PKK´YI GERÇEKTEN YENDİK Mİ DERSİNİZ?

PKK´YI GERÇEKTEN YENDİK Mİ DERSİNİZ?

Yakılmış, yıkılmış kentlerimiz; bombalı tuzaklar yüzünden evinden yurdundan edilmiş yurttaşlarımız; onca şehidimiz, öksüz yetim kalmış yavrularımız, tehlikelerden ve tehditlerden korunamayan ülkemiz, çepeçevre düşmanlıklarla kuşatılmış Türkiye´miz ve içte

24. Muhtarlar Toplantısı´nda konuşanRecep Tayyip Erdoğan, çözüm sürecinde ateşkes döneminin sona ermesiyle birlikte, ilan edilen özerklik ve hendek siyasetiyle ilgili açıklamalarda bulunurken, ?Terörde çok kayıplar verdik. Önce demokratik açılım dedik olmadı, milli birlik ve kardeşlik dedik olmadı, en sonunda çözüm süreci dedik yine istismar edildi. Artık bunların hepsini buzdolabına kaldırdık. Şimdi operasyonlar dönemi,? dedi ve ekledi:

 ?Çukur siyasetiyle netice alacağını sananlar hüsrana uğramışlardır. Tüm güvenlik güçlerimiz fedakârca mücadeleyle terör örgütünü bir kez daha evelallah yenmiştir. Şimdi artık iflastalar, çöktüler, bittik, battık diyorlar. Nereye kaçacağız diyorlar, telsiz dinlemeleri bunlar.?

Yüksek tirajlı  gazetelere manşet olan bu sözler, gerçek tablonun dar bir kesitine iyimser bir biçimde bakan,  büyük  ölçüde de kamuoyunu yüreklendirme amacını taşıyan bir yaklaşımın anlatımı olarak görülebilir ancak.

Gerçek tablonun tümüne  bakarsak görürüz ki ?Açılım, milli birlik ve kardeşlik,? sonrasında da ?çözüm? adı takılarak bugünlere kadar sürdürülen açılımlarla başlamıştır yanlışlık. Anlaşılan halen de bu yaklaşımdan tümüyle vazgeçilmediği, Erdoğan´ın ?Artık bunların hepsini buzdolabına kaldırdık,? sözleriyle de ortaya çıkmaktadır. Yanlışlık, 1984´te alevlenen PKK terörünü, ezilmiş bir halkın demokratik haklar ve özgürlükler talebi olarak ortaya çıkan etnik ayrımcılık hareketinin  doğal bir sonucu gibi kabul etme anlayışında aranmalıdır herşeyden önce.

Avrupa Birliğine katılım sürecinin önkoşulları arasında yer alan ve değişik etnik kesimlere her türlü kültürel ve kimlik haklarının tanınması yanılsaması ile hızlandırılan bir projedir söz konusu olan. PKK´nın sönmek üzere olan eylemleri, ki bu Erdoğan´ın . ?Tüm güvenlik güçlerimiz fedakârca mücadeleyle terör örgütünü bir kez daha evelallah yenmiştir? tümcesinin satır aralarında gözlenen geçmişteki başarının sağladığı bir ortamdır ? AB dayatmaları sonucu AKP iktidarının ilk günlerinden itibaren yeniden ağır biçimde başlatılmıştır. Arada ne denli ödünler verilse, kültürel hakların ötesinde neredeyse ağızlarla kuş tutulup, terrorist unsurlar sınırlarımızda törenlerle karşılansa, İmralı hükümlüsünün bildirimleri Diyarbakır meydanlarında çınlatılsa; hatta Apo´nun ?On Emir? niteliğindeki barış ya da Türkiye´nin ?teslim koşulları´ Başbakanlık Dolmabahçe ofisinde resmen tebellüğ edilse de sözünü ettiğimiz yanlışı kimse anlamaya yanaşmamıştır. Zira bu süreçle senkronize giden silahlı saldırı hazırlıkları,  ateşkes sağlandığı sanılan dönemlerde de  giderek derinlik kazanmıştır, ne kadar ödün verilirse verilsin inisiyatifi hep terör örgütü elinde tutmuştur. Aksine yanlışlık daha da ileri götürülerek Oslo görüşmelerinin gizli kapaklı ?al-ver-al? uzlaşmalarında, terrorist unsurların fiili özerklik düzenine geçilmiş olan illerimizde her türlü silahlanmayı, mevzilenmeyi, lojistik destek kanallarını sağlama alıp bunları işler hale koymayı görmezden gelme basiretsizliği de gösterilmiştir.

Yanlışların en büyüğü de bu denli büyük bir kalkışma ve saldırı tehdidine ragmen Türk Silahlı Kuvvetleri´nin  neredeyse tümüyle devre dışına itilip asayiş işlerinde, yetkilerin koordinesiz biçimde yerel yönetimlere, valilere bırakılması ile ortaya çıkmıştır. Söz konusu coğrafyada istihbarat ve uygulama, önlem alma faaliyetleri sekteye uğramıiş, alan hakimiyeti  PKK´ya adeta göz göre göre terk edilmiştir. Bu itiraf da AKP iktidarının yetkililerince açıkça yapılmıştır.

Burada gözden kaçırılan çok önemli bir durum daha vardır: Karşımızda sadece ?özgürlük savaşçısı gibi algılatılıp yerine göre pazarlıklarla, verilen ödünlerle teskin edilemeye çalışılan? PKK yoktur!  Örgütün kendi yapılanmasının; Kandil´de, İmralı´da ya da siyaset arenasındaki destekçilerinin ötesinde Türkiye´nin bölünmesini ve ulusal devlet karakterini yok etmeyi isteyen bir sürü dış güçler, sözde müttefikler, çepeçevre komşular vardır. Gerçekte Türkiye bir iç saldırı karşısında değildir sadece. Türkiye, son zamanlarda dış politikasındaki ölümcül yanlışları sonucu sayısını daha da artırdığı birçok gizli/açık düşman ülkeyle de savaşmaktadır. PKK´yı ve işbirliği içindeki diğer terör örgütlerini kim beslemektedir? Bunca patlayıcı, silah, mühimmat, araç gereç, keskin nişancı hatta eleman nereden sağlanmıştır?

Şu sıralar yanılsama şöyle gelişiyor: Birçok duyarlı bölgede, askerin de gecikmeli ve de kısıtlı inisiyatifle de olsa devreye sokulması ile başarı sağlanmış gibi görünüyor. Şehit sayımızın misli misli üstünde binlerce terrorist unsurun etkisiz kılındığı söyleniyor. Bazı merkezlerde ?temizlik harekatının tamamlandığı? iddia ediliyor. Ama bunlara karşın sınırlarımızın  kapsadığı her alanda, Güneydoğu dışında da olmak üzere, ?hakimiyetin sağlandığı? kabul edilemiyor. Yer yer bombalı saldırılarla güvenlik güçlerimize şehitler verdiriliyor.  Özellikle Güney sınırımız boyunca ülke güvenliğinin sağlandığını söyleyebilmek olası değil. Suriye´den gelen saldırılar, PKK uzantısı etnik yapıların kurduklarını ilan ettikleri ?kanton´lar tehditlerini sürdürüyor. Durum böyle iken PKK saldırılarını nisbi olarak  geriletiyor olmak tam başarı sağlamak anlamını hiç taşımıyor. Böylece ?terörü yine yendik? yaklaşımı havada kalmaya mahkum görünüyor.

Yakılmış, yıkılmış kentlerimiz; bombalı tuzaklar yüzünden evinden yurdundan edilmiş yurttaşlarımız; onca şehidimiz, öksüz yetim kalmış yavrularımız, tehlikelerden ve tehditlerden korunamayan ülkemiz, çepeçevre düşmanlıklarla kuşatılmış Türkiye´miz ve içten vurulan sahipsiz ulusumuz? Sonuçta gerçek tablo bu? PKK bir gün bünyemizden sökülüp atılsa da yengi ? gerçek zafer böyle bir tablonun  neresinde yer bulabilecek? Ulusal varlığımızı ve benliğimizi yeniden ön plana çıkarıp bu tabloyu tersine çevirecek adımları atmadan bu cehennemden kurtulabilir miyiz? Öncelikle bu soruları akıllarda tutmak gerekmez mi?

 

                                                                                                                            


Haber Kaynak : ÖZEL HABER

2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    8718,11%-1,25
  • DOLAR

    32,33% 0,16
  • EURO

    35,17% -0,02
  • GRAM ALTIN

    2243,92% 0,03
  • Ç. ALTIN

    3950,05% 0,00
  • Salı 15.1 ° / 9.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 19.1 ° / 9.6 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 16.4 ° / 10 ° Orta kuvvetli yağmurlu