?YENİ TÜRKİYE YOLUNDA? AKP´NİN TÜRKİYE´YE VE TÜRK ULUSUNA  NE KADAR BORCU VAR?

?YENİ TÜRKİYE YOLUNDA? AKP´NİN TÜRKİYE´YE VE TÜRK ULUSUNA NE KADAR BORCU VAR?

Hukukun üstünlüğüne dayalı bir anayasal düzeni, parlamenter demokratik rejimi, ulusal birlik ve bütünlüğü güvenceye alınmış bir vatanın korunup kollanması gibi bir sorumluluğun taşıdığı ödenemez borcu vardır. Davutoğlu ve iktidarı önce bu borcunun bedeli

Ahmet Davutoğlu 29 Ocak Cuma günü ?Yeni Türkiye Yolunda? başlığı ile yaptığı ?Ulusa Sesleniş ya da İcraatın İçinden? benzeri konuşmasında partisinin eski, yeni  icraatları ile geleceğe yönelik hedeflerini anlattı. ?Bu hedeflerimizin belki de en önemlisi, bildiğiniz gibi yeni bir anayasa,? diyen Başbakan,  Türkiye´nin  darbe mahsulü bir anayasayla daha fazla yol  almaması gerektiğini yinelerken, ?Temel önceliğimiz, demokrasimize yakışmayan mevcut Anayasanın yerine, demokratik, özgürlükçü, yeni bir anayasa hazırlamaktır,? diye konuştu.

?Başkanlık sistemi de dahil olmak üzere her şeyi demokratik bir olgunluk içinde tartışabilmeliyiz. Doğruyu bulmanın yolu, her meseleyi samimiyetle, olgunlukla ve elbette makul çerçevede konuşmaktan geçer,? diyerek Erdoğan´ın yeni anayasa dayatmasının temel amacına kısaca değinen Davutoğlu,  ?Türkiye artık ne Sünni´nin, ne Alevi´nin, ne Türk´ün, ne Kürt´ün, ne şu inançlının, ne bu inançlının, ne şu fikre mensup olanın, ne diğerlerinin kısıtlandığı bir ülke değildir. Pratikte bu zaten yaşanıyor, artık bu demokratik kazanımları bir anayasayla taçlandırmak şart.,? diyerek hedefteki ayrıştırılmış toplumsal yapısı ile Yeni Türkiye´ye nasıl bir gelecek biçildiğini çok veciz biçimde anlattığı konuşmasında şu sözleriyle kimilerine ?vazgeçilmez´! yükümlülüklerini anımsattı:

?Meclis Başkanımızın liderliğiyle 4 Şubat´ta inşallah komisyon ilk toplantısını yapacak. İnşallah Türkiye´ye yakışan, Meclis´imize yakışan bir olgunluk içinde bu çalışmalarımızı gerçekleştireceğiz. Meclis´teki her partinin ve hatta her milletvekilinin Türkiye´ye yeni bir anayasa borcu var.?

4 Şubat´tan sonra yaşayacağız ve göreceğiz. Davutoğlu´nun bir yandan ülkemizin  kendi eliyle düşürüldüğü bir bölgesel savaştan ölümcül yaralar almasının arefesinde, bir yandan da kendi sınırları içerisinde yaşadığı ve ülke bütünlüğüne yönelik silahlı saldırıların gölgesinde hangi manevra alanlarına sığınıp sözünü ettiği  iktidarlarının bahşettiği  o ?demokratik kazanımları bir anayasayla taçlandırmak´ işinde ne kadar inandırıcı ve başarılı olacağını!

Ama sorun yok aslında. Davutoğlu´nun gerçek anlamda inandırıcı ve başarılı olması diye bir gereksinimi ve derdi  de bulunmuyor. AKP´nin elindeki parmak gücü, Yeni Anayasa projesinin ya devşirme oylarla bir referanduma götürülmesine pek yakın ya da baskın nitelikli bir erken seçimle rahat bir çoğunluk elde etme kozu iktidar kanadı açısından  uzak bir olasılık değil.

Ama ?Yeni Anayasa´ için inandırıcı, saygın ve hukukun üstünlüğüne uyumlu bir ortamda oluşturulması hesabı ortaya çıkarsa, bu yönleriyle daha başlangıçta söz konusu metnin  ?malül/sakat´ doğacağı tartışılmaz bir gerçek.

Bir kere geçmiş dönemde de israrla anımsatıldı şu hukuksal engel: Her ne kadar anayasal yetkileri açsısından kimi kurallara uygun süreç doğrultusunda parlamento anayasa değişikliği gerçekleştirebilirse de, tarihsel bir süreçte ilk ve son sözleri söylemiş Kurucu İradeler silsilesinin yarattığı hükümler değiştirilemez.  İster Darbe Hukuku diye küçümseyin, ister Kurtuluş Savaşı ve Atatürk dönemi bu ilk itiraz noktasını oluşturmaktadır yeni denilecek belgenin.

Bir başka hukuksal sorun da şu: AKP iktidarı sürekli olarak yürürlükteki anayasanın temel ve değiştirilemez hükümlerini ihlal eden,  bunları tanımayan bir sicile sahiptir. ?Laiklik ilkesinin ihlali? konusunda Anayasa Mahkemesinin kapatılma kararından kılpayı kurtulmuş bir siyasi iradenin ardıllarının, hukukun üstünlüğüne dayalı bir anayasa yapma şansı, yetkisi ya da böyle bir girişimin başını çekme hakkı var mıdır?

Şu satırlara sığmayacak tartışmalara daha ayrıntılı biçimde giremeyeceğimiz için üç konuyu anımsatmakla yetinelim:

Birincisi bugün Paralel Yapı ya da FETÖ Terör örgütü diye peşine düşülen kadroların anayasayı ve hukukun üstünlüğünü hiçe sayan uygulamalara girişmesinde AKP iktidarının en hafif deyimi ile işbirliği olmamış mıdır? Siyasal irade olarak o günlerin icraatlarının  uygulatıcısı kendileri değil midir? ?Aldatıldık´ diyerek ortaya çıkan anayasal sorumluluktan kurtulmak olası mıdır?

İkincisi ise bugün her türlü şiddeti kullanarak ülkenin büyük bir bölümünde kanlı savaşlara yol açan bölücü PKK örgütü ve başı İmralı Hükümlüsü Apo ile pazarlığa oturmak, o bugün küçümsenen yürürlükteki anayasaya karşı suç oluşturmamış mıdır? Hatta sızan kimi belgelere göre bizzat APO´nun, ?Anayasa suçu işleniyor? uyarısı üzerine ?müzakerelere katılanları peşin peşin? affa mazhar kılan yasal düzenlemeler yapılmamış mıdır?

Ya şu günlerde Ahmet Davutoğlu´nun başında bulunduğu siyasal iktidar, hiç kimse ve makamla paylaşmaması gereken yetkilerini adeta anayasal tanımda yeri olmayan biçimde Erdoğan´ın ?başkan gibi hareket etme´  emrivakilerine  teslim ediyor oluşu anayasa tanımazlıktan başka bir şey sayılabilir mi?

Geçerli durumdaki bir Anayasa´nın kurumsal yapısını ve işleyişlerini tanımayan, bunu tağyir ve ihlal etmeyi israrla sürdüren bir kadronun oy çoğunluğu ile Yeni Anayasa yapmaya kalkışması kabul edilebilir mi?

Hemen kaydedelim ki ?Yeni Anayasa?´nın  cezbesine kapılan ve Uzlaşma Komisyonuna katılmayı kabul eden muhalefet kanadı da bu sakıncaları dikkate almamakla aynı ihlal sürecine iştirak etmektedirer. Geçen dönemde devrilen masanın altında kalmalarına rağmen bu talihsiz oyuna yeniden katılıyor olmaları, saflıktan öte bir takım süfli hesaplara dayanıyor olmalıdır.

Son söz şu olmalı: Davutoğlu siyasal iktidar olarak  izledikleri ?Yeni Türkiye Yolunda? şecaatlerini arz ederken,  ?Meclis´teki her partinin ve hatta her milletvekilinin Türkiye´ye yeni bir anayasa borcu var,? vecizesini ortaya atıyor. Ama sıraladığımız sakıncalar gösteriyor ki Türkiye´ye hepten borçlu bir siyasal iktidar, kimsye bu çağrıyı yapma hakkına sahip değildir. Aksine AKP İktidarının önce kendisinin ülkemizi ve Türk ulusuna borçlu olduğu yadsınamaz


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9079,97%3,10
  • DOLAR

    32,35% 0,15
  • EURO

    34,93% -0,09
  • GRAM ALTIN

    2322,96% 0,18
  • Ç. ALTIN

    3843,45% 0,00
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli
  • Pazar 28.3 ° / 15.7 ° Güneşli