Kamuoyunun merak ve heyecanla beklediği CHP´nin Cumhurbaşkanı Adayı sonunda açıklandı. Açık söylemek gerekirse bu heyecan beni çok şaşırttı. Hatta bazı aklı evveller Kemal Beyi suçladılar bile! Medyamızın böyle tuhaflıkları var; bunun nedeni, özellikle siyaset alanında medyaya sunulan ve giderek daralan alan. Medya için bu yıllarda her şey Tayyip Beyin günlük programına bağlı. O ne yapar ne ederse medya tüm olanaklarıyla O´nun yanında. hele Cuma namazı çıkışları hiç kaçırılmaya gelmez. Şimdi böyle ortamda tek horozla da horoz dövüştürülemeyeceğine göre medyaya bir malzeme gerek. Bizim medya bu horoz dövüşü işini pek seviyor. Kameralar bir o yana bir bu yana o ne dedi öteki ne cevap verdi. Haberler böyle?
Muharrem Bey Ana Muhalefetin Cumhurbaşkanı Adayı olarak açıklanınca medya biraz rahatlar gibi oldu. Muharrem Bey bu güne kadar polemikleriyle, lafı gediğine yerleştirmesiyle ünlü bir siyasetçi olduğundan dolayı çok hoşuna gitti medyanın. Hiç olmazsa birkaç ay durumu tek seslilikten kurtarmış olacaklardı? Birkaç günlük değerlendirmelere bakılırsa çok da umdukları gibi olmayacağa benziyor. Muharrem Bey bu güne kadar getirilen seviyesizlikte siyaset yapmayacağa benziyor? Siyasette bu gerginliğin ve seviyesizliğin baş nedeninin Tayyip Bey olduğu kesin. Fakat muhalefetin de bu değirmene çok su taşıdığını yadsıyamayız. Taraflardan birinin bu seviyesizliğin seviyesini düşürmesi gerekirken her iki taraf ta birbirinden geri kalmadı. İşin acı-komik tarafı şu: Tayyip Beyin, bu arada kendi kullandığı söylemle aynen kendisine verilen yanıtlar için mahkemelere başvurması ve hakaret davaları açtırarak tazminatlar kazanması?
Muharrem Bey´in ilk bir iki günlük konuşmaları olabildiğince sakin ve seviyeli, umut ediyorum daha da barışçı bir söylem toplumdan gerekli karşılığı bulacaktır.
Muharrem Bey´in ilk birkaç günde kullandığı önemli enstrümanlardan biri CHP´nin geçmiş yıllarda da birkaç seçimde kullandığı parasal vaatler! Örneğin dün evvelki gün gençlere verilecek olan 1000 mi 500 mü olduğu da çok anlaşılamayan para! Kaynağı ne olursa olsun; bulunsun bulunmasın ülkemizin mümtaz seçmeni bu vaatlere itibar etmiyor! İki taraf aynı vaatlerde bulunuyor ama o sadece Tayyip Bey´e ve partisine inanmakta ısrarcı? Yani Kem alâtla kemâlât olmuyor! Başlıkta söylediğim söz bunun çevirisi. Yani bu seçimde bu ?Aleti? kullanmayınız!
Şimdi, bu seçimin bir özelliği var ki bu göz ardı ediliyor. Bu seçim diğer seçimlere benzemiyor. 16 Nisan 2017 de yapılan referandumun da önemini anlatamadı muhalefet. biraz daha gayret edilse blokları sıkı tutsaydı sonuç daha farklı olabilirdi.
Muharrem Bey´in de, diğer muhalefet adaylarının da özellikle Meral Hanım´ın da konuşmalarında bu seçimin bir sistem seçimi olduğunun altını çizmeleri gerekiyor.
Bu tartışmayı CHP başlatmadı. Türkiye sağı 95 yıldır Cumhuriyeti ve Cumhuriyetle birlikte tanıdığımız kurumlarını tartışıyor. Hiç kimse karanlığa sapan taşı atmasın! Terakki Perver Cumhuriyet Fırkasından, Serbest Fırkaya, Demokrat Partiden, Adalet Partisine, Anavatan Partisinden, AKP ye kadar herkesin Cumhuriyetin getirdiği her şeyle bir hesabı vardı ve bu hesaplaşma devam ediyor? Sorun bu.
Seçimin neden öne aldığını sanıyorsunuz? Bu kadar kemikleşmiş ekonomik ve sosyal sorunun bir erken seçimle önüne geçilemeyeceğini AKP bilmiyor mu? Biliyorlar. Ama dillendirmek MHP ye kaldı ?Başkanlık sisteminin uygulanması daha fazla ertelenmemeliydi!? Bir yıl sonra yapılacak seçimde kayıp daha fazla olabilirdi. O halde bir an önce sistem tüm kurum ve kurallarıyla işletilmeye başlamalıydı!
Bu aşamada halkınızın borcunu üstlenmeniz, ya da gençlere iş ve aş vaat etmeniz bir kıymeti harbiye ifade etmiyor. Bekârları evlendirmeniz fayda etmiyor. Tehlike Büyük ve çok yakın!
Şimdi dört koldan bu tehlikeyi anlatmak gerek. Ya Cumhuriyet ya saltanat!
İşte necip Milletimin önündeki seçenekler. Anlarlarsa kendileri kazanacaklar.
Söylemeye dilim varmıyor ama; söylenmesi de gerek: anlamasalar da yine onlar kazanacaklar: Cennet-i Âlâdan birer köşk!
