Önümüzdeki aylar boyunca çokça tartışılacak bu konuya kimi can alıcı noktalardan girmek gerekiyor bugün için. Paket´in ?Yargı Erki? üzerindeki etkileri daha uzun erimli bir konu. Gerçi hem Anayasa Mahkemesi´nin hem de HSYK´nın yapısını değiştirip dönüştürecek şablon hazırlıklarının tamamlandığı konusunda haberler yansıdı basına ama bu dahi sonuçlarının belirmesi açısından henüz alacakaranlıkta bekletilen bir sorun. Onun için ?Evet´lerin hemen yaratacağı etkilere bakmak yerinde olur.
Birincisi şu: Böylesine bir kesin ?zafer? Recep T. Erdoğan´ın daha bir güvenle atağa kalkmasına yol açacak gibi. Referandum sonucunu kendisine verilen bir açık çek gibi göreceği muhakkak. Zaten yüksek yargı´nın ve ?Anadolu hakimlerinin´ tümüne söz geçirememesine rağmen, siyasal iktidarını her şeye kadir gibi görme refleksleri ile hareket etmekte iken, şimdi o çok yakındığı ?vesayet´ mekanizmaları ortadan kalktığına göre tutun tutabilirseniz kendisini artık. Ne yasama üzerinde anayasa denetimi, ne de yürütme üzerinde idari yargı prangası kalacak ortada. 23 Nisan´daki ?Çocuk Başbakan´a dediği gibi, astığı astık kestiği kestik bir konuma erişiverecek? Hem Anayasa Mahkemesi´nin hem de HSYK´nın üyeleri üzerinde siyasal etkilemeler olasılığı güvenceye alındığına göre, önümüzdeki günlerde sumen altındaki birçok icraatın başlatılmasını bekleyebiliriz artık.
?Sandık Zaferi? Recep T. Erdoğan´ın dışarıdaki prestijini de bir hayli artırdı. Bu da önemli sonuçlara yol açacak bir kısa erimli gelişme. Türk dış politikasında ülkenin geleceğini sarsacak nasıl adımlar atılabilir bundan sonra kimbilir? Batı´nın emperyal senaryolarında rol oynayacak ne gibi derin stratejik maceralara girilecektir ele geçirilen yeni güç gösterisi sonunda? AB´den Amerika´dan gelen kutlamaları, cesaretlendirici övgüleri ve tebrikleri hep işitiyoruz da İsrail gazetesinde yayınlanan şu abartılı sözlere insanın kendisini kaptırmaması olası mı?
Haaretz gazetesi diyor ki:
?Bu, Başbakan Tayyip Erdoğan´ın ulusal seçimlerdeki dördüncü zaferi. İsrail´de sevilmeyen adam olsa da, Erdoğan Türkiye´de kalıcı bir kazanan durumunda. Geçtiğimiz gün yapılan referandum da Erdoğan´ın İslam kökenli partisi için bir zafer oldu.
Sonuçlar Erdoğan´ın ordu ve yargı sistemi üzerinde kontrolünü artıracağı gibi, benimsediği ideoloji için de bir zafer oldu. Artık sivil mahkemelerde yargılanacak olan ordunun bir başka darbe planlaması ve Yargıtay´ın geçmişte olduğu gibi parti kapatması zor bir ihtimal.
Erdoğan artık halinden memnun bir şekilde önüne ve arkasına bakabilir. Ülkesini uluslararası toplumda daha zengin, daha istikrarlı ve güçlü kıldı. Erdoğan´ın dün alınan sonuçların ardından 2011 seçimlerinden de galip çıkması, onu Mustafa Kemal Atatürk´ün ardından en uzun görev yapan ve en nüfuzlu lider haline getirecek. Geçtiğimiz gün kabul edilen reformlar 80 yıllık laik ideolojiyi tersine çevirebilir, yerine Erdoğancılık adı verilen yeni politik inancı getirebilir.?
Bu övgü için ?sözün bittiği yer? denilebilir. Zira adeta Erdoğan´ın ve temsil ettiği hareketin zihnini okumaktadır makalenin yazarı. Tüm düşlerini ve hedeflerini özetlemekte, bir bakımdan Türkiye´nin başına gelecekleri de fal bakar gibi okumaktadır. Tam da Türkiye´nin ?eksen değiştiren? hamleler sonucu başının derde girmesini davet edici sinyaller içermektedir. Ayrıca şu gün için uzun analizlere gerek de bırakmıyor gibi.
İşin özü de şu zaten: Türkiye Cumhuriyeti´nin uzun yıllar boyunca oluşturulmasına emek harcanmış, büyük ölçüde de hedefine ulaştırılmış ?çağdaş, laik, yargı denetimini öne çıkaran, onurla kendi ayaklarının üzerinde durmasını bilen, istikrarlı devlet geleneklerinin´ yerine, ?80 yıllık laik ideolojiyi tersine çevirebilen, yerine Erdoğancılık adı verilen yeni politik inancı getirebilen´ yeni bir sistem? Haaretz´in makalesinin başlığındaki ?Referandum zaferiyle Erdoğan Atatürk´ten sonra en büyük ikinci lider oldu? sözleri ile şişirilmiş böylesine bir hayalin ne getirip ne götüreceği belli değil mi? Kısa erimli olumsuzlukları ve bunalımları davet edecek de bu tablo. Bunları yaşamak için çok beklemeye gerek kalmayacak gibi?
