Adana Baro Başkanı Veli Küçük,? Adana´da 10 Şubat 2013 tarihinde yaptığımız ?Savunma Susmayacak? Mitingi ve Yürüyüşü ruhuyla hareket etmeye, savunmayı, hukuk devletini, üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, evrensel ilkelere dayalı hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunmaya, Cumhuriyetimizin kazanımlarına ve Atatürk İlkelerine sahip çıkmaya azimli ve kararlıyız? dediği açıklamasında şu görüşlere yer verdi

?06.04.2017 Perşembe günü İstanbul  Çağlayan Adliyesinde günlerden beri tutuklu olan avukatlar Akın Atalay, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör´ün tutukluluğuna itiraz için sessiz bir şekilde adalet nöbeti tutmakta olan meslektaşlarımıza çevik kuvvet polisi tarafından, hukuksuz bir şekilde , hakaret, küfür, tekme-tokat, copla yapılan bu insanlık dışı bir müdahaleyi  kınıyoruz.

Yapılan bu hukuksuz ve orantısız müdahele sonucu  İstanbul Barosu avukatlarından Av. Erkan Ünüvar´ın bacağı kırılmış, Av. Gökmen Yeşil´in burnu kırılmış, yaralı avukatlar da dahil  olmak üzere 8 meslektaşımız gözaltına alınmıştır.

Fiili ve hukuki koşulları bulunmayan OHAL ve KHK?lar sürecinde, yurttaşın savunma hakkı fiilen yok edildiği gibi, avukatların görevini yapması da her türlü hukuk dışı yöntemlerle engellenmektedir. OHAL fırsat bilinerek birçok şehirde ve birçok avukat haksız şekilde gözaltına alınmakta, işkenceye maruz kalmakta ve aylarca haksız olarak tutuklanmaktadır. Avukatların Birleşmiş Milletler Havana Kuralları, Turin  İlkeleri , Anayasa, AİHS ve Avukatlık Kanunu 58. maddesindeki güvenceleri ihlal edilerek gözaltına alınmaları, evlerinin ve bürolarının kolluk güçlerince  aranması, aylarca keyfi tutukluluğa maruz kalmaları ne yazık ki sıradan olaylar haline gelmiştir.

 Çağlayan Adliyesinde uzun süredir kapı girişlerinde avukatlar çantalarını X-Ray cihazına koymaya zorlanmakta, Adliye önünde ve içinde avukatların yapmak istedikleri basın açıklamaları polis müdahaleleriyle engellenmektedir.

Adliyeler, her şeyden önce yargıç, savcı ve avukatların görev alanlarıdır. Kolluğun hiçbir koşulda, avukatlara fiziki olarak müdahale etme yetkisi yoktur. Bu hukuksuz uygulamalarda polise talimatı veren eğer başsavcı ise, o da suç işlemiştir. Böyle bir durumda HSYK, yasa dışı talimat veren Başsavcı hakkında da soruşturma başlatmalı ve hatta görevden almalıdır. Talimatı veren başsavcı değilse bu durumda da Başsavcılık, hemen bu saldırının sorumlusu polisler hakkında soruşturma başlatmalıdır. İstanbul Emniyet Müdürlüğünün de, saldırıya karışan polisleri açığa alarak haklarında soruşturma başlatması  hukuk devleti ilkesinin gereğidir.

Bütün bu baskılar, siyasi iktidarın ve yürütme gücünün yargıyı fiilen yuttuğunun,  yargıyı tamamen etkisi altına aldığının, bununla yetinmeyerek savunma hakkını temsil eden avukatların da, bu  saldırılarla korkutularak görevini yapamaz hale getirilmek istenmesinin resmidir.

12 eylül karanlığında, OHAL´li 90´lı yıllarda ve her türlü baskı koşullarında dahi insanlık değerlerini, insan hak ve özgürlüklerini olduğu gibi, savunma mesleğinin onurunu da tavizsiz savunma geleneği olan avukatlar, bugünün OHAL saldırıları karşısında da yılmayacaklar.

Adana´da 10 Şubat 2013 tarihinde yaptığımız ?Savunma Susmayacak? Mitingi ve Yürüyüşü ruhuyla hareket etmeye, savunmayı, hukuk devletini, üstünlerin hukuku yerine hukukun üstünlüğünü, demokrasiyi, evrensel ilkelere dayalı hak ve özgürlükleri sonuna kadar savunmaya, Cumhuriyetimizin kazanımlarına ve Atatürk İlkelerine sahip çıkmaya azimli ve kararlıyız. Kamuoyuna saygıyla sunarım.´´