M. Ziya YERGÖK


SAHADAN GÖZLEMLER: HAYIR YÖNÜNDE


Bu referandumda en aktif kampanyayı tüm örgüt birimleriyle CHP´nin sürdürdüğünü de not etmek gerekiyor. 2010 Referandumunda da CHP kampanyasında çalışan biri olarak söyleyebilirim ki,CHP örgütleri Genel ve Yerel Seçimlerde bile göremediğimiz bir dinamizm içinde

6771 Sayılı Anayasa Değişiklik Kanunun oylanacağı Referandumda son üç haftanın içindeyiz.Bu kampanyada kırsal kesim ilçe ve köyleri de dahil olmak üzere sahada çalışan biri olarak gözlemlerimi paylaşmak istiyorum.Öncelikle dağ başındaki bir orman köyünde de,ovadaki mahallede de sürecin yakından izlendiğini ve yaygın medyanın yanlı yayınlarına rağmen yurttaşın olan bitenden haberdar olduğunu belirtmek isterim.Buradan çıkardığım ilk sonuç;katılımın yüksek olacağı ve 1 Kasım Genel Seçimindeki % 85.23 oranının aşılacağı yönünde.

     İkinci bir gözlemimiz ise,bir kısım AKP seçmenin parti kararına rağmen ?Evet´ oyu kullanıp kullanmama konusunda yaşadığı tereddüt ve ?Hayır´a yakın olması. Saha çalışmalarında karşılaştığımız?´kurulduğundan bu yana tüm seçimlerde AKP´ye oy verdim ancak bu işte tereddütlüyüm´´diyen seçmenlerin sözleri bunu teyit ediyor.AKP 16 Nisan´ı bir Anayasa oylaması değil de sanki parti  seçimi gibi ele almakta ve olayı partiselleştirerek,kendi seçmeninden parti aidiyeti ve taraftarlık duygusu ile oy kullanmasını istemektedir.Böylece ?´tereddütlü seçmenini´´baskı altına alarak ?Evet´ oyu kullanmasını sağlamayı amaçlamaktadır.İlk zamanlar sahada karşılaştığımız,Hollanda ve Almanya ile yaşanan krizle ilgili sorunlar,bunun ?´ithal mağduriyet´´ yaratarak halk oylamasını etkileme amaçlı olduğunun ortaya çıkması ve yurt dışında seçim çalışması ve propaganda yasağı getiren 2008 tarihli yasanın AKP oyları ile kabul edildiğinin anlaşılması üzerine etkisini yitirmiş durumda.Bu nedenledir ki, şimdilik ?´Kabataş yalanının´´ yeni versiyonları tedavüle sokulmak istenmektedir. ´´Teröristler Hayır diyor´´söyleminin ise sahada destek bulmadığına hatta tepki gördüğüne tanık oluyoruz.Başbakan Binali Yıldırım´ın son yaptığı ?´Hayırcılar terörist değildir´´ açıklamasının bu tepkiler nedeniyle olduğunu söyleyebiliriz.

     MHP´nin resmi görüşüne rağmen yerel örgütlerinin ?evet´ veya ?hayır´ yönünde çok aktif olmadıklarını ancak tabanlarının ağırlıklı olarak ?hayır´ deme eğiliminde olduklarını ve MHP muhaliflerinin ilgiyle izlendiğini görüyoruz. Vatandaşın merak ettiği ve sıkça sorduğu bir soru da ?´Bahçeli bu işe nasıl razı oldu?´´sorusu.40 yıllık MHP´lilerin bile yanıtlayamadığı bu soruyu bizim yanıtlayabilmemiz de söz konusu değildir.

     Bu referandumda en aktif kampanyayı tüm örgüt birimleriyle ve kadrolarıyla CHP´nin sürdürdüğünü de not etmek gerekiyor.2010 Referandumunda da CHP kampanyasında çalışan biri olarak söyleyebilirim ki,CHP örgütleri Genel ve Yerel Seçimlerde bile göremediğimiz bir dinamizmle üstelik konuyu partiselleştirmeden sahada yaygın ve etkili bir çalışma yürütmektedirler.2010 Referandum çalışmaları daha az kadroyla,sadece il ve ilçe merkezleri ile sınırlı olarak sürdürülmüşken 16 Nisan Referandumu bir ülke ve gelecek sorunu olarak ele alınmakta ve çalışmalar daha çok görevli ve gönüllüyle en ücra köy ve mahallelere kadar ulaşmaktadır.CHP seçmeninin 16 Nisan´da en yüksek katılımla sandığa giderek ?Hayır´ diyeceğini öngörebiliriz.

     Yine 2010 Referandumundan farklı olarak başta Baro´lar olmak üzere Meslek Örgütleri,Sivil Toplum Kuruluşları ve Sendikalar her türlü engelleme ve baskıya rağmen aktif olarak kampanyada yer almakta ve Anayasa Değişikliği konusunda üyelerini ve toplumu aydınlatıcı açıklama ve çalışmalarda bulunmaktadırlar.2010 Referandumu doğrudan yargıyla ilgili olmasına, ?yargıyı ele geçirme´ ve ?siyasallaştırma´ amacı taşımasına rağmen o dönem bazı istisnalarla Baro´ların ve Barolar Birliği´nin süreci nasıl sessizce izlediği biliniyor.

     Ayrıca,Referandum çalışmaları için gittiğimiz hemen her köyde ve her ilçede, FETÖ suçlaması nedeniyle çocuklarının ve yakınlarının işlerinden çıkarıldığını, hapse atıldığını ve büyük mağduriyet yaşadıklarını anlatan ailelerle karşılaşıyoruz. Bu insanlar,´´Fetö örgütü ile siyasi iktidar işbirliği yaptı,bankalarının,sendikalarının çalışmasına iktidar izin verdi,oradan onlar krediler kullandılar,şimdi nasıl oluyor da sadece bizim çocuklarımız suçlu oluyor´´ diye yakınıyor.´´Nerede bu örgütün siyasi ayağı´´sorusu Adana´nın en uzağındaki bir orman köyünde sade bir köylü  vatandaş tarafından soruluyor.

     Saha çalışmalarında karşılaştığımız bir durum da,Anayasa değişiklik kanununda 18 yaşını bitiren gençlere milletvekili seçilme olanağı getiren düzenlemenin gençler de dahil olmak üzere vatandaştan destek görmemesidir.Bizim de eleştirel yaklaşmadığımız bu konudaki düzenleme samimi bulunmuyor ve oy devşirme amaçlı görülüyor.Sonradan Tır sürücüsü olduğunu öğrendiğimiz bir vatandaşın ?´bana boşuna 18 maddeyi anlatmayın,18 yaşındaki birine milletvekili seçilme imkanı getirmesi dahi benim bu Anayasaya Hayır demem için yeterlidir´´çıkışı bizim için de şaşırtıcıydı.Bu arada öğreniyoruz ki TIR sürücü belgesi alabilmek için 24 yaşını bitirip 25 yaşından gün almak gerekiyormuş!

      Vatandaşın en büyük tepkisi ise Hükümetin yanlış Suriye politikasına.Bu yanlış politikanın da etkili olduğu ekonomik sıkıntı ve işsizlik vatandaşın en çok yakındığı konu.Bugüne kadar 25 milyar lirayı aşan maliyeti ile ülkemizdeki 3 milyon Suriye´liye dönük kızgınlık ve öfke giderek artmaktadır.Vatandaş,iktidarın  aş ve iş sorununa çözüm aramak yerine,bir zamanlar fazla buldukları Cumhurbaşkanı yetkilerini daha da artırmak için ülke kaynaklarının ve enerjisinin referandumda harcanmasına tepkili.Bu tepkinin de Halk Oylamasına bir yansıması olacağını söyleyebiliriz.Gördüğümüz, AKP´nin 15 yıl önce iktidara gelirken kullandığı´´3 Y=Yolsuzluk,Yoksulluk ve Yasaklarla mücadele edeceğiz´´söyleminin bugün için halk katında  bir inandırıcılığının ve karşılığının kalmadığı yönündedir.

      Bunca ülke sorunu çözüm beklerken,15 yıldır tek başına iktidarda bulunan, istediği her kararı alan,istediği her kanunu çıkaran ve başarılı olduğunu da ileri süren bir partinin getirdiği,yasama,yürütme ve yargı ile ilgili yetkileri tek bir kişiye veren 18 maddelik Anayasa değişikliğinin ülke ve millet yararına olduğuna insanlarımız inanmıyor. Üstelik bütün yetkileri elinde bulunduracak o ?tek adamın´ aynı zamanda bir siyasi partinin mensubu hata Genel Başkanı olabilmesi iyi niyetli ve doğru bulunmuyor.Eğer paketteki bu madde olmasaydı var olan tüm sakıncalarına rağmen bu Anayasa değişikliğinin geçmesi ihtimali vardı.Akıl,mantık,vicdan artık bu kadarını kabul etmiyor.Hayır demenin en güçlü argümanı burada bulunuyor.

     Bugüne kadar yayınlanan kamu oyu araştırmaları ve anketler de sahadaki gözlemlerimizi doğruluyor ve ?Evet´ler 45-50 aralığında,´Hayır´lar da 50-55 aralığında görülüyor.Aslında bir çok vatandaş özellikle de aile bireyleri ve yakınları kamuda çalışan insanlar korkularından ve zarar görürüz endişesiyle rengini belli edemiyor,oyunu açıkça  söyleyemiyor.Hatta iktidar mensuplarının toplantılarına da katılmak zorunda kaldıklarını söylüyorlar.Bunların sandıktaki gizli oylamada tercihlerini ?Hayır´dan yana kullanacaklarını düşünebiliriz.Bu durumda ?Hayır´ oylarının % 60´lara kadar çıkması sürpriz olmayacaktır.Yine de Hayır cephesi asla rehavete kapılmamalıdır.Çünkü karşımızda algı yönetiminde,toplum mühendisliğinde becerisi kanıtlanmış ve 7 Haziran Seçiminde kaybettiği 9 puanı 5 ay sonraki 1 Kasım Seçiminde geri almış,´´gaye vasıtayı meşru kılar´´anlayışı ile hareket eden ve devletin bütün imkanlarını sorumsuzca kullanan bir siyasi iktidar bulunmaktadır.Son ana kadar teyakkuz halinde olmak,sandıklara sahip çıkmak,seçim ve sandık güvenliği konusunda tüm önlemleri almak gerekiyor. Ayrıca sahada takdire değer bir özveri ile çalışan seçmene neden ?Hayır´ denmesi gerektiğini ikna edici ve inandırıcı biçimde anlatan partili,partisiz ünlü ünsüz tüm yurtseverlerin son iki haftayı ?Evet´ oylarının önde olduğu bölgelerde yoğunlaştırmaları daha hayırlı olacaktır.Son iki hafta çok önemlidir.Ayrıca bu iki hafta var olan ve giderek artan iktidar baskısının daha da yoğunlaşacağı iki hafta olacaktır.Ancak inancımız odur ki,sonuçta Hayır´lar kazanacaktır.Çünkü;´Evet bir kişi için,Hayır herkes için´.O zaman bu yazıyı büyük ozan Sandor Petöfi´nin ünlü dizesiyle(bir kelimeyi değiştirerek) tamamlayalım:

Kalk vatandaş!Yurt seni çağırıyor

Bugün vakit,yarın geç

Tutsak mı yaşayacağız,özgür mü?

Sorun bu.Karar ver,seç!

 

 

     

 

    

   

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8828,70%-0,62
  • DOLAR

    32,29% 0,55
  • EURO

    35,19% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2238,56% 0,53
  • Ç. ALTIN

    3895,90% 0,00