CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, Şırnak´ta bir helikopterin düşmesi sonucu şehit olan 13 askere Allah´tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilediği  basın toplantısında, Gazetecilerin, Rusya´nın DEAŞ ile YPG´nin anlaştığına dair açıklamalarını anımsatması üzerine Yılmaz, şu yanıtı verdi: 

"Suriye´de rejim değişikliği fantezisi, merkezi otoriteyi zayıflattı. Sırf rejim değişsin, Esad gitsin diye Türkiye üzerinden de pek çok katil, terörist Suriye´ye yuvalandı. Bugün Suriye´deki bütün terör unsurları, maalesef Suriye´de rejim değişikliğine taşeronluk yapmak isteyen güçlerin bir sonucu olarak orada yuvalandılar. IŞİD de terörist, PYD de YPG de hepsi aynı taşeronluğu yapıyorlar. Hepsinin dizginleri bir ülkenin elinde. Tavşana kaç tazıya tut politikası. 

Rakka´nın ABD tarafından PYD/YPG´ye aldırılıp, ileride Fırat´ın doğusunda ortaya çıkacak yapılanmaya devredileceğini burada bir yıl önce söylemiştim. Rusya, IŞİD terörü Esad alanına gitmesin diye bombalıyor, ABD ise IŞİD´i, PYD´ye alan açmak için bombalıyor. Umuyoruz Suriye´de barış olur. Siyasi bir çözümün olmadığı Suriye´de parça başı çözüm olur. O da Suriye´nin bölünmesi, ufalanması parçalanması ve Türkiye´nin güneyindeki oluşabilecek bütün güvenlik risklerinin Türkiye üzerine yıkılması anlamına gelir." 

 ?TÜRKİYE İLE İLGİ ALGILAR İYİCE KÖTÜLEŞTİ?

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Olağanüstü hal (OHAL) ilan edilmesi, antidemokratik uygulamalar, anayasanın demokratik özelliğini kaldıran değişiklik ve referandum konusunda dünyada Türkiye´nin algısıyla ilgili ciddi soru işaretlerinin oluştuğunu savunan Yılmaz, Türkiye´nin değişen algısının iyice kötüleştiğini belirtti. 

Eskiden demokratik ülkelerde, Türkiye´ye yönelik "Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan laik ve demokratik ülke" algısının bulunduğunu anlatan Yılmaz, "Bütün arz ettiğimiz uygulamalar nedeniyle Türkiye´ye artık yeni bir kimlik yapıştırılıyor. O kimliğin adı ´otokratik ülke kimliği.´ Maalesef bu Türkiye´nin canını çok yakacak." diye konuştu. 

Türkiye´de hiçbir cumhurbaşkanının ismiyle anılan bir rejim kavramının kullanılmadığını bildiren Yılmaz, "Şimdi dışarıda giderek ve hızla yaygınlaşan bir şekilde ´Erdoğan rejiminden´ bahsediliyor. Bu da aynen Esad rejimi, Kaddafi rejimi, Saddam rejimi, İslam Kerimov rejimi gibi algı oluşturuyor." ifadesini kullandı. 

Halk oylamasının ardından, görüştükleri heyetlerin üzerinde durduğu konulara değinen CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, yurt dışında yöneltilen eleştirilerin hepsinin, Türkiye´de demokrasiye inanan insanlar tarafından da yapıldığını vurguladı. 

"Umuyoruz, demokrasiye inanan güçler, Türkiye´de 2019´a giden süreçte bir toparlanma yapar ve Türkiye´nin otokratik bir ülke olduğu imajını yıkar ve tekrar demokratik bir ülke olduğu imajı yaratılır, dünya ile ilişkiler kolaylaşır." diyen Yılmaz, Türkiye´de kurumsal olarak demokrasinin bittiğini, bitmeyenin demokrasiye inanan güçlerin ayakta kalması olduğunu kaydetti. 

?SURİYE´DE REJİM DEĞİŞİKLİĞİ FANTEZİSİ MERKEZİ OTORİTEYİ ZAYIFLATTI?

Gazetecilerin, Rusya´nın DEAŞ ile YPG´nin anlaştığına dair açıklamalarını anımsatması üzerine Yılmaz, şu yanıtı verdi: 

"Suriye´de rejim değişikliği fantezisi, merkezi otoriteyi zayıflattı. Sırf rejim değişsin, Esad gitsin diye Türkiye üzerinden de pek çok katil, terörist Suriye´ye yuvalandı. Bugün Suriye´deki bütün terör unsurları, maalesef Suriye´de rejim değişikliğine taşeronluk yapmak isteyen güçlerin bir sonucu olarak orada yuvalandılar. IŞİD de terörist, PYD de YPG de hepsi aynı taşeronluğu yapıyorlar. Hepsinin dizginleri bir ülkenin elinde. Tavşana kaç tazıya tut politikası. 

Rakka´nın ABD tarafından PYD/YPG´ye aldırılıp, ileride Fırat´ın doğusunda ortaya çıkacak yapılanmaya devredileceğini burada bir yıl önce söylemiştim. Rusya, IŞİD terörü Esad alanına gitmesin diye bombalıyor, ABD ise IŞİD´i, PYD´ye alan açmak için bombalıyor. Umuyoruz Suriye´de barış olur. Siyasi bir çözümün olmadığı Suriye´de parça başı çözüm olur. O da Suriye´nin bölünmesi, ufalanması parçalanması ve Türkiye´nin güneyindeki oluşabilecek bütün güvenlik risklerinin Türkiye üzerine yıkılması anlamına gelir." 

Bir gazetecinin, "Siz, ´PYD´nin koşullu olarak PKK ile arasına mesafe koyması şartıyla diyalog kanalı açılabileceğini´ söylediniz. AKP cephesinden Mehdi Eker´in yanıtı oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, şunları söyledi: 

"PYD, 650 kilometre Suriye´de şerit oluştururken Sayın Eker ve AKP uyuyordu. PYD´nin terör örgütü olduğunu bilmeyen yok. Dünya alem biliyor. Benim orada söylediğim ABD bir şemsiye oluşturuyor. PKK´ya Suriye´yi de yönettirmekle sonuçlanacak bir strateji devreye giriyor. Suriye´deki yapıya, PKK´yı kınaması, dışlaması, sırtını dönmesi ve terörü bırakması halinde Türkiye bir kanal açabilirdi. Bu önemli bir şeydir. Bunun anlaşılmayacak bir tarafı yok bir yıldır söylüyorum." 

Şırnak´ta meydana gelen helikopter kazasına ilişkin ellerinde bilgi olup olmadığına yönelik soruyu yanıtlayan Yılmaz, bu tür kazaların araştırılması ve sonuçlarının güvenilir bilgi kaynaklarıyla toparlanıp kamuoyu ile paylaşılması gerektiğine işaret etti.

CHP´li Yılmaz, "Bizim teknik olarak bunu bilmemiz mümkün değil. Bu çok artmaya, sıklaşmaya başladı. İster istemez bazı kuşkular oluşuyor. Biz insanız, ´acaba bir şey mi oldu?´ diyoruz. Teknik bir arıza mı, yerden bir saldırı mı var, başka bir husus mu var? Bunların hepsinin araştırılıp kamuoyu ile paylaşılması gerektiğini düşünüyoruz." değerlendirmesini yaptı. 

Türkiye ile Almanya arasında yaşanan İncirlik Üssü´ne ilişkin sorununun hatırlatılması üzerine Yılmaz, Türkiye´nin her ülke ile sorunlar yaşayarak ilerleyemeyeceğini, bir diyalog kanalının lazım olduğunu ifade etti. 

Yılmaz, "Türkiye´nin hassasiyetleri ile Almanya´nın hassasiyetlerini, çıkarlarını masaya yatırıp, bunu diyalog kanalıyla ve görüşmeyle halletmek mümkün. Ama görüyoruz ki görüşmeden ziyade basın üzerinden konuşuyorlar. Birbirlerine sokaklarda cevap veriyorlar bu da sorunun çözümünü güçleştiriyor." diye konuştu.