?TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TEK ADAM YÖNETİMİNE TESLİM EDİLMESİNE KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRECEK?
GÜNDEM 5.04.2017 16:09:21 677 0

?TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TEK ADAM YÖNETİMİNE TESLİM EDİLMESİNE KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRECEK?

5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASINDA ADANA BARO BAŞKANI AV. KÜÇÜK, "TEK ADAM YÖNETİMİNİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞMAK AKIL VE MANTIĞA, VİCDANA, EVRENSEL HUKUKA AYKIRIDIR," DİYE KONUŞTU

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük´ün, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle yaptığı basın açıklamasına çok sayıda avukat ve önceki dönem baro başkanları katıldı.

Adliye içerisindeki Mahmut Esat Bozkurt Salonu´nda gerçekleşen basın açıklamasında ülke gündemi, mesleki sorunlar ve çözüm önerileri konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Baro Başkanı Av. Veli Küçük, konuşmasına tüm katılımcıları şahsı ve Adana Barosu Yönetim Kurulu adına saygıyla ve sevgiyle selamlayarak başladı.

"AVUKATLIK HER GEÇEN GÜN GERİYE GİDİYOR"

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, yargının kurucu unsuru olan savunma mesleğinin temsilcileri tarihinin Eski Yunan ve Roma´ya kadar dayandığını belirterek, "Ancak yine bir 5 Nisan ve yine olumsuzluklarla dolu karanlık bir tablo ile karsı karsı karşıyayız. Ancak bugün itibarı ile geldiğimiz noktada avukatlık mesleği gerek sosyal statüsü ve gerek ekonomik, özlük hakları yönünden her gecen gün geriye gitmektedir. Siyasi iktidar parti devleti anlayışı ile yörüngesi, etkisi ve kontrolü altına alamadığı TBB ve Barolar üzerinden avukatlık mesleğinin her geçen gün geriye gitmesi noktasında özel olarak çaba göstermektedir. Bugün itibarı ile nerede ise tüm şehirlerde olan Kıbrıs ve Türkiye Cumhuriyetlerinde bulunanlarla birlikte yaklaşık 120 hukuk fakültesi ve yüksek kontenjan sayıları ile planlama yapılmadan gereksiz ve işsiz hukuk fakültesi mezunları, hiçbir sev olmazsa avukatlık yaparım mantığı ile mesleğe bakan bireyler yaratmaktadır.

Adana Barosu, cumhuriyet ile yaşıt ve kurulduğu andan itibaren cumhuriyet kazanımlarını koruyarak adalet ve savunma mekanizmasını layıkıyla temsil eden Türkiye´nin önde gelen barolarından olmuştur ve olmaya da devam edecektir"

Ülkemizde yaşanan sosyo-ekonomik yapıdaki değişiklikler nezdinde mesleğinin yürütülmesini zorlaştırır hale geldiğini açıklayan Av. Küçük, " Bazı meslek grupları siyasal iktidarlar üzerinde kurdukları baskı sonucu meslek alanlarını sürekli genişletmiş iken avukatlık mesleğimize kasıtlı ve bilinçli olarak pek çok yerde müdahale edilerek meslek alanımızı daraltmaya çalışmışlardır.

Göreve geldiğimizden bu yana mesleğimizin gelişimi için çalışmalarımıza geçmişten gelen, ilerleme güdümüzle devam ettik. Komisyon sayımızı arttırmakla 27´ye çıkarmakla birlikte yaklaşık yüzde altmış 0-10 yaş kıdeme sahip meslektaşlara bünyesinde barındıran bir baroyuz. Genç meslektaşlarımızın sesini daha rahat duyurmaları, kendilerini daha rahat ifade edebilmeleri ve taleplerini doğrudan iletebilmeleri için Adana Barosu olarak bir ilki gerçekleştirip Genç Baro Meclisini kurmuş bulunmaktayız.

Ayrıca bölgemizde bulunan iki önemli üniversite, Çağ Üniversitesi ve Çukurova Üniversitesi ile ilişkilerimizi güçlendirmek ve aynı zamanda hukuk fakültesi öğrencilerinin gelişimlerini takip etmek, onlara katkı sağlamak adına Hukuk Fakültesi Öğrencileri ile İletişim Komisyonunu kurmuş bulunmaktayız" diye konuştu.

YAPILANLAR VE YAPILACAKLAR

Baro Başkanı Av. Veli Küçük; 23 Ekim 2016 tarihinden bugüne toplamda 15 önemli etkinlik, 70 basın açıklaması vaptıklarını; Göc ve Mülteci Hukuku Eğitim Semineri, Arabuluculuk Atölye Çalışmaları, Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk ve Arabuluculukta Avukatın Rolü, kadın hakları komisyonumuz bu dönemde de çalışmalarına hız kazandırarak Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılığı hakkında birçok yerde atölye çalışmaları düzenlediklerini, ayrıca engelli hakları komisyonu tarafından meslektaşlarımıza Engelli Hakları Farkındalık Eğitimi verildiğini, sertifikalı özel meslek içi eğitim çalışmalarımız da devam etmiş olup bu hususta Aile Hukuku ve Mal Rejimi Eğitimi ve Gayrimenkul Hukuku Eğitimi düzenlendiğini, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü paneli düzenledik ve son olarak Borçlar Hukuku Uygulamalarına yönelik seminer düzenlediklerini vurguladı. Bu çalışmalar mesleğimizi geliştirmek adına devam edecektir.
"Baromuzun en önemli özelliklerinden biri cesur, dik ve ilkeli duruşla birlikte gündemi yakalamaktır. Bu hususta en önemli gündem Anayasa değişikliği hakkında bir gece yarısı düzenlenen KHK ile meslekten ihraç edilen Anayasa Profesörü İbrahim Kaboğlu´nun da katılımı ile ADAMOB ile OHAL ve KHK´lar Gölgesinde Anavasa Paneli ve TBB başkanımızın katılımı ile Pozantı´da, Kılıçlı Köyünde, Tarsus´ da yapılan etkinliklerde yer aldık ve katılımcı olduğumuz ADD ve Eğitim İş ile "Anavasa Değişikliğini Tartışıyoruz" Paneli etkinliğinde anayasayı anlattık.
Biz barolara Avukatlık Kanunun 110.maddesi uyarınca yüklenen görevimizi yaparak Sarıçam´da, İmamoglu´nda, Kozan´da mahallelerde, kahvehanelerde ve köylerde yılmadan anavasa değişikliğinin sakıncalarını ve neden "hayır" denilmesini anlattık.
Adana Barosu Dergisinin 11.sayısının çıkartılmasının da sevincini
sizlerle paylaşmaktan onur duymaktayım ve emeği geçen herkesi bir kez daha sizler önünde kutlarım.

Dönemimizde genç meslektaşlarımıza ayrı bir önem vermekteyiz. Bu hususta mesleğe adım atacak stajyerlerimize gelen talepler ve Staj Komisyonumuz tarafından özverili çalışması sonucu ile hazırlanan programlarda donanımlı, meslek etiğini özümsemiş, etkin ve güçlü avukatlar olabilmeleri için eğitim programları düzenlenmiştir.

Bölge baroları arasında TBB tarafından düzenlenen Kurgusal Duruşma yarışmasında Üçüncülük elde ederek bizleri temsil eden stajyerlerimizi bir kez daha tebrik eder. Adana Barosunu centilmence temsil ettiklerinden dolayı şahsım ve yönetim kurulumuz adına teşekkürlerimi sunarım.

Zorunlu müdafilik kanunlar nezdinde şüpheli ya da sanığa tanınmış bir haktır. Bu hakkın kullanımı avukatlar sayesinde gerçekleşmektedir. Ancak harcanılan mesainin karşılığında verilen ücret yetersizdir ve yapılan son düzenleme ile de bu eksiklik giderilememiştir. CMK ücretleri 2017 yılında yaklaşık ortalama % 25 oranında görece ivi oranda artmış, ancak bu yeterli değildir. Adana Barosu olarak CMK ücretlerinin asgari ücret tarifesine çıkartılması ve yol masraflarının düzenlenmesi için mücadelemiz devam etmektedir.
Vatandaşımıza sağlanan ´Adli Yardım´ hizmetinin kapsamı genişletilmiştir ve meslektaşlarımıza gelecek dosya sayısı artacaktır. 
Boşanmanın yanı sıra, nafaka, velayet, sigortalılık hizmet tespiti, işe iade, nüfus, idari yargı davalı ve AHİM müracaatlarını eklenmiş bulunmaktayız. Elden dağıttığımız broşürler ve muhtarlara gönderdiğimiz afişler ve sosyal medya aracılığı yapılan duyurular ile de vatandaşlarımıza bilgilendirme yapılmıştır. Sigorta hasar aracılık kurumlarının yasal olmadığına ve kapatılmasına yönelik savcılığa 16 ayrı şikayet yapılmış, sonuçlar almaya başladığımızı belirtmekten büyük memnuniyet duymaktayız. Girişimlerimiz sonucu bu hizmeti verdiğini iddia eden kuruluşlardan birçoğunun tabelası kaldırılmıştır ve bu konudaki mücadelemiz sonunda Adana 13. Asliye Ceza Mahkemesinde dava açılmış duruşma 26.Haziran.2017 tarihinde yapılacaktır"

"YENİ ADLİYE´NİN KASIM 2017´DE AÇILMASI PLANLANIYOR"
Adana adliyelerinin bölünmüş ve parçalanmış olmasının sıkıntılarını fade eden Av. Küçük, " Yapılan Yeni Adlivenin Kasım 2017´de bitirilerek faaliyete geçirilmesi planlanmaktadır. Adana Barosu olarak her ay periyodik olarak yerinde incelemelerle süreci takip etmekte ve meslektaşlarımızla bu bilgileri paylaşmak¬tayız. Yeni adliye binasına yakın olarak faaliyete geçirmeyi planladığımız Baro Hizmet Binamızın yer arama çalışmaları ve ilgili kurumlarla istişarelerimiz de devam etmekte olup, en kısa sürede inşasına başlanacaktır" dedi.

"BÖLGE ADLİYE VE İDARE MAHKEMELERİNİN DURUMU"

Av. Küçük devamla; "Bölge Adliye İstinaf ve Bölge İdare İstinaf Mahkemeleri, içeriğinden de anlaşıldığı üzere bölge ve iş yoğunluğuna göre kurulmaktadır. Binası bitmiş, personel alımına başlanmışken BAM´ın Adana´dan alınarak Gaziantep´e taşınmasını hala anlamamakla birlikte girişimlerimiz sonucu bir sonraki BAM´ın Adana ilimizde kurulacağını belirterek BİM´in de bir an evvel bölgemize gelmesini temenni ederiz"

"TOMAK´I KURDUK"

Adana Barosunun geleneği sosyal olaylara tepkisiz kalmamaktır.
Bu geleneği ve mirası devam ettirmek adına toplumsal olaylara müdahale komisyonunu (TOMAK) kurmuş bulunmaktayız. Adana Barosu olarak bizler, nerde bir haksızlık, hukuk dışı muamele görsek orda olabilmek için yoğun çaba sarf etmekteyiz. 102 yurttaşımızın yaşamını kaybettiği, 500´ün üzerinde yaralının olduğu Ankara Tren Garı patlaması dosyasının duruşmasına katıldık ve katılan olarak davayı takip ettik, Yarın görülecek olan Berkin Elvan dosyasının duruşmasına Adana Barosu olarak katılma talebinde bulunduk ve yarın ben, bizzat orada olacağım. Dilek Doğan dosyasına da baro olarak katılmış bulunmaktayız, ve bir kez daha keyfi uygulamalar ile polis gücünün orantısız ve hukuksuz olarak kullanılması sonucu polis kurşunu ile yaşamının baharında aramızdan söküp alınan Kemal Kurkut´u huzurlarınızda anmaktayım. Bu olayın da Adana Barosu olarak takipçisi olacağız"

"LİYAKAT İLKESİNE UYGUN HAREKET EDİLMELİ"

Av. Küçük, "Ülkemiz maalesef ki siyasi iktidarın ayrıştıran, ötekileştiren ve korku siyaseti ile biz yurttaşlarını yönetmektedir. Hak ihlallerinde ikinci sırada olan
ülkemizi bir an evvel insan haklarına saygılı ve bu hakların korunması sınırına bir getirmeleri konusunda siyasal erkleri bir kez daha uyarıyoruz."

"MESLEKTAŞIMIZ GÖZALTINA ALINDIĞINDA TBB YANIMIZDA YOKTU."

Av. Küçük, "Baromuz mensuplarından bir meslektaşımız haksız şekilde gözaltına alındığında rutin hastane kontrolüne götürülmek istendiğinde günümüz Türkiye´sine yakışmayan bir uygulamaya, kendisine ters kelepçe takılmasına itiraz ettiği için kolluk güçleri tarafından dövülerek zorla ters kelepçe takılmış ve işkenceye maruz bırakılmıştır. Bu olaya tepki göstermeyen ve desteğini hissetmediğimiz TBB´yi buradan bir kez daha kınıyoruz. Dileriz ki böyle bir hadise yeniden yaşanmasın ancak yaşandığı takdirde de en büyük destek ve tepkiyi vermesi gereken kurumun TBB olduğunun altını çizerim.
Barolar öncelikle avukatların dahil olduğu meslek kuruluşlarıdır. Yargılanan, gözaltına alınan meslektaşlarımızın hiçbir ideoloji ayrımı yapmadan yanlarında olduk, olmaya da devam edeceğiz."

"ADALETİN DAĞITILMASI BİR KAMU HİZMETİDİR"

"Ülkemizde bu hizmet, sav- savunma- karar mekanizması ile çalışmaktadır. Bu sac ayağının savunma kısmını temsil eden biz avukatları birer tehdit unsuru görmek hakkaniyetle örtüşmemektedir. Daha önce de karşı çıktığımız ve de çıkmaya devam edeceğimiz avukatlarının üzerinin aranması ve X-Ray dan geçmek sureti ile adlive binalarına giriş yaptırılmak istenmesi vargının vara almasına neden olacaktır. Bir kez daha böyle bir uygulama yapmayı düşünen yetkilileri derhal bu düşünceden vazgeçmeleri hususunda uyarıyoruz. Adaletin dağıtılması bir kamu hizmetidir."

"TERÖRÜ KINADIK, SUÇLU OLDUK."

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Avukatlık kanunu madde 76 barolara, insan haklarını savunmak ve korumak görevi ile madde 95, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak, korumak ve bu kavramlara işlerlik kazandırmak olduğunu hatırlatarak, şunları söyledi:
"13 Mart 2016 tarihinde Başkent Ankara´da yaşanan patlamayı protesto etmek için düzenlenen yürüyüş etkinliğine polisin devlet eli ile müdahalesi sonucu benim ve önceki dönem başkanımızın da yargılandığı 63 sanıklı duruşma gerçekleşmiştir. Bu olayı kınamak adına gerçekleştirdiğimiz basın açıklamasında Mehmet Akarsubaşı´na söylemleri için savcılık soruşturma başlatmıştır.
Yargı ve kolluk ile muhalif olanları susturmaya yönelik uygulamalarla izlenen baskıcı siyaseti bir an evvel bırakın"

15 yıllık tek parti iktidarında tüm kurumlar liyakat ilkesinden uzak, ayrıştırmacı politikalarla kendi görüşlerine yakın olanlar ile tüm kurumların işgal edildiğini söyleyen Av. Küçük, "Adana Barosuna mensup iki avukatımız yazılı sınavlarını, akademi sınavını yüksek başarı puanları ile geçmesine rağmen sonradan getirilen başka bir sözlü mülakat ile kendi görüşlerine yakın olmadıkları için elenmişlerdir. Yayımlanan KHK ile 70 olan hakimlik-savcılık sınav barajı ortadan kaldırılmış, basarı puanı 54´e kadar gerilemiş, baromuz mensubu 4 meslektaşımızın yanlı ve partizanca yaklaşımla hakimliğe kabulü yapılmamıştır. Bu yolla siyasal iktidar, yargıda
kadrolaşmaktadır. Bir kez daha söylüyoruz, tüm kurumlardan ellerinizi çekin ve liyakat ilkesini uygun hareket edin.
2010 referandumu ile özellikle yargının belli bir cemaate mensup üyelere göre şekillendirilmesi sonucu hain girişimden hemen sonra en geniş müdahale yargıya yapılmıştır. Ancak siyasal iktidar bundan ders alamamıştır. Ne yazık Aladag´da yaşanılan yangın bunun göstergesidir. 11 yaşında 11 çocuk 1 eğitmenin hayatını kaybettiği bu elim olayda öğrencilere tahsisi gereken devlet yurdu kapatılmış, çocuklarımız Süleymancılar cemaatine muhtaç bırakılmıştır" dedi.

"KADINA YÖNELİK ŞİDDET ARTIYOR"

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, "Siyasal iktidarın gerici, ayrıştırmacı, ötekileştirici ve bağnaz tutumları sonucu kadın erkek eşitsizliği artmış bulunmaktadır. 2002 yılından bu yana ülkemizde kadına yönelik şiddet yaklaşık olarak yüzde 1400 oranında artmış bulunmaktadır. Bunun en önemli yansıması da kadın-erkek eşitliğinin belirlendiği 145 ülke arasında Türkiye 130. sırada ver almasıdır. 2016 yılında bilinen kadın cinayetleri sayısı 328´dir. Buna 17 intihar ve intihar girişimi, 14 şüpheli ölüm ve 31 faili belirlenemeyen kadın cinayetini de ekler isek durumun vahameti iyice kendini göstermektedir. Bununla birlikte, 75 kadın tecavüze uğradı, 240 kadın seks işçiliğine zorlandı, 119 kadın tacize uğradı, 417 kız çocuğu istismar edildi, 348 kadın fiziksel şiddete uğradı" şeklinde konuştu.

"SORUN YAŞAMADIĞIMIZ TEK KITA; ANTARKTİKA"

Av. Küçük, "Siyasal iktidarın yaşadığı güç zehirlenmesi kendisini dış politikada da göstermiştir. İktidara geldiklerinde komşu ülkelerle çok ciddi sıkıntılarımız olmamasına rağmen, günümüze bakıldığında bırakın komşu ülkeleri sorun yaşamadığımız tek kıta kalmıştır, Antartika´dır.

"KARANLIK GÜÇLER BİZİ HEDEF ALDI."

Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk hakkında yaptıkları haber dolayısı ile Akit Tv aleyhinde acılan hakaret davasına Adana Barosu olarak katıldık ve bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bu duruşmanın gerçekleştiğinin ertesi günü aynı gazete şahsıma ve bazı meslektaşlarıma yönelik, haber kastını aşan ithamlarda bulunmuştur.  Şikayetimizi savcılık nezdinde gerçekleştirdiğimi de sizlerin bilgisine sunarım.
Sanat, bir ülkenin hayat damarlarından biridir. Şu anda siyasal iktidar sanata ve sanatçıya düşman gözüyle bakmaktadır, bunu sakınmadan haykırarak söylemektedir. Madımak katliamı halen kanayan bir yara iken, mevcut iktidarı eleştirdiği için kişiler açıkça hedef gösterilmeye devam edilmektedir. Bunun sonucunda ise Müjdat Gezen Sanat Merkezine yapılan saldırıyı bir kez daha kınamakta, kendisine yaptığımız geçmiş olsun ziyaretinde de belirttiğimiz üzere her daim büyük ustanın yanındayız"

"TERÖR SALDIRILARI"

Av. Küçük, içerisinde bulunduğumuz sürece de değinerek, "2013 yılı Mayıs ayında Reyhanlı patlaması ile ülkemiz, etkisinden kurtulması güç bir sürece girmiştir. Akabinde Suruç, ülkemiz Başkenti Ankara´da arka arkaya yaşanan iki patlama, Sultanahmet patlaması ile Atatürk Havalimanı saldırısı takip etmiştir. Her terör saldırısı ile iktidar mensupları kınama yayınlamış, sabrımız taştı demiş ancak ne bir sorumluluk alarak istifa, ne de bu saldırıların önüne geçmek için çalışma yapılmıştır. Keza, Gaziantep´de bir düğün çocuk canlı bomba ile kana bir kez daha bulanmış, bir kez daha canlar yanmış, bir kez daha yürekler dağlanmıştır. Yılbaşında, İstanbul Ortaköv´de bir eğlence merkezinde gerçekleştirilen silahlı eylemde yabancı turistlerin de içinde bulunduğu katliam ise farklı düşüncelere sahip kişilere yapılan başka bir hain saldırı olarak vicdanlarımıza yerleşmiştir. Kayseri´de kışla önünde patlama. Adana Valiliği otoparkında patlama. Toplumsal barış ve huzurun yeniden sağlanması amacı güdülmesi gerekirken; tek adam yönetimini oluşturmaya çalışmak akıl ve mantığa, vicdana, evrensel hukuka aykırıdır.
15 Temmuz 2016 gecesi, devletimiz içerisinde kendisine yer etmiş terörist bir grubun saldırısı ile derinden sarsıldık. Bu saldırı sonucu 241 vatandaşımız ne yazık ki hayatını kaybetti ve yüzlerce vatandaşımız yaralandı. Dileriz ki ülkemiz böyle bir felaketi yeniden yaşamasın. Bu felaketin tüm sorumluları umarız ki yargı önünde hesap verecektir. Fakat bahsetmek gerekir ki bu terör örgütünün devletin önemli organlarına kadar yükselmesi, siyasal iktidarın liyakattan uzak atamaları ile belli bir cemaate sahip olanların korunup kollanması neticesinde gerçekleştirilen atamalardır. Bir iç hesaplaşma sonucu yaşadığımız bu acının siyasal erklere yansımaması ise şaşırtıcıdır.


Genelkurmayın açıklamasına göre bu hain girişim iki gün içinde bertaraf edilmiştir. Ancak AKP bunu yeterli görmemiş ve her ne kadar OHAL koşulları tam manası ile oluşmasa da olağanüstü hal ilan ederek çok kısa sürede özellikle yargı, emniyet mensupları, Milli Eğitim´e bağlı kurumlardan çok sayıda ihraç, gözaltı ve tutuklamalar gerçekleştirmiştir. Devlet kurumlarının tümüne ve üst düzeylerine kadar yerleşen, yerleştirilen terör örgütü mensuplarının buralara nasıl geldiği açıklanamamıştır. OHAL koşullarının oluştuğu varsayılsa bile, bu durumun uzatılması ve ihraç, gözaltı ve tutuklamaların keyfiyete çevrilerek cadı avı başlatılması kabul edilebilir bir durum değildir. Keza bu uygulamalar ülkemizde, hak ve özgürlükler adına, adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi gibi daha birçok evrensel hukukun temel ilkelerini yerle bir eden, Cumhuriyetin 93 yıllık kazanımlarını geriye götüren bir uygulamadır.
"ne istediler de vermedik" "bitsin artık bu hasret" diyenlerin, Balyoz ve Ergenekon davaları sırasında "ben bu davanın savcısıyım" diyenlerin bugüne kadar yaptıkları, bu ülkede genelkurmay başkanının 3 yıl tutuklu kaldığı unutturulmak istenmekte, "Ben kandırıldım, rabbim beni afetsin" söylemleri ile siyası sorumluluk atılmak istenmektedir.
Süreç devam ederken başlatılan Fırat Kalkanı operasyonu neyse ki sona ermiştir ancak netice itibariyle ülkemiz açısından olumsuz sonuçlar doğurmuş ve 71 askerimiz şehit edilmiştir. Ne için, hangi amaç uğruna belli değildir.
Bu şartlar altında iken, fiili bir başkanlık durumu oluşturulmuştur. Cumhurbaşkanı artık fiili durum var anayasanın bu duruma uygun hale getirilmesi gerekli söylemi ile tarafsızlık ve bağlılık yemini ettiği anayasaya aykırı davrandığın, suç işlediğini itiraf etmiştir. Tüm
kurumlar tek bir çatı fiiliyatta birleştirilmiştir. Anayasalar, uluslar arası sözleşmeler ve kanunlar bireylerin kişisel çıkarlarına bakmaksızın oluşturulan kurallardır. Bu kuralların kişisel çıkarlara uydurularak yeniden düzenlenmesi bu kuralların özüne aykırıdır.

Ülkemizde olağanüstü hal ve devamındaki kanun hükmünde kararnameler otoriter ve totaliter yaklaşımları bir kez daha ortaya koydu. 16 Nisan´da oylayacağımız anayasa değişikliği ve de rejim değişikliği olağanüstü hal koşulları içerisinde tartışılmadan, toplumun tüm katmanlarının fikri unsurlarını ne yazık ki önümüzdeki günlerde görme tehlikesi yaşamaktayız. Kuvvetler ayrılığı rejiminin tamamen, tek bir adama yani cumhurbaşkanına bağlanmaya çalışıldığı bir süreçte yargı bağımsızlığının mümkün olamayacağı bir sürece doğru gidiyoruz. Anayasa Mahkemesinin ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun başkan ve üyelerinin büyük çoğunluğunun Cumhurbaşkanı tarafından atanacağı bir ortamda yargı bağımsızlığından söz etmenin mümkün olamayacağını hepimiz biliyoruz. Bu metine imza atan, kabul eden tüm vekiller tarihteki yerlerini birer kara olarak alacaktır!

Yaşadığımız süreçte yargıya gözdağı veren uygulamaları hepimiz görüyoruz. Devlet suç ve suçluyla mücadeleyi elbette ki sonuna kadar yapacaktır. Buna kimsenin bir itirazı olamaz. Ancak suçla mücadele ederken somut ve ciddi deliller ortaya konulmalıdır, denetlenebilir şeffaf hukuk devleti modeli ile ancak bunu hayata geçirebiliriz. Bu dönemde bunların hiçbirisini görememenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Biz barolar bu düşüncelerimizi Avukatlık Kanunu madde 76 ve 95´e dayanarak hukuk devletinin, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün korunması gözetilmeli ve işlerlik kazanması için her türlü platformda ortaya koyuyoruz. Bu bizim görevimizdir. Turin ilkeleri ve Havana Kuralları bu konularda avukatlara, barolara özel sorumluluk yüklüyor ve bizler de bu sorumluluklarımızı sonuna kadar yerine getirmeliyiz. Bu bağlamda neredeyse tüm mesaisini köy köy, mahalle mahalle gezerek anayasa değişikliğini anlatan birlik başkanımıza yöneltilen haksız ve ahlak dışı sataşmaların durdurulması gerektiğini bir kez daha yineliyoruz ve diyoruz ki: Biz anlatmayalım da eski futbolcular mı anlatsın ?
Çeşitli değişiklikler ile yamalı bir bohça halini alan 1982 Anayasası elbette ki değişmek zorundadır. Bu değişiklik ise, toplumun tüm kesimini kucaklayıcı olmak ve hukuk fakülteleri, barolar, hakim-savcı kuruluşlarının da görüşleri alınarak barışçıl, cumhuriyet kazanımlarını koruyan, laik, liyakat ilkesinin korunduğu bir anayasa olması gerekirken, tek adam sistemine geçiş amaçlanarak yapılan bu anayasanın kabulü mümkün değildir. Anayasalar, toplumsal uzlaşıya ve demokratik meşruiyete dayanmalıdır. Bu anlamda OHAL´de Anayasa değişikliği tartışılamaz, referandum yapılamaz !
15 yıldır tek başına iktidar olanların, toplumsal huzur ve barışı sağlaması gerekmektedir. Ancak iktidar huzur ve barışı sağlamak şöyle dursun, izlediği ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı politika, farklı din,dil, ırk ve kültürleri ile tam bir mozaik olan ülkemizde bu farklılıklara tahammül kalmayacak duruma getirmiştir.

" TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN TEK ADAMA YÖNETİMİNE TESLİM EDİLMESİNE KARŞI MÜCADELEMİZ SÜRECEKTİR"

Türkiye Cumhuriyetinin şeyhler, cemaatler, dervişler veya belli bir kesim tarafından yönetilmemesi için, liyakat ilkesinden ayrılmadan yönetilmesi için mücadelemize devam edeceğiz.
Bana YASA sana YASAK mantığında düzenlenen bu değişiklik metninin yurttaşlarımız tarafından kabulü halinde ortaya çıkacak ilk durum, yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge ve denetleme mekanizmalarının ortadan kalkarak diktatörlük rejiminin fiilen uygulanması ve akabinde ortaya çıkacak "korku imparatorluğu" olacaktır.
Kayıtsız şartsız millete ait olması gereken egemenlik, bu anayasa ile kayıtsız şartsız tek bir kişiye, adı cumhurbaşkanı olan kişiye devredilmesini bir hukukçu olarak kabul etmem mümkün değildir.
Aklı hür, vicdanı hür, Atatürk ilke ve devrimleri, laiklik, insan hakları, özgürlükler, düşünce, ifade ve basın özgürlüğü, adil yargılanma hakkı, savunma dokunulmazlığı, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, cumhuriyet ve demokrasi, yaşama hakkı adına, halk iradesine dayalı meclisi ön plana çıkartan kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sistem, hukuk devleti, devlet karşısında güçlü birey, hukukun üstünlüğü ve katılımcı demokrasi talebimiz ve beklentimizdir.
16 Nisan akşamı çıkacak "hayır" cevabı ile halkımız ve yurttaşımız bu olumsuz gidişe en güzel cevabı verecek ve dur diyecektir.
Ve güzel ülkemiz normal ve olağan günlerine dönerek çağdaşlaşma yolunda kazanımlarının üzerine ekleyerek geleceğe ilerleyecektir.
Umutlu, güneşli güzel günlere olan inancımla hepinize en kalbi duygularımı, sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum."

 

 


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

Gaziantep'te Gezilmesi Gereken Tarihi Mekanlar

30 Ağustos coşkusu Çukurova’da yaşandı

TMMOB İKK,‘Ülkede, Bölgede, Dünyada Barış’ Her Zaman Şiarımız Olacaktır"

ÇGC,‘Bağımsızlık tutkumuz hiç bitmeyecek’

Prof. Dr. Süleyman İrvan:“Basılı gazeteciliğin bittiğini ilan etmek durumundayız”

“30 AĞUSTOS; DÜŞMAN DEVLETLERE ŞAPKA ÇIKARTTIRAN BÜYÜK ZAFER”

TGF "30 Ağustos, Türk Milleti için varlık nedenidir"

ÇGC,“Hür doğup hür yaşamak çok önemli”

30 AĞUSTOS ZAFERİNİ KAZANAN BAŞKOMUTAN DEMOKRATTIR; O'NUN CUMHURİYETİNİ YIKMAK İSTEYENLERİN DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ YOKTUR

ÇYDD Türkiye Cumhuriyeti'nin 100., Büyük Taarruz'un 101. yılını Afyonkarahisar'da Kutladı

ULUSAL VE YEREL MEDYADA ZAFER BAYRAMI SERGİSİ DÜZENLENİYOR

26-30 AĞUSTOS 1922 BAŞKOMUTANLIK MEYDAN MUHAREBESİ:KUTSAL SAVAŞ

Ankara'dan Uçakla Günübirlik Ziyaret Edebileceğiniz Şehirler

KAYMAKAM ATAMALARI GERÇEKLEŞTİ

ÇYDD'DEN AFYON BULUŞMASI

Jeoloji Mühendisleri Odası'ndan deprem açıklaması

JMO’dan “17 Ağustos 1999 Depremi” Açıklaması

ÇGC’de kaynaşma yemeği

TGC: "Gazetecilik tutukluluk nedeni olmaktan çıkarılmalıdır"

ADANA BAROSU’NDAN ‘HAK İHLALİ’ İDDİASI

Enerjisa Enerji ve TEMSA’nın Oyungezer Otobüsü Deprem Bölgesinde

  • BIST 100

    9679,80%-1,37
  • DOLAR

    32,40% 0,03
  • EURO

    34,46% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2487,23% 0,18
  • Ç. ALTIN

    4085,85% 0,00
  • Salı 29.2 ° / 15.4 ° Güneşli
  • Çarşamba 30.5 ° / 16.6 ° Güneşli
  • Perşembe 31.6 ° / 17.1 ° Güneşli