Kılavuzu İmralı´da Olanların Giriştikleri Macera

Kılavuzu İmralı´da Olanların Giriştikleri Macera

20 Eylül´de koşullu olarak sona erecek bir ?eylemsizlik? süresinden söz ediliyor bilindiği gibi. PKK silahlarını omzuna asıp bekleyecek, o tarihe kadar da ?tüm taleplerin? yerine getirilmesi açısından adeta bir ultimatom süreci işleyecekti. Öncelikle ?dev

Pompalanan ve köpürtülen hava bu idi. Kimi aklı ?fesatlığa´ işleyenler ? ki bunlar referandumun ?hayırcıları´ oluyordu- bu aranjmanın ardında AKP´lilerin rol aldığı kuşkusunu dile getirdiler bu laf ortaya çıktığında.. Hatta ?Ne o, sırf referandumda barış ve çözüm taraflısı görünmek için İmralı´daki ile müzakerelere mi başladınız?? tartışmasını başlattılar. İktidar cephesinin yanıtları tarihe geçecek nitelikte idi. Bir müzakere süreci olmuş ise bile sürecin sorumluluğunu devletin istihbarat yetkililerine yüklediler. Hatta, yanılmıyorsak Davutoğlu, ?İstihbarat gerekirse şeytanla bile görüşür? yollu bir vecizeyi bile dillendirdi.

BDP´lilerin ve de ultra-demokrat aydınların ortalığa düşüp, ?Önemli olan 12 Eylül referandumu değil, asıl siz 21 Eylül´de uzlaşmaya varılacak ortam sağlanmaz ise ne olacağını düşünün? kaygısını yaymaya koyulmaları bayağı bir hareketlendirdi medya alemini. Karşılıklı paslaşmalar ve sorunun çözümü adına anayasalara girebilecek düzenlemelerle ile ilgili uzman görüşlerinin sunumu gırla gitti. Gerçekten de işte 21 Eylül kapıda. Bakalım neler olacak?  Eylemsizlik sona eriyor ama ortada hiçbir şey yok. Bir de Hakkari´de bir mayın patladı ki, bununla silahlı terör örgütünün zaten olmayan inanılırlığı yerle bir oldu. Hemen ortaya düşüldü yine, ?Bu patlama bir provokasyondur, sırf barış sürecini baltalamak için savaş yanlılarının işidir? propagandasına başlandı. Masum yurttaşlar bu yüzden o talihsiz 9 insanımızın Hakkari ve komşu kentlerdeki cenaze törenlerinde devlete karşı harekete geçirildiler.

Bu kadar girift ve çok bilinmeyenli olaylar silsilesinin şifrelerini tam olarak anlayıp çözmemize şu sıralarda olanak yok. Sanırım ?yetkili kişiler ve makamlar? da aynı zorluk içinde. Onun için ?eylemsizlik? denilen karara nasıl varıldı, kimler hangi pazarlığa oturdu, sözü edilen ?şeytan? ya da şeytanlar kimdi? Böyle bir müzakere sürecinde Türkiye Cumhuriyeti´nin ve Türk Ulusu´nun güvenliğine ve yüksek çıkarlarına aykırı herhangi bir karara yaklaşma cesaretini kim gösterebilirdi? Bu soruları bir kenarda tutarak İmralı´dan gelen son sinyallere bir bakalım.

Oldum olası A. Öcalan´ın avukatları aracılığı ile dış dünyaya gönderdiği mesajların haber konusu yapılmasını, tartışılmasını ve ülkenin bütünlüğünü tehdit eden gelişmeleri daha da ağırlaştıran bir etken haline getirilmesini doğru bulmayız. Hele ülkeyi yönetenlerin, ülkenin yargı sisteminin kesin olarak mahkum ettiği bir kişiyi muhatap almalarını büyük ve kabul edilemez hata olarak görürüz. Ama bu kez mızrak çuvala sığmıyor ve İmralı mahkumu öyle laflar ediyor ki, kimi kuşkuların ne denli elle tutulu temellere oturduğunu görmemize yardımcı olacak  ibretlik bir fırsat yaratıyor.

Bölücübaşı Abdullah Öcalan, Hakkari´de 9 vatandaşın ölümüyle ilgili patlama olayını değerlendirirken, bu olayla ilgili üç senaryo öne sürüyor örneğin. Onun da kafası karışmış.  Bu olayın ?PKK veya devlet? tarafından yapılmış olabileceğini, ya da yabancı bir ülkenin parmağının da olabileceğini iddia ediyor. Bu devletler arasında İran´ı gösteriyor. Ayrıca ?Yapılan bu son patlamayla buradaki görüşmeler dinamitlendi, bombalandı. Bu görüşmeler oldukça verimli geçiyordu, umutluydum? diyor. Ardından ?Kürt sorununun´ çözümü ile  eylemsizlik sürecini de değerlendirirken, Kürtlerin uzlaşması gerektiği ifade edip, Kürtlerin uzlaşmaması halinde süreçten zararlı çıkabilecekleri uyarısında da bulunuyor.
Fırat Haber Ajansı ANF´nin haberine göre, Öcalan, avukatlarıyla görüşmesi sırasında Hakkari´deki mayın patlaması ile ilgili olasılıkları sayarken, ?Bu, PKK içerisine sızmış jitem-kontra tarzı bir ekibin işi de olabilir. Yine PKK içinde yönlendirilen başıboş bir grubun işi de olabilir, bunlar iyi niyetli olabilir ancak kendileri durumdan vazife çıkarıp eylem yapmış olabilirler. Batman´da Salih Özdemirlerin olayı gibi olabilir de. Yine milislerin işi olabilir, köylü intikamcılığının bir sonucu olabilir. Köylü intikamcılığıyla kendilerince intikam almış olabilirler. Bakın ben ihtimaller üzerine konuşuyorum. Devlet içerisinde devletten kaynaklı bir olay da olabilir. Ben bu olayı duyduğumda şok oldum, şu andaki ruh halim kaos gibidir, anlamaya çalışıyorum,? diye konuşuyor. Yani ?olayın şifrelerini çözmede´ o dahi çaresiz kalıyor. Ve kimi aklıevvellerin teröre çözüm ve de muhatap ararken nasıl bir açmazın ve hatta olanaksızlığın karşısında olduklarına belki de istemeden  işaret  etmiş de oluyor. 
 
Yalnız bölücübaşının şu sözleri çok çarpıcı ve içerisinde minicik bir gerçek payı varsa çok da ürkütücü yanları bulunan bir iddia. Zira ?Heyetlerle yapmakta olduğu görüşmelerden´ söz ediyor ve şöyle konuşuyor:

?Yapılan bu son patlamayla buradaki görüşmeler dinamitlendi, bombalandı. Bu görüşmeler oldukça verimli geçiyordu, umutluydum. Türkiye´de ne zaman bu konularda olumlu gelişmeler olsa, böylesi provokatif bir eylemle bu gelişmeler sabote ediliyor. Hatırlıyorum İlker Başbuğ´un meşhur 14 Nisan 2009 tarihli konuşması vardı. Başbuğ 14 Nisan 2009 tarihli konuşmasında olumlu ifadeler kullanmıştı ancak bu konuşmanın yapıldığı tarihlerde yine böylesi bir sabote eylemi olmuştu ve havayı tersine çevirmişti. Burada asıl hedefleri, yapılan ve yapılacak olan görüşmelerdir, bu görüşmelerde ulaşacağımız sonuçlardır. Yoksa belirtildiği gibi asıl hedef sadece BDP ile yapılacak görüşme değildir. Bütün bu tehditlere karşı herkes savunmasını almalıdır. Süreç her an sabote dilebilir. Süreci sabote etmek isteyen bu güç bana burada ulaşıp beni imha da edebilirler, o yüzden, herkes uyanık olmak zorundadır.?

Öcalan ya müzakereler konusunda gerçekleri söylüyor, ya da canından dahi korkacak bir psikolojinin etkisinde hezeyanlarda bulunuyor. Ama ?Şeytan ile bile görüşülebilir? mantığı ile birileri ?terörü bitirme? hedefi içerisinde her türlü ödünü vermeye, ciddi ciddi ülkeyi ayrışmaya ve bölünmeye götürecek konuları masaya yatırmaya kalkışmış ise durum çok kötü. ?Açılımları? ve bunun gerisinde yatan tarihi fırsatları bu ödünlerin gerekçesi olarak görenlere kaldı ise karar, vay bu ülkenin haline?Kılavuzu İmralı´da arayanların, ya da onun gölgesinde pazarlıklara oturanların varacağı hiçbir sonuç yok, daha fazla kan dökülmesinden ve de insanlarımızın boş yere kırılmasından başka. 

 


2.TUR ÖNCESİ TARİHE BİR NOT DÜŞMEK

ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU’NUN ADAY OLUP KARŞISINA ÇIKMASINI NEDEN İSTER?

23 NİSAN: EGEMEN ULUS OLMAYI BAŞARDIĞIMIZ GÜN!

LAİKLİK İLKESİNİN 85. YILDÖNÜMÜ’NÜ ANARKEN

GÜNDEM’DE KILIÇDAROĞLU’NUN 'HELALLEŞME' YOLCULUĞU VAR

CUMHURİYET YENİDEN

CHP’NİN İKTİDAR OLMA SORUNU VE ÖTESİ

 TÜRKİYE’YE KARŞI ABD’DEKİ DÜŞMANCA KAKOFONİK SESLER

KONGRE BASKINI DÜZENLETEN BİR BAŞKAN VE ABD’NİN HALLERİ

103. YAYIN YILINA GİRERKEN ‘VAZİYET-İ UMUMİYE’ !

ULUSAL EGEMENLİK İŞLEYİŞLERİNİ 2020 KOŞULLARINDA YENİDEN DEĞERLENDİRMEK...

YEREL SEÇİMLERDE ORTAYA ÇIKAN RİVAYETLER MUHTELİF DE?

KIBRIS´TA ?ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN´ ASLINDA BU GÜNLER İÇİN ÇÖZÜM OLDUĞUNU ANLAMAK GEREKMEZ Mİ?

TÜRK ULUSU´NUN ULUSAL EGEMENLİK SORUNU İLE SINAVI

YENİ REJİMİN SAKINCALARI CHP´NİN EFSANE MİTİNGLERİNDE NEDEN GÜNDEME GELMEDİ Kİ ?

CHP´DE İKİ YANLIŞTAN BİR DOĞRU ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK

CUMHURİYET HALK PARTİSİ´NDE DE RESTORASYON, YOKSA?

İLERİ DEMOKRASİDE ?TAMAM MI, DEVAM MI?´ OYUNU!

ARTIK 24 HAZİRAN SONRASINA BAKMANIN ZAMANI

ASKIYA ALINMAKTA OLAN CUMHURİYET REJİMİNE KİM SAHİP ÇIKACAK?

YALNIZ KALINAN DÜNYA´DA İNGİLİZ´İN İPİNE TUTUNMAK

  • BIST 100

    8806,72%-0,01
  • DOLAR

    32,25% 0,26
  • EURO

    35,08% 0,67
  • GRAM ALTIN

    2270,84% 0,79
  • Ç. ALTIN

    3854,72% 0,51
  • Perşembe 24.1 ° / 11.6 ° Güneşli
  • Cuma 24.9 ° / 14.2 ° Güneşli
  • Cumartesi 28.3 ° / 15.1 ° Güneşli