Av. Küçük, siyasi iktidarın demokrasinin standartlarını yükseltmek, düşüncenin ifade edilmesi, örgütlenme , basın özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırması gerekirken, temel hak ve özgürlüklerin kullanımını daraltan, demokratik parlamenter rejimden totaliter rejimlere özgü, Türk usulü partiliCumhurbaşkanı sistemiyle birlikte baskıcı ve sansürcü bir anlayışın tüm uygulamalarının görüldüğünü ifade etti.
Av. Küçük, ?Ülkemizde basın (medya)- siyasi iktidar ilişkileri ne yazık ki , yandaş olup olmamaya, siyasi iktidarı yüceltip yüceltmemeye, gazetecilik dışında faaliyet yürüten medya patronlarının kredi alıp alamamalarına indirgenmiştir? dedi.
?BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE 180 ÜLKE ARASINDA 155. SIRADAYIZ.?
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Örgütünün 2017 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksinin açıkladığını; bu endekse göre Türkiye´nin 4 sıra gerileyerek 180 ülke arasında 155. sırada yer aldığını vurguladı.
Av. Küçük, endeksin analiziyle ilgili yaptığı değerlendirmede ortaya çıkan bu tablonun ?tek adam? anlayışının yükseldiği ve medyaya saldırıların sıradanlaştığı bir dünyanın yansıması olduğunu söyledi.
Ülkemizde 159 gazeteci ve medya çalışanın cezaevinde olduğunu, bu gazetecilerin birçoğunun iddianamesinin bile hazırlanmadığını ?Özellikle demokrasilerde özgürlüklerin baskı altına alındığı bir hakikat ötesi ve propaganda çağına geldik? dendiğini belirten Av. Küçük, ? Yurttaşın haber alma hakkı, bilgilendirilme hakkı, demokrasinin işletilmesinde dördüncü kuvvet olması gereken basının (medya) görevini ne kadar yerine getirebildiği de ayrı bir tartışma konusudur.
Siyasi iktidarın uygulamalarıyla görevini yerine getiremez hale gelen, düşünce ve duruşları nedeniyle kapı önüne konan, gazetecilik faaliyetlerinden dolayı yargılanan, tutuklanan, mahkum olan , can güvenliğinden ekonomik güvenceye, sendikaya kadar yüzlerce sorunu olan basın emekçilerinin ülkemizde kalmayan demokrasi, örgütlenme ve ifade özgürlüğünün de olmadığı koşullarda kutlamanın da nutuk atmanın da önemi kalmamıştır."
Av. Küçük, sözlerini şöyle tamamladı:
?Kamuoyuna haber ve bilgi akışını zamanında ve tarafsız bir biçimde yansıtmak, toplumsal sorunlara ayna tutmak, kısık seslerin sesini kitlelere duyurmak için gece gündüz demeden, zaman zaman çok zor şartlar altında çalışan gazetecilerimiz dünyanın en önemli mesleklerinden birini icra etmektedirler. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü günlerini kutluyorum?
?ÜLKEMİZİN KARANLIK GÜNLERİNDE YİTİRDİĞİMİZ ÜSTATLARIMIZ YOLUMUZU AYDINLATIYOR?
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, ?Maraş katliamının? müdahil avukatlarından dönemin CHP Adana il başkanı Av. Ahmet Albay, Av. Ceyhun Can ve Av. Halil Sıtkı Güllüoğlu´nu rahmet ve saygıyla andı.
Baro Başkanı Av. Küçük konuya ilişkin yazılı açıklamada bulundu.
Olayların tarihsel süreciyle ilgili açıklamalarda bulunan Av. Küçük, ?Ülkemizin geçmişinde karanlıkta kalmış bir gerici-faşist kalkışmanın adı ´´MARAŞ KATLİAMI´´ . 19- 26 Aralık 1978 tarihleri arasında Kahramanmaraş´ta yaşayan alevilere karşı evlerinin kapıları işaretlenerek yedi gün süren saldırılarda toplam 150 insanımız ölmüş, 176 yurttaşımız da yaralanmış 200 den fazla ev tahrip edilmiş ve 100 den fazla işyeri talan edilmiştir.
Gerici - faşist odaklarca gerçekleştirilen bu katliamdan sorumlu 804 kişi daha sonra yargılanmış, ancak 1991 yılında son sanık da dahil olmak üzere tüm sanıklar serbest kalmıştır.
Malesefbu sanıklardan bazıları daha sonra milletvekili dahi oldular. Oysa bu davada anlatılması gereken başka bir öykü daha var aslında? dedi.
DAVANIN ÜÇ AVUKATI ÖLDÜRÜLDÜ
Adana Baro Başkanı Av. Küçük, Adana adliyesinde görülmekte olan Maraş Katliamı davasına giren üç avukattan biriydi, Av. Ahmet Albay. Maraş katliamının müdahil avukatları Av. Ceyhun Can 10 Eylül 1979´da, Av. Halil Sıtkı Güllüoğlu 3 Şubat 1980 ve Av. Ahmet Albay 3 Mayıs 1980´de gerici güçler tarafından öldürüldüğünü anımsattı.
Av. Ahmet Albay´ın aynı zamanda CHP Adana il Başkanı görevini yürütmekle birlikte, kendisinden kısa süre önce katledilen dönemin Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul´un ailesinin de avukatlığını yaptığını hatırlattı.
AHMET ALBAY
CHP Adana İl Başkanı Avukat Ahmet Albay, davanın müdahil avukatlarındandı. Bürosunda çıktığında tam otomobiline binecekken arkasından kurşunlandı ve ağır yaralandı. Ankara´ya getirildi. Bir ay kadar yaşam mücadelesi verdi. Öldüğünde 33 yaşındaydı. Katili Muhsin Kehya müebbet hapis cezası aldı. Ancak 2012´de 3´üncü Yargı Paketi kapsamında serbest bırakıldı.
CEYHUN CAN
1940´da Adana´nın Kozan ilçesinde doğdu. 1960 Yılında Adana Erkek Lisesini bitirdikten sonra askere gitti. Dönüşte İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi´nde yüksek öğrenimini tamamladı. Türkiye İşçi Partisi´nin 1972 sonrası kurucularındandır. Ayrıca TİP´in Adana İl Başkanlığını yaptı. Maraş katliamı davasının müdahil avukatları arasında yer aldı. 10 Eylül 1979´da yazıhanesinde öldürüldü.
HALİL SITKI GÜLLÜOĞLU
Halil Sıtkı Güllüoğlu´nun öldürülmesi davası 12 Eylül 1980´den sonra MHP ana davasıyla birlikte açıldı. Dava Ankara 1 No´lu Sıkıyönetim Mahkemesi´nde görüldü. Sonra Adana olayları davadan ayrılarak ayrı bir dava olarak görüldü ve sonuçlandı. Olayın failleri ceza aldı.
EMNYET MÜDÜRÜ CEVAT YURDAKUL DA KATLEDİLDİ
12 Eylül öncesi, Adana ´ya, hükümet tarafından henüz 36 yaşında olmasına rağmen Emniyet Müdürü olarak atanan Cevat Yurdakul Adana´da sanat okulu öğrencisi olan Muhsin Kehya´nın da aralarında bulunduğu grup tarafından aracı taranarak 28 Eylül 1979 sabahı öldürüldü. Kehya, CHP Adana il başkanı avukat Ahmet Albay ile CHP Kayseri ve İl başkanı avukat Mustafa Kulkuloğlu´nun öldürülmesi olaylarına da karıştığı gerekçesiyle mahkum oldu.
?KATLİAMLAR AYDINLATILAMADI?
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, katliamların halen aydınlatılamadığının Türkiye için utanç vesilesi olduğunu söyledi.
Av. Küçük, sözlerini şöyle tamamladı:
?Türkiye tarihine kara günler olarak geçen bu katliamlar resmi kayıtlara göre halen aydınlatılmamış,olayı planlayanlar ve azmettiriciler tespit edilememiş bir olay gibi görülse de, nedenlerde, faillerde bu ülkenin aydınları ve ilericileri tarafından çok iyi bilinmektedir. İçinden geçtiğimiz bu sıkıntılı günlerde herkesin tarihimizde yaşanan bu üzücü olaylardan ve katliamlardan alınacak çok dersleri olduğuna inanıyorum. Toplumun ve yurttaşın ayrıştırıldığı ve kutuplaştırıldığı bir dönemde yaşanan bu vahim tablonun ve karanlık günlerin bir daha yaşanmamasını diliyorum.
Özellikle bu karanlık günlerde toplumun aydınlığa ulaşması ve sorumluların hak ettikleri cezayı almaları mücadelesi verirken katledilen değerli üstatlarımızAv. Ahmet Albay, Av. Ceyhun Can ve Av. Halil Sıtkı Güllüoğlu´nuher zaman yüreğimizde yaşatacağız. Bu karanlık günlerinde yitirdiğimiz tüm insanları da saygıyla ve rahmetle anıyorum.
Kişilikleriyle topluma örnek olan değerli üstatlarımız her zaman bizlerin yolunu bir fener gibi aydınlatıyor. Ruhları şad olsun.?
