KILIÇDAROĞLU,
SİYASET 26.03.2017 14:12:57 352 0

KILIÇDAROĞLU, " HAYIRLI BİR İŞ YAPMALIYIZ?

Kılıçdaroğlu, "Nisan´da sandığa gideceğiz. Herkesin gidip oy kullanmasını isterim. Evet diyenin de hayır diyenin de başımın üstünde yeri vardır. İnsan haklarına sahip çıkmak kadar güzel bir şey yoktur. Hayırlı bir iş yapmalıyız? diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Kimse kimliğinden, yaşam tarzından, inancından ötürü ötekileştirilmemeli" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ataşehir Silence İstanbul Otel´de Kastamonu Araç Dernekleri Federasyonu Geleneksel Dostluk ve Dayanışma Gecesi´ne katıldı. Kastamonu Araç Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Aker´in ev sahipliğinde düzenlenen gecede Kılıçdaroğlu´nun yanı sıra CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkanvekili AkifHamzaçebi, CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat, ,Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi ile çok sayıda Kastamonulu hazır bulundu.

Burada yaptığı konuşmada vatandaşlara 16 Nisan´da sandığa gitmeleri konusunda çağrıda bulunan Kılıçdaroğlu, ?Kimse kimliğinden, yaşam tarzından inancından ötürü ötekileştirilmemeli. Bir arada huzur içinde kardeşçe birlikte yaşamak istiyoruz. Çok gerildik. Zaman zaman birbirimizi kırdık. Artık Türkiye´de kırgınlıklar olmasın, huzur olsun barış olsun. Her evde huzur her evde bereket olsun. Kastamonu aynı zamanda en yeşil memleketlerimizden biridir. Allah´ın verdiği tüm güzellikler Kastamonu´da görmek mümkündür. Kastamonulu olmak ayrıcalıktır. Nisan´da sandığa gideceğiz. Herkesin gidip oy kullanmasını isterim. Evet diyenin de hayır diyenin de başımın üstünde yeri vardır. İnsan haklarına sahip çıkmak kadar güzel bir şey yoktur. Hayırlı bir iş yapmalıyız? diye konuştu.

KILIÇDAOĞLU, ?TÜRKİYE YALNIZLAŞIYOR, UYGAR DÜNYADAN KOPUYORUZ?

CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu´nun Ankara´da Muhtarlar Ve Hemşehri Dernekleri Toplantısında yaptığı konuşmada, ?Venedik Komisyonunun raporu anayasa değişikliğiyle ilgili. Gayet açık. Dediler ki, demokratik sistemden vazgeçiyor otoriter bir sisteme geçiyor Türkiye. Bu anayasayla siz AB üyesi olamazsınız. Daha ne desin? 1963 yılında AB´ye üye olmak için başvurduk. Uygar dünyanın bir parçası olalım, medeni dünyanın bir parçası olalım, bütün İslam dünyasına örnek olalım diye yola çıktık. Demokrasi kör topal yürüyor. Eksiğimiz var mı? Var tabi. Ama şimdi bundan vazgeçiyoruz. Kim söylüyor? Venedik Komisyonu söylüyor. Görevi ne Venedik Komisyonunun? Birliğe üye olacak ülkelerin anayasalarına bakar. Avrupa Birliğinin standartlarına uygun mudur, değil midir? Uygunsa olumlu, uygun değilse der ki kusura bakma. Yani biz uygar dünyadan kopuyoruz? dedi.

Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

?Türkiye´nin kaderinin belirleneceği bir süreci yaşıyoruz. Tavrımız ne olacak? Demokrasiden yana mı olacak, tek adam rejiminden mi olacak? Asıl tartıştığımız konu budur. Ve biz kararımızı verirken sadece bugünü değil, geçmişi de düşünerek, geçmişte neler yaptı büyüklerimiz, dedelerimiz neler yaptılar ve bizler demokrasiyi geliştirmek için neler yaptık, hangi bedelleri ödedik ve geleceğimiz nasıl olmalı, çocuklarımıza nasıl bir Türkiye bırakmalıyız? Bunu düşünmemiz lazım. Biz kendi kaderimizi belirlerken bütün dünya bize bakacak. Özellikle demokrasisi gelişmiş ülkeler dönüp bize bakacaklar. Türkiye yol ayrımında tercihini neye göre yapacak?

Güzel bir salondayız, kahvaltımızı yapıyoruz ama hepimizin kafasında ciddi soru işaretleri var. Gelecek açısından kaygılar taşıyoruz. Her konuşmamda söylerim, yine de ifade edeyim. Bu referandumun partilerle bir ilgisi yok, siyasi liderlerle de bir ilgisi yok. Bu referandumun Türkiye´yle ilgisi var ve Türkiye´nin geleceğiyle ilgisi var. Dolayısıyla sosyal demokrat, ülkücü, mütedeyyin, liberal, kim olursa olsun, doğusu, batısı, güneyi, kuzeyi bu bölgelerde yaşayan bütün vatandaşlarımız hep beraber geleceğimizi belirleyeceğiz. Bu kadar önemli bir referandum bunu hepimizin bilmesi gerekiyor.

ÜLKENİN GELECEĞİ SADECE BENİ DEĞİL, HEPİMİZİ İLGİLENDİRİYOR

Sorular soruldu, ben ana konuya girmeden önce hem soruları yanıtlamaya çalışacağım, hem de ana konularla ilgili düşüncelerimi sizlerle paylaşacağım. İlk soru; ?Düzce´de bir miting yapacak mısınız´ diye. Program olursa Düzce´de elbette miting yaparız. Miting yapılmaz diye bir şey yok. Düzceli bir arkadaşım sordu, dernek başkanı arkadaşım sordu. Şu anda zaten bizim 9 milletvekilimiz Düzce´de çalışıyor. Bu süreçte dikkat ederseniz fazla miting yapmıyoruz. Nedeni şu; oturup birlikte konuşmak, tartışmak ve birbirimize düşünceleri aktarmak zorundayız. Bir parti seçimine gitsek, bir hükümet seçimine gitsek oturup miting yapalım. Gelin benim partime oy verin, bir başkası gelin benim partime oy verin diye yapacaktır bunu. Seçim bildirgeleri olacak, her parti neleri yapacağını vaat edecek. Ama burada öyle bir tablo yok. Bu tablo birlikte oturup konuşma tablosudur. Yani farklı siyasi görüşte olan insanların bir araya gelip konuşmaları gerekiyor. Çünkü ülkenin geleceği sadece beni değil, hepimizi ilgilendiriyor. Madem hepimizi ilgilendiriyor o zaman ortak aklı egemen kılmamız lazım, ortak akıl. Birlikte oturacağız kararımızı vereceğiz. Ne için? Türkiye´nin geleceği için. Ne için? Bayrağımız için. Ne için? Vatanımız için.

HAKLARIN TEMİNATINI BİR KİŞİYE Mİ VERECEĞİZ, 550 KİŞİYE Mİ VERECEĞİZ?

Bakın, bir kişiye yetki veriyoruz. Bütün ekonomik ve sosyal konularda kararname çıkarma yetkisi var. Ekonomik ve sosyal konularda tamamında. Doğru mu? Doğru. Arzu ederse o bir kişi ?ben kıdem tazminatını kaldırdım´ diyebilir. İşçilerden ses çıkıyor mu? Hayır. Herkes gelecek endişesi taşıyor. Acaba söylersem beni işten atarlar mı o endişeyi taşıyor. O zaman demokrasi var mı? Hayır. 2,5 yıldır askıda. Fiili dönemi yaşıyoruz, fiili başkanlık dönemini yaşıyoruz 2,5 yıldır demokrasi askıda. Kıdem tazminatı için sendikalar her türlü söylemi bir dönem dile getiriyorlardı, şimdi korkudan dile dahi getiremiyorlar.

Veya Başkan ben asgari ücreti dondurdum diye karar aldı. Alır mı? Alır. Yetkisi var mı? Var. İtiraz eden sendika var mı? İtiraz eden en azından asgari ücretlilerin hakkını savunmak için itiraz eden bir kesim var mı? Ses bile yok. Şimdi bu fiili durum. Birde fiili durumu anayasal duruma kavuşturduğunuzu düşünün. O zaman yaşayacağımız tabloyu herkes daha iyi görmeli. Sandığa giderken bütün bunları düşünerek sandığa gitmeli. Düşünmeyelim, sandığa gitmeyelim, oy kullanmayalım. Bu doğru değil. Konuşmamın sonunda neden sandığa gitmemiz gerektiğini de ayrıntılarıyla size sunmaya çalışacağım.

Köy muhtarları, mahalle muhtarları. Köy muhtarlarının tüzel kişiliği vardı, büyükşehirler ilan edildi köy muhtarlarının tüzel kişiliği kalktı, malvarlıkları kalktı. Doğrudur. Ama daha önemli bir şey var. Bir kararnameyle bütün muhtarlıklar bitebilir. Diyorlar ki, kendi mitinglerinde meydanlara çıkıp, kendi mitinglerinde diyorlar ki, ?Kılıçdaroğlu dedi ki, muhtarlıkları ve belediye başkanlıklarını bir kararnameyle kaldırabilir.´ Benim söylediklerimi çarpıtıyorlar. Ben hiçbir zaman belediyeler kapatılır demedim, böyle bir yetkisi vardır da demedim. Neyi söyledim? Muhtarlıkları bir kararnameyle kaldırırlar. Çünkü belediyeler için böyle bir yetki verilmedi. Ama muhtarlıklar için var. Dolayısıyla Türkiye´deki bütün muhtarların oturup düşünmeleri lazım. Benim görevime son vermek, muhtarlığı kaldırmak bir kişinin iradesiyle mi olmalı, yoksa bu yetki zaten mecliste olmaya devam mı etmeli? Bu kararı muhtar arkadaşım verecek. Bütün muhtarlar oturup bu kararı vermek zorundalar. Ha birisi çıkar der ki, ben muhtarlıkları kaldırmayacağım. Bir başka gün gelir birisi der ki ben kaldırıyorum arkadaş. Bir arkadaşım söyledi bazı yetkilerimizi elimizden aldılar diye. Yarın zaten yetkisiz diyecekler bu muhtarların hiçbir yetkisi yok, ne gerek var kaldıralım diyecekler bunu. Çünkü anayasa bir kişinin süresiyle bağlantılı olarak çıkmıyor ki, sürekli olan bir düzenleme anayasa. 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl, 100 yıl sürekliliği olan bir belge, bir yasa, bir temel yasa. Herkesin can güvenliği ve mal güvenliği olacak. Herkesin hakları teminat altında olacak. Hakların teminatını bir kişiye mi vereceğiz, 550 kişiye mi vereceğiz? Teminat, parlamento, yargı, yürütme mi olmalı yoksa bütün yetkiler bir kişide mi olmalı? Buna kararı oturup vereceğiz. Ne zaman? 16´sında sandığa giderek.

TÜRKİYE YALNIZLAŞIYOR

Bir başka arkadaşım sordu evrensel demokratik değerlerden uzaklaşıyoruz. Evet. Bu arada gürültüye gitti, fazla tartışılmadı Venedik Komisyonunun raporu anayasa değişikliğiyle ilgili. Gayet açık. Dediler ki, demokratik sistemden vazgeçiyor otoriter bir sisteme geçiyor Türkiye. Bu anayasayla siz AB üyesi olamazsınız. Daha ne desin? 1963 yılında AB´ye üye olmak için başvurduk. Uygar dünyanın bir parçası olalım, medeni dünyanın bir parçası olalım, bütün İslam dünyasına örnek olalım diye yola çıktık. Demokrasi kör topal yürüyor. Eksiğimiz var mı? Var tabi. Ama şimdi bundan vazgeçiyoruz. Kim söylüyor? Venedik Komisyonu söylüyor. Görevi ne Venedik Komisyonunun? Birliğe üye olacak ülkelerin anayasalarına bakar. Avrupa Birliğinin standartlarına uygun mudur, değil midir? Uygunsa olumlu, uygun değilse der ki kusura bakma. Yani biz uygar dünyadan kopuyoruz.

Yine arkadaşım Sayın Salihoğlu sormuştu yalnızlaşıyoruz diye. Türkiye yalnızlaşıyor. Evet. Durup dururken Suriye´yle kavga ettik. Faturayı kim ödedi? Bir; Suriyeliler ödedi. İki; Suriye´deki Türkmenler ödedi. Üç; Türkiye´deki ticaret erbabı ödedi. Dört; hep beraber ödedik. 4 milyon Suriyeliyi ağırlıyoruz. Ne olacağı belli değil bunların. Efendim evet geçerse Suriyelilere vatandaşlık verecekler. Bunu da söylüyorlar. Vatandaş sandığa giderken bunu da düşünmeli. Suriyelilere vatandaşlık verilmesini istiyorlarsa gitsinler ?Evet? oyunu kullansınlar. Hayır efendim ben işsiz kalıyorum, çocuğum işsiz diyorsa o da gitsin ?Hayır? oyunu kullansın bu kadar basit.

Sadece Ortadoğu´da mı yalnızlaştı Türkiye? Hayır. Buyurun Rusya´ya bakın, buyurun İran´a bakın kavgalıyız. Buyurun komşumuz Bulgaristan´a bakın. Büyükelçisini çekti Bulgaristan ve Sayın Cumhurbaşkanı önemli bir şey söyledi, çok önemli. Döndü bütün Avrupa´ya dedi ki, ?eğer bu tutumunuz devam ederse siz kendi ülkenizde caddede, sokakta rahat gezemezsiniz´ dedi. Ne demek değerli arkadaşlarım bu ne demek? Ne demek bu? Yani El Kaide´den ben sorumluyum onu mu demek istiyor? IŞİD´den ben sorumluyum onu mu demek istiyor? Olmaz.

ÖMÜR BOYU DOKUNULMAZ OLACAKLAR

18 yaş ile ilgili bir kampanya, Kılıçdaroğlu gençlere karşı. Hayır, arkadaşlar. 18 yaşındaki kişi oy kullansın dediği zaman zaten parlamentodan oy birliğiyle çıktı. Kimse karşı çıkamadı ki. Sorun ne? Sorun şu değerli arkadaşlarım, 18 yaşında milletvekili olacak, eyvallah olsun ama niye ömür boyu askerlikten muaf oluyor? Bizim itiraz ettiğimiz nokta bu, niye ömür boyu askerlikten muaf oluyor? Garibanın çocuğu askere giderken El Bab´a göndermesini biliyorsun, PKK´yla mücadele için eksi 35, 40 derecede dağlarda, taşlarda mücadele etmek için göndermesini biliyorsun, birilerinin çocuğu 18 yaşında milletvekili ömür boyu askerlikten muaf olacak bu benim vicdanımı rahatsız ediyor arkadaşlar. Bunu kim söyledi, ben söylemedim ki. Bu anayasada var mı? Yok arkadaşlar. Bakın yine doğruları söylüyorum. Ama bunu kendileri söylediler, 18 yaşında milletvekili olsun, askerlikten de muaf olsun. Niye muaf olsun? Askere gitse başımın üstüne, hiçbir itirazım yok. Acaba bir yerlerden bir şey bulup da CHP´yi eleştirebilir miyiz, Kılıçdaroğlu´nu eleştirebilir miyiz? Böyle bakıyorlar. Biz halkımıza söz verdik, bu millete söz verdik. Her yerde, her ortamda doğruları söyleyeceğiz diye. Yine söyledim bu bir parti meselesi değildir, bu bir Kılıçdaroğlu meselesi değildir, bu bir memleket meselesidir, ülke meselesidir, demokrasi meselesidir. Benim gibi düşünmeyen insanların da düşüncelerini ifade edebileceği bir ortamı savunuyoruz biz. Bizim amacımız budur. Biz milli iradenin, parlamentoda tecelli eden milli iradenin ortak akılla Türkiye´yi yöneteceğine inanıyoruz.

FATURA YURTDIŞINDA ÇALIŞAN KARDEŞLERİMİZE ÇIKIYOR

Bakın değerli arkadaşlar, Atatürkçülüğü bize yanlış öğretiyorlar, çocuklarımıza da yanlış öğretiyorlar. Atatürkçülüğün iki temel ayağı vardır, birincisi, ?özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir´ der. Bayrağımın altında, hiç kimse müdahale etmeden ben kendi kaderimi belirlemeliyim, özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir der. Ama ikinci ayak var o da çok önemlidir, üreten Türkiye. Ne demiştir bunu tanımlamak için, savaş meydanlarında kazanılan zaferler, ekonomik zaferlerle taçlandırılmadıkça o ülkenin bağımsızlığı sağlanamaz demiştir, bu kadar açık. Üretiyor muyuz? Buyurun, iki Trakya büyüklüğünde alanı ekmiyoruz arkadaşlar ekmiyoruz. Bütün dünyayla kavga ettik, turist bile gelmiyor. Hollanda´yla kavga ettik niçin? ?Evet? oyunu arttırır mıyız diye. Bakın gerekçe o ?Evet? oyunu arttırır mıyız diye Hollanda´yla kavga ettiler. Sonra ne dedi Sayın Başbakan, yeter dedi amaca ulaştık burada kafi. Yani oyumuzu biraz arttırdık burada kafi. Peki, fatura kime çıktı? Hollanda´daki Türklere çıktı. Almanya´yla kavga ediyor, fatura kime çıkıyor? Almanya´daki Türklere çıkıyor. İstemiyorlar. Niye kavga ediyoruz? Hangi gerekçeyle kavga ediyoruz? Her seferinde fatura yurtdışında çalışan kardeşlerimize çıkıyor. Burada Türkiye´de iş adamına çıkıyor. Sizin malınızı almayacağız diyorlar. Hollanda´yla kavganın olduğu gün bir grup Karadenizli iş adamı geldi beni ziyarete büyük bir tedirginlik içindeler. Ne oldu dedim? Fındığımızı kime satacağız dediler? Evet, doğru fındığı kime satacaklar? Çin´e vermiyorlar, Hindistan´a vermiyorlar, Amerika´ya vermiyorlar, kime? Avrupa´ya satıyorlar. Orada almasa ne olacak, kime satacaklar? Domatesi satamıyorsun, biberi satamıyorsun o noktaya geldi, bu mudur ülkeyi yönetmek? 2,5 yıl başkanlık sisteminin Türkiye´ye getirdiği fatura budur. Şimdi bu sistemi anayasal sistem haline getireceğiz. Bunlar doğru değil değerli arkadaşlarım. (Haber Merkezi)


Haber Kaynak : HABER MERKEZİ

"TORBACI YAKALAMAKLA UYUŞTURUCU BELASI ÇÖZÜLMEZ"

CHP’Lİ TANAL, "MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ATAMA SÖZÜNÜ TUTMADI!"

Tülay Hatimoğulları Hatay'daki hava kirliliğini sordu

BAE'den ithalata vergi muafiyeti

Kılıçdaroğlu, 'Filenin Sultanları'nı Kutladı

Erdoğan, 30 Ağustos Zafer Bayramı Özel Konseri ve 100. Yıl Marşı Tanıtım Programına katıldı

CHP Adana İl Örgütü Zafer Bayramını kutladı

Kılıçdaroğlu: "Milletimizin 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı Yürekten Kutluyorum"

Ayhan Barut'tan narenciye üreticisi ve ihracatçısı için 3 bin lira destek talebi

Hasan Efe Uyar: "İktidar Vatandaşa 7 Ayda 22 Milyar Ceza Kesti"

Kılıçdaroğlu: “Türkiye Uyuşturucunun Pazarı Haline Geldi"

Emep'li Demir,"işçilere istifa baskısı uygulanıyor"

Mustafa Oğuz Yiğit: “AK Parti'nin Tarım Politikaları Çiftçiyi İflasa Sürüklüyor”

CHP’Lİ SÜMER,“ADANA’DA DEPREMİN YARALARI KAPANMIYOR”

CHP’li Bulut, “Ballı Maaşlara Devam “

“Malazgirt, Anadolu’daki siyasi hükümranlığımızın kapılarını açmıştır”

CHP'li Şevkin'den Hatay için, bakanlara soru yağmuru

Gürer: “Faiz artışı işsizliği tetiklerse, iş kötü…”

Ayhan Barut, anız yangınlarına kesin çözüm istedi

ERDİL DEDEOĞLU CHP CEYHAN İLÇE BAŞKANLIĞINA ADAYLIĞINI AÇIKLADI

  • BIST 100

    9693,46%1,77
  • DOLAR

    32,58% 0,35
  • EURO

    34,75% 0,10
  • GRAM ALTIN

    2507,64% 0,95
  • Ç. ALTIN

    4181,01% 0,22
  • Cumartesi 24.8 ° / 13.8 ° false
  • Pazar 25.4 ° / 14.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazartesi 25.6 ° / 13 ° Güneşli