Yazarları bazen ressamlara da benzetiriz. Özellikle halka gidebilen, halkı okur yapabilen şair ve yazarların bu arkasındaki bu çoğulla onurlandığını duyumsaması haklı bir sevinç ve gurur kaynağıdır.
Bildik ya da bilmedik olgulardır içeriği. Ama gerçektir en öncesi; tanıklığını, yansımasını iyi yapan bir yazar olarak gerçekçilik kurgu, postmodernizm vs. gibi laylaylomculuktan çok daha iyi ve önceliklidir.
Elbette ki yanlış bir algılama yaratmasın bu?
Kimsenin ne yazdığına karışmam.. En iyibildiği, tanıdığı şeyleri, yazacaktır insanlar, o alanda başarı sağlayabileceklerdir yalnızca bu doğal doğal olmasına da ama benimki sadece nüans olarak bir tercih.
O kadar da olur ama değil mi?
Bir de gerçekçiliğin haksızlık, adalet vs. gibi içerik ve izlek olarak temel olguları vardır. Tanıklık gerektirir, aydınlık gerektirir; çığlık atmalıdır kalemler yeri geldiğinde. Bunların da altını kalınca çizmek gerekir.
İşte tüm bunlara üst perdeden dokunan yazarlarımızdan biri de Yaşar Kemal´dır. Kalemini fırça gibi kullanabilen yazar Yaşar Kemal´ın görselleştirdiği sözcüklerin anlatım gücüne hayran kalınmayacak gibi değildir?
Feodal bir kökenden gelen Yaşar Kemal âşıklığın söz yapısıyla masalcılığın dil yapısını birleştirip; böyle bir gelenek üzerine kendi şiirini kurarak yola çıkmıştır.
Âşıklığı romancılığının, romancılığı âşıklığının kurbanıdır Yaşar Kemal´ın. Yani ikisi birbirinin yolunu kesmiştir ki, romancı Yaşar Kemal olmasaydı Âşık Kemal olarak ikinci bir Karacaoğlan olması işten bile değildi.
Karacaoğlan deyince de, Karacaoğlan´a saygılı Yaşar Kemal?
Şu Dr. Ethem Konak´ı sanırım.
O konağı Yaşar Kemal evi yapmak istediklerinde Karacoğlan varken adının verilmesini istemiyor Yaşar Kemal. ?Karacaoğlan´ın adını verin?? diyor. Saygılı, iyi bir değer olduğunu biliyor. Sonuçta o konak Yaşar Kemal´ın dediği adla açıldı.
Yaşar Kemal, şiirle eli alışan, yaratım yetkinliğini kazanan bir yazar olarak sözcükleri görselliğin emrine verme gibi bir yeteneksel donanım kazandıktan sonra dünya romancısı olma gururunu yaşattı toplumumuza.
Bu ara Yaşar Kemal´ın şiirlerini merak edip araştırdım. Aşağıda görülen şiirini de görünce ilgimi çekti. Okurlarla paylaşmak isterim
İlhan Alper
MERHAMETSİZ PADİŞAHLAR
Merhametsiz padişahlar askeri
On sene bekletiyorlar Hicaz´da.
Gidenler gelmiyor elverir gayrı.
Soyka Yemen yiğit koymadı bizde.
***
Padişaha söylen yâri göndersin.
Bu kanunu, bu zagonu döndersin.
On seneyi bir seneye indirsin
Hiç mi merhamet yok Sultan Aziz´de.
***
Gelin ömrüm geçti ben mozoluyum.
Kara saçım ağ ördürdüm düzleyom.
On senedir asker yolu gözlüyom
Saçım ağardı fer kalmadı gözde.
Yaşar Kemal