncesinden etmeye başladığım dualar kabul görmüş olmalı ki bütün bu yorucu dönemi, - elbette bunda, karşımıza çıkan doğru ve iyi insanların da payı var - aksilik olmadan, kazasız, belasız atlattık. Hikâye uzun, anlatmaya en baştan başlayayım:

Yaklaşık dört ay önce, büyük kızımız, ilk zorunlu hizmetini yapmak için çekilen kurada Susurluk Devlet Hastanesi Acil Servisi´ne atanmış, aynı zamanlarda belli olan TUS sonucuna göre de uzmanlığını almak üzere, en istediği branş olan Çocuk Cerrahi´yi - İzmir´i çok sevdiğinden ve buradaki iki önemli hastanenin çalışma koşullarını çok beğendiğinden, tercihleri arasında ikinci sırada olan 9 Eylül Üniversitesi´ni ? kazanmıştı. Bu demekti ki Susurluk´ta çalışmaya başladıktan birkaç ay sonra, yeniden İzmir´e dönecekti. Dolayısıyla yanımıza birkaç parça mutfak eşyasını, bir iki bavulla giysilerini almaya ve Susurluk´a çok yakın bir mesafede olan Balıkesir´de eşyalı, 1+1 daire tutmaya karar vermiştik. Altı yıldır yaşamını sürdürdüğü Bornova´daki öğrenci evini ? öğrenci evi dediğime bakmayın, o lafın gelişi, bir evin ihtiyacını karşılayan komple eşyalarla birlikte basbayağı bir ev - kapatıp, içindeki eşyaların tamamını ise, ne güzel bir tesadüf ki tam da o sırada kiracısı çıkan babaannemizin Karşıyaka´daki evine taşımıştık. Asistanlığını yapacağı beş yıl boyunca o evde yaşayacağını planlamıştık. Ancak sonrasında dostlardan gelen uyarılara göre; Karşıyaka´dan, 9-Eylül´ün bulunduğu Balçova´ya ulaşımın uzun zaman alacağını, İzmir trafiğinin yoğunluğunu da dikkate alarak, Balçova taraflarında ev tutmamızın daha doğru olacağını düşünmüştük. Ve biz bu şartlar altında, Ekim başında, havaalanından kiraladığımız araca tıka basa eşyalarını yüklemiş, mesleğe yeni başlayacak genç bir hekimin heyecanıyla birlikte hiç bilmediğimiz bir şehre doğru yola koyulmuştuk. Vardığımız gün kızımız göreve başlamış ve ev bulana kadar kendimizi bir otele atmıştık. Kiralık ev talebinin yoğun olduğu o dönemde güç bela da olsa hoş tesadüfler sonucu, yepyeni bir apartmanda, sıfır eşyalı bir ev bulup, taşınmış, yerleşmiş, güzel insanlarla tanışmıştık. Sonrasında, Cansu´yu, hastanedeki meslektaşlarına emanet edip, Adana´ya dönmüş ve İzmir´deki vazifesine atandığını bildiren tebligatı beklemeye koyulmuştuk.

Tam da tahmin ettiğimiz bir tarihte tebligatın gelmesiyle, on iş günü içinde göreve başlaması gereken tarihi de hesaplayarak, onu, yeni bir yaşama hazırlamak üzere, geçen hafta yeniden aynı yola koyulduk. Adnan Menderes´e iner inmez, araca binip de Akhisar güzergâhına ulaştığımızda, özlemimizi yüreğimizde hissettik. Hastanede kucaklaşabildiğimiz Cansu´yu, son nöbetini tutmak üzere yine orada bırakıp, nihayet, akşam karanlığında sıcacık evine adım attık. Sonraki iki gün boyunca, bir taraftan hastaneyle ilişik kesme, bir taraftan daireyi boşaltma, bir taraftan da eşyalarını toplama işlemleri arasında, Susurluk Devlet Hastanesi Acil Servis ekibinin, aralarından ayrılan iki genç hekim için düzenledikleri veda yemeğiyle onurlandırıldık. Hemen ertesinde, yine hıncahınç dolu arabayla, yola çıkar çıkmaz başlayan kara, tipiye rağmen, içimizi ısıtan, yanımıza aldığımız kocaman bir sevgiyle ve sevinçle dönüş yoluna koyulduk. Kafamızda bir dolu soru işaretiyle, - sayılı günde Balçova´dan ev bulacaktık, evi temizleyecektik, Karşıyaka´daki evde paketli duran eşyaları nakliye şirketiyle taşıyacaktık, yerleştirecektik ve orayı da yuva haline getirecektik - akşamüzeri, güzeller güzeli İzmir´imize yeniden kavuştuk. Ve doğrudan, eşimin ailesinin İzmir´le olan bağlarından dolayı nerdeyse otuz yıldır gidip-geldiğimiz halde, bir türlü görme fırsatı bulamadığımız Balçova yoluna saptık. İnşallah, dilediğimiz gibi olur her şey, temennisiyle, önceden irtibat kurduğumuz emlak şirketlerinin gösterdiği dairelere baktık, bir kısmını da sabaha bırakmak üzere, akşam, Konak´taki otelimize geçtik. Ertesi gün, kaderin ne hoş bir cilvesi ki gezerken, tesadüfen uğradığımız bir başka emlâk şirketi sayesinde, uzaktan da olsa deniz manzaralı, hastaneye ve merkeze yakın, konforlu, ferah o evi bulduğumuzda, artık, kalbimizdeki kıpırtının sesini dinlemeye karar verdik ve kira sözleşmesini imzaladık. Sonraki sabah ise, bunca zamandır geldiğim İzmir´de hiç görmediğim kadar soğuk olan bir günde, Karşıyaka´daki eşyalarla birlikte yeni bir eve, yeni bir yaşama doğru mutlulukla kucak açtık. Sağ ayağımızla içeriye girip de yukarı taşınan kolileri heyecanla açmaya başladığımızda, binlerce kez şükrettik.

Evet, Susurluk ? Balıkesir ? İzmir arası 2,5 saatti ve biz, bu kısa mesafede, dört ay gibi kısa bir zaman diliminde çok yol aldık. Evimizde, Balıkesir, Manyas Kelle peyniriyle ilk kahvaltımızı yaparken, yeşil zeytinin üzerine oradan aldığım zeytinyağını dökerken, düşündüm de bazı şeyler, anlatırken dile ne kadar kolay geliyor. Oysa böylesine bir tempoyu hayata geçirmek zordu tabii, çok yorulduk ama ne güzel ki her biri yaşamımızın çok değerli anıları arasında yer alacak çok güzel anılar ve insanlar biriktirdik.

Kalbimizi ısıtan, gönlümüzü fetheden, başta Susurluk Devlet Hastanesi tüm personeline, canla başla çalışırken bizzat gördüğüm acil servis ekibine, ona bir aile sıcaklığı yaşatan arkadaşlarına,

Balıkesir´de ev ararken, umutsuzluğa kapıldığımız bir anda, benim de oğlum doktor, biz de geçirdik böyle zamanlar, diyerek sonradan oturduğumuz evi bize kiralamak üzere çabalayan, aracı inşaat şirketinin sahibi beyefendiye, karnımızın çok da aç olmadığı bir gün, o çok merak ettiğimiz lezzetlerden olan Susurluk tostunu, ayranını, çiğ böreğini azıcık da olsa tatmak üzere oturduğumuz, küçük olacağını sanıp da yanıldığımız, kocaman börekleri gördüğümüzde nasıl bitireceğimizi düşünürken, bunları yiyin, bir daha isteyeceksiniz diyerek ısrar eden, hakikaten, ikinci porsiyonu da sipariş verip, diğerini de eve paket ettirmemizi sağlayan mekân sahibine, kar, kış, kıyamet, İzmir´e ulaştığımız günün akşamında, otelde karşılaştığımız, uzak bir şehirde toprağımızın havasını solumamıza sebep olan Adana Demirspor futbol takımı ve hocasına, Balçova´daki evini tuttuğumuz, biz de evlatlarımız için buralara geldik, şimdi torunlarımızı büyütüyoruz, ne mutlu sizlere, diyerek bize büyük kolaylıklar sağlayan hacı amcaya, sabah ayazında Karşıyaka´daki evi taşıyorken, elinde taze demlenmiş çay tepsisiyle birlikte içeriye giren, üstelik, kahvaltı hazırladım, dilerseniz buyurun, diyerek yüce gönlünü açan hiç tanımadığımız komşuya, Balçova´da, tesadüfen karşılaşıp da nerdeyse her işimizi halleden emlak şirketi sahibine, Bornova´daki alışveriş merkezinde, yeni bir yatak almak üzere girdiğimiz bir firmada, işlemler yapılıyorken Adanalı olduğumuzu öğrenip, aay, orada benim arkadaşım var, şalgama bayılırım, bidon bidon şalgam gönderir bana, kebabı da çok severim, bir de bıcı bıcı varmış, - bici bici diye düzeltiyorum ? yazları çok sıcak oluyormuş, halı falan serilmiyormuş, zaten Adanalıların kendisi de sıcakmış, diyerek şehrimiz hakkında tüm bildiklerini sıralayan ve şahane bir sohbetin ortağı olduğumuz, memleket hasreti burnumda tütüyorken, hiç bıkmadan anlattığım Adana´yı, kebap ve şalgam festivalini, lezzet festivalini, portakal çiçeği karnavalını ilgiyle dinleyen genç hanımefendiye, bizlere evini açarak, aile sıcaklığını yaşatan Karşıyaka´daki teyzemize, eniştemize, kuzenlerimize sonsuz teşekkürlerimizle.

Bütün bu zorlu süreçte mesleğinin gerekliliklerini yerine getiriyorken, pek çok güçlüğün üstesinden gelen, gün aşırı tuttuğu acil nöbetlerinde hastalarıyla güzel bir iletişim kuran, daha ilk haftasında, Susurluk gibi yoğun bir karayolunda seyahat halinde rahatsızlanan bir hastayı doğru müdahaleyle sağlığına kavuşturan ve hasta yakınlarıyla, başhekimden teşekkür mesajı alan ekibin içinde olan, kalp krizi geçiren bir yaşlıyı hayata döndürdüğünde sevinçten havalara uçan, doğru tanı koyarak, menenjit hastası bir çocuğun erken tedavisine aracılık eden, doktor hanım, bir de size görüneyim istedim, cümlesiyle gururu okşanan, kapıdaki özel güvenlikten, ilçede görevli polis memurlarına kadar sevgiyle uğurlanan, önündeki yeni yaşamında, haftaya, yeni umutlarla başlayacağı 9-Eylül Üniversitesi hastanesinde de başarılar dilediğim canım kızıma ise sonsuz sevgilerimle.

YAZARLAR

  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli
  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22