Cezmi DOĞANER


HİNDİSTAN-PAKİSTAN VE DEMOKRASİ


Hindistan ve Pakistan 1947´de Britanya´dan bağımsızlıklarını kazandı. Bu ülkeler, resmen koruyucu gibi gözüken bir dış emperyalizmden ancak 1949 yılında kurtulmuştur.

 

Bu ülkelerde yaşayan insanlar arasında çok farklı etnik, din ve mezhep grupları vardır.

Hindistan ve Pakistan Ağustos 1947´de Britanya Hint İmparatorluğu´nun bölünmesi üzerine iki bağımsız devlet olarak ortaya çıktılar.

 Hindistan demokratik bir politik kültür, işleyen sivil kurumlar ve bunlara saygılı bir sivil toplum kurmayı başardı; Pakistan ise özellikle başarısız oldu.

 Niye?            

 Doğu Pakistan´ın 1971´de ayrılıp Bangladeş olmasından bu yana Pakistan görünürde daha büyük bir kültürel birliğe sahip. Nüfusun yüzde 96´sı (çoğunlukla Sünni) Müslüman. İslam´dan kaynaklanan, adalete ağırlık veren bir değerler sistemine sahip.(1)

Hindistan, özgürlükçü demokrasiyi kurma ve yaşatmada çok başarılı oldu. Pakistan ise sürekli askeri darbelere sahne oldu; 63 yıllık yaşamının 33´ini askeri diktatörlük yönetimleri altında geçirdi. 

 

Öte yanda Hindistan´ın çok daha karmaşık bir etnik, dinsel ve dilsel yapısı var. İnsanlığın yarattığı en eşitsiz sosyal sistemlerden birine sahip.

 

Demokrasinin Hindistan ile Pakistan´daki farklı yazgıları yalnızca önderliğin niteliği ve işleyen kurumlarla açıklanamaz. Demokrasinin daha derindeki kültürel temelleri de ele alınmalıdır.

 

Bülent Ecevit ile bir söyleşi:?Demokrasiye asıl engel halktan gelmez?

 

Nos.: - Sayın Ecevit, Avrupalı­lar arasında bir kesim ve Doğu­da bile bazı kişiler, Doğu ülke­lerinin Batı tipi bir demokrasi­ye layık olmadıklarını ve hatta bunu her şeye karşın gerçekleş­tiremeyeceklerini öne sürüyor­lar. Bu iddia doğru mu?

 B. Ecevit: - Bence Doğu Ülkele­ri diye tek bir kategoriden, tek bir ülke tipinden söz etmek doğru değildir, çünkü değişik doğu ülkelerinin birbirinden farklı tarihsel süreçler içinde geliştiklerini biliyoruz. Az gelişmiş veya gelişme süre­cindeki ülkelerde, bunlar Doğu­da olsun, Batıda olsun, demok­rasiye asıl engel, benim görebil­diğim kadar, halktan gelmez; seçkinlerden, aydınlardan, yö­netici sınıftan, egemen güçler­den gelir. Çünkü bu çevreler, bu kesimler, demokratik olma­yan rejimlerde, kendi çıkarları­nı daha rahat gözetebilmektedirler. Halkı sömürerek kendi rahatlarını sürdürebilmektedir­ler. Onun için de halkın örgüt­lenmesini istemezler. Halkın ör­gütlenerek kendi haklarını ara­masına karşı çeşitli engeller çı­karırlar. Ama, mazeret olarak da ?Bizim halkımız, bizim ge­leneklerimiz demokrasiye ya­kın değildir?, derler. Oysa, size bir örnek vereyim: Tarihleri birbirine çok yakın olmakla birlikte Hindistan´da demokra­si var, Pakistan´da demokrasi yok. Halbuki yakın zamana ka­dar aynı sınırların içinde ve aynı devletin egemenliğinde yaşı­yorlardı.

Pakistan´ın bugünkü liderleri Pakistan halkının henüz de­mokrasiye hazır olmadığını öne sürüyor ve dünyada da belki bu izlenim yaygın. Ama Pakis­tan´ın, hem de en geri kalmış bölgelerinden, en yoksul kesim­lerinden insanları, İngiltere´de olsun, Norveç´te ve başka bazı demokratik Batı ülkelerinde ol­sun, bunlar pek âla o ülkelerin demokrasilerine rahatça uyum sağlayabiliyorlar. Demek ki ka­bahat kendilerinde değil, kaba­hat ülkelerin geçmişlerinde, yapılarında değil, fakat ülkelerin­deki egemen güçlerde.Demokrasiye engel; seçkinlerden, aydınlardan, yönetici sınıftan, egemen güçlerden gelir. (2) 

 
 Demokratik bir rejim kurulmasının ilk ve en önde gelen koşulu, demokratik ilkelere içtenlikle bağlı bir liderliğin varlığıdır. Muhammed Ali Cinnah ve partisi Müslümanlar Birliği, Pakistan´ın kuruluşunu son anda sağladılar, ancak böyle bir sorumluluğu yüklenmeye hazır değillerdi. Pakistan´ın nasıl bir toplum olması konusunda açık fikirleri yoktu. Cinnahlaik - modernist bir devleti yeğlerken, öteki liderlerin çoğu bir "İslam demokrasisi"nden söz ediyorlardı. Müslümanlar Birliği´nde "İslam devleti" kurmak isteyen bir grup gelenekçi ulema da vardı. Kısa süre içinde aralarında bölündüler, hizipçilik ve entrikalara boğuldular.
Muhalefeti İslam düşmanıya da Hint casusuolarak nitelemek standart bir uygulama haline geldi. Bunun sonucu siyasi istikrarın sağlanamayışı oldu. Temsili kurumlar baltalandı. Ayaktakalan yegane kurumlar sivi lbürokrasi ile silahlı kuvvetlerdi.

1948 - 58 arasında ülkeyi güçlü sivil bürokrasi yönetti; politikacılaronlarınkuklasıoldu. Ekim 1958´de ordu, atamayla gelen bir hükümeti devirdi. O tarihten buyana ordu 1968´de, 2007´ ye kadar, dört defa daha rejime müdahale etti. .(3)

 

Pakistan, ekonomik,sosyal, siyasiolarak geri kalmıştır. Her türlü terörün kol gezdiği istikrarsız bir ülkedir.

 

Pakistan bir demokrasi olmayı başaramadı, çünkü laik bir rejim kuramadı. En basit anlamıyla laiklik, inanca değil akla dayalı rejim demektir. Bütün laik devletler demokratik değildir, ama bütün demokrasilerin aynı zamanda laik olmaları gerekir. Laik olmayan demokrasi olmaz. 

 

Hindistan, insanlığın yarattığı en eşitsiz sosyal sistemlerden birine sahip. Kast sistemi Hinduları yukarı ve aşağı kastlara ayırıyor. Hindistan nüfusunun yüzde 13´ü Müslüman. Sih ve Hristiyanlar önemli azınlık grupları. Hindistan´ın bazı bölgeleri tarihsel olarak yoksul.

 

Hindistan, Batı örneğinde parlementer demokrasi kurmuştur. Bu bakımdan Batılı sayılır: Hindistan sorunlarını, ?Laik Demokrasi? ve ?planlı Sosyal Demokrat yöntem?lerle çözmeye çalışmıştır.

Hindistan, çoğulcu parlementer demokrasisinin siyasal yapısı, anayasa ile, iyi bir hukuksal düzenlemeye kavuşmuştur. Onun içindir ki, farklı ırk, din, mezhep çatışmaları, çok karmaşık sorunlar ve bunalımlar, bu ülkeyi çökertmemiştir. Çökmemenin temel nedeni, çağdaş demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla yaşatmalardır. 

 

Hindistan özgürlükçü demokrasiyi kurup yaşatmayı başardı, çünkü dinle devleti ayırdı. 

Kaynak:

1-3-Prof. ISHTIAQ AHMED, STOCKHOLM ÜNİVERSİTESİ,

Milliyet, 9 kasım 1999

2-BülentEcevit,Hollanda NOS TV, Mart 1985      

YAZARLAR

  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli
  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00