Katılımcı- Aslında Engelliler Haftası değil de 365 gün bizim hatırlanmamız gerekiyor. Bizim hedefimiz işitme engelliler toplumunun yani biraz önce Turan Bey’in dediği gibi EBA sisteminde bize ulaşan bir sürü işitme engelli vardı. Milli Eğitim Bakanlığıyla biz iletişime geçtik. Bu konuda işaret dilinin kullanılması gerektiğini ama üç dört tane tercümanın bunun sonucunu getirmeyeceğini ve bunun mücadelesine devam edeceğimizin bilgilendirmesini yaptık. İşitme engelliler bu konuda çok sıkıntılı, iletişime geçemiyorlar. Bundan dolayı evde işitme engelli çocuklar da eğitim alamıyor.
Katılımcı- Hala bu çağda bile görme engelliler herhangi bir evraka imza atarken, özellikle noterlerde iki tanık zorunluluğu isteniyor. Bu yüzden bizim bir vatandaş olarak kişiliğimizi rencide ediyor bu. Bunun giderilebilmesi için noterlerle yaptığımız çalışmalar, görüşmeler sonucunda Noterler Birliği başta olmak üzere büyük bir direnç gösteriyor. Fiziksel çevreye erişim noktasında sivil toplum kuruluşlarıyla da işbirliği yapılarak kaldırımlar, iz takip yolları gibi parklar, genel alanlara giriş çıkışlarda görme engellilerin rahatça girip çıkabileceği, engellilerin tekerlik sandalyeleri ya da koltuk değnekleriyle rahatlıkla inip çıkabileceği yapıların oluşturulmasını ve bunların takibini denetlenmesini sizden arz ediyorum.
Katılımcı- Çalışma hayatında kendine en az yer bulan, benim de temsil ettiğim zihinsel engelliler camiası ve bunlar sadece devletten aldıkları 2022 sayılı yasadan aldıkları çok küçük, cüzi sosyal yardımlarla ayakta durabiliyorlar ama 2013’te yapılan 2022 sayılı yasada yapılan bir değişiklikle artık engellilere verilen bu yardımlar da kesilmeye başlandı.
Katılımcı- Sokağa çıkmayın… Evet sokağa çıkmıyoruz. Biz sokağa çıkmamayı uygularken, çocuklarımızla, özel çocuklarımızla özellikle, bizler için çok zor çünkü sokağa çıkmak da çok zor. İzinler verildi, ancak ne eline eldiven giyebiliyor, ne maske takıyor. İşte bunlar nasıl olmalı? Bunların sokağa çıkmasıyla ilgili yasaklar nasıl kolaylaştırılmalı, yaşamımız nasıl kolaylaştırılmalı? Atıyorum, şimdi aslında şu anda engelliler izinli sayılıyor. Bu süreçte izinli sayıldılar ama ne zaman işe başlayacaklar? Bunlar bizim için hepsi çok önemli konular.
Katılımcı- Bugün yardımcı hizmetler sınıfından genel idari hizmetler sınıfına geçmek isteyen doktoralı, yüksek lisanslı engelliler var.
Katılımcı- Engelli sporcularımız hem altyapılarda hem de bireysel ve takım sporları açısından ödenek bulmakta ve sporcu yetiştirmekte kesinlikle çok zorlanıyorlar.
Katılımcı- Sponsor ihtiyacımız olacaktır, malum tenis biraz pahalı bir spor. Dolayısıyla yerel yönetimlerin ne kadar katkısı olur?
Kemal KILIÇDAROĞLU- Milli Eğitim Bakanlığı engellilerle ilgili olarak bu konuda sağlıklı bir altyapı oluşturmuş değil. Belki bu süreçten sonra veya sürecin devamı sırasında bu EBA uygulamasının engellileri de ciddi ölçüde kapsayacak şekilde hayata geçirilmesi gerekiyor. Sporcu olan arkadaşlarımızın hepsi büyük bir başarı göstermişler. Gerçekten hepsini yürekten kutluyorum. Eğer azim ve kararlılıkla yola çıkılırsa, engelli kardeşlerimiz önlerindeki engelleri rahatlıkla aşabiliyorlar. Yeter ki çevre kendilerine destek versin, aileler yeteri kadar destek veriyorlar ama özellikle merkezi yönetim yani Spor Bakanlığı veya yerel yönetim, yerel yönetimlerin bu konudaki birimleri bir şekliyle engellilere destek vermek zorundalar. Engellilerin uluslararası arenada kazandıkları her zafer aslında Türkiye Cumhuriyeti devletinin zaferi sayılıyor. Bayrağımız göndere çekiliyor. Dolayısıyla hepimiz son derece mutlu oluyoruz.
Parlamentoda zaman zaman engellilerle ilgili toplantılar yapıyoruz. Engelliler haftasında onları bir şekliyle anıyoruz ama işi sadece bir haftaya indirgemek, 365 günü bir haftaya indirgemek gibi bir kolaycılığa siyasetin kaçmaması lazım. Engellilerin yaşadığı sorunlar ciddi. Kent içinde gezmekten, kent içinde gezerken ihtiyaçlarını gidermekten, evden çıkmaktan, eve gelmekten, ulaşım aracına binmekten, iş bulamamaktan tutun hemen hemen hayatın her alanında pek çok sorun var ve bu sorunların bir şekliyle aşılması gerekiyor.
“Noterlik yasası değişsin. İki şahit olmadan kişinin iradesi noterde beyan edilemiyor ve noter bunu kabul etmiyor.” Dolayısıyla bunu bir anlamda kişinin iradesine saygısızlık olarak da değerlendirdi arkadaşımız, doğrudur, görme engelli pekala gidebilir notere, kendi iradesini beyan edebilir, şahide gerek yok. Bununla ilgili notumuzu aldık.
Bütün belediyeler, bizim belediyeler de dahil engellilerin fiziksel çevreye ya da fiziksel ortama uyum sağlamaları, oraya erişmeleri için her türlü kolaylığı sağlamak zorundalar.
CHP iktidarında engellilere tanınan haklar kesilecek diye özellikle bir karşı propaganda yapıldığı ifade ediliyor. Bu belediyelerimiz için de söyleniyordu hatırlar mısınız? CHP’li belediyeler alırsa burayı dolayısıyla bütün sosyal yardımlar kesilecek diye propaganda yapıyorlardı. Tam tersi oldu, CHP’li belediyeler geldiler, çalışıyorlar. Özellikle bu Covid-19 sürecinde gerçekten de bir tarih yazıyorlar. Hiçbir ayrım yapmadan bütün ihtiyaç sahibi ailelere ulaşıyorlar. Dolayısıyla o efsane yani karşı propaganda büyük ölçüde yıkılmış durumda.
Engellilerin bırakın haklarını elinden almayı tam tersine sosyal devleti ve sosyal devletin güçlenmesini savunan, aile yardımları sigortasıyla sosyal hakları bir hak olarak, lütuf olarak değil hak olarak toplumun önüne koyan bir partiyiz zaten. Seçim dönemlerinde değil hayatın hemen hemen her aşamasında eğer bir engelli bir sorunla karşılaşıyorsa o sorunu çözmek hepimizin vicdani görevidir aynı zamanda. İnsan olarak o sorunu çözmemiz lazım. Çünkü onun da özgürce yaşamaya hakkı var, gelir elde etmeye hakkı var, sigortalı olmaya hakkı var, emekli olmaya hakkı var. Onların da hakları var onların sağlanması lazım.
Hepinize selamlar, saygılar sunuyorum, sağ olun, var olun diyorum.
(VŞ)
