Adana Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Nevzat Elçi, TBB Delegesi Av. Mustafa Çinkılıç, önceki dönem Baro Başkanı Av. Aziz Erbek ve çok sayıda avukatın da katıldığı açık hava toplantısında Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, 16 Nisan´da yapılacak referandumun ülkemizin nasıl yönetileceğinden ziyade Türkiye Cumhuriyeti´nde tüm yetkilerin tek kişiye teslim edilip edilmeyeceğinin kararının oylanacağını söyleyerek "Bu kadar yaşamsal bir gün için Adana Barosu, Türk Hukuk Sistemini, hukuk devletini, adaleti, demokrasiyi, Türkiye Cumhuriyeti´nin bekasını ve halkımızın kaderini etkileyecek her konuda olduğu gibi, Anayasa değişikliği konusunda da üzerine düşen öncülük görevini yerine getirmiş ve tarihten gelen misyonun gereğini yapmaya de devam edecektir" diye konuştu.
Yeni öngörülen Anayasa değişikliği kabul edilirse tek bir adam HSYK ve Anayasa üyelerinin büyük çoğunluğunu belirleyecek bir yapıya sahip olacağını ifade eden Av. Küçük, " Anayasa değişikliği hayata geçerse, HSYK üyeliği "tek adam" konumuna gelen Cumhurbaşkanı´nın etkili olacağı bir sistem oluşacak. Çünkü, 13 üyeden 4´ünü Cumhurbaşkanı atayacak. Adalet Bakanı ve Müsteşarı da doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atandığı için, HSYK´deki gücü 6´ya ulaşacak. Değişiklikle Anayasa Mahkemesi üyelerinin 15´inden 12´sini atama yetkisi de cumhurbaşkanına veriliyor. Şimdi Gazi Mustafa Kemal Atatürk´e verilmeyen bir yetkiyi bir kişiye verecek miyiz? Tek adam sistemi demokrasi ile uyuşmaz. Referandumda vereceğiniz kararın ülkemiz ve ulusumuz için Hayır´lı olmasını diliyoruz" dedi.
AV. KÜÇÜK: "BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ÜLKEMİZİN HAYRINA DEĞİLDİR"
Adana Barosu, Eğitim İş Adana 2 Nolu Şubesi ve Adana Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezi´nde düzenlenen "Anayasa Değişikliğini Tartışıyoruz" panelinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Anayasa Hukukçusu Avukat Prof. Dr. Süheyl Batum, Psikiyatrist-Yazar Dr. Semih Dikkatli ve Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Emre Altınışık konuşma yaptı.
Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük de geniş katılımlı panelde görüş, düşünce ve önerilerini katılımcılarla paylaştı.
Referandumda Anayasa değişikliğinin neleri öngördüğü ve neden "HAYIR" denilmesi gerektiği ile ilgili olarak görüşlerini ifade eden Av. Veli Küçük, "Anayasa değişikliği referandumun 16 Nisan 2017 Pazar günü yapılacak. Adanalılara ve tüm kesimlere bu değişikliğin neleri öngördüğünü anlatmak üzere böyle bir çalışma planladık, halkın bu konuda detaylı bilgilerle aydınlatılması ve sandık başında bilinçli iradeyle tercihini yapması için sorumluluk aldık. Çünkü bu Anayasa değişikliği ülkemizin hayrına değildir."dedi.
Av. Küçük, OHAL ve KHK´lar Türkiye´sinde böylesine önemli sistem hatta rejim değişikliği ölçüsündeki Anayasa değişikliğine karşı olduklarını aktardı. Av. Küçük, "Barolar bu durumda Anayasa değişikliği referandumuna gidilemeyeceğini yüksek sesle haykırıyoruz. Barolar, Anayasa değişikliğinin ne getireceğini, ne götüreceğini halka anlatmak zorundadır.
Ülkemiz anayasa değişikliği adı altında Hükümdar yetkilerine sahip, ama adı Cumhurbaşkanı olan, bütün erkleri elinde bulunduran tek kişinin iktidarına sürüklenmektedir. Bu, süslenmiş anayasa paketi adı altında halkımızın oyuna sunulmaktadır. Barolar dahil hiçbir anayasal kurumun ve ´halkımızın görüşü´ alınmaksızın yapılmak istenen anayasa değişikliği halkımızın bir talebi olarak ortaya çıkmamıştır. Anayasalar toplumsal uzlaşma ve mutabakat metinleridir. Oysa bu Anayasa değişikliği, henüz teklif aşamasında bile toplumu birleştirmek yerine ayrıştırıp bölmeye başlamıştır. Yetkisini anayasadan alan ve görevi insan haklarını savunmak olan Barolar olarak görmekteyiz ki, bu anayasa değişiklik paketi halkımızın hiçbir temel sorununa çözüm getirmediği gibi, kuvvetler birliği sistemi getirmekle parlamenter demokrasimizi ortadan kaldırmaktadır.
Ülkemizdeki toplumsal ayrışma ve kutuplaşma, bunun daha üst düzeyde yaşanmasını isteyen siyasal iktidar mensuplarının söylemleri, aynı zamanda değişikliğin kuvvetler ayrılığına dayalı, denge, denetleme ve kontrol mekanizmalarını öngören parlamenter sistemi, ana unsur olarak TBMM iradesini adı Cumhurbaşkanı olacak tek bir kişiye bırakması katılımcı demokrasi ve çağdaş yönetim modeline uymayacağından "HAYIR" diyoruz."
