TOPLUMUN İSTİKRAR ŞANTAJI İLE ZORA KOŞULMASINI ÖNLEMENİN YOLU VAR ELBETTE

TOPLUMUN İSTİKRAR ŞANTAJI İLE ZORA KOŞULMASINI ÖNLEMENİN YOLU VAR ELBETTE

1 Kasım´da ?istikrar´ ve yaşamsal güvenlik kaygısı öne çıktı büyük ölçüde ve seçmen kitlesi yönünü iktidar gücünü elinde tutan ve her koşulda birinci parti konumunda olacak AKP´ye çevirdi

AKP´nin nasıl olup da o her seçimde partilerin oy dağılımını yüzdelik noktasına kadar tahmin edebilen kamuoyu araştırma  kuruluşlarını dahi ters köşeye yatırıp´ böylesine büyük sıçrama yaptığı belki de  tam olarak anlaşılamayacak. Sürprizin kerameti nerededir, sandıklarda mıdır yoksa gerçekten yurttaşın üç beş ay içerisinde fikrini değiştirip yeniden iktidar partisine güven duymaya başlamasında mıdır, bu soru uzun süre akılları meşgul edecek.

Sonuçların ?sürpriz´ sayılacak üst oranlarını bir tarafa bırakırsak hemen herkes AKP´nin seçimleri önde bitireceğini kabul etmişti baştan. Üç parti de son haftalarda  olası bir koalisyon için kapılarını hatta gönüllerini açık tuttukları mesajları vermişlerdi. Olan sadece tek başına iktidara gelmesinin ötesinde, AKP´nin neredeyse tek başına anayasa değiştirebilecek bir çoğunluğa yaklaşan bir sandalye sayısını yakalayabilme noktasına gelebilmesidir. Eğer HDP yüzde bir ya da daha az oy oranından mahrum kalıp baraj altına itilseydi bugün  AKP başkanlık sistemini kısa sürede Anayasa´ya sokacak bir güce sahip olabilirdi.

Şunu kabul etmek gerekir ki hangi faktörleri öne çıkarmaya çalışırsanız çalışınız AKP 7 Haziran´dan sonra hatırı sayılı bir ivme yaratmayı başarmıştır. Bu ivmenin temelinde de gerçekten geçen gün bu sütunlarda ?pek tekin bir kavram olmadığına´ dikkat çektiğimiz, ancak seçmenin kendince prim verdiği anlaşılan  ?istikrar´ arayışı yatmaktadır.

Seçmen için ne demektir istikrar? Kısacası ?Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmamak?  düşüncesidir. Geriye dönüp baktığımızda da bu kaygı ilk kez böylesine sarmalamamıştır halkımızı 1950´den bu yana. En sıkıntılı ve beceriksizliklerin boy verdiği dönemlerde dahi iktidar partisine seçmen avans üstüne avans vererek destek olmuş, muhalefetin halktan ve ezilenden yana ortaya koyduğu cesur kimi projeleri görmezden gelmeyi yeğlemiştir. Örneğin Ecevit´in çalışanı ve üreticiyi, topraksız köylüyü refaha yöneltecek halk iktidarı söylemleri, varolanı da yitirmek kaygısını taşıyan halk katmanlarınca o zamanlar kabul edilir görülmemiştir.

Bir de 1982 Anayasa referandumunun sonucunu  anımsayalım: Yüzde 92 kabul oyu veren halk sadece askerin silahından korkusu ile mi Evren ve darbeci kadroya böyle bir rağbet göstermiştir ? O zaman daha da çarpıcı bir kaygı vardı halkta? Anarşinin, terörün korkusu ile 12 Eylül rejiminin getirdiği ?istikrar´ ortamı sayesinde  can korkusundan uzakta yaşamanın tercihini yapıyordu. 

Evet, bugün için de ?istikrar´ ve yaşamsal güvenlik kaygısı öne çıktı büyük ölçüde ve seçmen kitlesi yönünü iktidar gücünü elinde tutan ve her koşulda birinci parti konumunda olacak AKP´ye çevirdi.

Denilebiir ki 7 Haziran´dan sonra artan terör olaylarının bu hale gelmesinde AKP´nin kimi büyük yanlışlar yapmasının da rolü bulunmaktadır. Bu elbette doğrudur ancak PKK´nın gecikmeli de olsa eziliyor ve yok ediliyor noktasına getiriliyor olması, o soyut ?istikrar´ kavramının geleceğe yönelik umutlarını da harekete geçirmiştir. AKP´nin birden Çözüm Süreci´nden cayarak silahlı terör örgütüne karşı harekete geçiyor görünmesi bir seçim taktiği olarak açıkça sırıtsa da halk olayın bu yönünü önemsememiş, seçim sonuçlarına dikkatle bakılırsa sadece sonuç bölümünü dikkate almıştır.

Kabul etmek zorundayız ki o pek de tekin olmayan ?istikrar´ kavramının bir siyasal silah olarak  bu denli rahat kullanılması,  sonuç vermesinin sağlanması  elbette kaygı vericidir. Zira bu durum halkımızın ne denli güvensiz bir ortamda yaşamakta olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Kendi geleceğini teslim ettiği siyasal iktidarlarla büyük ölçüde böylesine  ?şantaj´ ilişkisi içerisine giriyor olması, ?Ya oy verirsin ya da?? tehdidine boyun eğerek belirsizliklerle dolu bir düzene rıza göstermesi ne demokrası ile, ne siyasal ahlakla ne de hukuk düzeni ile bağdaşır.

Ama bu alışverişin tek sorumlusu  iktidar partisi değildir. Halkın karşısına ciddi ve güvenilir bir seçenek olarak çıkamayan diğer siyasal partiler de sorumludur. Özellikle de halkın % 25 oy desteği ile ayakta tuttuğu Cumhuriyet Halk Partisi kendisine düşen tarihsel görevleri yerine getiremediği için sorumluluğun büyük bölümünü üstlenmelidir.

Deyim yerinde ise ?savaşta barışta, karda kışta, yoklukta ve varlıkta´ halkın birkaç puan altta ya da üstte,  önemli ve değişmez oyunu alarak varlığını sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi´nin ?yeni´ tanımını sırtlayarak yollara düşen yöneticileri son birkaç seçimde yaptıkları hataları fazlası ile 1 Kasım´da da yinelemişlerdir. Başta Altıok olmak üzere, dokularından silinip atılamayacak Atatürk Cumhuriyeti kazanımlarının sorumluluğunu görmezden gelmişler, partiyi  AKP ile aynı minderde güreşen bir kimliksiz yapıya yöneltmeye kalkışmışlar, daha da ileri gidip ulusalcı ilkeleri bir kenara iterek PKK´nın siyasal uzantıları ile kolkola girercesine ilişkiler kurmuşlardır.

Ayrıca  Türkiye´yi bir şeriat devletine dönüştürmeye girişen iktidar partisinin önüne ?laiklik´ duvarını çekmekten adeta korkmuşlardır. Nedeni ise CHP´nin geçmişteki oy kaybını ve seçim kazanamamasını bu ilkelere ve duruşlara bağlama gafletine düşmeleridir. Ama artık açıkça anlaşılmaktadır ki CHP´nin kendi ilkelerinden ödün veriyor oluşu da sandıklarda ekstra  oya dönüşmemektedir.

Aksine bu durum CHP´yi tüm toplum katmanları nezdindeki tarihsel saygınlığından da yoksun bırakmaktadır. Saygınlığı olmayan bir siyasal hareketin seçenek olması ve daha istikrarlı bir ulusal düzen kurmaya aday olarak görülmesi de olanak dışıdır. Eğer daha önce de vurguladığımız gibi AKP ve benzeri hareketler karşısında ?ağırlıklı ve saygın bir güç? yaratılamaz ise bugünkü bozuk ve tehlikeli gidiş sürüp gidecektir.

Ülkemizde ?istikrar?lı toplum düzeni  gerçekten olumlu anlamda kurulacaksa bunun yolu, ilkeli ve siyasal ahlak sahibi, ulusal çıkarları her türlü siyasal entrikaların üstünde gören kadroların iktidara gelmesinden geçer. Halkımızın düne kadar büyük umutlar bağladığı Cumhuriyet Halk Partisinin var olan gücünü bu yoldan ortaya koymaması için bir neden yoktur.  Yeter ki 1 Kasım seçimlerinin sonucundan yeterince ders alınsın!


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    9645,02%-0,50
  • DOLAR

    32,56% 0,14
  • EURO

    34,81% 0,49
  • GRAM ALTIN

    2417,74% -0,61
  • Ç. ALTIN

    4073,33% 0,00
  • Çarşamba 35.2 ° / 19.1 ° Güneşli
  • Perşembe 35.8 ° / 20.3 ° false
  • Cuma 30.8 ° / 18.5 ° false