KONUK YAZAR


Celal TOPKAN- CUMHURİYETİN 93. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNDE ATATÜRK´Ü ANLAMAK VE KAVRAMAK


/resimler/2016-10/28/1047546110513.jpgDönemin en büyük emperyalist işgal güçlerine karşı verilen Kurtuluş Savaşı, Atatürk´ün başkomutanlığında büyük bir zaferle sonuçlandı.

Tarihe bakıldığında, savaş kazanan komutanlar, hep kendi adlarıyla tek adam hâkimiyetine dayanan devletler kurmuşlardır. Atatürk, tarihte bu anlayışı değiştiren tek lider oldu. 

Kurtuluş Savaşı bittiğinde Mustafa Kemal, Tek egemen güçtü. Her istediğini yapacak ve yaptıracak güce sahipti. İsteseydi kendi adıyla bir devlet kurabilirdi. Kendisini padişah, kral, şah ilan edebilirdi. 620 yıl padişahlıkla yönetilmiş olan halk, bunu hem yadırgamazdı.

Ayrıca 1920´lerde Avrupa ve Asya ülkelerinin çoğu diktatörlüklerle yönetiliyordu. Almanya´da faşist Hitler, İspanya´da faşist Franko, İtalya´da faşist Mussolini, Portekiz´de diktatör Salazar iktidardaydı. Fransa ve Yunanistan, askerler tarafından yönetiliyordu. Doğu´da Afganistan krallıkla, İran Şahlıkla yönetiliyordu. Kuzeyde Sovyetler birliği proleter diktatörlükle yönetiliyordu. Halk egemenliğine dayanan yönetim, adeta yok gibiydi.

Avrupa ve Asya´nın, çeşitli adlar altındaki diktatörlüklerle yönetildiği düşünüldüğünde, Savaşı kazanan Mustafa Kemal Atatürk kendi adıyla bir devlet kursa, kendisinin kral, şah, Padişah ilan bu durum dünyada da yadırganmazdı. Fakat Mustafa Kemal, tarihte o güne kadar örneğine rastlanmayan bir liderlik örneği sergiledi.

Kendi adıyla bir devlet kurmadı. Diktatörleşme, padişah, kral ya da şah olma peşinde koşmadı. Kendisini yüceltmenin değil halkını yüceltmenin peşinde koştu. Halk egemenliğine dayanan Türkiye Cumhuriyeti´ni kurdu.

Cumhuriyet kurulduğunda Anadolu´da yüzde doksan beşi okuma yazma bilmeyen yorgun, yoksul, bitkin, ezik 10-11 milyon bir halk vardı.

Mustafa Kemal´e göre nüfusunun ancak yüzde 5´i okuryazar olan bir ülkede, yurttaş toplumunu yaratmak olanaklı değildi. Harf devrimini yaptı. Kara tahtanın başına geçti, halkına okuma yazma öğretti.

Cumhuriyet kurulduğunda toplu iğne yapacak bir sanayi yoktu. Ekonomi tarıma dayalı işliyordu. Geleneksel yöntemlerle tarım yapılıyordu. Verim düşüktü. Atatürk Orman Çiftliği´ni kurdu. Traktörün direksiyonuna geçti. Halkına modern tarımın nasıl yapılması gerektiğini öğretti. 

Kadınlar dört duvar arasında yaşıyorlardı. Kadınına değer vermeyen bir toplum, sakat kafalı bir toplumdur, dedi. Medeni Kanun çıkardı. Kadınları, dört duvar arasına hapseden anlayışa son verdi. Kadınları, sosyal yaşamın içine kattı. Kadın erkek eşitliğini getirdi. Kadınlara seçme ve seçilme hakkını sağladı.

Balolar düzenledi. Balolarda dans etti. Halkına modern toplumun yaşam tarzını gösterdi ve öğretti.

Osmanlı´nın giyim tarzı, çağın gerisinde kalmıştı. Atatürk´e göre, Türk halkı giyim kuşamıyla da modern dünyada yerlerini almalıydılar. Halkın arasına katıldı. Giyim tarzıyla halkına örnek oldu. Halka modern ve güzel giyinmeyi öğretti.

Osmanlı´dan harap ve dökük bir Anadolu devralınmıştı. Sanayi yoktu. Sermaye yoktu. Halk çok yoksuldu. Atatürk´e göre, siyasal bağımsızlığın devamlılığı ve sürekliliği ancak ekonomik bağımsızlığa kavuşmakla mümkündü.Halkın aş ve iş sorununun çözülmesi ile mümkündü. Ancak elde ne sermaye ne sanayi vardı. Çankaya köşkü, sabahlara kadar, alanında uzman kişilerle ekonomik sorunların tartışıldığı, çözümlerin üretildiği bir laboratuar gibi çalıştı. Sanayi dayalı bir kalkınma hedeflendi. Ekonominin yapılanma ve işleyişi, bu anlayışla oluşturuldu.  1923-1938 arasında dışarıdan borç alınmadan bir taraftan Osmanlı´dan devralınan borçlar ödendi, diğer taraftan devletin ihtiyaçları karşılandı. Ortalana yüzde 6.5 kalkınma gerçekleştirildi.

Çocuğu ülkenin geleceği olarak gördü. Bu tarihte bir ilki yaşama geçirdi. Büyük Millet Meclisi´nin kurulduğu 23 Nisan günü çocuk bayramı olarak ilan etti. Ülkenin geleceğine ne kadar önem verdiğini gösterdi.Türk halkına, 23 Nisan´da geleceğiniz olan çocukların sorunlarını tartışın, onlara sağlıklı ve iyi bir gelecek hazırlayın talimatını verdi.

Kurtuluş Savaşı´nı başlatmak üzere Samsun´a çıktığı 19 Mayıs gününü, Gençlik ve Spor Bayramı ilan etti. Gençlere, ülke için önemli olduklarının ve Cumhuriyete sahip çıkmalarının mesajını verdi. Cumhuriyeti gençlere emanet etti.

Ömrü savaşarak geçen Atatürk, ?Savaş zaruri olmalıdır, zaruri olmayan savaş cinayettir dedi. Yurtta ve cihanda barışı savundu. Atatürk´ün girişimleriyle, 9 Şubat 1934 tarihinde Atina´da; Türkiye, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya arasında, Balkan Paktı (Balkan Antantı) dostluk ve barış anlaşması imzalandı. 7 Temmuz 1937 tarihinde Tahran´da Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında Sadabat PaktıBarış ve Dostluk Anlaşması imzalandı. Komşu devletlerle yapılan bu anlaşmalarla, Türkiye´nin çevresi bir barış ve huzur bölgesi oldu. 

Ben, manevi miras olarak, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış düstur (kural) bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, ilim ve akıldır?. Benden sonra, beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilim rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım olurlar dedi. Aklı ve bilimi miras olarak bıraktı.

Birleşmiş Milletler Eğitim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) 17 Ekim 1978 tarihinde Paris´te yapılan 20. Genel Kurulunda, ?Atatürk´ün doğumunun 100. Yılında olan 1981 tarihinde  bütün dünyada anılmasına karar verildi. Kararın gerekçesinde: ?Atatürk kimdir? Atatürk uluslararası anlayış, işbirliği, barış yolunda çaba göstermiş üstün kişi, olağanüstü devrimler gerçekleştirmiş bir inkılâpçı, sömürgecilik ve yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayırımı göstermeyen, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti´nin kurucusudur? denildi. Bu karar ve bir liderin doğum günün kutlanması, UNESCO´nun tarihinde bir ilk oldu.

?Rus Araştırmacı Prof. Dr. Aleksandır Uşakov´un başkanlığında bir heyet tarafından yapılan araştırmanın sonuçları, Atatürk Fenomeni adıyla yayınlandı. Araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Moskova Devlet Üniversitesi öğretim üyesi ve Rusya´nın en önde gelen şarkiyatçılarından Prof. Dr. Mihail MeyerAtatürk, yeryüzünde bütün zamanların ve gelmiş geçmiş bütün halkların çıkardığı 10 liderden biridir. Böyle bir kişinin, dünyanın her yerinde tarihçilerin, siyaset bilimcilerin ve filozofların sürekli ilgisini çekmesi tesadüf değildir. İnsan, ulusal kimliğiyle insanlığa dahil olur. Mustafa Kemal bu yönüyle tek liderdir dedi.  Atatürk´ün, evrensel bir kişi ve tüm zamanların yaşayan lideri olduğunu söyledi.  (NTV Edebiyat Kültür Dergisi, 27 Kasım 2002)

ABD´nin önde gelen üniversitelerinden Kentucky Üniversitesi Psikiyatri Profesörü Dr. Arnold Ludwig ve ekibi tarafından ?SİYASİ BÜYÜKLÜK CETVELİ? adı altında, 18 yılda tamamlanan, 20. Yüzyıla damgasını vuran, 377 liderin incelendiği bir çalışma yapıldı.   

Sıfırdan ülke yaratma; topraklarını genişletme; iktidarda kalma süresi; askeri başarı; sosyal tasarım gücü; ekonomik başarı; devlet adamlığı; ideoloji ortaya koyma; ahlaken örnek olma; siyasi miras bırakma ölçü alınarak yapılan değerlendirmenin sonuçları, 2002 yılında ?DAĞIN ASLANI: SİYASİ LİDERLİĞİN DOĞASI? adıyla yayınlandı.  

En yüksek puanın 37 olduğu değerlendirmede: Türkiye Cumhuriyeti´nin kurucusu ve Mustafa Kemal Atatürk,31 puanlabirinci oldu.  ABD Başkanlarından Franklin D. Roosevelt ve Komünist Çin´in kurcusu Mao Zedung,30´ar puanlaikinci; SSCB´nin başkanlarından Stalin, 29 puanla üçüncü, oldu. Araştırmaya katılanlar, Atatürk´ün, 20. yüzyıla yön veren lider olduğuna karar veridiler.

 Çanakkale Savaşı´nda, 8.700´ü Avustralyalı, 2.700´ü Yenizellandalı olmak üzere toplam 11.400 civarında Anzak askeri öldü. Tarihte Osmanlı Devleti ile Avustralya ve Yenizellanda arasında savaşı gerektirecek bir sorun yaşanmamıştı. Ama binlerce masum Anzak askeri, ülkelerinde binlerce kilometre uzakta, kendileriyle hiç ilgisi olmayan bir savaşta öldüler.

Çanakkale Savaşı´nda cephede Anzak askerleriyle göğüs göğse savaşan Mustafa Kemal Atatürk, 1934 yılında, Anzak askerleri annelerine hitaben bir mektup yazdı. Mektup da: "Uzak memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçik´lerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; gözyaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır" dedi. O güne kadar tarihte örneği yaşanmamış olan büyük bir devlet adamlığı örneği sergiledi. İnsanları savaşmaya değil birbirlerini sevmeye ve barış içinde yaşama davet etti.

Kurtuluş Savaşı´nda Anadolu´yu yakıp yıkan, sonunda Atatürk´ün karşısında tarihi bir yenilgiye uğrayan Yunan ordularını komutanı ve Yunanistan´ın önde gelen devlet adamlarından Elefterios Venizelos, tarihi tersine çevirdi. O güne kadar tarihte örneği yaşanmamış bir davranış ortaya koydu. 12 Ocak 1934 tarihinde Nobel Barış Ödülü Komitesi başkanlığına bir mektup yazdı. Atatürk´ü, Nobel Barış Ödülüne aday gösterdi.

Kasım 1938´e gelindiğinde Atatürk´ün başkanlığında Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Devrimler yapıldı. Devrimlerle öngörülen toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel yenilik, değişim ve dönüşümler yaşama geçirildi. Türkiye Cumhuriyeti, dünyanın saygı duyduğu bir ülke oldu. Dünyanın çağdaş ülkeleri arasında onurlu ve saygın yerini aldı.  

Atatürk anlamadan ve kavramadan, Türkiye Cumhuriyeti´ni, kazanımlarını, saygınlığını anlamak ve kavramak mümkün değil. Gelinen noktada, Atatürk´ün çizdiği yolda sapıldığı için, bugün Türkiye kendisiyle ve çevresiyle barışık değil. İçeride ve dışarıda sorunlar yaşıyor.

  • 20. Dönem CHP Adıyaman Milletvekili - ?Atatürk Sonrası CHP´nin Başarısızlığı, Nedenleri ve Sonuçları? kitabının yazarı

 Celal TOPKAN

 

 

 

YAZARLAR

  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,17% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2243,92% 0,03
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00