Şiddetin ekonomik ve sosyolojik baskılarının yanı sıra, hasta ve hasta yakınlarına ilişkin faktörlerin, sistemle ilgili sorunların çözülemeyişi ve medya gibi unsurların etkilerinin olabileceğine dikkat çeken Taşkın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

?Ekonomik olarak sıkıntı da olan insanların sadece aile içinde değil, yaşadığı çevreye karşı da hoşgörüsüz ve saygısız davranabileceği, yaş, cinsiyet, ekonomik ve kültürel olarak yaşanan çevreye uyum sağlayamayan insanların olumsuz davranışlar sergileyebileceği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Sağlık sisteminin, sağlık çalışanları üzerindeki olumsuz etkilerinin çözülemeyişi de şiddeti tetikleyebilir. Özellikle televizyon dizilerinin şiddeti özendirdiği bilimsel olarak ortadadır. Televizyon dizilerinde silahın, yaralamanın, öldürmenin ve sakat bırakmanın reklamı yapılıyor. Bu tür filmler birbiriyle adeta yarış ediyor. İnsanları şiddete özendirmenin iyi tarafı yok. Bir toplum için yapılabilecek en büyük kötülük saygıyı, hoşgörüyü ve dayanışmayı ortadan kaldırmaktır.

Şiddeti özendirmenin önüne geçecek önlemleri almak devletin görevidir. 3984 Sayılı Radyo ve Televizyon Yayınları Hakkındaki Kanunun 4/g maddesine göre şiddet içeren yayınlar hakkında gereği yapılmalıdır. Şiddeti öven ve teşvik edenyayınlar büyük küçük tüm insanları olumsuz etkiliyor.

Görevlerini özverili bir şekilde yerine getiren, ağır iş yükü, ekonomik, sosyal ve kültürel olarak çeşitli zorlukları göğüslemeye çalışan sağlık çalışanları tükenmişlik sendromu yaşıyor. Korku ve endişe sağlık çalışanlarının psikolojisini olumsuz etkiliyor. Sağlık sisteminin temelindeki olumsuzluklar bir an önce giderilmelidir. Huysuz, anlayışsız, geçimsiz, merhamet duygusundan yoksun, bencil,  hak, hukuk, adalet, örf, adet, gelenek ve göreneklerden soyutlanmış insanlar şiddete başvurmakta çekinmiyor ve her yerde huzursuzluk çıkarabiliyorlar.