İlk şiirlerimi ortaokulda yazdığımı hatırlıyorum. Adı neydi,nasıl bir şiirdi bilmiyorum.Okulun sınıf gazetesinde her hafta bir şiirim olurdu.Daha sonra yazdıklarımı bir defterde topladım.Hergün onu okur yeni şiirleri kaydederdim.Bizim sınıf başkanımız kulakları çınlasın Yayha ERKAYIRAN defterimi Elimden aldı evlerine götürdü.Daha sonra bana;
?Hepsini sobaya attım .?dedi.
Yayha benden büyüktü. İyi bir arkadaşlığımız vardı.Ben onu bir ağabey gibi görürdüm.Daha sonra neden böyle yaptığını sordum.
?Sen aşık olmuşsun.?dedi.?Bu aşkı unutmaz isen okuyamazsın.?
Yayha kardeşim doğru söylemişti. Ben ders çalışmıyor,şiir yazıyordum.Bu da derslerime etki yapıyor sınıfta kalıyordum.Halbuki sınıfta kalacak bir çocuk değildim.Biraz gayret etsem sınıf birincisi bile olurdum.
Bir süre şiir yazmadım.Sanırım daha sonra ilk şiirimi Kozan lisesinde okurken yazmıştım.O günler çok kitap okuyordum.Kütüphanede okumadığım güncel kitap kalmamıştı.Her şairden etkileniyor,şairi gibi yazmaya çalışıyordum.Etkilendiğim şairlerde Edebiyat kitabında ismi geçen klasik şairlerdi.
O şairlerin hayatları, yazım biçimleri, sanat yönünden farklılıkları ve nasıl şöhret oldukları beni çok ilgilendiriyordu. Onlardan biri olmak hedefimdi.O yönden her şiirimde bir sanat ortaya koymaya çalışıyordum.Yeni bir akım başlatacak şair olmalıydım.ilk yazdığım siyasi şiir şöyleydi.
Ser sefil kandırırsın bu gidişle
Üzülme milyonluk adam
Ne işçi ne esnaf kurtulur sözünle
Atma boşuna ağam
Dahası vardı şiirin.Farklı bir şiirdi.Kime okusam hoşuna gidiyordu.Daha sonra aşk şiirlerine, vatan şiirlerine yönelmiştim.
Bir deniz vardı masmavi ufuklarda
Martılar konardı gölgemize
Uzun uzun sarılırdı boynuma
Akardı gözyaşları damla damla
Bu şiirin tamamına AŞK HİKAYEMİZ ismini koymuştum.Böyle bir aşkım yoktu.Ama kendimi bir şairin yerine koymuştum.Çok seven ama sevdiğine kavuşamayan bir şair gibiydim.Böyle bir şair ancak Kerem olabilirdi,Mecnun olabilirdi.Yada Ferhat ile şiirin olabilirdi.Zaten onlar gibi saf, temiz bir aşkın yoksa şiir yazamazsın.Şairlik zor sanattır.Bilgi ister,duygu ister,yürek ister.
Şakağımda tabanca patladı patlayacak,
Sinsi sinsi güler korkunun sesi?
Beynime kan damladı bir damla,
Kuşlar uçabilir mi ki bu dağda?
Başına silah dayanmış bir askerdi içimdeki şair.Düşmana çok kızıyordu ve dağları ona zindan yapmaya kararlıydı. Daha sonraları bir vatan şairi vardı içimde. Dağını, taşını, çölünü, tarlasını çok seviyordu vatanının.Ve onun uğrunda canını verebileceğini haykırıyordu dizelerinde Diyordu k;
Bir düşsün mahkûmların dünyasında
Bir özlemsin askerin türküsünde
Sen topraksın,
Sen taşsın,
Çakılsın, kumsun, susun
Alsın, yeşilsin, sarısın
Bırak bu garip şair
Vatanım diye seni
Doyasıya sarsın?
Şiir içten olmalı dedim ya. Sözleri bütün uzuvlarıyla konuşmalı.Gerekirse haykırmalı.Onun ve tüm insanların önem verdiği bir davası olmalı.Bütün bunlar olmaz ise şair yazamaz.Ne demiştik?
Elleri nasır nasır kardeşim
Sırtı yırtık ayakları delik kardeşim
Acımadılar sana
Acımadılar bana
Acımadılar bize
Sizin dünyanız kara dediler,
Sizin dünyanız ışıksız,
Sizin dünyanız güneşsiz
Siz karanlıkların insanısınız.
Kendimi bu şiirlerle bir yerlere adamıştım.Bu adadığım insanlar kendim gibi fakir, fukara ,karnı aç ve sefil insanlardı.Ve bazılarının gözünde bu insanlar adam yerine bile koyulmuyordu.Ben onların yanında haykıran bir emekçi şairiydim.Belki de öyle olmak istiyordum.
Bütün bu yazdıklarım o günlerin siyasi havasıyla yoğruluyordu.Ülke çok kötü günlerden geçiyordu.İşçi, patron birbirlerine düşman olmuşlardı.Sokaklarda insanlar vuruluyordu. Vurulan insanlar çoğunlukla benim gibi birbirine benzeyen kimsesizlerdi.Ama her birine sağcı-solcu-kominist-faşist isimleri konulmuştu.Ve mezarlıklarda günde; beş, on, hatta otuz genç toprağa gömülüyordu.İşte o günlerde içimdeki şair şöyle haykırıyordu.
Yazamadığım bir şiirsin sen demokrasi
Bir elimde kılıç
Bir elimde kalem
Her gün bir rüyaya dalar kalemim
Bir yanımda laf
Bir yanımda yalan
Daha sonra ATAM diye bir şiir yazmıştım.Yazdığım şiiri edebiyat hocalarına gösteriyordum ve takdirlerini alıyordum.Diyordum ki o yaşta;
Senin sayende geldik bu güne
Seni unutmadan yıkılmaz bu vatan
Böylece yaklaşık yirmi yıl içerisinde yazdığım değişik türdeki şiirlerimi 1995 Yılında bir kitapta topladım.Adına da AL SEVGİNİ ismini koydum.Bu benim ilk kitabım oldu.Yaklaşık bin adet basıldı.Kitap Bankada bir ay içerisinde satıldı.Şu anda elimde tek kitabım bulunmaktadır. Başka baskı yaptırmadım.