ÜNLÜ BESTEKÂR SUPHİ İDRİSOĞLU İLE MÜZİĞİ KONUŞTUK
KÜLTÜR SANAT 12.10.2015 12:44:54 1384 0

ÜNLÜ BESTEKÂR SUPHİ İDRİSOĞLU İLE MÜZİĞİ KONUŞTUK

Münir Nurettin Selçuk, Laika Karabey ve Dr.Nevzat Atlı gibi Türk müziğinin önemli ustalarındna yararlanma şansı olup; ses, icra, şef olarak yürüttüğü çok yönlü çalışmalar yanında önemli eserleriyle Türk Sanat Müziği´ne önemli katkılar yapan ünlü bestekâr

           ?Değerli Cumali Karataş kardeşim; yıllardan beri çizgisi doğrultusunda, artan başarılara imza atan, ağırlıklı olarak da güzel sanatlara ve müziğe, güzide ve gurur kaynağı gazetemiz Yeni Adana´nın sayfalarında geniş yer veren bir gazeteci olarak seni içtenlikle kutluyor ve şimdi sorularını yanıtlamaya çalışıyorum? ?

***Sayın üstadım düzeyli müzikal uğraşınızda üretim, yorumlama, enstrüman kullanma ve koro şefliği gibi çok yönlü ve komple uğraşlarınız var. Söze genel bir irdeleme ile başlayalım? Müziğe nasıl, nerde ve ne zaman başladınız?                       

/resimler/2015-10/12/1248111732266.jpg

---Çocuk yaşlarda, göz, kulak vs. gibi duyu ve organlarımızla çevreyi merak eder ve inceleriz ya, işte bunların etkisiyle ben de gerek doğa güzelliklerini ve gerekse güzel sesleri, ezgileri, nağmeleri önce kendi evimizdeki taş plâklardan, sonra da çevremden etkilenerek müziğe başladım. Örneğin: Akşam film başlayıncaya kadar yazlık sinemada çalınan plâklardan edindiğim izlenimler gönlümü ve ruhumu sarardı. Bu etkilerin, müziğe başlamamda önemli rolleri olduğunu belirtmek isterim.

***Müziğe başlamada aile, çevre ya da genetik bir etki var mıydı?

---Aile çevremizde, tabii ki müzik eğitimi olmadan, az çok mevcut yetenekleriyle güzel şarkı söyleyenlerimiz vardı. Bu da benim kişilerle olan çevremdir ve önemli olmuştur.

***lk besteniz hangisidir? Ne zaman ve nasıl yaptınız?

            ---İlk bestem? Beste değil de deneme diyelim. Zira sonra üzerinde bazı düzeltme ve ilâveler yapılarak TRT Repertuarı´na alınmıştır?

            ?Söndü neş´em, söndü ömrüm yıldızım./Başka bir dünyadayım yapayalnızım.?

            Makam:Acemaşiran, Usûl:Semai, Beste ve Güfte: Suphi İdrisoğlu)

            ***Bugüne kadar toplam kaç beste yaptınız; bunların kaçı TRT repertuarına alındı.

            ---Bestelerimin toplam sayısı 300 adettir. Bu röportajın gerçekleştiği 07.08.2015 tarihi itibarıyla ise TRT repertuarında 202 adet bestem bulunmaktadır. 

            ***Bestelerinizi nasıl bir ortamda yapıyorsunuz?..                                     

            ---Sessiz, sakin bir ortam, + şarkı sözü + kurşun kalem, silgi, nota kağıdı.

***Sayın hocam güzel de bir sesiniz var? Hangisi önce başladı peki sizde bu uğraşların?  

---Önce ses, sonra beste ve daha sonra tamamen kendi kendime öğrendiğim ut.

***Bugüne kadar sayısız korolar da yönettiniz, bunlar hangileriydi? 

             ---Yönettiğim koroları şöyle sıralayabiliriz:                    

*Merhum Avni Anıl ile Adana Belediyesi Konservatuarı Korosu.

*Dr. Süleyman Aslaner ile kurduğumuz ?Sağlık Korosu.?

*Rahmetli Özer Öztep ağabeyimle birlikte oluşturduğumuz ?Çukurova Gazeteciler Cemiyeti T.S.M. Korosu?

*?Gönül Bahçesi T.S.M. Topluluğu?

*Necati Kenanoğlu ağabey ile birlikte ?Çukurova Musıkî Derneği T.S.M. Korosu.?

*?Kültür ve Turizm Müdürlüğü T.S.M. Korosu?

*Sayın Zeki Büyükyılmaz ile birlikte oluşturduğumuz ?Eğitder T.S.M. Korosu.?

*Neşet Özsayın ile kurduğumuz ?Gönül Bahçesi Musıkî Derneği T.S.M. Korosu.?

***Hangi enstrümanları çalabiliyorsunuz?                 

--- Tüm enstrümanları çalabilecek yeteneğim varsa da, asıl sazım biricik udumdur.

*TRT ve Kültür Bakanlığına ek olarak, uzun yıllardan beri süregelen ve bazı yarışmalar itibarıyla çifter çifter gittiğiniz istikrarlı ödül çizginiz de sayısız ulusal yarışmalardan kazandığınız ödüller var bir de, bunları da anımsayabilir miyiz?..   /resimler/2015-10/12/1249424234028.jpg                                                                  

--Bunları da şöyle sıralayabiliriz:

*1987 TRT-TUTAV TSM Beste Yarışması´nda ?Sev? adlı mahur bestemle 2.´lik ödülü;                                                                                                                                        *1987-?Halay? adlı mahur bestemle ?T. İş Bankası Büyük Ödülü? (1987); 

*1989-?Devlet Bakanlığı TSM Çocuk Şarkıları Beste Yarışması?nda ?Annem? adlı buselik eserle mansiyon ödülü;

*1995-?İzmir Büyükşehir Belediyesi TSM Beste Yarışması?nda ?Yollarını gözlüyorum? adlı Zavil ve ?Bir Güzelin Boynunda? adlı Sultaniyegâh eserle 2 adet mansiyon ödülü;

*1996-?TRT Dede Efendi Yılı TSM Beste Yarışması?nda ?Sen gözleri bahar? adlı Sultaniyegah besteyle mansiyon ödülü;

*2004-?TRT Alaturka TSM Betse Yarışması?nda da senin güftesini yazdığın ?Sevgi dolsun Tüm Gönüller? adlı mahur besteyle mansiyon ödülü;

*2005-?Kültür Bakanlığı TSM Beste Yarışması?nda ?Sevdim gönülden ey gül dehen? adle mahurbuselik eser ve ?Kaybolursan sadece gönlümde kaybol sevgilim? adlı Acembuselik eserle 2 adet mansiyon ödülü;

*2011-?Amasya Belediyesi Altın Elma Beste Yarışması?nda ?Aşk yazdım hamiline? adlı mahur eserle mansiyon ödülü;

*2015 TRT-?Amasya Belediyesi Altın elma Beste Yarışması?nda ?Açıldı kapandı kirpik uçlarım? adlı nihavent eserle mansiyon ödülü kazanmıştım.

***Ödül kazanmanın sanatçıya bir katkısı oluyor mu?

            --- Ödüller, bilindiği gibi,  maddi ödüller ve manevi ödüller diyebileceğim türlerdedir. Maddi ödüller geçici, manevi ödüller kalıcıdır. Örneğin beste yarışmalarında; amaç parasal ödül olmamalıdır. Burada parasal ödülü, bestecinin yaptığı harcamaları rahat karşılayan bir meblağ olarak düşünülmelidir ve bu para en kısa zamanda tükenir. Plaket vb. manevi ödüller ise kalıcıdır.

            Ödüller motivasyon yönünden de önemlidir, ayrıca estetiksel ve sanatsal yönlerden daha iyiye gitmede ve yararlıdır. Yeter ki bu eserler sıkça icra edilsin, güncel tutulsun, notaları raflarda tozlanmasın.

            Beste yarışmalarında hoş olmayan, jüri üyeleri ve besteciyi hedef alan şâibelerdir; bunlar mutlaka önlenmelidir.

            ***Müziğin yanı sıra edebiyatın, sanatın diğer alanlarıyla ilginiz oldu mu? Şiir yazdınız mı mesela ya da tiyatro yaptınız mı?               

            ---Vokal müzikte söz (güfte) çok önemli olduğundan edebiyat ve şiir konuları bestecilikte oldukça ehemmiyet arz eder. Besteci şair değilse de (şair olanlar da var elbet), şiir konusunu bütünüyle çok iyi bilmelidir.

            Bestelerimde sözleri bana ait olanlar oransal olarak düşük değer ve miktarlardadır. (On adet civarında)             

*** TSM´nin dünle bugünü hakkında ne düşüyorsunuz? Bugün ne durumda?..

            ---?Dünya çok küçüldü? lafını çok duyarız. Tabii bu mecazi bir söylemdir. Bilim ve teknolojinin baş döndürücü ilerlemesi, yukarıdaki söyleme neden olmuştur diyebiliriz. Buna bağlı olarak, özellikle görsel medyanın tüm çevreleri sarmalayışı büyük etkileşimlerin, taklitçilerin iyi-kötü düşünülmeden, çok şeylerin kültürümüzü ve sanatımızı olumsuzlaştıracağı hesaba katılmadan hayatımıza girmesi sonucunu doğurmuştur. İşte kültürel varlıklara, tabii ki sanata ve müziğe de gereken ilgi ve onlara sarılış, zamanında başta devlet olmak üzere birçok kurumlar, hatta S.T.K.´nca da yapılmayınca gerilemeler oldu.

            Gençlerimiz, çocuklarımız daha okul yaşamlarından önce eğitilmeli. Müzik, özellikle de kendi ata armağanı musıkîmiz çok iyi bir şekilde öğretilmeli ve önemine binaen uygulamalar, dinletiler, konserler gibi çalışmalar yapılmalıydı. 

            İşin trajikomik yanı baştakilerin musikimizin ne denli önemli ve değerli olduğunu tam anlamıyla bilmemeleri.

            Çok ayrıntılara girmeden, musikimizde makam ve usul konuları bizi ne kadar gururlandırırsa azdır. İnsanın her duygu, düşünce ve yaşam tarzına uygun makamlarımız, bir o kadar da usul ve ritmlerimiz vardır. (Neler yapılır neler.)     

Bir önemli konu daha: Eğlence ve dinlence konuları? Gece hayatındaki müziğe bakınız lütfen? TV kanallarındaki müzik yayınlarına bakınız? Hep eğlence?Sorarım size, müzik sadece eğlence aracı mıdır?.. Eğlencede o ânı güzel geçirmek vardır, bitince her şey sona eriyor. Ama dinlencede durum öyle mi?... Dinlemek denilince akla san´at, san´at denilince de yaratıcılık gelir. İşte san´at müziğimizdeki bu etkiyi görmek istiyoruz.

Ayrıca şu da söylenebilir? Biz yeterince musikimizin nelere kadir olduğunu bilmek ve dünyaya açılmak, tanıtmak zorundayız.

            ***Türk Müziğinde zaman zaman İsmet Nedim´den Yıldırım Gürses´e kadar bazı popüler akımlar ilgi gördüler. Bunlar hakkında bir şeyler söylemek istersiniz?..

            ---Arel-Ezgi-Uzdilek sistemi bugün için de halen en uygun ses sistemimizdir. Buna sadık kalınarak çok güzel, değerli ve orijinal besteler yapılabilir, yapılıyor da? Bunları ekol haline getirmek gerekir. Sistemi dar anlamda değil, geniş anlamda olmalı ve yeniliklere de açık olunmalıdır. Bahsettiğiniz İsmet Nedim, Yıldırım Gürses, Orhan Gencebay gibi değerli isimler önce yadırganmış, bazılarına ?tukaka? denilmiş, Sonra da rağbet görmüşlerdir. Yeni çalışmalarda ?dinlence? esas alınarak, insanları hayata bağlayan, yaşam sevinci veren değişik makam ve usullerde dinamik ve hareketli besteler ön plânda olmalıdır.

             ***Müziğimizde hâlâ bir arabesk tehlikesi ya da fobisi yok diyorsunuz değil mi hocam?...

            ---Artık arabesk, bana göre fazla gündeme gelmiyor? Önemli olan güzel ses, güzel yorum, güzel icra. Türü ne olursa olsun ve sistemimize aykırı olmasın. Güzel yapılsın yeter. Bir zamanlar TRT kapısından içeri giremeyen ve Arabesk diye nitelenen eserler gün geldi toplumda yer buldu. TRT´de icra etmeye başladı. Bu, tutuculuğun aşırısının doğru olmadığı gerçeğidir.                                                                                                                 

            ***Zaman zaman çokseslilik konusunda umutlu bir bekleyiş içinde girildi?... Sizce bu doğru bir beklenti midir?...        

            ---Bu ifade bazen yanlış anlamalara neden olabiliyor: Çok sesli müzik derken enstrüman çoğunluğu ve bunların çıkardığı vakumlü sesler diye anlayanlar oluyor? Çok seslilik armoni ile yapılır. Armoni iki veya daha fazla farklı frekanslı seslerin kulağa hoş gelebilecek biçimde aynı anda duyulmasıdır.

            Her çok sesli müzik en iyi müzik veya o beste en iyi bestedir denilebilir mi? Tek sesli olmasına karşın ?harika? diyebileceğimiz eserlerimiz vardır.

            Bana göre önce musikimiz bu haliyle gereken ilgi ve desteklerle yüceltilmeli; eski klâsik abide eserlerimize armonizasyon yönünden dokunulmamalı, çok sesli beste yapmak isteyen de doğaldır ki yapmalıdır. Zaten denemeler çokca olmuştur.

            Çok sesli müzik zaman ister; alışılmış vokal tatlardan, çeşnilerden farklı tat ve çeşnilere alışmak gerekir. Bu da zaman alır, kültürel değişiklik ister.

            ***Müzik eserlerinin üretilmesi ve yaşatılması yönünde TRT hakkında neler düşünüyorsunuz?       

            ---TRT´den çok şikâyet ediliyor. 24-25 bin dolayında sözlü eserlerimiz var. Ne kadarı icra ediliyor?.. Şefiyle, yorumcusuyla, bestecisiyle, saz ustaları ile TRT ve radyo camiası ile haşır-neşir olunmak gerekir. Eş-dost, hatır gönül, adam kayırma, arkadaş hatırı vs. çokça görülüyor. Kısacası TRT herkesi kucaklamalı, özellikle bestecilerimiz, müzik eseri üreticilerimiz layık oldukları yerde bulunmalıdırlar.

            ***Sayın üstadım burda Adana ve müzik diyelim dilerseniz? Musıki derneklerinin korolarında oldukça fazla emeği olan bir koro şefi olarak, yoğun bir biçimde kurulan dernek ve topluluk korolarının da bulunduğu Adana´nın müzik ortamı hakkında neler demek isterseniz?

            ***Allah´tan derneklerimiz var derim? Müziğimizin bu günlere gelmesinde, yaşamasında derneklerimizin katkısı büyüktür. Osmanlı zamanında Enderun´da musıki yapılır, müzisyen, sanatçı yetiştirilirmiş. Sonra konservatuarlarımız kurulmuş. Şimdi de müziğimizi yayma ve yaşatma yönünden önemli bir görev üstleniyor dernekler. Bunlar güzel de; dernek ve toplulukları kurmakla her şey olmuş olmuyor. Sonuçta faydalı olanlar da, olmayanlar da var? Ben dernek ya da topluluk kurdum demekle olmuyor her şey? Ehil kişiler olması gerekiyor? Şefin yorumlama yeteneği, ritm duygusu, yorum yapabilmesi, zengin repertuarı ve genel olarak usullere hâkim olması gerekiyor. Yalnız solfej yapar gibi de olmuyor? Yorum ayrı, solfej ayrıdır. Ayrıca bunların yanı sıra; derneklerin yaşaması için yeteri kadar, yetkin olan amatör sazlar da olması gerekiyor. Bunlar olmasa, eksiklikler görülüyor, kalite düşüyor? Dışarıdan profesyonel sazlar getirildiğinde de ekonomik olarak derneklerin yaşaması zorlaşıyor. Bir dernek ya da topluluk kurarken tüm bunların göz önüne alınması ve ona göre hareket edilmesi gerekiyor.

            ***Müzikte kimlerden yararlandınız?

            ---Adana´da Sıtkı Avcı adındaki Almanca öğretmeninden musîki konusunda yararlandım. (1952) Sonrasında İstanbul´a yüksek öğrenim için gittiğimde (1956) hazine bulmuş gibi oldum ve çok sevindim? İstanbul Belediye Konservatuarı ve İleri Türk Musîkisi Konservatuarı olmak üzere iki konservatuara birden kayıt yaptırarak, yüksek öğrenimim ile birlikte iki konservatuarda birden musîki eğitimimi sürdürdüm. Her iki konservatuarda da rahmetli Münir Nurettin Selçuk, Şefik Gürmeriç, Laika Karabey, Dr.Nevzat Atlı ve Süheyla Altmışdört gibi Türk müziğinin değerli şef ve bestekârlarından yararlanma şansım oldu.

***Peki hocam, sizin beğendiğiniz bestekârlar kimlerdir?

            ---Besteci, ruhundan kopup gelen nağmeleri dışa vurur, kağıda kaydeder.          İnsan ruhu bahis konusu olunca tüm bestecileri ayrımsız beğenir ve severim. Yine de, abideler inşa etmiş gibi bestecilerimiz vardır. Klâsiklerden bugüne değin? Onların yeri başka oluyor elbet. Bir Itri? bir Dede Efendi, bir Şakir Ağa? Sonra Hacı Arif Bey?. Günümüze doğru gelince hocam merhum Münir Nurettin Selçuk, Cevdet Çağla, Selahattin Pınar, Sadettin Kaynak? O kadar çok ki?

            ***Zaman ayırdınız, Karataş´ta konuk ettiniz; her şey için size ve sevgili eşiniz Bestekâr Saadet´e Hanım´a teşekkür ederim Sayın İdrisoğlu hocam?

            ---Ben teşekkür ederim? Güzelliklerde buluşmak dileklerimle?.

 


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

“STOA FELSEFESİ VE TARSUS'TA STOACILIK”KİTABI ARATOS YAYINLARI’NDAN ÇIKTI

ADANA ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ KISA FİLM FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

ADANA’DA BAĞLAMA GÜNLERİ’NİN İKİNCİSİ GERÇEKLEŞTİRİLİYOR

Düş ve Gerçek Arasında Çareli Çaresiz Çizgiler Kitabı

Sanatçı Selva Özelli Solo Sergisi ile ABD’de

“Doktordan Az Kullanılmış” bu defa bir kitap adı

HÜSEYİN SÖZLÜ, "AĞUSTOS AYI TÜRK'ÜN ZAFER AYIDIR"

İZMİT ALTIN PİŞMANİYE ÖDÜLLERİ SAHİPLERİNE VERİLDİ

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ‘’BELGESEL FİLM YARIŞMASI’’ FİNALİSTLERİ BELİRLENDİ

EMEKLİLERİN YENİ ADRESİ ‘EMEKLİ KÜTÜPHANESİ’

İZMİR KULLUK İLE TANIŞIYOR

ALTIN KOZA FİLM FESTİVALİ ULUSAL UZUN METRAJ FİLM YARIŞMASI FİNALİSTLERİ BELLİ OLDU

“Soul Müziğin Diva”sı Imany, 7 Eylül’de Türkiye’de

‘ÇOK YAŞA CUMHURİYET’ ÖDÜLLÜ BESTE YARIŞMASI BAŞVURULARI İÇİN SON HAFTA!

TÜRK RESSAMLARIN LONDRA ÇIKARMASI!

YILDIZ TOZU KARAKTER ANALİZLERİ

"ZAFERİN RENGİ" GÜÇLÜ OYUNCU KADROSU İLE ÇEKİMLER İÇİN GERİ SAYIMA BAŞLADI!

Büyükşehir ve YEDAM’dan bağımlılıkla mücadelede iş birliği

AVRUPA HAREKETLİLİK HAFTASI’NDA TÜM TÜRKİYE "ŞEHRİNİ KEŞFEDECEK- GELECEK ENERJİSİNİ KORUYACAK!”

12. ULUSLARARASI İZMİT PİŞMANİYE, MÜZİK ve DANS FESTİVALİ,25-27 AĞUSTOS’TA

‘’20. GELECEĞİN SİNEMASI’’ YARIŞMASININ JÜRİ ÜYELERİ AÇIKLANDI

  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli